Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Lillian Hellman, bir portreler dizisi de dediği "Pentimento "da, yetmiş yaşına yaklaştığj dönemde, kendine ve yazarlık gücüne uygun bir anı türü yakıştırıyor, bu türde okuru çeken yoğun, elektrikli bir duygu var. Bu portrelerde, Lillian Hellman sanki kendini anlamayaçalişıyor. 'SBHSI çem yoluyla, kişilerin niteliği aktarılır. Dramatik niteliği, yalnızca anlattığı kişilerin değil, yaşamını çevreleyen toplumsal kargaşa ve gelişimden doğar. " Anımsamıyorum", ya da "bilmem anlayabilmiş miydim?" gibi sözcüklerle bügisini ve anılarını aktarır. Bu da, bir bakıma, Faulkner türü bir teknikür, söylenenin ardındaki kavramı okura anlatmakta çok etkilidir. Pentimento'da ilk iki bölüm, Güneyde geçen çocukluk yıllarını kapsar, siyahbeyaz karışımı "melez"lerin sıcak, sevecen yaşamını çizer. "Julia"da, çocukluk arkadaşının, yetişkin çağında, faşistlere ve nazilere karşı savaşı, kendini ordardan çok uzak sanan Amerikan toplumunun eleştirisi işlenmiştir. Bu öyküyü, sinema severler aynı addaki filminde izlemişti. Dördüncü bölüm "Tiyatro"da, içinde yaşadığı bu dünyayı, kızarak, severek, hüzünle özleyerek anlatır. "Kaplumbağa"da iki yürekli insanın çelişkisi ve derin sevgisi sergüenir. Lillian Hellman ve "Pentimento"su FİLIZOFLUOĞLU Oyunlanyla ünlü bir yazardan portreler Lillian Hellman'ın yazar olarak ünü oyunlarından kaynaklanır. Töresel ve öfkeli temaları açısından, bir eleştirmen 1951 yılında şöyle demiştir: "Amerikan tiyatrosunun amansız yargıcı." 19301950 arasında yazdığı oyunlarda bencillik, istismar, açıkgözlülük temaları işlenmiştir. Çocuk Saatı Cflıe Children's Hour, 1934) lezhiyenlik iftirasıyla iki kadın öğretmenin hayatını mahveden bir kızı anlatır. Küçuk Ttlkıler (The Little Foxes, 1939) oyununda Güneyli soylu bir ailenin para ve miras kavgası sergüenir. Hellman, 1930'larda Avrupa'da dolaşıp, İspanya îç Savaşı'nda faşistlerin canavarlığına tanık olduktan sonra Ren Bekçileri (Watch on the Rhine) oyununu y azmış, bu oyunda anti faşist Oyun yazın olarak LIHIan Hallman yaklaşımla, bir Nazi yanhsını öldürmek zorunda kalan kahraman Kurt'u yaratmıştır. Ormanın öteki Yanı (Another Part of the Forest, 1946) oyununda Kuçuk Tilkiler'deki kişiler 20 yd daha genç olarak sergüenir. Baba kız ilişkileri, Hellman'ın kendi babasıyla ilişkisini andırır. Gene aile deneyimine dayanarak, 1951'de Cuz Bahçesı (Autumn Garden) oyununu yazmıştır. Orta yaşı konu alan bu oyunda Çehov inceliği vardır. Çatıdakı Oyuncaklar&n (Toys in the Attic, 1960) sevgi ve güvcnce adına insanlarm birbirlerine yaptıkları kütülük an latılır. Yazar olarak kişiliği Hellman aşırı duygusallıktan nefret eder. Töre temasında betimlediği dünya, Rcn Bekçılerı dışında, sartır, etkisizdir; bu dünya, dünyayı yiyip bitirenlerce kolay tüketilir. Yozluk ve dalavere, bir yandan yargılanırken, bir yandan da eğlenceli, hatta gülünç y;\ ual üzerinde yıllanmış bo ya, eskidikçe bazen saydamlaşır. Böyle olunca, özgün (.izgileri görmek olasıdır: Bir kadın giysisi ardında bir ağaç görülür; bir çocuk yiter, bir köpek gözlenir; koca bir tekne artık açık denizde yüzmez. Buna pentimento denir, ressam 'pişmanlık duymuştur, caymıştır. Ya da, şöyle diyelim, eski kavram, yerini yeni bir düşün aldı mı, görmenin ve de bir daha görmenin bir yoluolııverir. Bu kitaptaki kişiler için söylemek istedi^iııı de budur Ben de, bir zamanlar bencileyin ne vardı, şimdi ne var, onu görmek istedim." Pentmıentoyu Lillian Hellman böyle anlatıyor, bir portreler dizisi de dediği bu kitapta, Hellman, yetmiş yaşına yaklaştığı dönemde, kendine ve yazarlık gücüne uygun bir anı türü yakıştırmıştır, bu türde okuru çeken yoğun, elektrikli bir duygu var. Bu portrelerde, Lillian Hellman sanki kendini anlamaya çalışmaktadır. Anılarını, çelişkilerini anlatır, bir bakıma Çehov türü bir gerçeğe kendini yöneltir. Bu portreler, karmaşık, ilginç, coşkulu, biraz da hüzünlü öykülerdir; oyunlarına katmadığı duygusal bir saflık, duruluk vardır. Cesur bir kitaptır, töresel yanı, yazın değerine yakından bağlantılıdır. BiSAYF A 6 "T LIHIan Hellmanı, beyazperdede Jane Fonda oynadı C U M HUR IYET KİTAP SAYI 1 8 7