25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Jvâmile îmer, "Dil ve Toplum" adlı kitabında, girişim, diglossia, geçer dil, ilişki dili, kreol, eksiklik kuramı, ayrılık kuramı gibi konulara yer veriyor. Yazar, Ankara'nın değişik semtlerinde bulunan ilkokullardaki öğrencilere yazdırdığı kompozisyonlara dayanarak, Türkçe kullanımının toplumsal katmanlara göre gösterdiği farklıhkları ayrıntılı bir şekilde inceliyor. MUSA YAŞAR SAĞLAM il ile toplum arasındaki etkilcşimin farklı açılardan incelenmesi sonucu değişik terimk*r ortaya çıkmıştır. Bunlarclan bazıları şunlardır: Toplumdilbilim, dil toplumbilimi, toplumsal dilbilim, toplumbilimsel dilbilim. lmcr, kullanılan bu gibi terimlerin özetlediği yaklaşımlar her ne kadar farklıysa da, yapılan çalışmalarda varılmak istenen amaçların birbirinden çok farklı olmadığını vurgulamaktadır. Yazar, yapıtının başında toplumdilbilime kısa bir giriş yaptıktan sonra, konuları Th. Ebneter'in toplumdilbilimsel sınıflandırmalarını örnek alan başlıklar altında ele almıştır. "Dil ve Toplum"da merkeze yerleştirilen en önemli toplumbilimcilerden birisi de B. Bernstein'dır. Eksiklik kuramınin (Defizithypothese) yaratıcı olarak nitelendirilen Brenstein'a göre, dil kullanımı konusunda toplumsal katmanlar arasında farklılıklar mevcuttur. Dil kullanımı açısından alt katmanı orta katmandan ayıran özellikler, eksiklik olarak nitelendirilmektedir. Bernstein, alt katman üyelerince kullanılan dili dar kod (restricted code) vc orta katman üyelerince kullanılan dili ise geniş kod (elaborated code) olarak adlandırmaktadır. lmcr, toplumsallaşmayı (Sozialisation), "Once anababa evinde başlayıp daha sonra okulla ve kitle iletişim araçlarıyla yönlendirilen [... ve] toplumsal yapının yaşanarak öğrenilmesini, davranış ve dil yapılarının kazanılmasını kapsayan bir süreç" olarak tanımlamaktadır. Toplumsallaşma sürecinin ilk evresi okul öncesinde, yani aile için Kâmile îmer "Dil ve toplum"da, dilin toplumsal farklılıklannı irdeliyor Alanlararası bir dal olarak toplumdilbilim tince), "ses türemesi" (elektirik, konturol), "sesdüşmesi" (bi »bir, sora • sonra) ve "ses aktarımı" (berilli > belirli, elbekti • elbet ki) konuları çerçevesinde yorumlanmıştır. Yazım düzleminde, kompozisyonlar iki başlık altında incelenmiştir. Bunlar, "Sesbilimsel üzelliklerin Ya zıma Yansıması" ve "Doğrudan Doğruya Yazmayla llgilı Özellikler"dir. İkinci başlık altında, "büyük harflerin kullanımı", "ğ, ş ve ç'nin yazılması", "sözcüklerin ara vermeden yazılması" ve"noktalamaişaretlerinin kullanımı" gibi konular yer almıştır. Biçimbilim düzleminde kompozisyonlar, ad ve eylem grubundaki özelliklerle ilgili olarak, iki farklı grup içinde değerlendirilmiştir: "Ad Grubundaki Özellikler" başlığı altında, "durum", "iyelikeki", "sıfat", "adıl", "ilgeç", "eylemsi", "bağlaç" ve "belirteçlerin kullanımı" konularına yerverilmiştir. "Eylem grubundaki özellikler" başlığı altında ise kompozisyonlar, "kışi kullanımı", "zaman kullanımı" ve "çatı eki almış eylemlerin kullanımı" açısından değerlendirilmiştir. Dördüncü ve son konuyu oluşturan "sözdizim" düzleminde kompozisyonlar, aşağıdaki başlıklar altında ele alınmıştır: "Kuruluşbakımından tümceler", "bitirilmemiş tümceler", "dolaylı tümce yanında dolaysız tümce kullanımı", "özneyüklem uyumu/ uyumsuzluğu " ve " devrik tümce kullanımı" D de geçmekte ve onu izleyen ikinci evreyi (okulu) etkilemektedir. Yazar, ayrılık kuramı (Differenzhypothese) başlığı altında, bir dilsel topİuluk içinde rastlanılan dilsel tiirleri (sprachliche Varietâten), N. Dittmar'a dayanarak şu şekilde sınıflandırmıştır: Ölçünlü türler, bölgesel türler, toplumsal türler, işlevsel türler. Araştırmanın ilginç yanlarından birisi, toplumsal katmanlar ile, bu katmanlara özgü konuşma kodları arasındaki bağıntılar ele alınırken, salt teorik bir çalışma yapmak yerine, Ankara'nın değişik semtlerinde bulunan ilkokullarda okuyan son sınıf öğrencilerine yazdırılan kompozisyonlarla konunun somutlaştırılarak, özgün bir şekilde incelenmişolmasıdır. Türkçe'yikullanma Öğrencilerden, kendılerine verilen "ayağını yorganına göre uzatmak" deyimini açıklamaları istenmiştir. Burada amaç, bu kompozisyonlar yardımıyla, aynıeğitimprogramınagöreöğrenim görmekte olan değişik kesimler den öğrencilerin, ölçünlü Türkçe'yi kullanmalarında büyük bir fark bulunup bulunmadığını tespit etmek olmu§tur. Öğrencilere, aileleri ile birlikte doldurmaları üzere, anne ve babalannın öğrenim durumu, mesleği, ailenin ortalama aylık kazancı gibi konuları içeren birer soruşturma formu dağıtılmıştır. Daha sonra, bu formlardan yararlanarak kompozisyonlar toplumsal katmanlara göre sınıflandırılarak sesbilim, yazım, biçimbilim ve sözdizim açısından değerlendirildi. Sesbilim düzleminde öğrencilerin kompozisyonlarında gözlenen en çarpıcı nokta, konuşma dılinin yazı diline etkisidir. Ayrıca, dikkat çeken bir diğer konu da öğrencilerin kolay söylemeye yönelmeleri ve bazı sesleri en az çaba harcayarak çıkarma eğilimleridir. Kompozisyonlar, bu düzlemde "ünlü uyumlannın egemen oluşu" (normaldır, anlıyoruzku), "ünsüzierle ilgili özellikler" (yetişdiremiyorsa, gülec), "benzeşme" (uzatmassın, alıyım), "seslem yitimi" (kazandına göre, yet Toplumsal katmanlar arasındaki Alt katman çocukları, ölçünlü Türkçe'nin kullanımı konusunda, hem sesbilim hem de dilbilgisi açısından genel olarak yetersizdirler. Orta katman çocukları söz konusu olduğunda ise.çevre özelliklerinin dil kullanımı üzerinde ne derece etkili olduğu bir kez daha kanıtlanmaktadır. Alt katman çocuklarının yoğun olduğu bir çevreden gelen orta katman öğrencileri, daha çok alt katmana özgü dil özelliklerine sahipken, üst katman çocuklarının daha yoğun olduğu bir çevrede yetişen orta katman öğrencileri, ölçünlü Türkçe kullanımına yönelmektedirler. Üst katman çocukları, toplumsal' CUMHURİYET KİTAP SAYI 208 SAYFA 18
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle