Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
la kucağına atan Beckmann'a söylenişi, ufak dalgalarının monoton çırpınışına karışır: ELBE ...Heleönceyaşa! önceçiğnen bakalım! Sen de çiğne! Hele burnunun ucuna kadar, şuraya kadar dol, ensende boza pişsin hele, yüreğin yüzükoyun yerlede sürünsün bir; bu işi ancak o zaman tekrar konuşabiliriz. (...) Bak sana bir şey söyleyeceğim, gayet yavaş, kulağına, gel hele: Intiharının içine edeyim senin! Süt kuzusu! Aç gözünü, bak seni ne yapıyorum bcn! Allah'sa çaresizlikle olayların gidişini seyreden bir boş varhk haline gelmiştir: ALLAH Yavrum, zavallı yavrum! Değiştıremiyorum! Ne yapsam boş, değiştiremiyorum! BECKMANN Yaa, işte budur mesele, Allah Baba. Deiştiremiyosun. Biz artık senden korkmuyoruz. Biz artık seni sevmiyoruz. Sen gerisin geri. İlahiyatçılar seni ihtiyarlattılar. Pantolonun lime lime, tabanların delik deşik; sesin de gayet yavaş çıkıyor, çağımızın gürültüleri yanında gayet yavaş. Biz senin ne dediğini artık işitemiyoruz. tkinci kitapta yer alan oyunlardan "Mutlu Gürüer", İrlandalı yazar Samuel Beckett (19061989)'in. Beckett, "Godot'yu Beklerken"le bütün dünyada ismini duyurur. 1969'da kazandığı Nobel ödülü'nü kabul ettiyse de törene katılmaz. Akşit Göktürk tarafndan dilimize T.S.EIIot Samuel Beckett çevrilen "Mutlu Gunler", 5Ü6Ü yaşlarındaki Winnie'yle Willie üzerine kuruludur. WINNİE Ne olur Willie, hatırım için yapıver bunu, serçe parmağını oynat yeter, hâlâ kendinde misin göreyim. (Susar. Sevinçli:) Aaa, beşi birden, bir harikasın bugün sen, şimdi içim rahat etti, artık devam edebilirim. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 8 2 Daha çok Winnie'nin monoloğu şeklinde gelişen oyunda, yaşamın önemsiz ayrıntıları üzerinde dolaşırken, gitgide yaklaşan ölümün karşısında, onu yadsıyarak bir tavır alış söz konusudur. Yaşamın sonsuza kadar süreceğine inanarak derin bir acıyı yok sayıştır bu: WINNIE...Garipbirsebep sizin daha fazla acı çekmenize engel olursa, o zaman yumuverin gözlerinizi (yumar) ve günün gelmesini bekleyin (gözlerini açar) gövdenin tepeden tırnağa eridiği an, gecenin nice karanlık saatleri ardından, günün doğmasını bekleyin. (Susar.) Duygulannı yitirip de bir hayvana imrendiğim an büyük bir rahatlık duymamın sebebi bu işte. (Willie'ye doğru döner.) Inşallah anhyorsundur. Winnie, zaman zaman çözülmelerinin de tarkındadır: WINNİE ... Hayır, hayır, benim kafam her zaman bağırtılarla doluydu (susar). Belli belirsiz, kanşık bağırtılar (susar). Bir gelir (susar) bir giderler (susar). Rüzgârgibi (susar). Bence harika olan da b u işte (susar). Kesilmeleri (susar). Evet, y ine de şükür. Birinci kitaptaki "Kel Şarkıcı"yla bir likte ikinci kitaptaki "Gelinlik Kız" ve "önder" olmak üzere bu çalışmada üç oyunu yer alan Romanyalı yazar Eugene Tonesco (1912), edebiyata şiir yazarak girer. Daha sonra deneme ve eleştiri yazıları yazar. Tiyatro alanındaki yapıtlarıyla bütün düyanın dikkatini çeker. Kendini anlatan şu sözler, yapıdarının oluşum sürecini de ortaya Saroyan (ustte). Eugene lonesco (solda) koymakta: "Ben varlığa bir türlü alışamadım; diinyanm varlığına, ya da öbür şeylerin varlığına... Kendi varlığıma da alışamadım; içini, özijnü boşaltmakta olan biçimlerle karşılaşıyorum durmadan; gerçek gerçek değil; sözcükler yalnızca anlamsız sesler; evler, gök hiçliğin dış görünüşü .. Kendimi gözden geçiriyorum, anlaşılmaz, nedeni bilinmez bir acıya gömülmüşüm, adı konmamış üzüntüler, gereksiz pişmanlıklar içinde boğuluyorum, bir çeşit aşk, bir çeşit nefret, bir neşe gösterisi, tunaf bir acıma duygusu (neye? kime?)... Bana kalırsa, benim tiyatrom daha çok kendini ortaya vurmak. Ama benim kendimi ortaya vuruşum anlaşılatfak gibi değil, sağır kulaklara çarpıp kalıyor, başka türlü deolabilirmi?.." BAY îyisi mi, siz de benim gibi yapın, Bayan; kimseye güvenmeyin, hiçbir şeye inanmayın, Yoksa kafanız paçavrayaçevrilir!.. BAYAN Bence de öyle. Siz dc inanmamakla pek iyi etmişsiniz. Bakın, kafanız nasıl yerli yerinde. "Gelinlik Kız", Cemal Süreya'yla Ülkü Tamer'in ortak çabasıyla dilimize kazandırılmış. Bay, bayan, baykız olmak üzere üç kişilik; tek perdelik; sonu sürprizli biten bir oy un. Bu antoloji, alanda uğraş verenlerin oyun bulma konusundaki zorlukları azaltabileceği gibi; gelecekte alanda varlık gösterme umuduyla sıraları, okul sahnelerini dolduran öğrencilerin başvurabilecekleri, hatta alan dışındakilerin de ilgiyle yönelebilecekleri seçkin bir yapıtlar bütünü niteliğini taşımakta. • Dünya Yazınından Seçilmiş. Kısa Oyunlar III / Derleyen • Memet Fuat Antoloji I Adam Yayınlan /1; 2 75 sayfa/htanbul,OcakW)3. S A YF A 5