Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 Mantık ve Felsefe CBT 1477/10 Temmuz 2015 5. DÜNYA MANTIK KONGRESİ İLK KEZ ÜLKEMİZDE YAPILDI: ‘Mantık, insan bilincinin inşa edilmesinde tek araçtır’ UNILOG 2015: 5. Evrensel Mantık Kongresi 2530 Haziran 2015 tarihlerinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yapıldı. İlk kez ülkemizde yapılan bu kongreyi düzenleyen Prof. Dr. Şafak Ural’a ülkemizde mantık eğitimi konusunda izlenen politikayı sorduk. Matematik ve fizikten sonra felsefe/mantık eğitiminin de üvey evlat muamelesi gördüğüne dikkat çeken Prof. Ural, temel bilim eğitiminde yaşanan bu zafiyetin toplum için her yönden son derece olumsuz sonuçlar doğuracağını öne sürüyor. UNILOG ekibi Graham Priest ile birlikte İstanbul Üniversitesi’nde Prof. Dr. Şafak Ural soldan ikinci. Reyhan Oksay 2 012 yılından bu yana Mantık Çalıştayı’nı düzenleyen Mantık Uygulama ve Araştırma Derneği başkanı Prof. Dr. Şafak Ural ile ülkemizde mantık eğitiminin geldiği noktayı ve kongrenin önemini konuştuk. Türkiye’de mantık konusunun ağırlığını yitirdiğine tanık oluyoruz. Orta eğitimde mantık dersleri kaldırılıyor; üniversitelerde ilgi azalıyor. Bunun nedeni devletin çarpık eğitim politikasından mı kaynaklanıyor? Mantık hiçbir zaman geniş halk kitlelerinin ilgi duyduğu bir alan olmamıştır. Hatta lise veya üniversitelerde de çok tercih edildiği söylenemez. Soruyu biraz esprili bir şekilde cevaplandırmak istesek: “Dünyada en adil şekilde dağıtıldığına inanılan şey, kendi mantığımızdır; çünkü hiç kimse kendi düşüncelerinin yanlış olabileceğini ve bir başkasının aklının kendininkinden daha iyi olduğunu kabul etmek istemezmiş.” Dolaysıyla bireyin mantık çalışmasına ilgi duymamasını normal karşılamak gerekir. Mantık eğitimini ne kolaydır ne de çekicidir. Çünkü daha çok çalışma, daha çok dikkat ve belirli bir ölçüde de olsa özel bir yetenek ister. Öte yandan tarihe baktığımızda, bütün büyük medeniyetlerde mantığın en üst entelektüel uğraşı olduğunu görürüz. Çünkü mantık, insanın karar verme sürecinin doğrudan içinde yer alır. Karar verme süreci, bireylerin diğer bireyleri yargılamasında, topluma ilişkin değerlendirmelerinde ve bireyin kendini tanımasında ve kendi bilincini inşa etmesinde tek araç konumundadır. Dolayısıyla, düşünebiliyor musunuz, bireylerin yanlış bir yargılama içinde olmasının ne kadar büyük olumsuz sonuçları olabileceğini. Mantık eğitimindeki zafiyetin sonuçlarının o toplum için her yönden son derece olumsuz olacağı ortadadır. Mantık derslerine eski itibarının kazandırılması için neler yapılabilir? Mantığa itibar kazandırılmasında özellikle ve öncelikle toplumsal algının çok önemli olduğuna inanıyorum. Çünkü toplum çok kolay bir şekilde önündeki pratik problemlere odaklanmaya eğilimlidir. Bir sorunu plan dahilinde ve uzun vadede çözmeye yönelmez. Dolayısıyla mantığa itibar kazandırmak, daha doğrusu onun öneminin anlaşılması, bir hamlede ulaşılabilecek bir hedef olamaz. Aceleci, okumayan, gündelik sorunlarını çözememiş, düşünmeye vakti(!) olmayan, öfke ile yaşayan, sıradan tatminlerle gününü geçiren, zihnini sahte sorunlarla meşgul eden, dedikoduyla beslenen insanların sadece mantık konusunda değil o ülkenin kültürü açısından hiçbir katkısı olamaz. Ülkemizin kültürel gelişime büyük ihtiyacı olduğunu düşünüyorum ve bunu başarabileceğine inanıyorum. konularında bir numara olan insanları gtirtiyorsunuz. Büyük bir organizasyon içine giriyorsunuz. Bunun için maddi desteğe fazlasıyla gerek duyulacağı açıkYurtdışında da benzer bir tır. Maddi destek eğilim var mı? Prof. Dr. Luciano Florid olarak parasal Görebildiğim kadarıyla yurt desteği ve beden dışında da benzeri sorunlar mevcuttur. Fagücünü, yani her türlü fiziksel desteği düşükat önemli olan sorunun olmaması değildir; nüyorum. Bu destek konusunda çok büyük sorunu çözebilecek kurumların, entelektüel bir hayal kırıklığı ve üzüntü yaşadım. Bunun birikimin, sorunları tanımlayabilecek özel bir uyarı olması dileğiyle özellikle belirtmek kişilerin, toplumsal bilincin olması ve karar istiyorum. Başbakanlık Tanıtma Fonu’nun mekanizmasının bu yönde işletilebilmesidir desteğine çok ümit bağladım, çok da ihtiasıl önemli olan. yacım vardı; fakat kabul görmedi. Ülkemizin kültürünün ve tarihinin tanıtılmasında UNILOG 2015’in düzenlenmesinde ne böyle bir toplantıdan daha iyi bir fırsat olagibi zorluklarla karşılaştınız? bileceğini sanmıyorum. Toplantıda Türk ve Bu zorlukların bir kısmı maddi temel İslam dünyasında mantık alanında yapılmış liydi. Çünkü dünyanın dört bir yanından çalışmalar da bu UNILOG 2015’in konuları içindeydi. Üzüntüm, elbette maddi bir sıkıntı içine düşmüş olmamla ilgiliydi; fakat asıl sorun, böyle bir etkinliğin desteklenmemesi olmuştur. Neyse birçok kişi ve kurumun Kongre kapsamında 30 Haziran’da “In Search for a Conceptual Logic of Informaddi ve manevi desteği bu üzüntümü bir mationBilişimin Kavramsal Mantığının Peölçüde hafifletti. Bilişim devrimi yeni felsefi sorular doğuruyor şinde” başlıklı bir konuşma yapan Oxford Internet Enstitüsü öğretim üyesi ve Google Danışma Konseyi üyesi Prof. Dr. Luciano Floridi, bilişim sektöründe yazılım verifikasyonu, tasarım optimizasyonu, verimli tasarım gibi alanlarda kavramsal mantığın rolüne dikkat çekti Floridi’ye göre felsefe, kavramsal sistemlerin ve bunların dinamiklerinin incelenmesinde kullanılan yapısal yollarla ilgilidir. Sistemi inşa eden ise ekonomi ve bilgisayar bilimleridir. Bilişim devriminin yeni felsefi sorular doğurduğuna dikkat çeken Floridi’ye göre felsefi sorular nihaidir fakat mutlak değildir; ampirik ve matematiksel olarak yanıtlanamaz; bilgili ve rasyonel görüş ayrılıklarına açıktır. UNILOG 2015 Evrensel Mantık Okuluna Türkiye’den ilgi nasıldı? Doğrusu insan büyük bir ilgiyle karşılaşmak istiyor. Böyle bir toplantıyı düzenleyenlerin alabileceği en büyük ödül, karşılacakları ilgi olacaktır. Sanırım bazı meslektaşlarım çok çok yoğun ve yorucu bir ders yılı sonunda kendilerini biran önce tatilde bulmak istediler. Henüz tatile çıkmamış özellikle genç meslektaşlarım oturdukları masalarda felsefe yapmayı ve kendilerini gelecek yorgunluklara hazırlamayı tercih ettiler. Fakat buna karşılık her toplantıda (paralel 4 oturum aynı anda yapılıyordu), ortalama 3040 yabancı dinleyici bulmak mümkündü. En büyük tesellim, İ.Ü.Edebiyat Fak. Felsefe Böl. Mantık ABD öğretim üyesi meslektaşlarımın ve öğrencilerimizin vermiş olduğu destek olmuştur. Her şeye rağmen kötümser olmak istemiyorum. Bu toplantının ülkemizdeki mantık çalışmalarına büyük bir katkı yapacağına inanıyor, yavaş ve geç de olsa bir “kültürel farkındalık” sağlayacağın düşünüyorum. Mantık günümüzün ne gibi sorunlarına çözüm getiriyor? Doğrusu teorik alanların ve temel disiplinlerin böyle bir sorunun konusu olmasının bazı sakıncaları olacağını, çünkü yanlış bir anlayış içerdiğini düşünüyorum. “Çözüm getirmek”, teknik alanların işi olsa gerek. Mühendislikten uygulamalı eğitime kadar “çözüm” hep farklı bir anlayış talep eder. Birçok üniversitede pastacılık okulundan işletme veya muhasebe eğitimine, yani uygulamaya yönelik eğitim veriliyor. Dolayısıyla “çözüm” bu gibi eğitimlerin konusu ve amacı olabilir. Temel bilimlerin konusu da hedefi de teoriktir. Bu alanlarda amaç, mühendislikte olduğu gibi, bir şey inşa etmek değildir. Biliyor musunuz ki matematik ve fizik gibi temel bilimler eğitimleri kapanıyor. Teorik ve temel bilimler aslında çözüm odaklı değildirler; ama mühendislik de dahil olmak üzere kültürel sorunlar, bu temel bilimler olmadan çözülemez. Bilmiyorum aradaki ilgi açık mı? Basit bir örnekle, “puslu mantık”ın bugün teknolojide çok geniş bir uygulama alanı vardır. Fakat bu ilişki, kurucusu Ali Askerzade’nin ortaya koyduğu çalışmalardan çok sonra fark edilmiştir. Newton uzun yıllar hiçbir şey ortaya koymadan üniversitede kalmıştır. Konuyu dağıtmamak için fazla bir şey söylemiyorum. Farklı anlamda da olsa, Doğu’da ve Batı’daki “aydınlanma” olgusunun ne olduğunun, sınırlarının ve etkisinin nerede başlayıp nerede bittiğinin ancak bu açıdan bakılırsa anlaşılabileceğini söylemekle yetiniyorum. Mantığın felsefeyle ilgisi bir kenara bırakılırsa, teknik bir dil olması, onun ayrıca mühendislikle de çok önemli ilişki içinde olmasının sebebidir. Bilgisayarların donanım ve yazılımlarında, yapay zekâ çalışmalarında, toplum mühendisliğinde, sosyal yapının anlaşılmasında mantık vazgeçilmez bir yere ve öneme sahiptir.