02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Orhan Kologlu bir efsanenin sonunu getiriyor Pecenin altındaki Lavrens bile olsa en nihayet bir tarih filmiydi ve bizim için daima "tali" tarih sayılagelmiş Arabistan tarihini şöyle böyle bilmeyi gerektiriyordu. Yani kamu' vicdanı "Arabistanlı Lavrens "ten "Geceyarısı Ekspresi" filminde olduğu gibi rahatsızlık duymadı. On binlerce Türk askerinin ölümünü bizzat örgütleyen, elimizden her biri memleket büyüklüğünde kentler düşüren Lavrens, "esrarkeş" Billy Hayes kadar nefret çekmemişti. "Öh olsun, bizim Türk subayı da onu iyi becermiş" şeklinde yorumlarla geçiştirildi "Arabistanlı Lavrens". Lavrens palavrasını yutmayanlar da vardı. Bunlardan biri "tecavüzcü Türk subayının" ailesiydi. Filmin Türkiye gösterimi sırasında cılız protestoları kimsenin dikkatini çekmeye yetmedi. Bu efsaneye kanmayanlardan biri de yazar Orhan Koloğlu'ydu. Bilim adamı şüpheleriyle, "bir delinin kuyuya attığı taşı çıkarmak" için araştırmaya giriştiğinde, "kendini o 40 kişiyle birlikte kuyununkaranlığındahissetti. Orhan Kologlu geçtiğimiz günlerde bu "kuyudan" çıktı. "Bedevi Lavrens Arap Türk" adını verdiği çaüşması ARBA yayınları tarafından piyasaya sunuldu. Kologlu kitabının önsözünde konuyla ilgili yerli kaynak bulamadığından yakınıyor. Popüler tarih okurlarına hitap eden "Lavrens efsanesine" üstünden üstünden dokunan çalışmalar yok değildi. Mesela gazeteci Kandemir, Sina, Hicaz, Suriye, Filistin, Yemen cephelerinde savaşmış bazı subaylarla röportajlar yapmıştı. Cemal Kutay'ın yazdığı "Lavrens'e karşı Kuşçubaşı" adlı kitap da gözden kaçtı. Lavrens'in şişirildiği kadar önemli biri olmadığı gerçeğini ortaya çıkaran yine Batılı tarihçiler oldu. Daha 1955'te Ingiltere'de Türkler'i aklayan araştırmalar çıkmaya başladı. Ama bundan bizim haberimiz bile olmadı. 1954'te yayımlanan Suriye Ordusu Kurmay Başkanı Ali Fuad Erdem, "Lavrens kendi masalını dünyaya yaydı. Alemin hayranlığını çekti. Türk destanı meçhul kaldı. Oysa ki asıl destan odur..." diye haykırıyor ama kimseye duyuramiyordu. Lavrens'e öldürücü darbeyi vatandaşları Knightly ve Simpson'un 1975'te kaleme aldıkları "Lavrens"in Gizli Hayatı" adlı kitabı vurdu. Türkçe'ye çevrilen bu kitap da okunmadı. Lavrens söylencesi resmi tez dışındaki yaklaşımlarla hoşgörüyle bakılmadığı ülkemizde dallana budaklana kök salarken, birçok devlet büyüğü komik duruma düşüyordu. 1921'den itibaren İngiliz gizli servisi tarafından kızağa alınan Lavrens'in namı ülkemizde hâlâ yürüyordu. "Arap ayaklanmasını tek başına gerçekleştirdiğine" Orhan Kologlu, son çalışması "Bedevi, Lavrens, Arap, Türk" te, "Arabistanlı Lavrens" efsanesinin sonunu getiriyor ve onun şişirildiği kadar önemli biri olmadığını kanıtlamaya yardımcı oluyor UMITBAYA20GLU çocuktu. On yaşındayken annesiyle babasının resmen evli olmadıklarını öğrendi.Kiliseninlanetlediğibirevliliği olmasına rağmen annesi Lavrens'i kiliseyedevama zorluyordu. Çocuk bu iki yüzlülüğün farkındaydı. Karşı dıırduğunda annesi oğlunu dizlerine yatırarak çıplak kaba etlerini adamakıllı patlatıyordu. Üniversite çağına geldiğinde artık o tam bir kadın düşmanıydı. Ve bakir olduğunu şu sözleriyle ıtiraf ediyordu: "Olümsüz ruhumu tehlikeye atma teşebbüsünde hiç bulunmadım." Lavrens'in ilk sevgilisi Vyvyan Richards adlı bir erkekti. Richards hatıratında Lavrens'ten şikayet ediyor: "Ne eti ne de şehveti vardı. Bana sadece ruhsal bir aşk verdi." Köseydi Lavrens. üç dört ayda bir traş oluyordu. İngiliz araştırmacılar Lavrens'in Arabistan'da en azından beş erkekle ilişkiye girdiğini kanıtladılar. 15 yaşındaki eşek çobanı Dahum ve sekiz on kişiyi öldürmekle böbürlenen Hamudi adında bir haydut. Lavrens, Dahum'um çırılçıplak çömelmiş vaziyette heykelini yaptı. Çok sonraları Frac ve Davut adında iki Arap erkek sevigilisi daha oldu. En büyük aşkı Şerif Ali Bin Hüseyin ile yaşadı. Ona tam bir cinsel çekicilikle bağlandı. Bu aşkı yüzünden bir Türk subayını karaladı. Me$hur Deraa tecavüzü! Güya Deraa Mutasarrıiı Ilacı Muhittin Bey Lavrens'e işkenceyle tecavüz etmişti. Oysa Lavrens Yarmuk demiryolunu uçurma görevini başaramanıanın kompleksiyle sevgilisi Şerit Ali've sığınmıştı. Cepheden kaçarak Şerif in Azrak'taki malikanesıne kapandı. Şerif Ali'ye kaba etltrini kanatıncaya kadar kamçılatıyordu ve o halde livata ile mmlııluğun doruğuna ul^şıyordu. 10 günü aşkın Şerif Ali'nin malikanesinde kendince keyit çatan Lavrens, günün birinde ortaya çıktığındaTürklereesirdüştüğünü ve tecavüze uğradığını söyledi. Herkesdebunainandı. Lavrens'e emeklilik günlerinde niçin Arap ilişkileriyle ilgilendiğini sordular, cevabı şu oldu: "Bir Arap'ı çok sevdim ve düşündüm ki onun ırkı için özgürlük geçerli bir hediye olur!" Lav rens "Erdemin Yedi Direği" adlı hatıratını Arap sevgilisi Dahum'a şu höz lerle ithaf etti: "Seni sevmiştim, bunun için bu insan dalgalannı avuçlarıma alıp yönettim ve arzularımı gökte yıldızlara yazdım. Gözlerin benim için parıldasın diye sana bağımsızlık ka zandırdım..." • SAYFA 15 rabistanlı Lavrens, İngilizler'in milli kahramanı. Ancak hakkında yapdan araştırmalar, onun, ırkçı, sadist, mazoşist, eşcinsel bir katil olduğunu kanıthyor. İngiliz casus "Arabistanlı Lavrens", bu yüzyılın başında dünyaca oluşturulan "antiTürk" kampanyasının baş aktörüydü. Masmavi bilye gibi gözleriyle yirtıcı bir çöl atmacası! 1962 yılında Ingilizler, Lavrens'in hatıratından yola çıkarak bir "süper prodül .lyon" film gerçekleştirdiler. David Lean'in yönettiği "Arabistanlı Lavrens"i bir doksanlık, yakışıklı aktör Peter O'Toole canlandırmıştı. 196O'lı ydların "Ge'ceyarısı Ekspresi" işte bu Hlmdi. Lavrens filmde Türkler'i sık sık "aptallar, koyun gibi sadıklar" diyerek aşağdıyordu. Bundan başka Lavrens'in esaretteyken sadist bir Türk subayı tarafından tecavüze uğradığı da ballandırılarak anlatılıyordu. Bu yüzden ülkemizde gösterimi yasaklandı. "Arabistanlı Lavrens" çok sonra tekrar gözden geçirilerek, yeni eklemelerle bir kez daha gösterime sunulduğunda yıllardan 1989'du. İstanbul Sinema Günleri'nde "Arabistanlı Lavrens" kapalı gişe oynadı. Millet merdivenlerde oturarak, koridorlarda dikilerek hıncahınç doldurmuştu salonu. Filmin ikinci yarısında kişi başına üç koltuk düşecek kadar boşalmıştı salon. Hayır, tngilizler'in Türkler'i horlamasından değil, filmden sıkıldıkları için. "Arabistanlı Lavrens" yarısı palavra C U M X U R İYET K İ T A P SAYI 1 1 2 A vehmedilen Lavrens, Ingiltere'de motosikletiyle dolaşıp piknik yaparken, 1925'te patlayan Şeyh Said ayaklanmasından, 1930'da çıkan Ağrı Dağı olaylarına kadar pek çok belanın sorumlusu tutuluyordu. • Orhan Koloğlu'nun çalışması bir efsanenin sonunu getiriyor. Lavrens'in peçesinin altında kocaman bir kafa var ama boyu, filmde onu canlandıran ak tör Peter O'Toole'un omuzlaruıa bile gelemeyecek kadar kısa. 15 Ağustos 1888 doğumlu Lavrens evlilik dışı bir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle