28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Özgürlük tutkunu bir şair Puşkin'i tanımak, onu okumakla mümkün ancak. 17991837 yılları arasında yaşayan ünlü şairin tüm dünyaca bilinen "Yüzbaşının Kızı", "Maça Kızı", "Byelkin Hikâyeleri" adlı düzyazı ürünleri de var. Rusçanın ince sözcük oyunları ve zekâ ürünü uyaklamalarıyla yalın şiirler kaleme alan Puşkin, bir düello sonucu acılar içinde ölmüştü. SSCB'de doğduğu kente adı konmuş bir yazın adamı: Puşkin A.MÜMTAZ İDİL uşkin'i tanır mısımz? Bir şair, bir yazar, bir bilim adamı, bir şaklaban ya da bakkalın oğlu? Kimdir bu Sovyetler Birliği'nde bir yığın sokağa adını vermiş, heykelleri dikilmiş vc doğduğu kente adını koydurmuş kişi? "Eski tüfek" sosyalistlerden olanıaz, çünkü 1799'da doğmuş, 1837'de öldürülmüş. Buna karşın yine de tüm Rusya'nın ve şimdiki adıyla Sovyetler Bırliğı'nın gelmiş geçmiş en büyük yazarlarından biri. Ama neden? Nedir Puşkin'i böylesi "ulaşılmaz" kılan? Dekabrist ayaklanmasına karar verildiği 24 aralık akşamı, bir gece önceden rüyasında ağzından beş dişin döküldüğünü gördüğünden, onlara katıl(a)mamak mı? (Kendı anlatımıyla, eğer yetışebilseydi, ayaklanma komitesinin altıncı ktşisi olarak isyandan birkaç gün sonra idam edilecektı). Sevdıği kadına ulaşamadığı için, kardeşi ile salt ona yakın olmak için evlenmek mi? Nedir? Paraya tutkunluğu mu? Annesinin Habeş asıllı olması mı? "Yüzbaşının Kızı" romanım okuyacak olursanız. P 0 R T R E P U Ş K I P Düello sonucu öldü Aleksandr Sergeyevıç Puşkin, 17991837 yılları arasında yaşadı. Bır Rus asılzadesının oğludur. Çarskoyc Sclo'da (bugünkü Puşkin kenti) liseyi bitirdı. Başlarda Fransız edebıyaunın etkisinde kaldı. Ruslan ile Ludmilla adlı yapıtı (1820) bu döniMiım ürıinüdur. Bu sıralarda hükünıetle aıışması nedenıyle Güney Rusya'ya sürüldü. Byron'ın eserlerı ile orada tanıştı. Oradan Pskov bölgesıne sürüldüyse de 1826 yılınd.ı Çar I. Nıkola, Puşkin'i bagışladı. Mo.skova'ya döndükten sonra Naıalia Gonçarova ile evlendı. Karısı ile o sıralarda rransa'dan yeni dönır.üş olan Baron Hetkerend'Anthes arasında çıkan dedikodu yüzünden d'Anthes ile düello etmek zorunda kaldı. Düelloyu kaybettı ve üç gün sonra büyük acılar ı^ınde öldü. In çok etkisinde kaldıgı yazarlar Byron, Shakespeare ve Sir Waker Scott olmuştur. Byron'ın etkisiyle "Kafkaski Plennik" (Kafkas Mahpusu) adlı ınanzumesını yazdı. Yıne Byron'ın eıkısiyle "Yevgeni Onyegin" manzum romanını yazdı. Shakespeare'ın etkısi bir başka manzum romanı "Boris Godunov'da görülür. "Çingeneler", "Tunç Süvari" gibi daha birçok uzun şiiri bulunan Puşkin'in düz yazılarının hemen hepsi "Tüm Eserleri" adlı altında Ataol Behramoğlu tarafından Türkçeye kazandırıldı. "Yüzbaşının Kızı", Byelkin Hikâyeleri", "Maça Kızı", "Dubrovski" vb. emınim hayal kırıklığına ugrayacaksını/. Tüm /a.nanların en öneınlı romanlarından biri sayılan "Yüzbaşının Kızı" size belki de Barbara Cartland'ın kurgularından da basit gelecektir. O halde nıye okunmalı bu roman, neden okunmalı "Byelkin Hikâyeleri", "Maça Kızı", "Dubrovski." Hele "Dubrovski" adlı uzun riyküsü (Rusçası Povest), "zengin kızla fakir oğlanın" macerası gibi gelecektir. Peki şöyle bir soruya nasıl yanıt verilebilir: Bir kez daha insan yatağından hamamböceği olarak uyanabilir mi? Yani "Metamorphosis" (Değişim) bir kez daha yazılabılır mi? Kafka'nın yazdığı böylesi soyutlamadan sonra, ister sabah kalktığınızda kertenkele olun, ister kelebek, ister dinozor... Her şey için çok geç artık. Çünkü "Metamorphosis" sizden 50 yıl kadar önce doğdu. Turgenyev'in Bazarov'undan sonra yaratılan nihiliste ne ad verilirse verilsin, artık o, Bazarov'un "kaburga kemiğinden" çıkmadır, tıpkı Sait Faik'in cebinden çıkardığı Hidayet'in, ondan sonra doğan tüm Hidayetlerin babası olduğu gibi. "Yüzbaşının Kızı" her şeyden önce bu anlamda tek olduğu için okunmalı. Savaş ve Barış'ın hammaddesi olduğu bılınerek okunmalı, kendinden sonra binlerce yîzara "ilham" verdiği için okunmalı. Bunlar işin teknik ve bilgi yanları. Bir de romanın doğuşu var. İlk gerçekçilerin romana bakışı, roman sanatının nerelerden bugüne geldiğini anlamak var. Dali'nin, Picasso'nun ya da Kandinski'nin son dönem tablolanna bakarak "sürrealist" ya da "soyut" resim anlayışına bir anda dudak bükmek, daha da ileri götürüp "ben yapsam bu kadar beğenilmez, çünkü benim adım Picasso değil" demek, kolay ve sık rastlanıyor. Oysa o çizgilerin yarattığı potansiyeli tahmin edebilmek Ayvazovskı'den Puşkin bile güçleşebiliyor kimi zaman. Gerek Kandinski'nin, gerek Dali'nin ve gerekse Picasso'nun (örnekleri yüzlenedenden ötürü Türkçeye hâlâ şiirleri kazandırılamare çıkartmak mümkün) bir soyut resim yapmadan önmıştır. ce yıllarca Rönesans dönemine parmak ısırtacak denli Oysa bu yaJın dizeler, satranç tahtasının o suskun geusta ressamlar olduğunu bilince de "ben de yaparım rilimi gibi hareketsiz, ama müthiş enerjiktirler. Yoksa bu resmi" demek o denli kolay olacak mı? Kısacası, her saçları kıvır kıvır olduğu ve rengi de biraz karaya çaldısanatın klasık dönemı var. Bu dönemi bilmeden okuğı için öldürtmemiştir Çar I. Nikola Puşkin'i. Çar, yamak tat vermeyecektir okura. Bunu bilmeden yaratmak ni satranç deyişiyle Şah, kendi sonu olacağını bildiği durumu daha da vahımleştırecektır (Her sanat ürünü son darbeyi birkaç hamle öncesinden görebilmiştir. O bir yaratıdır dıye düşünürsek tabii). nedenle de adaşı son çar II. Nikola gibi bir sonu, karşısındaki oyuncuyu öldürerek engelleyebilmiştir. Artık roman ya/manın "mükemmel kurgulama" olmadığı da biliniyor. Oysa bir zamanlar gerçeğe en yaPuşkin'de yasaları kafasında somutlaşmamış bir özkın ya/mak ve kurguda mantık hatası yapmamak, bu gürlük tutkusu vardır. Hemen tüm şiirlerine kimi /anedenle de genellikle birinci tekil kişiyi kullanarak, sanman fa/lasıyla denecek kadar sinnıiş özgürlük tutkusu, ki lanığıymışçasına olayları .ıktarmak neredeyse yasa geçözümsüzlüğün de umarsı/ çıkm.uıyla her defasında gireğiydi. Rönesans dönemınin resim sanatında gerçeği derek sertleşerek kendini göstermiştir. Bu da Puşkin'i tuvalıne en ıyı yansıtan ressam en başarılı ressam kabul gelmiş geçmiş en büyük özgürlük şairlerinden biri yapedılirken bugün onların yaptığı "gerçeğe yakınlık" komıştır. mık çızerleri tarafından Rönesans dönemi ressamlarıAma bu yazı Puşkin'i tanıtabilmekten çok uzak. Puşna bıle parmak ısırtacak kadar başarıyla yapılıyor. Ama kin'i tanımak, onu okumakla mümkün ancak. "HerKafka'nın sevımlı hamamböceğinin sıradan öykünmeşey çevresiyle birlikte ses verir" der Miguel Asturias. leri gibi dikkati çekmeden cilt cilt tükenip gidiyorlar. Puşkin de öyle. 20. yüzyılın son ceyreğini yaşayan kuBütün bu nesir özelliklerinin yanı sıra Puşkin'in asıl şak için "Ben yalnızca küçük bir burjuvayım, küçük uzman olduğu alan şiirdir. Ama Puşkin'in şiirleri de başbir burjuva" diye dizeler yazan bir şairin sesi de ancak ka bir talihsİ7İikle karşı karşıyadır bizim için. Çünkü 19. yüzyılın ilk yarısındaki çevresiyle ses verebilir. Özşiirleri öylesine yalındır ki bir başka dile çevrildiğinde gürlüğün ancak iyi düzenlenmiş yasalar ve bunu adil "sıradan düz yazılar" haline bile dönüşebilmektedir. olarak uygulayabilecek bir çarla gerçekleşebileceğine yürekten inanan Puşkin'i, Nâzım Hikmet ya da Pablo NeRusçanın ıncc kelıme oyunları ve zekâ ürünü uyakruda gibi okumanın olanağı var mı? Çarlar da, yasalar lamaları, yalınlığın da getirdiği bir güçlükJe birdenbire da değişiyor, ama Puşkin, hep Puşkin meydanının oritici dizelere dönüşebiliyor. Bütün şiirler için geçerli olan tasındaki heykeli gibi şiirleriyle varlığını sürdürmeye "başka bir dile çevrilebilme güçlüğü" Puşkin'in şiirledevam edecek. D rinde neredeyse olanaksızlaşmaktadır. Belki de salt bu S A Y F A 19 C U M H U H İ Y E T K İ T A P S A Y I 40
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle