Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Memet Yuat'ın derledigi kısa oyunlar, iki cilt halinde yayımlaridı Seckin yapıtlar topluluğu Memet Fuat, kurup yönettiği ünlü "de" yayınevinde dergi, roman, öykü, şiir ve araştırma kitaplarının yanı sıra bir dizi de kısa oyun yayimlamıştı. Bu küçücük boyutlu ama, olağanüstü büyük kitaplar yülar sonra biraraya getirildi ve iki cilt olarak yayımlandı. Bu seçkin yapıtlar bütününü, tiyatroyla ilgilenen hemen herkesin el altında bulundurması gerekiyor. ZEYNEP ANKARA ünya Yazınından Seçilmi$, Kısa Oyunlar III", evren U scl çizgifi yakalamıs, bazı sahne yapıtlarından seçmelerle oturtulmus, iki kitaplık bir çalışma. Memet Fuat tarafından derlenmiş, onunlabir likte başka bazı titiz çevirmenlerin or tak çabasıyla ortaya çıkarılmış. İlk kıtapta 11, ikincisinde 10 oyun yer alıyor. Bu çalışmadaki Anton Çehov (Dağ Yolunda), Maurice Maeterlinck (Çağrılmadan Gelen), Georg Büchner (Leonece ile Lena, Woyzeck), Lady, Augusta Gregory Wilder, (Trenton ile Camden'e Mııtlu Yolculuk), Federico Garcia Lorca (Don Perlimplin ile Belisa'nın Bahçede Sevişmesi, Don Cristobita ile Dona Rosita'nın Acıklı Güldürüsü), William Saroyan (istiridye ile tnci), Max Frisch (Philipp Hotz'un Büyük öfkesi), Eugiene Ionesco (Kel Şarkıcı, Gelinlik Kız, Önder), Wolfrang Borthert (Kapıların Dışında), Arthur Schnitzler (Yeşil Papağan), Sean O'Casey (Sağlık Yurdu), George Kelly (Zavallı Aubrey), Samuel Beckett (Mutlu Günler), Tankred Don>t ("Dönemeç")'un oyunları; kitaplardaki sıralamaya göre Ülkü Tamer, Memet Fuat, Aladet Cimgez, T arık Okyar, Hasan Kuruyazıcı, Genco Erkal, (Ülkü Tamer'le birlikte), Behçet Necatigil, Akşit Goktürk, Cemal Süreya (Ülkü Tamer'le birlikte) ve Cevat Çapan'ın çevrileriyle dilimize kazandırılmış. Birinci kitapta yer alan ilk oyun "Dağ Yolunda", Anton Çehov (18601904)'un tek perdelik bir çalışması. Ülkü Tamer tarafından çevrümiş. Rus tiyatrosunun genel özelliklerini taşıyan oyun, Çehov'un bu alandaki ilk çalışS A Y F A 4 Kısa oyunları derleyen Memet Fuat ması. Tiyatro çevrelerinde bulunmaktan çok hoşlanan, hatta bu sevgiyle yaşamını da Moskova Sanat Tiyatrosu'ndan bir oyuncuyla birleştiren Çehov'un oyunları için Constantin Stanislavski şöyle der: "Basit konular üzerine kurulmuş oyunlar vardır, kendi başlarına hiç de ilgi çekici olmayan konular. Ama ölümsüzlük örmüştür örgülerini, bu niteliği sezebilenler o oyunların bütün çağlar için yazdmış olduğunu hemen anlarlar. Çehov öyle oyunların yazarıydı." "Dağ Yolunda" da olay, Rusya'nın güney bölgelerinden birinde geçer. Toplumsal bir çerçeve içine oturtulmuş kişilerin biri de yolcu Kuzma'dır. KUZMA Eh, kaç para bizimki? (Öder.) Al bakalım şu alın teriyle kazandıklarımı! Eyvallah, ahbaplar! İyi geceler, hayırlı rüyalar! Koşmalı, geç kaldım... Hastaneden karıma ebe götüreceğim... Bekleyebekleye usanmıj, kan ter içinde kalmıştır zavallıcık... (Koşarak meyhaneden çıkar.) Adalet Cimgöz tarafından çevrilen "Leonce ile Lena", gerçekçilik akımının öncülerinden sayılan Alman yazar Georg Büchner (18131837)'in. İtalyanların "commedia dell'arte" türündeki bu oyun için Karl H. Ruppel şöy le diyor: "Leonce ile Lena Alman güldürü sanatının incisi diye adlandırılır. Konuşmalar alaycı bir tatldık ve sıcaklık içinde sürüp giderken, arada ığneleyici, güldürücü oluverir. Donuk, kalıplaşmış bir dünya düzeninde, ancak sevgi ile yaşanabileceğini savunmuştur Büchner bu oyununda." Üç perdelik oyun, Popo Ülkesi prensi Leonce ve Pipi Ülkesi prensesi Lena'yla birlikte önemli kişilüderden biri olan Valerio'nun şu sözleriyle biter: VALERIO Sözünüz var, ben de Bakan oluyorum; ilk işim bir yasa çıkarmak olsun; her kim ki, elinde nasır vardır ceza görür; yıpranana dek çalışanlara katil işlemi yaplır; her kim ki, alnının teriyle ekmek yer, ona deli denir, sakıncalıbulunur, akıl hastanesine tıkılır; ve biz de, gel keyfim gel, çimenlere uzanır, makarna, kavun, incir göndermesini dileriz Tann'dan, ha bir şey daha kalıyor, kafalarımızın müziğe yakın, bedenlerimizın klasik ölçülere uygun olmasını da istemelıyiz Tann'dan; bu arada rahatça bağdaiabileceğimiz bir de din yollasın bize! Birinci kitabın sonundaki "Kapıların Dışında", "hiçbir tiyatronun oynamak, hiçbir seyircinin görmek istemediği" bir oyun. Modern Alman Tiyatrosu'nun silinmez isimlerinden Wolf Federico Carcla Lorca Anton Cehov rang Borcher (1921 1947)'nin bu oyunu, Behçet Necatigil tarafından çevrilmiş. BECKMANN (Heyecansız ama alabildiğine ciddi...) Uyuyabiliyor musunuz, Binbaşım? Geceleri iki bin hayaletle? Uyumayı bırakın, yaşayabiliyor musunuz, haykırmadan bir dakika yaşayabiliyor musunuz? Binbaşım, Binbaşım, geceleri iyi uyuyor musunuz?.. Kendi yaşamının izini sürer gibidiryazdıklannda... II. Dünya Savaşı'nda Rus cephesine gönderilen Borchert ağır yaralanır, difteri ve sarılığa yakalanmasına da bakılmayarak 8 ay Nürnberg Cezaevi'nde tutulur. Çünkü "bozguncu görüşler"e sahiptir. Savaşın içinde hapİslüder, hastalîklar, bırakılmışlıklarla boğuşurken, Amerikalılar tarafından serbest bırakılır. Sanata, şiirle başlayan Borchert, yardımcı yönetmen, oyuncu, yazar olarak sürdürdüğü serüveninde hep yenik düşmemeye çabalar. Ancak o "ölünıe adanmış"tır. Ne kjtaplarının çıktığını görür, ne de oyunlarının oynandığını. öldüğünde, piyesinin 30 tiyatroda birden'oynanmak üzere olduğunu dahi bilmemektedir. "Kapıların Dışında", ölüm eşikteyken, bir haftada yazdmış bir oyun. Sahne kurallarının, biçim sorunlarının üzerinde pek durulmadan, alışılmış anlamda tiyatro düşünülmeden, hatta oynayacağı bile planlanmadan, kan ve gözyaşıyla doğurulmuş bir yapıt. Oyunda insan kişiliklerinin dışında, Elbe Nehrı'nin ve Allah'ın da ağırlığını koyduğu görülür. Elbe'nin kendini ölümcül bir f ırlatışC U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 8 2