Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
rişindeki dipnutta belirtir (s. 7): "Diyalektik kııram da halihazırdakı hakikatıııı kendi umutsuzluğunda buluyor olabilir. Bkz. llerbert Marcuse, Oni Dimensional Man (Boston: Beacon Press, 1964). Ru beniııı görüşüm değil. "Çünkü Laing, vurguyu maneviyata yapar: "Sekiiler bir diınyada yaşıyoruz. Bıı dıınyaya uyutn sağlamak için çocuklar, vecd halinden vazgeçerler. Manevi olanın yaşantısını yitirmişken bizlerden iman etmemiz beldeniyor. Ama bu iman vaki olmayan bir gcrçeğe inanma şeklinde ortaya çıkıyor. Amos'da, ülkedc bir kıtlığın ortaya çıkacağı bir zamanın geleceği, bunun "ne yiyecek kıtlığı, ne de sıısuzluk değil, Tann'nın sözlerini ışı/me" kıtlığı olacağı hakkında bir kehanet vardır. Bu zaman halihazırda gelmiştir. Bu içinde bulunduğumuz çağdır." (s. 139) "İçin nurundan mahrum kalınak dışardaki, karanlık bir durumdadır. Biz, karanlık bir çağda yaşıyoruz. Dışardaki karanlık bir günahkarlık halidir. tçımizîn nurundan uzahlaşma vcya yabancılaşma..." (s. 137) "...dış insan dünyası, hemen hemen tamamen ve bütünüyle içsel olandan yabanulaştığı için, ıçscl dunyayla berhangi bir doğrudan kişisel tenıas, zaten vahim riskler taşır. (Çeviri metnindeki bu cümle urahmızdan redakte edilmiştir. B.G.) Fakat toplum tarkında olmasa da, i^sel olanın açlığını çekmektedir. Bu yüzden "İçsel olan"ın varlığını "emin" bir yolla hissetme ihtiyacı, bu konudakı ıkırcikli tutum dıı aynı şıddette olmakla birlikte, mulneşeındir Örneğin, son 150 yıldır, bu kayalıklarda gemisi kazaya uğrayan sanatçi listesinin uzunlıığu, hayret verici değildir. Hölderlin, John Clare, Rimbaud, Van Gogh, Niet/sche, Antonin Artaııd .." (s. 136) Evet, belki dc Laing de bu bil sileye eklcnebilccck isimlerden biridir. O, belki du^ündüklerini bi/.zat kcııdi ^absında yaşamak suretiyle, kritik basamaklardan geçcrek, ı^ık için çırpınan insanlara kurtuluş vc esenlik yolunu geösternü^ür. İnsanlığı topyckun ve ölümcul bir yabancılaşmaya sürükleycn yaşantıları sergiledikten sonra bundan kurtulma, kendini gerçekleştirme imkan(lar)ını da göstcrmi^tir. Aşkın (transandental) yaşantı: gerçek bilinç, gerçek ozgürlük, geı\ek mutluluk. Evet, yirmi beş yıl sonra da olsa, 68 ku^ağına yön veren çağımızın bu büyük dıişunürünün fikirlerini okuıııa, öğrenıne lırsatımız var artık. En yakııi bir kitapçıdan gidi|) Ya^antı nın Politikası'nı almalı ve eşsiz bir bilinçyolculuğunac,ıkmalı. • Yaşantının Politikası / R.D. Laing I Çev. KemalSayarI VadıYaymları. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 7 8 Nazım Alpmandan Başka dünyanın insanları Cingeneler Nazım Alpman, aylar boyu cingeneler arasında | yaşamış ve dünyanın çeşitli yerlerinde dışlanmışlığın kadersizliği içindeki bu insanların yaşamlarını konu alan " Cingeneler' kitabını yazmış. SUNAY AKIN debıyatımızda Çingene konusu (,okça işlenir. Metin Kaçan'ın Hacıhüsrev'in "neşeli" yaşantısını "yüksek argo" ile gözlerimizin önüne serdiği "Ağır Roman" adlı kitabıbukonudakienbaşarılı çalışmalardan biridir. Şiirinin yüzüne hir ben gibi Çingeneyi kondurnıayan $aır de yok gibidir. Gazeteci yazar Nftzım Alpınan'ın nicedir elimden düşürmediginı "Ba^ka Dünyanın lıibanları: Cingeneler" adlı kitabı Çıngenelerin dünyasına yapılan derin bİK sondaj çalı^ması gibi zenginliklerle dolu. Nâzım Alpman, (,ingenelerinvurucuzekâsınıyakalayabilnıek ıçın Sulukule'den Varna'ya, Selâmsızdan Kafkasya'ya kadar yaşamlarına tanıklık ettt, onlarla aynı sofraya oturdu, 2 aylık ayıeık 'Karabıılut'a biberonla süt bile verdi!.. düğünleıinden kavgalarına, Batıl inaaçjarından nıüziğine kadar (,'ingene kiiltürünii gözlemleyen Alpman, yaşamın mutlaka keyiili ulnıasını savunan insanları şöyle tanımlıyor: "Neşe her zaman yakalannda bir rozet olmu^tu. Bugün kazandıklarını akşama tüketmek neredeyse bir "anayasa" maddesi haline gelmıştı. Çünkü ertesi güne kalanpara"bayat" paraydı!.." Ne llitler'in fırtnları ne de, toplu E ki: "Bize pis diyorlar. Nasıl temiz olalım. Hergün sizin çöplerinizi temizliyoruz. Bodrum'da süslü kokanalar, yılda bir kez yatlarla çöp toplamaya çıkıyorlar. Yaza yaza bitiremiyorsunuz. Oysa biz bütün y ü hep çöp topluyoruz. Hiçgörmezsinizbizi. Kelkuşları, (Kelaynak) bilem korursunuz. Çingenele1 ridekorumayaalsanızn'olurkir .." Gençkadın,Çingenelerinkorunmasını istiyor ama Türkiye'de antiçingene yasasının olduğunu yine Nâzım Alpman'ın kitabından öğreniyoruz! 1934 yılmda çıkan ve günümüzde hâlâ yürürlükte olan 2510 sayılı "îskân Kanunu"nıın 4. maddesi şöyle: "Türk kültürüne bağlı olmayanlar, anarşist ler, göçebe cingeneler, casuslar ve memleket dışına çıkartılmis olanlar Türkiye'ye "muhacir" göçmen olarak kabuledilmez." Usta bir gazeteci titizliğiyle ha/ırlanan kitapta ayrıca Berlin'in Bottrop adlı kasabasında çingenelerin kent dışına çadır kurmalarını engellemek için halkın bir oturma eylemi düzenlediği ni okuyoruz!.. Sanayi kenti Essende oturan Almanlar ise daha "koktenci"bir yola başvuruyorlardı! I lalk arasında toplanan 5 bin mark dazlaklara veriliyordu. Alman halkının "özgür iradesiyle" giriştiği bu para toplamanın karşılığı olarak da/.laklardan şu talep ediliyordır "Çingeneleıi gebertin!" Çingenelerı ülkenin birkaç ıner kezinde kurulacak 'tuplama kampları'nda istihdam edelim!" İşin ilgınç yanı ise bu öneriyi getirenin Nazilerın değil, sosyal demokratlara ve liberallereoy veren "demokrat" Alman seçmeninolması!.. 1938 yılında "Cingeneler" adlı bir kitap yayınlayan Osman ('ernal Kaygı lı'nın anlatıldığı bölüm kit.ıbın en "kaygılı" bölümünü oluştııruyor... Nâzım Alpman'ın "Cingeneler" adlı çalıştnasını mutlaka okuyun. Çingene lerin evlerinin dış yüzeyine yerleştirdikleri aynaların birinde yü/.ünüziın "neşeli" bir yanınıgöreceksiniz. Ve sonsöz bir çingene şarkısının: Gelincik al al açmış Kirazlar dal dal açmış OşalvarlıGülizar: Sana kötütal açmış! Yenıenimin oyası, Zerde yedim doyası! İştesenindeçıktı: Yüreğinin foyası! Mavi salkım duvarda, Bakracım yok.su var da! Kesemrakirdirama: Yüreğım pek hovarda! Cingeneler / Nazım Alpman I Ozan Yayınaltkf 160s. SAYFA 11 Nazım Alpman mun küçümseyen bakışları Hiçbir !jey Çingenenin ya^ama bep "taze" bakınasını engelleyemedi... Nâzım Alpman'ında Cingeneler kitabı bayatlamayaeak!.. İçinde genç bir kadının şu sözleri varken nasıl bayatlayabilir