Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ıstedım ama, canıma kıymak geçtı ak lımdan Pencereden atlayıvereyım de dım Ycreındıktcn sonrahemcnustu mu orteceklerınden emın olsaydım, atlardım da Bır suru meraklı turşucu salağın benı kanlar ıçınde seyretmele rını ıstemıyordum " (Holden'ın bu so/lerındcn sonra Dostoyevskı'nın Ecinniler'de, yadsımasrnı ıntıharla olumlama gıbı tuhaf bır çareye sarıl mış olan Kırılov'un paıamparça kafa tasıyla ılgılı o betımlemesını anımsa 1 madan nasıl geçebılın/ Izzet Ya sar'ın Oliı Kitap'ındakı "gozu tek ve tek ucralı okur"lan, acaba Dostoyevs kı'nın betımlemesını "seyrcden" bu 5 meraklı turşucular mıdır tntıhar et meyı "sonunda başaran" Japon ro mancı ve oykuyazarı Osamu Dazaı de Batan Güneş'ı yazdığı sıralarda "onlardan" korkmuştur herhalde "Sokakta olmekten, çevreme bırtakım ın sanlann toplanıp, cesedımı ıteleyıp kakmalarından ner zaman korkmu şumdur " Bu tavrın, olum korkusu karşısında bır tur boyun eğış olduğu1 nu sanmıyorum, olsa olsa (yıne ) yenı bır yadsımadır, çaresızlık sınırına da yanmış bıreyın yenılgıyı kabul etme mesıdır Seymour felsefı anlamda tu mel bır bırey kavramı olarak değıl, kanlı canlı, geçmışı geleceğı olan ve yaşama ıçgudulerı hormonlarıyla du zenlencngcnç bır ınsan olarak umut tan yana davranıp sevmış, evlenmış, hocalık etmış, savaşa gıtmıştır, ama so nunda paçayı kaptırdığını anlamıştır ("Tabıı, bu kadaı mu/la karınları oylf şışer kı, delıkten çıkamazlar Kapıdan geçemc/leı ( )()luıler Yaa« Muz Baîığı ') Bu oykude delılıgın sınırla rında oyalanan ve aykjrı bırı gıbı gorunen Seymour sonrakı oykulerde u/ laşmau, hatta u/laştmcıdır 'Se< ur Bır Sunuş'ta kendısını g ckse lın vc guneelın dayattığı olçı tlerle sı nırlayarak ya/an bır şaır olarak sunu lur Seymour aynı zamanda Chuang tzu'nun bılgesi gıbı sorumluluk ustle ncn sevecen bırıdır hangı şapka kı mındır, onu da bılır1 'Seymour Bır Sonuş ta tum bunların hcsabını bır bır verır Salınger 'Muz Balığı nda ıntıhar vuku bulur Seymour BırSıı nuş'ta ıntıhar ustune kafa patlatılır Albcrt Camus'nun Sısyphos Soyle nı ndekı yontemını çağrıştırır ınsana Camusdebuunlukıtabında, "Yalnız ca tek bır felsefe sorunu vardır, ıntı har,' dıye soze başlar ve bır kıtap bo yuncaaolatırdaanlatır Oykulerde (Çavdar Tarlasında Çocuklar da bence çok uzun bır oyku sa yılır) ıç aydınlanmaları yaşar Salın ger'ın kahramanları ve bu ıç aydınlan maları olumsuz bıten oykulenn sonla rında sunulur okuyucuya Ama ıç ay dınlanmaları da, olumsuzun (çozumsuzluğün, çaresizlığın) bır tur olumlanması değıl mıdır? Yınelemekte yaC U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 241 rar var bır boyun eğışten soz etmıyo rumburada Doruktabıryadsımabıçı mı olarak ele aldığımı/ ıntıhara karşı yaşamı seçme, nasıl yenı bır yadsıma tavrı ıse, ışte oyle bır olumlama tam anlamıyla, Camus'nun Sisyphos Söyleni'nde sozunu ettığı Saçma Insan'ın (ya da Uyumsuz Insan'ın) tavndır Saçma'nın yaşamda gerıletılmesı ıçın surdurulcn savaşımın getırdığı olum lamadır (karşıtı, Rıcat'tır kı, ınsan onu runa yakışmaz ) Yağmalamaz, yağma lattırmaz, ne kendısını, ne de dunyayı Rımbaud'nun Harrar'ı da yok artık (Izzet Yasar neden, "yağma yok," dıyor, Olu Kitap'ta?) Salınger'ın ozel yaşamını ınatla gızlemesınde, ışte bu yağmacılığa karşı dırenme vardır Ve Holden, Çavdar Tarlasında Çocuklar'da, ışte bu yuzden fılmlerden nef ret eder kuşkusuz, Hoolywood yağ macılığıdır onun nefret ettığı, Sınema Sanatı değıl Susar, bırakır, terkeder gibidir, ama hayır, Salınger susmadan Susma'yı. bırakmadan Bırakma'yı, terk etmeden Terk Etme'yı başarmış tır Kıerkegaard'ı, Çehov'u, Kafka'yı, Camus'yu, Hesse'yı, Sıddhartha'yı. Hayyam'ı, Yunus'u, Lao tzu'yıı, Saıg yo'yu, Başo'yu esınleyen duşunce, bılınç ve sevgı, n'apalım, Salınger'da da boyle çıçek açmıştır Artık, neden Salınger ı umutlu yer gıcı ıle kara mızahçı arasında bır yerde gorduğumu daha açık soyleyebılırım Verılı umut kaynaklarının tukendığı hcı yeıde, butuncu çozumler dayatmak yeııne yenı başlangıçlar (bılıncı mız.n henuz erışmcdığı yenı umutlar belkı) turetebileceğineınananların ha neclanına mensuptur o Duşunce kat manında gı/emcı fılan da dcğıldır an latısının alacakaranlık jtmosferınde, gı/em gızemuhk dcgıl ona daha genış anlatım olanakları sağlamıştır, hepsı bu kadar (Yenı bır goruş değıl bu zatcn Uzakdoğu yaşama bılıncı Brahma dan Zen'c uzanan o buyuk se ruven tum tarıhı boyunca soylcnlerı ve soylencelcrıylc rengarenk Asya kul turlennın labırentınde gızemlı bır ha vaya burunmuştur, ama o/unde gı zemcıdeğtldır ) Alacakaranlık bır atmosfcr, ama ote kılerden farklı Kafka nın kaotık evre nı,Borges ıngerçekustucuımgedoku zu ve Hesse'nın uçuklaşan masalsılığı yoktur Salınger anlatısında Anlatım yontemını duşunursek, olay akışı açık seçıktır vc ayrıntılar yuzunden bazen okuyucu zorlanırsa da neden sonuç ılışkılerındekı mantık kolay anlaşılır Her şey o kadar fazla gerçektır kı, nes neler sayfa uzerınde neredeyse uç unc u bır boyut kazanır (Amerıkahların bı çıme yonelık gerçekçıhk konusunda bu denh anatomık oluşu karıkaturlerınde de gorulur, bır ıkı çızgıye ındırgenmış karıkaturu pek sevmezler, resımlcankaturbıçemiegemendır) Her şeyden once, algılarıyla, duşunceleny le ve duygularıyla kahramanların ken dılerı verır bıze o bclırsızlık duygusu nu Sıradışı ınsanlardır, sıradışı olayla ra olağandışı tepkıler gostenrler Sa Iınger anlatısının nelığı konusunda da ha ote bır yorum, bır şıırın açiklanması gıbı bır şey olacağından burada duru yor ve gerısını okuyucuya bırakıyo rum Salınger'ın anlatısı boyle, ya anlatı mP Anlatımının gerçekçılığıne değın mıştım Bu gerçekçıhk, urun sonrası aşamada ıstenmeyen bır abartma du zeyıne tırmanmıştır Glass oykulcrının dolaşıma gırdığı yıllarda (geç ellıler, erken altmışlar), Seymour Glass yaşı yor dıye gazetelerde haberler çıkmıştır, sozde, bırı onunla Venedık te bır barda konuşmuştur Salınger'ın kendısınden bır haylı buyuk bır ablasından başka kardeşı olmadığı halde, Glass kardeşlerın, asünda Salınger Kardeşler olduğu ıddıa edılmıştır CYukseltın Tavanları, Ustalar' oyku sunde, Nedıme'ye, "Black Kardeşler!" dedırtır Salınger ) Ve daha bır su ru asparagas Bunun nedenı, bıraz da oyku yazarı Buddy Glass'ın kurguda J D Salınger'la ıç ıçe geçmesı, nere deyse ozdeşleşmebidır, o kadar kı, Sa lıngcr onun ağzından (kurgunun ıçın de kalıyormuş gıbı yaparak, ama aslında hakıkı dunyaya taşarak) sağa sola lat yetıştırır Çehov'un, Martı'da kendı hakıkı kışılığım kurmaca ıkı yazara, usta Trıgorın ılt gcnç Treplev'c boluşturmesı gıbı Avusturyalı yazar Lrnst I ıscher ın ' ınandırıcı hava ' de dığı şeydır bu Fıscher Sanatın Gerekliliği adlı kıtabında, Salınger ın Dav ranışçı yontemı' ıle ılgılı gozlemlerını şoylc anlatıyor "Bırtakım yazarlar da gene tıtız bır ayrıntı go/Icmcılığıylc ışe gırışmcklebırlıkte heı şeyındonupkı mıldamadığı bır dunyanın sınırlarını aşarlar | D Salınger ışte boyle bır ya zardır O dd ınsanların davranışlarını kuçuk ayrıntı dızılerıyle çızcn davra nışçı bır yontcm kullanır ( ) Ne var kı, bu ayrıntılar, davranışlar, boluk porçuk konuşmalar ve bellısı/ çızılmış durumların mo/ayığınden Salınger ınandırıcı bır hava yaratıyor, ruhsal ve toplumsal gerçeklığın yepyenı yanları nı bulup ortaya çıkarıyor I lerhangı bır yorum vepropaganda yoktur Salın ger'ın hıkâyelerınde, ama belkı de bu yuzden alışılmamış bır çekıcıbğı ve su rukleyıcılığı vardır bu hıkâyelenn Sa lınger'da gerçeklık, çevrelerındekı dunyadan tıksınen ve şu ya da bu yol dan hayatın anlamını araştırmayı ken dıne ış edınen genç ınsanların gozuyle yenıden bulunup ortaya çıkarılır Sa lınger'ın yapıtlarını boylesıne değerb ve çekıcı kılan da, ışte "antıroman" davranışçılığını buyuk olçude aşan bu çok ınce toplumsal eleştırı anlayışıdır Dunya ya çocukların ya da genç ınsan Saünger Yeni başlangıçlar iç aydmlanma ların go/uyle gorulmektedır Bu yuz den de dunya hazır so/ kalıplarıyla be lırlenebılecck beylık bır duzen değıl, beklenmcdık ve ırkıltıcı bır gerçeklık olarak karşımıza çıkar " Salınger'ın yapıtlarında sevgıyı bu yazının sonuna bırakmamın nedenı onun sevgıye, duşunceyle ve bılınçlc baktığını duşunmemdır Bır başka de yışle, onda sevgının duşunceyle ve bı lınçle elele gıtmesınden 'Esmc Içın Sevgı Ve Yoksunlukla' oykusunde Na7ilerın Propaganda Bakanı Gob bels'ın yazdığı Die zeit Ohne Beispiel (Benzersiz Zaman) adlı kıyımbılım kı tabının en başındakı boş sayfada, ha yatın kendısını Nazılığe suruklcdığı anlaşılan zavallı bır kadının, "Sevgılı Tanrım, bu hayat bır cehennem," dıye feryadını dıle getırmesıne karşılık, Başçavuş X bu yazının altına Dosto yevskı'nın Karamazof Kardeşler ro manındakı yaşlı keşış Zossıma Ba ba'nın şu sozlerını yazar "Babalar, Oğretmenler, hep duşunuyorum 5 'Acaba cehennem nedır ' Vc ıddıa edı yorum, cehennem, sevememekten oturu acı çekmektır " Hayattan, top lumdan her şeyden tıksınmenın, ığnelı bakışlarla ve zehırlı bır dılle her şeyı yadsımanın doğal sonucu olarak sev me yetısını yıtırmektır soz konusu olan, yoksa Gobbels'ın sımgeledığı "zalımın zulmu" değıl Annesı Zoo ey'de, Franny kendı kendınde yakalar bu sevme erozyonunu Ve, aslanım Holden, Çavdar Tarlasında Çocuklar'da on yaşındakı kızkardeşı Phoebe karşısında çetın anlar yaşaı, o da sev nu yetısının kabuk bağlamaya başladıgını sezer Sevcbıldığı kımseler kolaylıkla sevgı duyulabılecek tertemız (bazıları daolmuş) ınsanlardır oysa huner /or sevılebılenı sevmcyı başarmaktır (Van Gogh'un tum resımlcrınc ege men olan sevgı ethos'unu yuıurluktc kı algının ıtıcı bulduğu ınsan yu/Icrınc sevgı dolu yaklaşımım duşunclım ) 'Tcddy' oykusundekı Iheodorc McArdle'ın harıka çocuklugunun nc leden kaynaklandığı ustun zckasinda degıl kuçuk yaşta bunu başarabılmc sınde aranmalıdır Sozumuzu 'Zocx?v oykusunde Seymour'la Buddy nın Kafka'nın Giınce'Ierındekı ıkı ay rı yer den alıp kapının arkasına astıkları şu çelışkılı (mı acaba1) satırlarla bıtıre hm "Bızekatılmakıstermısmız?"Ge çenlerdebır tanıdığım, gcccyarısı ar tık hemen hcmen boşalmış bır kahve de tek başıma otururken boyle sordu u Hayır,ıstemem," dedım lnsanlarla bırlıkte olmanın mutlulu ğu« 1 ÇavdarTarlaundaÇocuklar,(,cvıan ( o^ kun Yerlı (lıcnu/. yaynnlannıadı) 2 Dokuz Oyku, Cevıren ( oşkun Ycrlı ^ apı Krtdı Yayınları 3 Franny ve Zooey, Çevıren Ömcr Madu Vapı Krcdı Yayınları 4 Yukceitın Tavanlan, Uatalar ve Seymour BirSunuf, Çevıren (.ofkun Yerlı (henuz yayıın lanmadı) SAYFA 15