Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
''îyi yazar nedir?"in karşılıgı ''Otuzların Kadını" Zengin bir kiiltür gömüsü EMREDÜNDAR T omrisı Uyar'ın son yapıtı Otuzlann Kadını yalnızca 1930'larda yaşamiş bir kişiyi yaşamı ve kişi liğiyle yeniden canlandırmıyor, onun aracılığıyla, benzeş kişiliği vc ahlakı zorunlıı olarak yazgıyı da paylaşan otuzlu kadınların portrelerini çiziyor. Erdemli insanın, 'insan gibi insanın', otuzların kadını anne, yazar kızı, bir İngiliz kadın, yazarın yine yazar olan arkadaşı Leyla ve geçmişin bazı ünlü sanatçılarının varlıklarında simgelendiği yas, amöyküsellik ve özyaşam öyküsellik özelliği Uyar'ın öbür kitaplarına göre hayli ağırlık taşıyan bir yapıt bu. Gelgelelim, kimi zaman amaçlamadığı halde okurda 'magazindedikodu' hevesi ve merakı uyandırmak gibi sakıncaları barındıran bu tür, Uyar'ın ustalığı karşısında tuzağını kuramıyor: Duyguculuğa düşmeden, duygu sömürüsü yapmadan alabildiğince duygusal, hatta acıklı bir üriin yaratmış yazarımız; annesinin, ailesinin ve'kendisinin yaşamını sızlanmadan ve övgücülüğe kapılmadan, Zekâdan, akıJdan, duygudan, derinlikten, gözlem gücünden, dil ustahğından; çiçeğe, ağaca, giyim kuşama, tarihe, topluma, psikolojiye ilişkin büyük bir kültürden yana çok zengin bir gömü "Otuzların Kadını". Yapıt, 1930'larda yaşamış bir kişiliği yeniden canlandırmıyor; onun aracılığıyla benzeş kişiliği ve ahlakı zorunlu olarak yazgiyı oa paylaşan otuelu kadınların portrelerini çiziyor. bıçak sırtı bir yazınsal uzaklığı, anlatıcı uzaklığını koruyarak yansıtmış. Sapsarı Dönüş Yolu, FaJ ve Alatav adlı öykülerde yapıntısala daha da çok kaysa da, anlatım tekniği ve biçeme hangi değişikliği getirirse getirsin 'otuzlu olmakolmamak' ekseninden ayrılmamış. Onun ıçindir ki yapıta tür olarak "öykü(ler)" tanımlamasını uygun görmüş Tomris Uyar. öykü; çünkü çok sıkı dokulu, izlekleri kişileriyle iç içe geçmiş öyküler bunJar. (Ler); çünkü her öykü kendi başına bir 'ayn bütün' özelliği gösteriyor, adına uygun bir içerik, teknik ve biçim/biçem taşıyor. 1. Bölümde (Pentimento ve Otuzların Kadını) ağırlıklı olarak aile ıçi otuzların kadınları, 2. bölümde (Sapsarı Dönüş Yolu ve Fal) yabancı, bir îngiliz otuzların kadım tanıtıbyor. 3. ve 4. bölümün öykülerinde ise (GelgitPençe; AlatavÇivi) birincilerde alatavlar (yani alacalar, ne tam otuzlu, ne tam pençeli, yarı olumlu yan olumsuz olanlar), ikincilerde pençeliler işleniyor. Bunlardan Gelgit, Pençe ve Çivi'de alatavlılık ve pençelilik otuzlann kadınının ailesi ve sosyal çevresinde (kocası, arkadaşları) canlandırılıyorken Alatav'da, yazar olan otuzların kadınının, Tomris Uyar'ın kurmaca kişilerinde somutlandırılıyor. Öykülerin aralarına yerleştirîlmiş olan notlar/günlükler ise kendilerin den öncc gelen öyküyü ve bütün öyküleri besleyici, bütünleyiti bir işlcv görüyorlar: Bir, otuzların kadınını tanıtarak; iki, annekız arasındaki duygusal ilişkiyi resimlerden yola çıkarak aydınlatarak; üç, yazar Tomris Uyar'ın günlük yaşamı ve ya/arlık yaşamından, 'aydın sorumluluğundan' görüntüler sunup onu arsnesine bağlayan, annesinden ayıran yönlcri açımlayarak (aynldıkları tek nokta, anne otuzların kadınının eylemci olmayı^ı); ve dört, yazarın bu eylemcilikte vc aydın olma bilincindc birleştiğı bir ba^ka otuzların kadınının yaşamının ve kişiliğinin dönemlere koşut olarak hetimlendiği, bu arada dönemin toplumsalsiyasal panoramasının çizildiği bu 'bulmaca ipuçları'nın özellikle son ikisi iç kanırtıcı bir acdıkta: Türk edebiyatında duygusallığın, duygusal etkinin üginç ve çelişkin bir biçimde anlatımın nesnelliğiyle sağlandığı, dorıığa çıkartıldığı ender uygulamalardan biri bu bölümler. Birer ek, eklem olmalarının yanı sıra, portrenin tamamlanması için verilmiş dönemsel ipuçlan kitaptaki sıralanışlarıyla; günlükler de, 'BirgündökümündenBir gece öncenin günlüğünden o gecenin notları' şeklinde birleştirildikIerinde bağımsız birer öykü olarak da okıınabiliyorlar. Otuzların Kadını 'bir yazar niçin iyi bir yazardır?' sorusuna verilebilecek yanıtların tümünü varlığında barındıran bir yapıt. Baştan sona, bütün öğeleriyle yapıs>al tutarlılık gösteriyor. Gereksiz bir tek sümık, ardamsız nedensiz hiçbir betimleme içermiyor. Zekâdan, akıldan, duygudan, derinlikten, gözlem gücünden, dil ustalığından; çiçeğe, ağaca, giyim kuşama, tarihe, topluma, psikolojiye ilişkin büyük bir kültürden yana çok zengin bir gömü. Gömü, çünkü keşifle erişilebilinir. Yazının boyutlarının clverdiği ölçüdc beni çok etkileyen bazı bolumlerine değineyim. BETİMLEME: Sekizinci sayiada otuzların kadınının portresinin alt çerçevesi boyunca bıçkın tavırlı, erkek giysili Colette'in, Yusııfçuk bale giysili Anna Pavlova'nın, Virginia Wolf'un ve Sarah Bernhardt'ın portreleri dizilidirvealtlarındaki"sarıdalgalarlayarılmış çırpıntdı deniz TETİKTE'dir. Niçin tetikte? Çünkü otuzların kadınınin C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 153 Tomris Uyar m Otuzların Kadını Adlı kıtabı bir yazar nıcın îyi bir yazardır? sorusuna verılebılecek yanıtların tumunu varlığında barındıran bir yapıt s A Y FA 6