01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

0 K U R L A R A Resimleri ve kitabeleri ile 1165 çeşme ve sebil... Ukgençlikdeneylerini Yeni Çanktrt ve Yeşilllgaz gazetelerinde yaytmlayan Ataol Behramoğlu, önce, bireysel özellikleri ağtr basan şiirleriyle girdi edebiyat dünyamıza. Hemen ardından da toplumcu gerçekçi aktma bağlandı, Özellikle 70'li yıllarda dünyayı ve toplumsal sorunları algılama düzeyiüe birlikte şiiride geliştive zenginlesti, Şiirlerinin yant sıra, eleştiriyaztlart, ve basartlı çevirileriyle de ilgiyle izlenen yazarlardan birioldu Ataol Behramoğlu. Songünlerde birison şiirlendiğeriise şiir üzerine düz yaztlarmdan oluşan iki kitapla geldi okurlartn karşısına Behramoğlu, yine ilgi ile okunmak üzere... Behramoğlu ile şiiri, siirinin kaynafdarı ve yasamı üzerine söyleştik. Son dönemin ilgi ile okunan yazarlarından biri de CezmiErsöz. Ersöz 'ün son kitabım tanıtmaya çalışırken bir başka genç yazart Esra Zeynep'ide ilk kitabı ile getirmeye çalıstık Önünüze. Asım Bezirci ise ölumünden sonra da üretmeyi sürdürüyor adeta. Devasa çalışması "Türk Halk Şiiri" O'ndanbize gelen son armağan. Bu çaltşmayı lamtarak Asım Bezirci'yi bir kez daha sevgiyle amyoruz. Yeniytldada bolkitaplar.. , TURHANGÛNAY Istanbul'un Cesme ve Sebilleri İstanbul'daki çeşme ve sebillere ilişkin ilk kapsamlı araştırmayı İbrahim Hilmi Tanışık hazırlamış ve 1943 yılında yayımlamıştı. Bu kitabın çıkışından tam 50 yıl sonra bir başka İstanbul'lu, Affan Egemen, bu zorlu işe soyunmuş, altından başarıyla kalktığı hacimli bir kitap hazırlamış. Kitaptan, Egemen'in giriş yazısını sunuyoruz. AFFAN EGEMEN zun bir ayrıltktan sonra İstanbul'a geldiğimde doğup büyüdüğüm şehri tanımakta güçlük çektim. Ahşap evlerin sıralandığı sokaldarı ile sakin mahalleler yok olmuş, yerlerini biçimsiz kâgir yapılara bırakmıştı. Şahsiyetini kaybetmemiş bir semt bulmak ümidi ile yaptığım uzun gezintiler sırasında kaybolanın yalnız o ahşap evler olmadığını gördüm. Asıl yok olan; camileri, mektepleri, mezarlıkları, sebilleri, çeşmeleri, hamamları ve çardaklı kahveleri ile insana sükunet ve rahatlık duygusu veren karakteristik İstanbul görünümleri idi.Hele çeşmelerin hali yürekler acısı idi. Birçoğu yok olmuş, kalanların muslukları koparılmış, suları kesilmiş, tekneleri parçalanmış, kitabeleri sökülmüştü. Bunlardan bazıları ayakkabı tamircilerine dükkân, seyyar fotoğrafçılara stüdyo, karpuzculara sergi, sünnetçilere, sinemalara ilân tahtası hizmeti görmekte idi. Sonraları siyasi partilere ve ideolojik örgütlere propaganda aracı olacaklardı. Bu arada bir çeşme, etrafı duvarla kapatılarak mahalle muhtarlığına çalışma yeri durumuna girecekti. Bu bana, büsbütün kaybolmadan bu çeşmelerin halini tespit etmek, kısacası envanterlerini çıkarmak fikriniyerdi. U ImtiyazSahibl BerlnNadl o Basan ve Yayan YenlGün Haber AJansı Basın ve Yayıncılık A.$. GenelYayın Yönetmeni özgen Acar o Cenel Yayın Koordınatöru. Hlkmet Cetinkaya Cenel Yayın Damsmanı OrtıanErtnçoYazı Islen Mudurleri DlneTayanç (Sorumlu), Ibrahlm Yıldız ^ Yayın Yönetmeni Turhan Cünav CrafikYönetmen Dllek llkorur oReklam Rehalsıtman TAP İşe neresinden başlayacağımı bilemiyordum. Çeşmeleri ve sebilleri toplu olarak tanıtacak İbrahim Hilmi Tanışık'ın 1943 yılında yayımlanan "îstanbul Çeşmeleri" ile Izzet Kumbaracılar'ın 1938 yılında yayımlanan "İstanbul Sebilleri"nden başka elimde bir kaynak yoktu. Bu kitaplar da eskimiş durumda olduklarına göre yazıldıkları tarihten bu yana birçok değişikliğin vukua gelmiş olması tabii idi. İbrahim Hilmi Tanışık'ın kaydettiği çeşmeleri birer birer aramaya başlaymca büyük bir güçlükle karşılaştım. İstanbul Belediyesi'nin 1934 yılında yayımlanmış bir Şehir Rehberi olmasına rağmen çeşmelerin yerleri bulundukları sokaklara göre değil, cami, mektep, tekke, karakol gibi yapılar 2 0 2 esas alınarak belirtilmişti. Bu yapdarın bir kısmı yıkılmış, camilerin bazıları başka isimlerle anılır olmuştu. Sonra eski İstanbul'un halkı o kadar değişmişti ki bir mahallede eskiyi bilen ve hatırlayan kimse bulmak çok güç olmuştu. "İstanbul Çeşmeleri"nin bir noksanı da bence yalnız kitabeli çeşmelere yer vermiş olduğu halde kitabeleri tam kaydetmeyip genellikle tarih beyitlerini göstermekle yetinmesi idi. Sonra kitaptaki resimler yapı hakkında yeterli birfikir vermekten uzaktı. îşte ben bu noksan gördüğüm hususları tamamlayacak bir plan içerisinde işe koyuldum. Gerek çeşmelerin, gerekse sebillerin hangi sokak üzerinde bulunduklannı tespite çalışarak bunları arayacaklara kolaylık sağlamak istedim. Sonra her çeşmenin, her sebilin son durumlarını, mevcut olmayanlar veya benim bulamadıklarım hariç, yeni resirnler ile canland ırmay a çalıştım. Kitabelere gelince, itiraf edeyim ki bu hususta Prof. Naci Yüngül'ün "Taksim Suyu Tesisleri" isimli kitabından başka güvenüir yardımcı bir kaynak bulamadım. O da smırlı sayıda çeşmeyi kapsamakta idi. Son zamanlardaki bazı yayınlar, "İstanbul Ansiklopedisi"nin ilk fasikülleri hariç, hepsi "İstanbul Çeşmeleri"ndeki bilgiyi tekrarlamaları sebebiyle konuya bir yenilik getirmiş değillerdi. Bu işi kendi gayretimle tamamlamak zorunda idim. Bunun için fotoğraftan faydalanmayı düşündüm ve gerektiğinde teleobjektif de kullanmak suretiyle kitabelerin resimlerini çektim ve okunabilenleri deşifre etmeye çalıştım. Bu yöntem bazı kitaplara yanlış geçirüen kitabeleri de düzeltmek fırsatını bana verdi. Bu fotoğraflar dışında kitabelerin eski harflerle yazılışını göstermekte bir fayda görmediğimden yalnız merak edenlere eski yazıya transkripsiyonunu kolaylaştıracak, kelimelerin ne anlama geldiklerini öğrenmek isteyeceklere sözlüklerde arayıp bulma imkânı verecek bir imlâ şeklini kullanmayı tercih ettim. Bu kitabeler konusunda ısrarlı oluşumun sebebi bundan sonra bunları okuyup anlayabilecek kimse Affan Egenıen lerin kalmayacağı endişesidir. Bazı hususlarda İbrahim Hilmi Tanışık'ın "İstanbul Çeşmeleri"ndeki tertibinden uzaklaşmakta fayda buldum. Şöyle ki :Adı geçen kitapta şehir; îstanbul, Galata ve Üsküdar yakası olmak üzere üçe ayrdmakta ve her bölgedeki çeşmeler yapılış tarihlerine nazaran kronolojik bir sıra takip etmektedir. Ben hepsini bir arada ele alarak alfabetik sırayı takip etmeyi tercih ettim. Sonra çeşmeyi yaptıranların adları başındaki Hacı, Hoca, Kethüda, Sadrazam vs. gibi kelimelerin aynı şahıs için değişik olarak kullanılışı bazı eserlerin başkalarına aitmiş zannı uyandırdığını gözönünde tutarak bu unvanları metin içine aldım ve bir kimsenin yaptırdığı birden fazla çeşmeyi de bir arada tanıtmak yolunu seçtim. ("İstanbul Çeşmeleri"nde bazı çeşmeler, meselâ Çorlulu Ali Paşa, Sadrazam Ali Paşa gibi değişik adlarla tanıtılmıştır.) Yıllarca süren bir çalışma sonunda bu kitap ortaya çıktı. Bazı noksanlanmın ve yanLşlarımın bulunması tabiidir. Her şeyden önce şunu belirteyim ki mesleğim itibariyle ne mimarım, ne de sanat tarihçisi. Bir İstanbullu olarak benim yapmak istediğim, büsbütün kaybolmadan bu sanat eserlerinin bir rölevesini çıkarmak ve benden sonra bu konuya eğileceklere ışık tutmaktan ibarettir. Noksanlarımı kendim tamamlamakta ve yanlışlarımı kendim düzeltmekte ısrar edecek olsa idim, yaşımın 80'e çok yaklaştığı düşünülürse korkarım topladığım notları birleştirmeye kalan ömrüm yetmeyecekti. Onun için başka kimseler taraifından yanlışlarımın düzeltilmesi, eksiklerimin tamamlanması.benisadecesevindirecektir. • Not: Bu kitabın yayım, hazırlamş tarihinden ancak dokuz ytl sonra mumkün olabilmiştır. Bu nedenle geçen süre içinde söz konusu eserlerde bazı değisikliklerin olması normaldır. İstanbul'un Çeşme ve Sebilleri (Resim/er; ve Kitabeleri ile 1165 Çeşme ve Sebil)/ Affan YLgemen I Antan Yaymevi I 860 s. S A Y F A 3 T C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle