Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Gelecek o dağların ardında Bilim adamı, doktor, şair, öykücü, deneme | yazarı Hüsnü Göksel'in otuz beş yıl öncesinden günümüze, düzyazılarından yapılmış bir seçkiden oluşuyor kitap. Göksel'in kaleminden içtenlik, alçakgönüllülük, sevecenlik, birleştiricilik ve inanmışlık akıyor. MUZAFFER UYGUNER Hüsnü Göksel 'den bir seçki: Bu Dağların Ardında Başka Dağlar Var üsnü A. Göksel, 19851993 ydlarında Cumhuriyet, 19611969 yıllarında Ulus gazetelerinde yayımlanan yazılarından seçtiklerini bir kitapta topladı. Bir yazısının başlığını kitabına da ad olarak vermiş: Bu Dağların Arkasında Başka Dağlar Var. Göksel, bir tıp doktorudur. Yazıları arasında tıbba değinen ve yukarıda andığımız gazetelerin dışında başka yayın organlarında yayımladığı yazıları da var, bunlar bu kitapta oldııkça azdır. Andığımız iki gazetede yayımladıkları ise daha çok toplumsal konulara, siyasal durumlara ve olgulara dönüktür. Göksel, bu yazılarında gerçekleri çok iyi izlediğini, bunları güzel bir yazım tekniği ile yazdığını görüntülemiştir. Ülkemizin, toplumumuzun içinde bulunduğu güçlüklere, olması gereken durumlara, vanlması gereken güzelliklere ve mutluluklara ışık tutmuştur. Toplumun eğitimsel yoksunluklarına, ekonomik bunalımlarına çok iyi tanımlar getirmiştir. Kendisini büyük gören küçüklere, yönetici gören yönetilmesi gerekenlere, aydm geçinen kafası karanlık kişilere bu yazılarda sık sık rastlamaktayız. Bakınız, "Bunalımlar Diktatörlerin Doğuşuna Gebedir" adlı yazısının başlığı bile önemli bir konuya eğilmektc olduğunu gösteriyor. Göksel, bu yazı H sında şunları söylüyor: "Türkiye ekonomik bunalım içindedir. Bu yönü ile dünyanın geçirmekte olduğu ekonomik bunalımın yansıması ise, büyük bölümü, uygulanan ekonomik planın so nucudur. Türkiye'de varsıl ile yoksul kesim arasında her gün daha derinleşen bir uçurum oluşmakta, orta sınıt bu uçurumıın derinliklerinde yitip gitmektedir. YaGuz kolay para kazanmak değil, ahlaksızca para kazanmak bile toplumda hiçbir tepki uyandırmıyor artık. Amacına uygun olmayan banka kredileri, geri dönmeyen borçlar, hasıraltı edilen dosyalar, engellenen sorıı^ turma ve kovu^ turmalar, milyarları alıp yurtdışına kaçmalar, ha yali ihracat ah HusnuGöksel laksızlıkları, hepsi hepsi gazetelerin günlük haberleri arasında eriyip giderken, memur ve işçi kesimi üç beş kuruş vergi iadesi alabilmek için satış fişi biriktirme telaşı içinde" (s.59). Bu yazı, Cumhuriyet gazetesinin 13 Nisan 1988 tarihli sayısında yayımlanmıştır. Geçen beş yıl içinde ne değişmiştir? Göksel, bu yazısında ülkemizdeki kültür bunalımına, TRT'nin cumhurbaşkanı'nın ve başbakanın reklam aracı olduğuna, bilimsel yapıtların bile toplatıldığına da değinmiştir. O yıllardaki iktidarın yüzde otuz altı ile egemen olduğuna da değinmiştir. "Düdüklü Tencerenin İçindeki Türkiye" adlı yazısında (Cumhuriyet, 8 Şubat 1989) gene Türkiye'nin ekonomik bunalım içinde olduğunu, ideolojik bunalım içinde bocaladığını belirtmiş ve yazısının sonunda şunları yazmıştır: "Demokrasilerin odak noktaları parlamentodadır. Tek tek her parlamenterin, özellikle iktidar partisi milletvekillerinin, taşıdıkları sorumluluğun bilinci ile politik kaygıları aşmalarında sayısız yararlar olduğunu düşünme zamanının geldiğine inanıyorum" (s.72). Toplantılara bile gelmeyen milletvekilleri varken bunun nasıl sağlanacağı elbette düşünülebilir. Göksel, başka bir yazısında "Dünya akıl almaz bir hızla yirminci yüzyıîın sonuna yaklaşırken Türkiye nerededir? Ekonomik olarak, kültürel olarak, siyasal olarak nerededir? Dünyada yeri neresidir Türkiye min?" diye sormakta ve şunları belirtmektedir: "Türkiye'nin ekonomisi öylesine dışa bağımlı, öylesine çarpıktır ki, cumhurbaikanı bile evini dolar karşılığı kiraya vermekte, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak doğan her bebek sırtında bin dolar dış borçla dünyaya gelmektedir" (s.73). Gereksiz ithalatın ülkeyi nereye götürdüğü de sorulabilir elbette. Yurdumuzda üretilen muz varken, et varken bilmem ne varken bunların ithali yoluna gidilmesi doğru mudur? Bu, özgür ekonomi politikasıdır; ama, böyle bir görüşün yurdumuzu sömürge haline getirmesine yol açmaması da önemlidir. Göksel'e göre iç politikada yalan ve kurnazlık alıpbaşını gitmektedir: "İç politikada kurnazlık, yalan, saptırma öylesine geçer akçedir ki, devlet adamı halka doğruyu söylemenin "enayilik" olduğunu açıklamaktan çekinmemektedir. Yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma olağan karşılanmakta"dır (s.V>). Bugün KÎT'lerin zarar etmesinde siyasetçilerin adam kayırma politikaları nın çok büyük payı olduğunu unutmamak gerekir. Bilenin yerine bilmeyen kişinin işbaşına getirilnıesi gerçeği de unutulmamalıdır.Göksel, 30 Haziran 1990 tarihli Cumhuriyet'te yayımlanan yazısında şunları belirfmiştir: "Türkiye bugün yine aymazlık rüzgârlarının estiği bir ülke görünümündedir. Dileyelim ki bu esinti fırtınaya dönmesin. Sınır boylarımızda hiçbir dost ülke yok. Özgürlüksüz totaliter rejimlerin egemen olduğu İslam ülkeleri, §u beğenmediğimiz de mokrasimizin bile kendilerine sıçrama kuşku ve korkusu ile bizi sevmezler. Bunu açıkça belirtmekten çekinmiyorlar" (s.82). Göksel'in bu görüşü çok yerindedir. Bu görüşün ne kadar yerinde olduğu McGhee'nin kitabında belge lerle ortaya konulmuştur. Bu yazının yazıldığı günlerde ise Suriye'nin Bekaa Vadisi'ni teröristlere açtığı, gazete havadisleri arasında yer almıştır. Göksel'e göre "Bir toplumda demokrasi kuraUarının ve insan haklarının yerleşmesi, o toplumu meydana getiren insanların demokrasiye ve insan haklarına olan ilgisine, saygısına, yani örf ve adetleri ile yetişme tarzlarına bağhdır"(s.l38). Türkiye gerçeğini yakından izleyen ve bunları gerçek yüzleri üe ortaya koyan yazılardan oluşan bu kitap, aydınlarımız için de aydınlatıcı bir ışık getirmektedir. • Bu Dağların Arkasında Başka Dağlar Var/ tiüsnü A. Göksel I Bilgi Yaymevi, Ankara 1993/ 205 sayfa. SAYFA C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 8 0