Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
lı'nın dört bir yanında, odasında kumar oynatan bir a veren Ayaşlı İbrahim Efendi ve konak sahibi Ayaş kadından emekli konsolosa, eski çiftlik sahibine, eski bir bar kızına kadar, toplumun her katından her meslekten gelmiş,, namuslusu, sahtecUi, iyisi kötüsü ile insanlardan derlenmiş bir buketin sunulmasıdır "Ayaşlı ve Kiracılan". Bütün bu insanların umutları, umutsuzlukları, sevinçleri, üzüntüleri, odadan odaya (bir bakıma evden eve!) birbirleriyle ilişkileri, başlarından geçenler dile gelir romanda. Bız okur olarak, Ayaşlı'nın kiracılan arasındaki gelgitleri yine aynı konakta bir oda tutmuş olan bir banka memurunun kaleme aldığı anılanndan öğreniriz. "Ayaşlı ve Kiracılan" yönetmen Tunca Yönder'in televizyona uyarladığı bır romanın filmi olarak karşımıza geldi, bir çizgiyi başından sonuna kadar sarsıntıya uğratmadan sürdürebilmesiyle de dikkati çekti. Bizim sinemanın, bereket son yıllarda artık istisnaları görülebilen önemli bir zayıflığı, bir filmin baştan sona aynı çizgiyi sürdürememesidir. Ya senaryodaki bir tutarsızlık, ya yönetmenin bir kusuru, ya çekimin kıs>a zamana sığdırılması zorunluluğu ya da oyuncuların oyunundaki aksama, filmi, üzerine sürgit ilerlemesi gereken çizginin ya üzerine fırlatır ya da altına düşürür zaman zaman. Sinema seyircisini en fazla dü$ kırıklığına uğratan kusur da, sanırım, bu çizginin bir abartı ya da yapaylıkla bozulmasıdır. Tunca Yönder, yalnız "Ayaşlı ve Kiracıları"nda değil, izleyebildiğimiz başka yapıtlarında da, çizgiyi korumaya dikkat eden bir yönetmen olarak seçkinleşiyor. "Ayaşlı ve Kiracılan", gerek oyuncuların seçimi, gerek kaynak romana uyumluluğu, gerek oyuncuların dengelı oyunlarıyla başarılı bir roman uyarlaması olarak yer alıyor. İşte başarılı bir roman uyarlamasına yabancı bir örnek: "Moby Dick!" Amerikalı yazar Herman Melville'ın aynı adlı romanından beyazperdeye uyarlanan bu filmin yönetmeni ünlü John Huston'du. "Ayaşlı ve Kıracılan'nda Muge Akyavaş, Mahır Gunşıray, Nıhat llerı ve Şebnem Eren. Bır yelkenli geminin süvarisi Kaptan Ahab, gemisindekı bütün tayfayla birlıkte, kendisini vaktıyle bacağını kopararak sakat bırakmı; olan Moby Dick adlı beyaz balinadan öcünü almak üzere denize açılır. Balinadan öç almak, Kaptan Ahâb'ın, bütün romanı ve filmi de kuşatan sabit fikridir. Ahab rolündeki Gregory Peck, (şimdi artık iyice yaşlanmıştır) beyazperdenin yakışıklı, ama bir oyuncu olarak kendinden tam da kurtulabilmiş, tam da rahatlamış sayılamayacak bir oyuncusu! Bu kendinden kurtulamama, kendini zorlama hali, (örneğin, hiç yeri yokken kaşlarını çatarak kaldırması) hemen bütün fiİmlerinde kendini gösterir. (Sinemamızdaki, kendinden kurtulamayan oyuncularımızı anımsayalım.) Ne var ki, "Moby Dick" filmindeki Gregory Peck'in bu kasılma hali seyirciyi olumsuz etkilemez, çünkü Kaptan Ahab, içindeki öç alma duygusuyla gerçekten robotlaşmış, kasılıp kalmış bir adamdır. Kimbilir, belki de yönetmen John Huston, aslında oyunculuk açısından olumsuzluğu kesin olan bu kasılma halini, Kaptan Ahab rolü açısından çok olumlu bul' muştur. "Moby Dick" romanı ve filmi, sadece bir öçalma tutkusunun sergılenmesi olarak kalmaz, romandaki ve filmdeki çok çeşitli karakterler ve dünya görüşleri yapıta bir zenginlik verir, yapıtı renklendirir, derinleştırir. Filmin sonuna doğru Kaptan Ahab, can düşmanı, kötülük elçisi beyaz balina ile karşılaşacaktır. Moby Dick, sırtına, karnına yediği zıpkınlarla <u üzerindeyken, ba; linayı kaçırmak korkusuna uğrayan Ahab, dc almanın kör tutkusu içınde hayatını hiçe sayarak kendini balinanın gövdesine zıpkın halatlarıyla bağlar, öyle, Moby Dick'i sonuna dek zıpkınlayarak, Moby Dıck'le birS A Y F A 1 için özellikle ikı sahne bu nırengı noktalarını oluşturuyor. Bınncısı, "gizemli kadın"ı otel kapısından ıçcrı gırdığı; ıkincısi ıse, daha da unutamayacağım bır bölüm olarak, Zebercet'in, kendini asmak ısterken üzerine çıktığı masadan yerlere yuvarlanması (hayata yabancılık!) ve hemen yeniden doğrulup kendini a;>ma i>iCUMHUniYETKİTAPSAV/46 nc yeniden sessiz sedasız yönelmesi sahneleri! Memduh Şevket Esendal'ın "Ayaşlı ve Kiracılan" romanının özelliğı nedir diye sorulacak olsa, herhalde, romandaki zengin "insan malzemesi" diye cevap verirdim. Eski bir konak, bu konağın odalarını ayn ayrı kira