Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Emine Sevgi Özdamardan iki ödüllü bir kitap Hayat Bir Kervansaray Emine Sevgi Özdamar Almanya'da yaşayan ve Almanca yazan bir yazar ve oyuncumuz. 1991 IngeborgBachmann ve 1992 Walter Hasenclever ödüllerini alan "Hayat Bir Kervansaray" adlı romanı sonunda dilimize çevrildi. Sennur Sezer'in yazısı dışında kitaptan bir bölüm ve Alman basınında çıkan kitapla ilgili değerlendirmelerden küçük bir toplam sunuyoruz sizlere. SENNUR SEZER ir Türk adının yanında yabancı ödülleri görmek, Türk okuru için de, Türk yazan için de sevindirici. Ama bir süredir bu ödüller beni düşündürüyor. özellikle ödül alan kitabın ödül aldığı ülkenin diliyle yazıldığını öğrendiğimde. Gerçi, uzun gurbetçilik yılları yeni bir kuşak yetiştirdi Avrupa'da. Türkçenin anadili oluşu yalnızca kimlik kartlarında yazılı bir kuşak. Bu kuşakta, hiç Türkçe bilmeyen, hep Almanca yazan B bir polisiye yazan bile var. Adı soyadıTürk. "îkinciüçüncü kuşak" diye de anılan bu göçmen çocuklarının bir başka dille yazmaları zaten beklenemez. Beni düşündüren Almanya'ya yetişkin yaşta gidip Almanca ya/anlar Dki galiba Tczer Özlü'ydü. Bir İntihann Izi'ndeyi önce Almanca yazmıştı. Onu Türk edebiyatının dışında sayamazdım, daha önce Türkçe yazmış ve yayınlamıştı. Bir İntiharın İzinde, Marburg Kenti Edebiyat Ödülü'nü kazanmıştı. Daha önce Halide Edip Adıvar'ın denediği bir yoldu bu. Sinekli Bakkal'ın tngiltere'de The Clown and His Daughter adıyla îngilizce yazılıp yayımlanışı, sonra yazarı tarafından Türkçe yazılıp (ya da Türkçe'ye çevrilip) ödül alışı. Bir bakıma zorunluluklar. Peki hiç Türkçe bir metnini görmediğimiz bir yazarın Almanca eserlerinin başarı kazanması onu hangi ulusun yazarı saymamıza yarayacaktı? Türk mü, Alman mı? Dil kunusunda, Çeklerin Kafka'ya aldığına benzer, bir tavır almam, beni tutucu saymanıza neden olabilir. Kabulümdür. Ama ben edebiyatı, yazıldığı dille bağıntılı sayan, sözcüklerin yazıldığı ve konuşulduğu dilde bir çağrışımı ve tarihi olduğuna inanan tutu culardanım. örneğin, eylül sözcüğünün, bir Türk okurla, Bulgar okura aynı şeyleri çağrıştırmayacağını bilenlerden. Emine Sevgi özdamar'ın kısa adıyla Hayat Bir Kervansaray adlı romanının 1991de İngeborg Bachmann, 1992 \ie Walter Hasenclever ödülünü aldığını öğrendiğimde önce bunları düşündüm. Sonra özdamar'ın neleri nasıl yazdığını merak ettim. Hayat Blr Kervansaray Hayat Bir Kervansaray ı aldığımdü ilk dikkati çeken, romanı Almanca'dan Ayça Sabuncuoğlu'nun çevirdiği oldu. Demek bir yabancı yazarla karşı karşıyaydım. Türkiye'yi yaşamış, ama yabancı dille anlatmayı seçmiş bir yazarla. Hayat Bir Kervansaray'ın Almanca yayımlandığı günlerde Almanca bilen arkadaşlarımın söylediklerini hatırladım: "Türkçe düşünülüp Almanca yazılmış bir roman." Bu bir dille düşünüp, başka bir dille yazış, herhalde, alışılmış Almanca anlatımı kıran bir biçim getirmiş olmalıydı. Bir başkasının Türkçe'ye çevirisi de belki bu anlatımın özgünlüğünü Türkçe'de belirleyebilecekti. Romanı ilk okuyuşumda, Türkçe düşünüldüğü önyargısından kendimi kurtaramadığımı itiraf edeyim. önce kitabın adına baktım: Hayat Bir Kervansaray, İki Kapısı Var, BiSAYFA 12 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 8 7