Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Çete arkadaşları: Ressamlar ve şairler Resim ve şiir. İkisi de ayrı bir anlatımın, dilin ürünü. Yaşamı sözcüklerle duyumsamaya, kavramaya ve çözmeye çalışan şairlerle, bunları çizgi ve renkle görünür kılmaya çalışan ressamların, birbirlerinin yapıtlarını daha derinden anlayabıleceklerıni düşünerek şair ve ressamlara iki soru sorduk. Yanıtları sayfalarımızda sunuyoruz. Ressamlar şiirdeny şairler resimden etkilendi mi? D HAZIRLA YAN NUR BULUM uygular, ne kadar belirsiz olursa olsun, sonuçta dtş anlatımını sözcükler, renkler, ya da bıçimlcrde bulan bir somuta dayandırıyor. Resim ve şiir. Ikisi de ayrı bir anlatımın, dilin ürünü. Bu dillerin yorumunu her sanatçı her zaman geçerlilığını koruyacak bir mutlağın ışığında, kendi dünya görüşünü de ortaya koyarak sunuyor. Tarihe göz attığımızda yazar, şair ve ressam ilişkilerınin içli dışlı olduğunu görüyoruz. 'Yaşamı sözcüklerle duyumsamaya, kavramaya ve çözmeye çalışanlarla, bunları çizgi ve renkle görünür kılmaya çalışanların birbirlerinin yapıtlarını, özcllikle kendi çağdaşlarını daha derin anlayabıleceklerı düşüncesinden yola çıkarak ba/ı şaır ve ressamlara ıki soru yönelttik. İlk olarak ressamlarımıza soruyoruz. Resim şiir ilişkisi sizce nedir, aralarında ne gıbı bir bağ vardır? Etkilendiğiniz şairler var mı? Sİ7x resim yaptıran bir şiir oldu mu? Demek ki o zamanlar, hem şiiri hem de resmi, bir olguyu güzel imgelerle tasvir etme uğraşı olarak algılıyormuşum. Oysa bugün her ıkisini de farklı malzemelerle oynayarak büyülü yapılar kuran değişik ilgi alanları olarak görüyorum. Aralarındaki tek benzerlik hem şaırin hem de ressamın aynı yöntemle ış üretmesi bence. Birbirlerınden etkılenmeleri söz konusu değil artık. Kendımi lise II. sınıfta yaptığım gibi bir şiirden yola çıkıp onu tasvir eden bir resim üretirken düşünemiyorum, günümüzde. Olsa olsa,resimyapar gibi sözcükleri, noktalama işaretlerıni, seslerı, anlamları kompoze edip bir çerçeve içine oturttuğum metınler oluşturabılirim bugün. Onu da zaten yapıyorum. Bir sonraki aşamada ortaya çıkan metinleri kitap sayfaları yerine değişik taşıyıcılar üzerinde okuyucuya sunmak gelebilir. Onu da Jenny Holzer akan ışıklı savsöz bantları, dizeler kazılı mermer levhaları ile çok güzel yapıyor. Nur Koçak Büyülü yapılar kuran iki farklı alandır Lise II. sınıfta öğrenciyken edebiyat ders kitabımızda yer alan bir şiirin iki dizesinden çok etkilenmiş, oturup bir resim yapmıştım; yaşamımda ilk ve herhalde son kez... Dizeler şöyleydi: "Yüzüne saçları gibi yaymış kederi / Seyrediyordu sokaktan geçcnleri." Pazar günü penceresinden sokağı seyreden canı sıkkın genç kızın şiiri ya Behçet Necatigil ya da Necati Cumah'nın olmalı. Resim dosyamdan bir kâğıt almış, önce kurşun kalemle bir genç kız portresi çizmiş (kahkülleri neredeyse gözlerinin içine giren, ellerini çenesine dayamış, dalgın bakışlı), daha sonra da suluboyayla resmi tamamlamıştım. İzleyici, kızın pencereden bakındığını nasıl anlayacaktı bilemiyorum, çünkü yüzü ve elleri kâğıdı silme dolduruyordu; ama hüzünlü olduğunu anlaması kolaydı, çünkü yüz ifadesi ağlamaklı ve tcn rengi zümrüt yeşiliyle fıstıkı arasında gidip gelen uçuk limon sarısıydı. Tanıu Demırcı "Şiir muzikaletıye ve kulağa donuktur " Nur Koçak "İlk, Necatigil ve Cumalı'dan etkılendım " Fotoğraflar Yıldız Uçok Oncclıkle resim görselliğe dayanır, plastiktir. Şiir ise edebi bir türdür, müzikaliteye ve kulağa dönüktür. Resimde yüzey önemlidir. Şiirde sözcükler önem kazanır. Resimdeki boya ve fırçanın yerini şiirde sözcükler alır. Her ikisinde de önemli olan düşünce, kompozisyon tavrı ve kişiliktir. Belirttiğim unsurlar sadece bunları ortaya çıkaran araçlardır. Resim yapmanın süreci, ister kısa ister uzun olsun, resim yapmak gelecekte o resme bakılacak anları kurma sürecinden başka bir şey değildir. Bazı resimler, resmin kime seslendiği belirsizleştiği içın çabuk tükenır, bazıları ise geçerliğini korur. Şiir ve diğer türler için de aynı şeyler söylenebilir. Görsel bir im, eğer bir gizlenme aracı olarak kullanılmamışsa her zaman bir yokluğun yorumudur. Şiir zamanın parçasıdır, onun içinde devinir. Görsel im ise zamanı kendi içinde yadsır. Şiir zamanı kullandığından başı ve sonu olan bir yapıttır. Resim ise elle tutulur bir nesne olarak düşünüldüğü zaman bir başı ve sonu vardır. Görüntülerınin başı ve sonu yoktur. Kompozisyon, resimsel uyum, biçimin önemi gibi kavramlarla bunlar anlatılmaya çalışılmaktadır. Resmin dili durağan oldugu içın böylc bir zaman dısılığın da dilı olmaktadır. Resmin zaman dışı dünya ıle görülen dünya arasında kurduğu bağ dığer sanatlardan daha etkili ve kapsamlıydı. Resmin ikon ycC U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 40 Resimdeki boyanın yerini, şiirde sözcükler alır S A Y F A 12