Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Genç yaşında Zap Suyu'nda kaybolan bir eğitim emekçisinin gözlemleri Fırat'ın doğusu karanlık Hakkâri Dedikleri / Selahattin Şimşek Martı Yayınları / 170 s. MEHMET BAŞARAN Yazarının ölümünden sonra yayımlanan kıtap.... Böyle diyorum ya, neden, nasıl öldü o yazar? Bugün de kesinliklc bilinmiyor. Gcrçeği Yüksekova'nın Oramar köyü, bir de baharda coşkun akan Zap ırmağı biliyor belki... Ama onlar da konuşmuyor. Selahattin'ın bir gömütü bıle yok. İlkin Varlık dergisinde yayımlanan 'Yayla Notları'v la ilgi çekmıştı Selahattin Şimşek. Canlı tipler çizdiğı, fiykü tadındaki yazılarıyla, yazınımıza hemen hemen hiç yansımamış "yayla yaşamı"nı canlandırıyordu. Sıcak bir anlatım, doğa betimlemeleri... Ve Dede Korkut günlerindeki gibi toprağın, suyun dilinden anlayan insanlar... "Yollar"ın ayrı bir yeri vardjr Selahattin'in yaşamında, yürek ürperten bir bozlak gıbi: "Bu yollar sarar benı / Dostlara gel gel eder / Hayatım bu yollarda hemşchrim / Yollardan önce biter." Ya şu dize tadındakı tümcesi, yaşamının sonu çarpıcılığında değil mi? "Yolum burada irice düğümlendi..." Hakkârt'den bir duflün alayı Evet, onun yaşamı Hakkâri yollannda irice düğümlendi... Çukurca, Şcmdinli, Yüksekova, Hakkâri... Memurların yüzlerini solduran yerler. Yöneticilerce hep sürgün yeri sayılmış v'ünkü. Urartulardan, Nasrunilerden beri dünyaya kapalı bir yore. Ortaçağ karanlığırçinde... 1944'te Pazarören Koy Enstitüsü'nü bitiren, on bir yıl köylerde başarıyla çalıştıktan sonra Ga?i Eğitim Env titüsü'ne giren Şimşek, ilköğretim müfettişi olunca, seve sevine Hakkâri yollarına düşer. Dıkkatli bir gözlemci, gerçekçi bir yazar, coşkulu bir eğitimcıdir. Zor ulaşılır dağ köylerinde gördüklerini, yaşadıklarını; yörenin çarpıcı gerçeklerinı, sorunlarını ustaca dıle getirir. Sesi suçlayıcı bir çığlıga dönüşür kimı zaman: "Teğet geçmiş asırlar buradan teğet!.." Hoşap Kalesi, Çuh Gediği, Cilolar... "Bir boğazdan Hakkâri'ye dönüyoruz. Aşağısı uçurum. Koca Zap, bir yeşil yılan gibı kıvrılıyor taşların arasında. Bakılmıyor bu korkunçluğa. Buradan dü^cnin parçası bulunmaz..." Canı ağzında, katır sırtında, gidilmez yerlere giden; köy okullarına; köy öğretmenlerine omuz vermeye çalışan Selahattin Şimşek'i, i>te o Zap suyu yutar. Hem de en verimli çağında, otuz yaşında. O yöreye kendinden bir şeyler katma, o yöreyi canıyla ışıtma yolunda ardında Hakkâri Dedikleri adlı yapıtı bırakarak gitmiştir Selahattin. Yazınımızın, eğıtimimizin şehidi Selahattin'in yapıtı, otuz yıl sonra Martı Yayınları'nca yeniden basıldı; aradan geçen otuz yıl dilini de özünü de eskitememiş; hele Karasivri adıyla "Yayla Notlan" da eklenince, bir ılk baskı tazeliği kazanmış: "İşte şu dağda Köroğlu atını mahmuzladı zulme karşı; şu dağda Dadaloğlu padişahın fermanını yele verdi; şu dağda Karacaoğlan sazını çatlattı; Yunus, şu dağda CUMHURIYETKİTAPSAV/46 vardı Tanrı katına; Âşık Veysel şurada bağrını deldi toprağın..." diyen; gene de kıt veren toprağın uyandırılması, insanın canlandırılması yoluna kendını adayan, toprağımızın, ınsanımızın üstüne titreyen bir yüreğin sesı duyuluyor yapıtın her satınnda. Yazarın denetleme gezileriyle ilgili izlenimleri, gözlemleri çarpıcıdır. Fırat'ın doğusunda eğitim yaygınlaşamamış, cumhurıyet*ulaşamamıştır oralara. Ozellıkle Köy Enstıtülerı kapatıldıktan sonra sorunların boyutu daha da büyümüştür. Hükümetin önü hep kalabalıktır. Yöresel nüfus yapısı değişik tipler yaratmıştır: "Bunlar vatandaşla dcvlet kapısı arasında aracı, camide ahlak hocası, nurcu. Allahkul arasında elçi; okulda Alatürkçü, dağda eşkıya; mitinglerde hakhukukçu, barlarda hacıağadır." Köylere yol ız, uygarlık ulaşamamış, insanlar zor koşullar içinde umarsız bırakılmıştır. Kar bastırdı mı altı yedi ay dünyadan kopar köyler, komşu komşuya güç ulaşır. Bugünkü kafayla açılan okullar gözlerde bir pırıltı, yüreklerde bir sıcalclık yaratamamaktadır. Güneş doğudan doğsa da ışığı batıya vurmaktadır hep. Hakkâri Dedikleri bu gerçeklerin degişmesi gerektiğini duyuran, bunun içın çalışan, bu uğurda can veren bir yazarın, insan sevgısı tüten yapıtıdır. Şimşek "irice düğümlenen yollann" düğümlerınin çdzülmesine yüreğiyle ışık tutmaktadır: Yavaş gidiyordu zaman, kır atın / Daha diyordun toprağa, dcstanlara / Köylere halka susnmıştın çok / Yüreğinde uzun bir ağrı / Koşuyordun ak okullara / Şimdi Hakkâri Oramar Selahattin / Yarım kalmış öyküler romanlar Selahattin / Aydınlığa mutluluğa yollar Selahattin / Ben yonut yapmasını bilmem / Off Zap suyu neler ettin... D S A Y F A 1 9