16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Son Araştırmalardan İsviçreli ve Alman bilim bilim insanları “Proceedings of the Royal Society B” dergisinde çok ilginç bir eşeysiz üreme örneğini tanıttı. Basel ve Bielefeld Üniversitesi araştırmacıları, eş bulamayan yassı kurtçukların, spermayı kendi kafalarına aktardıklarını düşünüyorlar. Sadece bir milimetre büyüklüğünde olan kurtçuklar erdişidir, yani hem eril hem de dişi cinsellik organına sahipler. Bir yassı kurtçuk normalde iğne biçiminde penisiyle, diğer bir kurtçuğun dış zarını delerek, döllendirir. İncelemeler sırasında bilim insanları, bazı kurtçukları ayırarak, eşeysiz ürediklerini fark etmişler. Bu kurtçuklar iğne biçimindeki cinsel organlarıyla spermayı kafalarına aktarıyorlar. Sperma buradan bedenin ortalarına doğru ilerleyerek, yumurta hücresiyle birleşiyor. Bununla birlikte mini kurtçuklar daha çok eşeyli üremeyi tercih ediyorlar. CBT 1478/17 Temmuz 2015 7 Kitap Yolun Sonu Türkiye’nin Büyüme, Faiz, Bölüşüm Açmazı ve Yeni Türkiye Söylemi Öner GünçavdıEfil Yayınevi Yakın dönem Türkiye Ekonomisi’nin ele alındığı bu kitap, Profesör Günçavdı’nın çeyrek yüzyıla yaklaşan yoğun ekonomik çalışmalara eklediği önemli bir halkadır. Bugüne kadarki çalışmaları daha ziyade belirli iktisadi konulara yönelik makalelerden oluşurken, yazar bu eserinde ekonomiye ilişkin analizlerini bir bütünlük içerisinde gerçekleştirmiştir. Özellikle faiz politikaları ve uygulamaları, gelir bölüşümü ve iktisadi büyüme gibi güncelliğini on yıllardır yitirmeyen konularda olaylar ve gelişmeler arasındaki karmaşık nedensellik ilişkilerine ışık tutulmaktadır. Kitabın ayırt edici özelliği yöntem ve sistematiğine ilişkindir. Konuların tespiti, ele alınış biçimi, sorunlarını tanımlama ve çözme bu yöntem ve sistematik içinde yürütülmüştür. Siyasal tercihlerin, toplumsal konum ve aidiyetlerinin, özetle çeşitli değer yargılarının işe karıştığı bugünün düşünce ve tartışma ortamında Prof. Günçavdı iktisadi bakış açısına bağlı kalmayı başarmıştır. Cumhuriyet projesi, demokrasi, otoriterleşme tartışmaları bu eserde alışılmışın aksine sadece iktisadi boyutlarıyla yer almaktadır. Okuyucu, kitapta iktisadi gelişmeler üzerinde tarihsel arka planın etkileri ve kurumlaşmanın rolüyle ilgili anlamlı bölümler bulacaktır. Yazar büyüleyici refah dönemlerine götüren faktörlerin, şartların değişmesiyle beraber nasıl ters yönde de işlenebileceğini ve yolun sonuna gelinebileceğini göstermiştir. Farklı bir eşeysiz üreme Sıcak havada az süt süredir, süs bitkisi olarak yetiştirilmekte. Yapraklarından elde edilen gül yağı bu yüzden kozmetik ve parfüm endüstrisinin önemli bir hammaddesidir. Ama ne var ki yetiştirme sırasında koku bileşimleri ihmal edildi. Hep yeni renkler ve biçimlerle birlikte daha dayanıklı bitkiler yetiştirildi ama tipik gül kokusu nesilden nesle yok oluyor. Gül kokusunu önemli ölçüde belli başlı kimyasal bileşimlere borçludur. Monoterpen olarak bilinen bu bileşimler, özel bir enzim olan terpen sentazının yardımıyla oluşturulur. Şimdiye dek bunun bitkisel kokular için genel bir moleküler yol olduğu sanılıyordu. Itır çiçeğindeki, fesleğendeki veya güldeki geraniol sentazının yardımıyla oluşan monoterpen buna örnektir. Geraniol eter yağlarının en önemli içeriklerindendir. Lyon Üniversitesi’nde JeanLouis Magnard ile çalışan ekip bu amaçta Papa Meiland ve Rogue Meiland gül cinslerini karşılaştırmış. İki gül de Fransız gül yetiştiricisi Alain Meilland’a ait. Birinci gülün çok güçlü ve tatlımsı bir kokusu var. İkinci cins ise günümüzdeki birçok gül gibi hemen hemen hiç kokmuyor. Bu karşılaştırma sayesinde araştırmacılar, tamamen farklı bir enzim familyasının önemli bir rol oynayabileceğini fark etti. Bunlar doğrudan doğruya gül yapraklarındaki hücrelere etkiyor. Monoterpen ve diğer koku maddelerini üretiyorlar. Çok sıcak havalarda inekler daha az süt verirler. Çiftçiler bunu zaten biliyorlardı fakat araştırmacılar bunu şimdi bu durumu kobay farelerinde kanıtladır. Sıcak havalarda daha az süt üreten farelerin yavruları daha çabuk büyüyor. Soğuk havalarda ise tam tersi bir durum söz konusu. İklim değişimi hayatta kalma şansı olan yavrularını emziren dişileri zorlayabilir diye konuştu Avusturyalı bilim insanları. Viyana Üniversitesi’nden Sarah Ohmberger ve Teresa Valencak, kobay faresini ve yavruları üç farklı ortamda tutmuşlar. Beş derece sıcaklıkta, yavrularını daha iyi beslemek isteyen anne farenin, 22 derecelik sıcak ortamdakine kıyasla daha çok yem değerlendirdiğini gördük diyor Valencak. Her ne kadar fare yavruları on günlük olana kadar tüysüz olmalarına rağmen bu kadar düşük sıcaklık onlara zarar vermiyor. Çünkü yirmi dört saat anneleri tarafından ısıtılıyorlar. Ama daha fazla anne sütüne rağmen yavrular 22 derecelik ortamdakine kıyasla daha yavaş büyümüşler. Çünkü bedenlerini sıcak tutabilmek için daha fazla enerji harcamışlar. Gül sadece güzel görünüşüyle değil hoş kokusuyla da baş döndürür. Ne var ki daha iyi görünüm için yetiştirilen güllerle birlikte güzel koku da yok oldu. Günümüzde çok fazla gül çeşidi var. Günümüzdeki çeşitliliği aslında amaçlara uygun yetiştirmeye borçluyuz. Gül, iki bin yılı aşkın bir Gülün kaybolan kokusu Kuşumsu sürüngenler grubuna renkli bir üye katıldı. Çinli araştırmacılar, ülkenin güneyindeki Jiangxi bölgesinde tüylü bir dinozora ait iyi korunagelen bir kalıntı buldu. Yeni tür daha çok Oviraptorosauria grubuna benziyor (Scientific Reports). Bunlar Tebeşir devrinde (145 ila 66 milyon yıl önce) yaşamış olan tüylü ama uçma yetisi olmayan dinozorlar; fosilleri genelde Doğu Asya ve Kuzey Amerika’da bulundu. Bugüne kadar hindiden, dinozora kadar değişen büyüklüklerde örnekler bulunmuştu. Gövdeye oranla küçük olan kafataslarında çoğunlukla dişsiz gaga, başlarında ise ibiğe benzer kemik yapı. Yeni bulunan fosilde de kafatasının üzerinde dikkat çekici bir kemik yapısı taşıyor. Science dergisindeki örnek resimde, aşağı yukarı bir kaz büyüklüğünde, kaslı bacaklı, koyu gri tüylü ve benekli kanatlı bir hayvan gösteriliyor. Hayvanın boynu ve başındaki tarak biçimindeki kemik yapı mavi renkte ışıyor. Hayvan ilkel kuş ve yırtıcı sürüngen karışımı tuhaf bir “yaratık” gibi görünüyor. Çin Yerbilimleri Akademisi paleontologu Junchang Lu, yeni bulunan fosile Huanansaurus ganzouensis adını verdi. Araştırmacılar, yeni örneğin daha çok güney Moğolistan’da bulunan ve bir Oviraptorosaurus türü olan Citipati osmolskae ile yakınlık gösterdiğini söylüyor. Birbirinden 3000 km uzaklıkta bulunan bu iki tür arasındaki benzerlik, o dönemde bu bölgelerde benzer yaşam koşullarının bulunduğunu gösteriyor. Nilgün Özbaşaran Dede [email protected] İlkel kuş ve sürüngenden renkli bir karışım Güneybatı Kafkasya’da Toprak Mülkiyeti Rejimi (18771950) Erkan KaragözAsya Şafak Yayınları Bu kitap 1877 sonrasında Rus egemenliğine terk edilen Güneybatı Kafkasya’nın toprak mülkiyetinin Rus köy komünlerine yakın bir yapıda kurgulanmasını, 1861 Rus toprak yasasının yöreye uygulanmasında izlenen yöntemi, Rus yönetiminin Kars halkının topraklarına 1858 tarihli Osmanlı Rus nizannamesine göre miri arazi niteliğinde olduğundan bahisle el koyarak, bunu kendi toprak sistemiyle nasıl birleştirdiğini anlatmaktadır. Ancak bu çalışmada toprak mülkiyetinin dönüştüğü biçimin yanında bunun kaçınılmaz bir sonucu olarak ortaya çıkan kolektif komünal dayanışma, işbirliği ve tasarrufun halk arasında yarattığı komünist ilişkilerin toplumsal, siyasal akımlar için elverişli bir atmosfer oluşturması üzerinde de durulmaktadır. İkinci bölümde ise bu üleşimci, komünist ilişkilerin toplumun bütün kesimlerinin örgütlenmesini ve sosyal yaşama müdahalesini nasıl hızlandırdığı; bunun sonucu olarak şuraların, meclislerin ortaya çıkışı ve bölgedeki siyasalsosyal hareketlenmelerin kendi anayasal kurumlarını oluşturması ve devletleşme sürecinde ortaya çıkan anayasal metinler ele alınmaktadır. FolklorEdebiyat Sedat Veyis Örnek Özel Sayısı CIU Yayınları (Cyprus International Univercity) Sedat Veyis Örnek”in aramızdan ayrılışının bu yıl 35. yılı, Çok geniş kapsamlı bir özel sayı ile bu duyarlılığı paşlaşıyoruz. Sedat Veyis Örnek adı sosyal bilimler alanında olduğu denli, tiyatro, öykü, çeviri uğraşları ve şiirleri dikkate alınarak bir bütün olarak bakıldığında çizdiği kültür insanı portresiyle çok önemlidir. Özel sayının yürütücülüğünü Doç. Dr. Serpil Aygün Cengiz’in yaptığı bu çalışmada, bu özel sayının detaylı hikâyesini “Hikâyemiz” başlıklı yazıda bulabilirsiniz. Yine bu özel sayı Sedat Veyis Örnek’in biyografisini, yayınlarını ve üzerine şimdiye kadar başkalarınca yayımlanmış en kapsamlı biyografik bilgi ve makaleleri de içermektedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle