Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
dişıyle başlıyor. Trende çok sayıda asker vardır: "askerlerin hepsinin adı Mehmet'ti ve eğer savaşa gönderilirlerse adları Mehmetçik oluyordu." Özdamar, sağıyla solunu ayıramayarüar için söylenen, "sağına sarmısak soluna soğan asmak"deyimini bir gerçek gibiyansıtarak, ilk sayfalarda, Alman okuru bir masala sokuyor: "'Soğan' diye bağırdı komutan, bu sol demekti, 'Sarmısak' diye bağırdı komutan, busağ demekti." Roman kahramanının çocukluğu anlatılırken, folklorun kimi öğeleri, bazen kimi ay rıntıları değiştirilerek, kullanılmış. Havale geçiren çoculdarın mezara yatırılışı gibi. Mezara (romanda yeni kazılmış bir mezar içine) yatırılan çocuk, orda ninesi ve kardeşiyle karşılaşır. Bu karşılaşma, okura, nineyle kardeşin mezarlardan kalkıp geldikleri duygusunu da verir. Ölülerin sorguya çekilmeleri, daha çok lohusaları hastalandıran Al Karısı, kullanılan aynntılardandır. Kıyamet ve sorguya çekilme söylencelere oldııkça uygun kullandmiştır. Oysa lohusaların ve yeni doğmuş çocukların ciğerini yiyen Al Karısı, kanatlı bir melek durumuna gelmiştir. Romanın küçük kızı (adı yok) müteahhit babasının sık sık iflas etmesiyle ev ve şehir değiştirir. Yaşadığı çeşitli mahalleleri; oradaki insanları inceler, halkın çeşitli olay ve kişiler üzerine yaptıkları yorum ve söylencelerini din ler. Ninesinden din bilgileri alır. Acıdığı herkesi, akşamları okuduğu dııaya katar. Bu alatımların arasına Türki yetarihindenmasıalsıbölümlerdekatılır. Birinci Dünya Savaşı, Türk topraklarındaki petrol için Avrupalıların kendi aralarındaki çekişmesi, Abdülhamit istibdatı, jöntürkler, Atatürk, Demokrat Parti, Kore Savaşı, 27 Mayıs Harekâtı da anlatılan tarih ayrıntılarındandır. TürkAlman ilişkilerı oldukça igncli bir dille y ansıt ılır. Romarun küçük kızı, büyüdükçe, ergenlik bunalımlarıyla da tanışır. Aşık olur. Bunalımlar geçirir. Ruhsal ve bedensel durıımu yüzünden bir süre hastanede de yatar. Sonunda Almanya'ya işçi olarak gitme kararı verir. Kadın yolcularının çoğıı orospu olan bir trenleyolaçıkar. Bir Ulusun Gerçeğl, 01ğerinin Fantazlsl Emine Semra Üzdamar, Hayat Bir Kervansaray'da bir masal anlatımı kullanmış. Bunu kullanışında, kahramanın bir çocuk oluşunun ve birçok yaşania ozelliğini okurla birlikte öğreni^inin de avantajı eklenmiş: Ha rinden Girdim, Birinden Çıktım. Ve Aşık Veysel'in ünlü dizelerini hatırladım: İki kapüı bir handa gidiyorum gündüz gece. Ve romanı ilk okuyuş boyunca, Türkiye'yi koşulları, kavramlan bir yabancıya anlatmak için yapılmış açıklamaları, montajiarı süip kitabın tadına varamadım.Kitabı rahatlıkla okuma süreci ancak ikinci okuyuşta gerçekleşti. (O zaman da, çeviride, aslı Türkçe olan deyimlerin Almanca'dan çeviri biçimde kalışına takıldım: "diliyle orospu olan bir ağız orospusuydutn" tanımının, "dil orospusu" deyiminin açıklaması oluşuna takılmak, "ağız orospusu" sözcüğünün yanlışlığını düşünmek gibi.) Kitabı ikinci okuyuşumda takıldığım bir başka özellik de, kimi Osmanlıca deyimlerin yanlışlığıydı. Esfelüssafilîn ya da esfeli safilîn (cehennemin yedinci, en alt katı) sözcüğünün esrafi safirin biçiminde yazılışı gibi. Acaba, Sevgi özdamar, sözcüğü mü yanlış hatırhyordu? Yoksa bu yanlışlığı, söyleyenin eğitim durumunu göstermek için özellikle mi yapıyordu? Ne yazık bunu bilemeyeceğiz. (Belli yaşın altındaki Türk okurunun bu yanlışlığı görmesi de olanaksız) Masalsı Bir Yaşam Öykusü Emine Sevgi Özdamar, romanında bir gençkızın, masalsı yaşam öyküsünü anlatıyor. Film teknigiyle, sıçramalarla, anlatılan bu öyküde, öykünün kahramanı olan kızı etkileyen ayrıntılar öne çıkarılmış. Roman, kahramanın, annesinin karnında bir trende giCUM HURİ Y E T KİTAP SAYI 1 $ 7 SAYFA 13