25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Henry'den almış; ancak kahramanın VI. Henry olduğunu söylemek oldukça zor. Shakespeare, çoğunlukla Ingiltere tarihine sadık kalarak yazdığı bu oyunlarda Ingiltere ve lngilizhalkının "Güller Savaşı" denilen ve yaklaşık yüzyıl süren bir iç savaşın en şiddetlendiği dönemde çektiği acıları, yalın ve abartısız ama canlı ve gerçekçi bir biçimde anlatmaktadır. VI. Henry oyıınlarını ilginç kılan, Snakespeare'in tarihi olaylara bakışı ve onları yorumlayışıdır. Yazarın, Ingiltere'nin bu dönemi üzerine sekiz oyun yazmış olması, VI. Henry oyunlarına ayn bir önem kazandırmaktadır. YunanMitolojisi/M. Tahsin Kozanoğlu/Düşünen Adam Yaytnları/ 345 s. Insanların II. I tflMN 30binsene YUNAN kadarönce MİTOLOJtSİ başladıkları "dille" konuşarak bilgi aktarmaları, önceleri pek sağlıkh değildi. Edindikleri bilgileri aralannda birbirlerine aktarırlarken abartarak, ekleyerek, çıkararak, yani hikâye ederek, etkilenmelerinin ve hayal güçlerinin derecesinegörekatkılar, çıkarsamalar yaparak anlatırlardı. Bu anlatımda her nesil de kendi payına düşen ilaveleri ve eksiltmeleri de yapardı, böylece nesilden nesile aktarılırken de bilgiler gene değişik anlatıldığı gibi her toplumda farklı yorumlanarak bilgilerin gerçeklerden uzaklaştınlmasına neden olunuyordıı. Iştegünümüzden ikibin sene öncesine kadar gelen bu tiir anlatım biçimine "mit", yüzlerce, binlerce sene hikâye edilerek aktanlan bilgilere de "efsane" deniyor. Efsaneler gerçeklerin aktarılması olarak ele alındığından toplumların inanışları, gelenekleri hep bu bilgilere bağlı olarak oluşurdu. Bir toplumda inanç haline gelmiş bulunan çevrelerindeki efsaneler toplamına da "nıitoloji" diyoruz. Elimizdeki kitap bu efsaneler toplamından birini, Yunan Mitolojisini aktarmaya çahşıyor bize. C U M H U R İ Y E T K İ T A P Temel Ga2etecilik/ Prof. Dr. Oya Tokgöz/ îmge Kitabevi/ 343 s. "Temel Gazetecilik " kitabının ilk ikibaskısi.gerek lısansdüzej yındegazeTIM61 jtecilikeğitiGAZETECİÜK mıgören i, •, öğrencilerin.gerekse gazeteciliğe ilgi duyanların, bu meslekle tanışmalarını, gazetecilik, terminolojisiyle ilgili kavramları öğrenmelerini sağlamak için hazırlanmıştı. Kitabın üçüncü basımında, gazetecilikle ilgili temel kavramların genelde kitle iletişimi ile ilişkisi kurulmakta; gazetecilikhaber sosyolojisi ilişkisi değerlendirilmektedir. Haber yazma yönünden çeşitli Türk gazetelerinden seçilmiş uygulama örneklerinin yanında, yazıh gazeteciliğin dünyada değişimi görme nedenlerinin de yer aldığı bu kitap, A.Ü. Uetişim Fakültesi'ndeverilen "Haber Toplama ve Yazma Tekniği" ve "Temel Gazetecilik" derslerinin ürünü. Gizli Servis Oyküleri/ Sıtkı Uluç/ îmge Kitabevi/ 248 s Sıtkı Uluç, birçok niteliğikendısınde birleştirebilmişbir sıtkı uluç yazar. Her GİZLİ SERVİS şeyden önÖYKÜLERİ ce çok iyi birgözlemci. Bazen çok kişinin dikkatinden kaçan ilginç noktaian yakalamasını "çok iyi" biliyor. Aralarındaki bağlantıyı iyi kuruyor ve büyük bir ince gülmece gücü ile okuruna aktarıyor, öğretiyor; onu düşündürüyor, eğlendiriyor. Kitabı bir solukta, adeta bir "serüven romanı" ya da "Nesinvari bir öykü" merakı ve neşesi ile okuyorsunuz. Okurken de, zaman zaman, çok zor bir işi, çok kolay başardığı gibi bir duyguya kapılıyorsunuz. Dünya değişiyor; dostluklardüşmanlıklar yer değiştiriyor. Ama "servis"ler önemlerini korumayı sürdürüyor. Daha da önemlisi, değişmemeye ve değişmeyi geciktirmeye çalıS A YI 2 08 şıyor. Sıtkı Uluç'un kitabı, öyle görünüyor ki, "tam zamanı"ndayazılmış!.. Bilim Olarak Sosyal Teori/ RusselKeat/John Urry/Çeviren: Nilgün Çelebi/ Îmge Kitabevi/'317 s. Kitap, bilim felsefesiyleilgilenenbir sosyolog iJe sosyal bilimlerve bilimsel yönteme ilişkin sorunlarla ilgilenen bir felsefeci tarafından yazılmış. Konuya ilişkin önceki çâlışmalardaki eksiklikleri gidermeyi amaçlayan elimizdeki kitapta, önemli sosyoloji kuramcılarının görüşlerinden hareketle, bilim doğasına ilişkin farklı anlayışların değerlendirmesi yapılmakta. Kitap, üç kısıma ayrılmış. Ilk kısımda yazarlar, doğa bilimlerinin pozitivist, realist ve konvansiyonalist yorumlarını analiz etmekte; ikinci kısımda benzer yorumların sosyal bilimlerdeki karşılıklarına dikkat çekerek sosyal yaşamın pozitivist ve realist analizleri arasındaki benzerlikleri ve ayrılıkları incelemektedirler. Realizm içindeki anahtar kavram olan yapı, derinlemesine irdelenmektedir. Üçüncü kısımda, insan eyleminin doğası ile sosyal bilimlerdeki değerlerin rolü ve ideolojiye ilişkin belirli antinatüralist görüşler üzerinde durulmakta, bunların, realist bir sosyal yaşam ve formasyon anlayışıyla bağlantısı konu edilmekte. Yazarlar, bunların yanı sıra, bilimin kendisinin, kuramsal olarak nasıl analiz edilebileceğini de sorgulamaktalar. Dans Eden Benlikler/ Dr. Harriet G. Lerner/ Çeviren: Süheyla Bilgen/ îmge Kitabevi/'214 s. Ne kadar olumlu olursaolsun, yoğun duyguların gerçek ve süren bir yakınhğın ölçüsüolduğu pek söylene mez. Yoğun duygular, yasantımızda önemli yer tutan kişilerle yaptığımız dansa nesnel ve özenli bir biçimde bakmamızı bile engelleyebilir. Yogun bir birliktelik, yoğun bir uzaldığa ya da yoğun bir çatışmaya dönüşebilir. Her ne kadar bazılarımız yoğunluğu karşı cinsle mutlu birliktelikler görüntüleriyle eş tutsak da , yakınlık konusu yalnızca erkekler evlilik ya da romantik karşılaşmalarla sınırlı değildir. "Dans Eden Benlikler"in amacı, yakın tanımınız ne olursa olsun, onu sorgulamanızı ve genişletmenizi sağlayacak bir kitap. Grup Psikoterapisine İlk Adım/ Ray Naar/ Çeviren: Nesrin HisliŞabin/ îmge Kitabevi/220 s. Grup PsikoterapisiORUP ne Ilk PSİKOTERAPİSINE İLK ADIM Adım, Ray Naar'ın akıcıbir üslupla yazdığı ve yalnızca psikologlar, psikiyatristler, diğer ruh sağlığı personeli tarafından değil, kendini tanımak, anlamak isteyen, bunu yaparken de çevresindeki insanlardan gelecek bilginin önemini kavramış olan herkes tarafından okunabilecek bir çalışmadır. Kitapta özellikle ilgi çekebilecek üç konudan biri, Naar'ın bilgisayarinsan benzetmesidir. lnsanı bir yönüyle sürekJi olarak bilgi işleyen büyük bir bilgisayar gibi gören yazar, onun, enerjisinin kendinden kaynaklanışı yönüyle de bilgisayardan farklılığını vurgulamakta ve bu benzetmeyi büyük bir ustalıkla, bireyin psikolojik gelişimi ve değişimi konularına bağlamaktadır. Kitabın ikinci özelliği, yazarın hiç kaçınmadan, çömertçe verdiği ve her okuyucunun kendinden bir şeyler bulabileceği, zevkle okunan, kuramsal bölümlerin anlaşılmasını oldukça kolaylaştıran örnekler. Üçüncü özellik, son bölümde tüm ayrıntılarıyla verilmiş olan etkileyici bir psikodrama seansıdır. Bu bölümde eğer gerçekten kendini vererek okuyorsa heyecan duymayacak okuyucu olabileceğini sanmıyoruz. lnsandaki Yıkıcılığın Kökenleri/ Birinci Kitap/ Erich Fromm/ Çeviren: Şükrü A Ipagut/ Payel Yaytnevi/ 335 s. Yüzyılımız ın öndege len sorunlarından biri giderek artan şiddet, yıkıcılık ve saldırganlıkolaylarıdır. Gün geçmiyor ki dünyanın herhangi bir bölgesinde böylesine bir olay olmasın. Nedir bu yıkıcılık ve şiddet olaylarının nedeni? Insanoğlu aslında acımasız, şiddete yatkın bir canlı mıdır, yoksa toplumsal koşulların itelemesiyle mi bu yola girmektedir? Erich Fromm bu kitabında birtoplumbilimci, ruhbilimci ve düşünür olarak insandaki yıkıcılığın kökenlerini araştırıyor. Ilk insanlardan günümüze dek gelen geniş bir tarihsel süreci kapsayan araştırmalarıyla günümüzün bu en canalıcı sorununu derinlemesine irdeliyor. Sevginin ve Şiddetin Kaynağı kitabında ulaşamadığı noktaian bu yaıtında çok daha kapsamlı ir şekilde ele alarak insanoğlunun gerçek toplumsal ve doğal yapısını bulmaya çahşıyor. Üstelik altı yıl çalışarak yazdığı bu kitabında salt toplumbilim ve ruhbilim alanlarında araştırmalar yapmakla kalmamış, insandaki yıkıcılık olgusunu tüm yönleriyle ortaya çıkarabilmek için insanbüim, kazıbilim, sinir fizyolojisi, hayvan ruhbilimi, fosilbilim, vb. alanlarında da incelemeler yapmak zorunda kalmıştır. Ve bütürı bunların sonucunda yazar, hemen herkesin rahatlıkla okuyup anlayabileceği ve ilgi duyabileceği bir yapıt çıkarmış ortaya. E Sinema Sanatı/ Sergey M. Eisenstein/ Çeviren: Nilgün Şarman/ Payel Yaytnevi/ 215 s. O güne dek yapılmış en iyi on filmi belirlemek üzere Brüksel'de bir araya gelen dünyanın büyük on film uzmanının hepsi de, Sergey Eisenstein'ın yapmış olduğu Potemkin'in en iyi film olduğu kararına S A Y F A 21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle