Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
rinde debelenmesine ses çıkarmamaklar da bitti. Hatta, yemek pişirmeler, meze hazırlamalar, lekeli çamaşırları çamaşır suyunda aklamaya çalışmalar, hela ve sümüklii Iavaboları temizlemeler, tarakların üstünde biriken kılları tuplamalar da bitti." Kadın, belki kararını değiştirir düşüncesiyle Turan on beş gün kalacağı Marmaris'teki otclin adını belirtir... "Onun Marmaris'e gitmiş olması gereken günden bu yana onbeş gün geçmiş bile ve ben hâlâ, sanki hiç kımılmadan televizyondaki saçma sapan dizilerden birini izliyorum." Işte bu sırada spiker, bir kaza haberini verir. Marmaris'ten tstanbul'a gitmekte olan bir otobüs Kuyucak yakınlarında bir tankerlc çarpışır ve yolcu otobüsündeki otuz iki kişi yana'rak ölür. Bu habcrle allak bullak olan kadın,kocasınındaokazadaölebileceğini düşünerek hareketegeçer. Kararları, duyguları değişmiştir. Artık Turan'dan boşanmayı tasarlayan bir kaclın dcğil, onunla ıızıın yıllar yaşayan bir 'insan'dır vc kişisel sorunları, kaygıları gündemden düşürmüştür. Tııran'ın durumunu öğrenmeye çalışırken böyle olaylarla karşılaşan kişilerin nc kadar çok engel aşmaları gerektiğini anlar... tedirginliğine cklenen bürokratik işkencelerlc sarsılır. Erhan Bener, 'Telefondaki Ses'i yumıışak, duygularla beslenen sözcüklerle dokur; ayrı dünyaların, ayrı mizaçların kişilerini bir potada erimeye zorlayan koşulları, birlikteliklere getirdiği zararları, sıkıntıları, acıları, pişmanlıkları ve 'insani' değerlerin erdemlerini irdeler. Erdem Erner'in 44 yıllık Dışişleri anıları: Davulun Sesi Davulun sesi hoş da gelebilir vjeleneksel adıyla "hariciyecilik" ilginç bir meslek. Uzun meslek yaşamını bir hariciyeci olarak sürdürmüş olan Erdem Erner, bu mesleğin "diplodramatik" ve "diplokomik" olaylarını anlatıyor kitabında. MUZAFFER UYGUNER ,;ğ avulun Sesi, Dışişleri Bakaniığı'nda 44 yıl hizmet f| yapmış Erdem Erner'in anılar kitabı. 44 yıllık bir ) dönemin yurtiçinde ya da yurtdışında geçen günle' ıınden süzülmüş anılar. Erner, yurtdışında ABD, Almanya, Pakistan, Norveç, Avusturya'da görevler yapmıştır. Herbürokrat gibi bu görevlerini yaparken bazı durumlarla karşılaşmıştır. Bazı giiç durumlar, iyi karşılaşmalar bu anılann içinde akıcı bir anlatımla iletilmektedir okura. Bir roman gibi insani alıp götüren bir anlatım var. Yalın ve anlaşılır bir dille yazılmış bütün anılar. Bunlar, günü giinüne tutulmuş notlara dayanmaktan çok, onun belleğinde kalan, unutamadığı anlann anılarıdır..Bunlan bircik bircik ortaya koymak elbette olası değil; bu anılar oylumlu kitabınsayfalarınıdoldurmuşturçünkü. Erdem Erner, emekli olduktan sonra yazdığı bu kitabında zaman zaman insani coşturan, ağlatan durumlara da değinmiştir. Ülkemize gösterilen olumlu ya da olumsuz davranışlar insanı düşünceye de daldırmaktadır. Erner'in Pakistan'ın başkentine atanması ve oradaki izlenimleri ilginçtir. Cumhurbaşkanımız, bir gezi sırasında orada büyük bir coşku ile karşılanır. Sokaklar insanlarla dolup taşar. Kıbrıs çıkarmamız sırasında Pakistanlıların desteği unutulacak konular değildir. "Pakistan hükümeti ve halkının son derece haklı davasında kardeş Türkiye'yi içtenlikle desteklediği" yolundaki bildiri, Erner'i o zaman ne kadar duygulandırdıysa o günleri bize de anımsatmaktadır. Pakistan'ın olumlu ve teşvik edici davranışını bize ulaşan bir belgesidir kitabın bu konuya değinen sayfalan. Hatta, Pakistanlıların Kıbrıs'a gönüllü gitmek için Büyükelçilik önünde kuyruklar oluşturması kardeşliğin önemli bir görüntüsü ve işareti değil midir? Pakistanlı bir görevlinin, öğrenci iken başucuna Atatürk'ün resmini asması ve bunun Ingilizler tarafından zorla kaldırılması da bir gösterişten çok içselliğe örnektir. Burada şunıı da belirteyim ki, yurtdışında karşılaştığım Pakistanlılar bizim Kurtuluş Savaşımızı çok iyi bilmekte ve Atatürk'ün fotoğraflarını saklamaktadır ceplerinde. Bazılarının paralarımızı ve pullarımızı Atatürk resminden dolayı sakladıklarını ve bize büyük bir gururla gösterdiklerini de belirtmeliyim. Bıına karşılık, Erdem Erner, Bengladeş halkının Cumhurbaşkanımızı zoraki bile olsa karşılamadıgınıbelirtiyor kitabında. Kitapta.dahabirçok durumlar var elbette. Burada, bir de Azerbaycan'daki bir durumu belirtmek istiyorum. Baku'da votka almak için büyük bir süpermarkete gitmişler. Votka isteklerine olumsuz yanıt almışlar. Sonrası şöyle anlatılıyor: "Boynumuzu büküp oradan ayrılmak üzereyken, üzerimizdeki lâcivert paltoları ve rölöve şapkaları dikkatle süzen genç kız nereli olduğumuzu sordu. 'Istanbulluyuz' cevabını verdik. Sen misin bunu söyleyen? Kız bir sevinç çığhğı attı ve 'Istanbullu kardeşlerimiz gelmiş!' diye haykırdı. Personel 'Istanbullu kardeşlerimiz için her türlü votkamız var' deyip, tezgâh altından çeşit çeşit votka şişesi çıkardılar. Süpermarket personeli, yıllardır görmedikleri bir akrabaları imişiz gibi etrafımızı bir sevgi yumagı içinde çevirdiler. Kendilerine sorular sorduk. Hiçbiri Türkiye'yi ziyaret edememiş; Türk filmleri Azerbaycan'a sokulmuyormuş; buna karşılık bazı Türk yazar ve şairlerineserleriniokumafırsatınıbulmuşlar" (s. 141). Bu, ilginç bir durum, bir sevgi gösterisidir. Halkın sevgisinin içten bir gösterisidir. Bu olay 1969 yılı Kasım ayında olmuştur. Erner'in kitabında görevyaptığı yıllarda ülkemizde ve ülkemiz dışında oluşan olaylarla ilgili açıklamalar, belirtmelerde var elbette. Ülkemizdeki 1960,1971 ve 1980yıllanndaki elkoymalar bu aradadır. Menderes'in uçağının düşmesi, bununla ilgili yardımlar, değiştirilen değerli bir pul koleksiyonu olayı, ABD Başkanı Johnson'un Ismet Inönü'yeyazdığıünlüolumsuzlukömeğimektup, Kenndy'nin öldürülmesi, cumhurbaşkanlarımızın çeşitli ülkelere ziyaretleri bu arada anılabilir. Erner'in bu konularla daha başka konulara ilişkin anıları birçok konuya ışık tutmaktadır. Bir de Bulgaristan'daki soydaşlanmızın zorla sınır dışı edilmelerikonusuna değinen ilginç saptamalar var. Bilindiği üzere, Bulgarlar, soydaşlarımızı sınır dışı etmişlerdi. Erdem Erner, o yıllarda Viyana'da Büyükelçidir. Avusturya'ya sığınmak isteyenleri Avusturya hükümeti kabul etmemektedir. Durumu öğrenen Erner, nedenini sorar. Avusturya'da barındıramayacaklannı, bu yüzden kabul edemeyeceklerini öğrenir. Tek koşul vardır: Türk hükümeti bunları alacak ise geçici olarak kabul edilebilir. r lükümetimiz yetkilileri ile temasa geçen Erner olumlu yanıt alır ve durumu Avusturya hükümetine bildirir, soydaşlarımız da Avusturya sımrından içeri, ceplerinde bırakılan 20 Jeva iJe girerler. Banndırma ve besleme işi ne olacaktır? Bazı önlemler alınır, yıkılmakta olan bir jandarma binası soydaşlarımıza verilir. Oraya yerleşmiş bir lokantacı Türk'ten de yemek artıklannı vermesi istenir. Onun yanıtı ise "Olmaz öyle şey. Ben onlara özel yemek gönderirim "dir. Jandarma kışlasının sorumlusu bir yarbaydır. O da çocuklar için kendi cebinden verdiği paralarla süt sağlanmıştır. Sonra da soydaşlarımız uçaldarla ülkemize gelmiştir. Erner, görevinin orada son bulması nedeniyle yapılan ayrılış toplantısında bu Yarbay'ın çocuklara kendi çocukları gibi davrandığına değinmiş, "yaptığı özverilerden dolayı yok"demiş. Toplantıdaki Bakan özel kalem müdürünü çağırmışveYarbay'anişanverilmesini"emretmiş. Bu, önemli vegözyaşartıcı bir olay. Erner, birçok konuya değinmiş, birçok konudaki görüşlerini ortaya koyarak aydınlatıcı bir yapıt ortaya koymuştur. Yalın ve akıcı anlatımı, anıları daha aydınlık yapmıştır. Johnson'un mektubununaslı ile çevirisi de kitaba eklenmiştir. • Davulun Sesi/ Erdem Erner/ Anılar/ Bilgi Yayttıı/ Istanbul 1993,265 s. S A YF A D 'Blobot' 'Biobot'ta insan beyinli biyonik bir robotla balerin Primola'nın ilişkilerini, çağımızı değiştirmeye çabalayanların yarattıkları bir ortamla, o ortatna akan şaşırtıcı buluşlarla özdeşleştirir. 'Falcı'da "llk çağlardan bugiine dek, tarih içinde özgürce gezinebilen gizemli bir falcı, insanlık tarihini, sanatı ve aydın olmanın anlamını" iğneli bir alaycılıkla sorgıılar. 'Çiçekler' duygusal yoğunluklarla bezelibirtablodur. Her yapıtında, kuşatan ve yıpratan birtakım sorıınlarla boğuşanların ruhlarındaki karmaşayı kılı kırk yaran bir dikkatle ortaya koyan Erhan Bener, 'GeceGelenOIüm'kitabındakikişilerin yaşamlarına da duyarhkla, içtenlikleeğilmekteveokuru kendi dünyalarının uzantısı olan dünyalara sürüklemektedir. • Gece Gelen Olütn/Erban Bener/ Öyküler/Bilgi Yaytnevi/240 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 208 kendisini bir nişanla taltif ederdim, ama olanağım J