Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Aynaları dinlemek... Hilmi Yavuz'un 1992'de yayımlanan kitabı "Ayna Şiirleri" ndeki şiirlerin bir bölümü "Ayna Şarkıları" na dönüştürüldü Gönül Paçacı'nın besteleriyle. Paçacı, bu süreci kitaptan hareket ederek anlatıyor yazısında. GONUL PACACI Hilmi Yavuzun "Ayna Şiirleri", "Ayna Şarkıları"na dönüşüyor. demekten başka çare kalmıyor. Bu kadar görünümü aynı surette barındıra bilmek, zorlu bir uğraşı da gerektiriyor olmalı. Zaten gizlemiyor da Hilmi Yavuz: "Ah! Başka birşey değilim aynalarımdan" ya da "Benimki değil bu, aynaların hayatı" "diyerek sahipleniyor büe. u yazı, "Ayna Şiirleri" üzerine, gecikmiş ve de bilinen tanıtım yazılarından farklı bir yazı olacak. Ama hemen başlangıçta bu farklılığın hak edilmiş bir farklılık, br "ayrıcaük" olduğunu belirtmeliyim. Daha yayınlanmadan haberliydim ayna şiirlerinden (Aslında duyarlı Hilmi Yavuz okurlarına bir kitap önceden verilmişti bu mesaj. "Biz bakınca görünen aynalardı" mısraıyla, çok uzaklarda ışığı kıran bir aynanın ani parıltısı gibi). Dahası bu haberlilik, bazı ayna şiirlerinin müzikal karşılığını aramama dek varmıştı. Bulup bulmadığunı bilmiyorum. Galiba bilmem de gerekmiyor. Esas söyleyeceğim, kitap yayımlandığında bazı ayna şiirleri, aynı anda ayna şarkıları oluvermişti. Şimdi o nedenle bu yazı, Ayna şiirlerinin olduğu kadar şarkılarının yazısı da olabilir.Benim Ayna şarkılarımın aslında Ayna şiirleri olduğu gibi. Başka bir deyişle (Ayna şiirlerinden intikal bir deyiş): Ayna şiirlerinin Ayna şarkılarının sırı olduğu gibi. Bu bir maceraydı aslında. Şöyle gelişti: Baktım ki bu şiirlerde de Hilmi Yavuz'un hep ustaca seçtiği yaldız yaldız imgeleri var. Bu kez bir "değerlendirme" hatta "sorgulama" niteliği de taşıyarak. Her taşın yerli yerindeliğini, her bir sözcüğün olmazsa olmazlığını hissederek, bu bütünselliğin teşbih yerindeyse armonisinde dize B lerin tınlayışını keşfediyorsunuz (îşte tam burada, tonal te modal anlamda klasiğe şartlanmış biri olarak atona listeyi anlaşılır bulmakla birlikte sevemediğimi itiraf etmeliyim. Bu şiirlerin bende hep bu hesaplaşmayı duyumsattığını hatırhyorum, hem dümtek hem de solmizasyon anlayışıyla müzik dinleyen bir müzisyen sıfatıyla). Ancak bu şiirlede öyle her şey sütliman da değü. Kendinizi içinde buluverdiğiniz düşünsel derinlikte, sizin kendinize ait ve artık oturmuş olduğunu zannettiğiniz pek çok felsefi kavramla belli etmeden oynuyor şair. tr Hilmi Yavuz buraya kadar yapacağını yaptı, yazdı ve bıraktı Ayna şiirlerini. Peki şimdi ne olacak ? Bence, siz de birşeyler yapın, öyle durmayın. Siz de bir "nazar kılın" aynalarınıza Sırr'olursunuz belki sır'ken. Ben sözün ve duygunun yetmediğini hissettiğim en nefes nefese, notalara koştum. Aynaladan yansıyan seslerin peşine düştüm. Kendi elimle sırladım notalarımı. Kendi seslerimle yineleyerek seslerde "Aynalar kendini yineler aynalarda" dizesinde olduğu gibi. Tiz notalar çığlıklaştı ve ayna kırılganlığında tekrardan yere düştüler. Batıl ya nım huzursuzlandı, uğursuzluktu bu. Sonra sesler kesildi, vişne çürüğü bir sessizliğe mahkum oldu aynalar ve sırlarından söküp tüm notaları tek tek yüzüme fırlattdar. (Ayna şarkıları çoğalmaya başladı.) Lanetli ve kutsal derinliklerinde her yüreğe, her sese yer vardı aynalarda. Ve acıya, ve sevince. İnsana'dair her şeye. "Ben aynada büyüdüm, aynalar ise bende" ifadesinin rahatlatıcılığında. Bir "giderayak" telaşı sardı beni, baktıkça mesafelerim değişmeye başladı. "Bakmak her zaman gidiş, bakmak her zaman dönüş" dizesinden mi etkilendim kimbilir? Hatırladıklarımı unutmaya, unuttuklarımı hatırlamaya başladım. Dedim ya bu bir maceraydı aslında. Bu yolculukta bilmediklerimi de keşfedeceğim belki. Aynaların ve aynalarımın derinliklerinde eski suretlerle gülüşerek ilerleyeceğim. Birlikte başka suretlere dönüşeceğiz. "Kısır bir yolculuk bizimki. Hani durak, yol nerde?" kilmenizi istiyor gibi. Hatta bundan Benzeri bir serüveni önermeye hakadı gibi emin. Bir köşeden, bu çalkankım var mıydı? Veya paylaşacak yüretıya ayna tutuyor (Hafif müstehzi geğim? lebilir, ama aslında bilgece. Kendinde Galiba "Ayna Şiirleri" okunduktan sınamış çünkü, o yüzden rahat). Save paldır küldür yola çıkıldıktan sonra dece bu kadarla kalmıyor, bırakıp he cevaplanabilecek bir soru bu. men gitmiyor ama ki bu gitmeyişin (Hilmi Yavuz, bu eskizi istediğimde adı şairlik kanımca omuzlarından tu bir köşesindeki notu kesip vermişti. tup silkelediği kavramların şaşırıp kaBen o boşlukta ne yazdığını hiç merak lakalmış aslına şiirselliğin sedeften taetmedim. Çünkü orada eve makamıncınıgiydiriyor. dabir ney taksimivardı.) • "Şiirin manası, şairin karnındadır" der güzel bir söz. Ayna şiirleri ve Hilmi Yavuz'a uyarlarsak bu sözü, "TanAyna Şiirleri/ Hilmi Yavuz/ Anadolu rı Hilmi Yavuz'un yardımcısı olsun" Sanat Yayınlartl48 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 8 2 S AY F A 6