29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tüm bunlar masal mı? Sen de Gitme Triyandafilis / Ayla Kutlu / Bilgi Yayınevi / 240 s./ 14.000 TL. / CKK Kod No: 152.553 III Duygulanmızın haritasında gezinen öyküler: Sen de Gitme Triyandafilis MUZAFFER BUYRUKÇU Bu başlık bana, yüzyıllardan ben yan yana, omuz omuza, iç içe bir birliktelik kurarak yaşadığımız; dostlukları, arkadaşlıkları bölüştüğümüz, aşk serüvenlerine soktuğumuz ya da aşk serüvenlerine girdi1 ğimiz, ticari ortaklıklarımızı sürsen dc gitme dürdüğümüz azınlıkların durumlatrtyudafilis rını çağrıjtırdı. Azınlıklar, her ülkede, o ülkenin sahiplcri olduklarını ilcri sürenlerin maddi ve manevi baskılannı, içtiği bir yudum suda, ısırdığını bir elmada, tepeden tırnağa süzen bir gözde duyarak biraz korkulu (korkak), biraz ötekilerden uzak ve tedirginliklerin hepsini tanıyarak yaşarlar. Azınlıkların yaşamlarına ciddi bir biçimde eğilen, o yaşamlardaki çok değişik, çok karmaşık malzemeyi gereği gibi kullanıp öykü, roman, oyun üreten yazarların sayısı azdır. Sait Faik, Oktay Akbal, Bilge Karasu, Sevim Burak, Hulki Aktunç, Tarık Dursun K., Peyami Safa, Fikret Arıt ve ben, tanışıklıktan ya da bir şeyleri paylaşmaktan gelen bir içtenlikle kimi öykülerimizde söz ettik. (Sevim Burak ve Bilge Karasu'nun dışında) Yapılan çalışmalar onlar insan olarak birey olarak tam anlamıyla onaya konulamadığı için yetersizdir. Seyirlik sanatının, tuluatın, orta oyunun, Karagözle Hacivat'ın güldürü besini olan azınlık yaşantısı, Hüseyin Rahmi'de, Ahmet Rasim'de, Sermet Muhtar'da alayların, taklitlerin, eleştirilerin gövdelerine sıkıştmlır. Güldürünün dozunu belirleyen öğeler biçiminde ele alınır; sahneyc konulan bazı oyunlarda da azınlıklar, mizahın etkı gikünü çoğaltmak amacıyla başvurulan yan elemanlardır. Yaklaşımda, sevecenlik önde görünmesine karşın hor gören, aşağılayan, küçümseyen, karikatürize eden şövcnist bir tavır benimsenmiştir. r J • 4 Yanlış bir tutumdur bu. Artık duvarlar yıkılmalı, yabancılık sınırları kaldırilmalıdır; toplumumuzdaki birey lerın yaşamlarına 'insanca ve yazarca' yaklaşmalıyız. Ama, bizden önce bu topraklara yerleşenleri, batan ve doğan uygarlıklara, batan ve doğan devletlere tanık olanların torunları da ebedi suskunluklarını bozmalı, ebedi küskünlüklerini unutmalı, edebiyatımızı zenginleştirecek ürünler yaratmahdır. Bana bu sorunu düşündüren Ayla Kutlu'ya teşekkür ederim. Sen de Gitme Triyandafilis kitabının başında Ayla Kutlu, "Doğasını ve insanlarını bende yeniden doğuran; iç zenginligimi, düş gücümü ve yaratıcılığımı çogaltan kentime: Iskenderun'a" demektedir. Öyle anlaşılıyor ki Ayla Kutlu, çocukluğunu ya da genç kızlık yıllarının büyük bir bölümünü geçirdiği İskenderun'a vefa borcunu ödemektedir. Oublinliler'i yazan James Joyce da öyle davranmıştır. Güzel bir jesttir bu. Kitabın ilk öyküsü Sen de Gitme Triyandafilis yukarıda değindığim azınlık insanlanndan birisinin yazgısıyla ilgilidir. İskenderun, Fransızların işgalindeyken başlar. İç karışıklıkla moral karışıkhğın iç içe halkalandığı Antakya'nın Türkiye'ye bağlanacağı gerilimlerinin S A Y F A 8 uç verdiği bir dönemdir ama Ayla Kutlu o tarihsel olguyu fonda tutar hep, arada sırada "Gitmeyi Bilmek" sezdirir, belırginleştirır. Çünkü asıl önemlı olan okuru dikkatle izlemeye çağırdığı Antuvan ailesinin iç yapısıdır, o iç yapıdaki gelgitterdir, trajiğin her satırda boy atmasıdır. Mösyö AntuVan ticaretle uğraştığından eve pek uğramamaktadır, sonradan yerleşeceği Beyrut'ta bilınmeyen bir yaşam sürmektedir. Belki bu yüzdcn, belki de başka nedenlerden ötürü karısına, çocuklarına uzak durmaktadır. Ama eve geldiğinde, ilk kucakladığı insan, Ayla Kutlu'nun "On beş yaşında, saf, geri..." diye tanımladığı, o mutlaka birileri tarafından yönetilen, yönlendirilen dünya güzeli Triyandafilis'tir. Acır ona, ağlar... Kardeşlerince sürekli bir biçimde tedirgin edilen yedi yaşındaki çocuk zekâlı Triyandafilis, bir kriz anında sokağa kaçmasın diyc Birkaç kez kaçmış, yakalanmış, geri getirilmiştir bahçe duvarının üstüne cam kırıkları konmuştur. (Triyandafilis'in duvarın üstüne çıkması, cam kırıklarımn ayaklarını kesmesi ve orada tepinmesi sahnesini anımsayın) Yemeğin, uykunun dışında hep pencerenin önüne oturan ve sokaktaki yaşam akışına kapılarak ötelere, karanlıklara, meçhullere, masallara, efsanelere akmak isteyen Triyandafilis, bu isteğini, Fransız askerı Pierre'e gönlünü kaptınnca gerçekleştirir. İçgüdüsel bir sürükleniştir bu. Picrre'i sevip sevmediğini bilemeyiz, kestiremeyiz ama ona alışır, Pierre memleketine dönmek zorunda kalınca da gitmesini önlemeye çalışır. Çünkü 'gitmek' Triyandafiîis'e göre bir yıkımdır, bir ayrılıktır, bir öcüdür, bir ölihndür... Gene de Pierre'in arkasından koşar, aramaya koyulur, kamyon dolusu askerlerin tuzağına düşer ve hep orada olmayı düşlediği karmakarışık dünyada, insanlardan oluşan yabani bir dünyada, kaybolur. Hırpalanır, yaralanır, ezilir, çiğnenir, alçaltılır, yeryüzüne gelişiyle başlayan dramının çeşıtlı katmanlarında çırpınır durur, batar çıkar, ama kurtulur ve Ayla Kutlu'nun biçtiği 'masal kadınları' kimliğine bürünür. Burada, asıl bu dünyadan gitmemesi gereken Triyandalifis'in kendisidir. Onun temsil ettiği güzelliklerin, iyiliklerin, erdemlerin korunmasıdır. Çünkü günümüz insanı, insani özelliklerinden soyulmuş, çirkinleşmiş, yozlaşmıştır. Küçülmüştür. Evet, doğrudur ama geçmişteki onurlu, düzeyli, yüce insanın bozulması da o zamanki koşulların, ortamların kuşatmasıyla başlamıştır. Triyandafilis gibı bir meleği aralarında pekâlâ barındırabileceklerine, barındırmamış, onun bilinçsizliğinden, saflığından yararlanarak yıpratmışlardır. Ayla Kutlu Sen de Gitme Triyandafilis'tc bu önemli soruna parmak basmakla iyi yapmıştır. Aranan, özlenen, düşlenen bir dönemin karakterini sergilerken, vürekleri sevgiyle dolu portreleri çizmiştir. O portreleri çizerken hüzünlerı, buruklukları kışkırtmıştır... Kapanan bir kapının arkasında kalanların resimlerini belleklere çakmayı başarmıştır. "AJtın" öyküsünde ninetorun ilişkisi, altınla örülen bir masala dönüşüyor. Hemen hemen hepsinde masal havası var, masal öğeleri daha çok sürpriz sonlarda kendilerini gösteriyor. "Sen de Gitme Triyandafilis"te, en çok 'geçmiş' irdelcnir. Çünkü 'geçmiş' yaşamın başlangıcıdır, insanın özel tarihi 'geçmiş'iyle kurulur ve yaşanan her gün 'geçmiş'teki birikimlere katkıda bulunan kanlı canlı olayların doğduğu bir rahimdir. Ayla Kutlu da bütün öykülerinde 'geçmiş'ten elini hiç çekmez, 'geçmiş'le şim Ayla Kutlu: Incıtılen kadınları sakınır gıbı dinin arasında gerilen ipın üstünde devinır, bir o yana, bir bu yana gider, bu gidiş gelişlerde ise hep bir şeyler götürür, hep bir şeyler taşır. Ayla Kutlu, ayrıca duyguları didik didik eder, onların haritasını çıkarmaya çalışır. Olayları, durumları, duygularda başgösteren yükselme ve alçalmalara göre değerlendirir. Yürünülen yol, ulaşılacak erek duygulardan yapılmıştır. Bir anı, bir çağrışım, bir küçük dalış, duyguların varlıklarda ilk kez kıpırdadıkları saniyeleri diriltir. Bu duygu haritasını tam olarak okuyabilen, Ayla Kutlu'nun, "Acılı sızılı ama, duyguları dipdiri; öfkeli ama, özverili; dışlanmış ama, yaşama sımsıkı tutunan kadınlar. / Düjlerde bile ulaşılamayan; ulaşılınca horlanan kadınlar..."ına erişmiş, onlara dokunmuş olur. Ayla Kutlu, "Sen de Gitme Triyandafilis"in insanların benliklerinde 'dış olayların sarsıntılarıyla' meydana gelen oiumsuzlukları, çırpınışiarı ortaya koyarken bir yanlışlıkla, bir hatayla ya da bir rastlantıyla düğümlenen durumların yarattığı karamsarlıkları, ruhlardaki yıkıntıları, çöküntüleri serer gözler önüne. O kişilerin toplumla, birbirleriyle kaynaşmalarını ya da uzaklaşmalarını, kopmalarını; tarihsel ve toplumsal gelişme sürecinde katettikleri mesafeleri anlatır. Yumuşaktır anlatımı Ayla Kutlu'nun... Sanki öteden beri incitilen, yaralanan kadınları korkutmaktan sakınır gibidir. Yaşanmışlıklardaki güzellikleri, çirkinlikleri, dengeleri ve dengesizlikleri, soluk ve koyu renkleri benimseten, zihinlerimizde tartışmalar başİatan; hayallerimizi, düşlerimizi çıldırtan ve bizi gerçeklerin serpildiği mekânlarda dolaştıran, dolaştırırken başlarımızı döndüren Sen de Gitme Triyandafilis son günlerin gözde deyişiyle söyleyeyim: Bu, bildik bilmedik acıları, hüzünleri harmanlayan bir Ayla Kutlu yapıtıdır. D CUMHUHİYETKİTAPSAV/46
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle