Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Salgın Hastalıklar “DOMUZ GRİBİ” TANIMINI KULLANAN TEK ÜLKE: TÜRKİYE CBT 1463/3 Nisan 2015 9 Kitlesel ölümlere yol açacak grip salgını var mı? Verilerden hareketle içinde bulunduğumuz 2014 / 2015 sezonunda grip aktivitesinin olağan seyrini gösterdiğini ve kitlesel ölümlere neden olacak bir salgından bahsetmenin gerçekçi olmadığını söylemeliyiz. Prof. Dr. Selim Badur İstanbul Tıp Fakültesi, Ulusal Influenza Referans Laboratuvarı, selimbadur@hotmail. com M art 2015 döneminde ülkemizde yazılı ve görsel medyada “domuz gribi” konusu yeniden manşetlere taşınmış; yaşamını yitiren hastalara ait haberler “domuz gribi geri döndü”, “salgın kapıda” başlıkları ile yeni tartışmalar başlamış; sağlık haberleri konusunda sıklıkla karşılaştığımız çelişkili söylevlerin havada uçuştuğu, kamuoyunun ikilemde kalarak endişeye kapıldığı bir süreç yaşanmıştır. Bu tablo karşısında Ulusal Influenza Referans Laboratuvarı bulgularından hareketle 2014 / 2015 grip sezonunda ülkemizde olup bitenleri özetlemek uygun olacaktır. madığı bu virüs süratle yayılım gösterdi; 2010 yılının şubat ayında ise salgın sonlandı. Bu gelişmede, geçen sürede etkenin birçok kişiye temas etmesi sonucu, toplumsal bağışıklığın oluşması ve virüsün pandemik özelliğinin kaybolması rol oynadı. Sonuçta 2009 pandemi etkeni, daha önceki pandemilerde olduğu gibi, sıradan bir mevsimsel grip etkeni haline dönüştü. O tarihten başlayarak, Influenza A/ pdmH1N1 virüsü, Influenza A/H3N2 ve Influenza B virüsleri ile birlikte tüm dünyada dolaşımdadır ve kullanılan grip aşılarının içeriğinde bulunmaktadır. Kısacası Influenza A/pdmH1N1 virüsünü artık “Domuz gribi” etkeni olarak tanımlamak yanlıştır ve ülkemiz dışında hiçbir bilimsel ortamda bu tanım kullanılmamaktadır. Solunum yolu enfeksiyonlarına yol açan etkenler arasında, mortaliteye (1000 kişi başı ölüm oranı) yol açan en önemli etken Influenza virüsüdür. Bir dizi süregen (kronik) hastalık (kronik kalp, böbrek hastaları; diyabet, astım hastaları vb) sorunu yaşayanların, Influenza’lar ile enfekte olmaları, var olan klinik tablolarının ağırlaşmasına yol açar. Salgınlar sırasında gözlenen ölümler, süregen hastalığı olanlarda ikincil olarak tabloya eklenen diğer virüs veya bakterilerin neden olduğu komplikasyonlardan, özellikle pnömoniden kaynaklanmaktadır. Bugün için geçerli oranlara bakıldığında her 100.000 kişiden: sağlıklı erişkinlerde 2; kalpdamar hastalığı olanlarda 104; kronik akciğer hastalığı olanlardan 240; İNFLUENZA VİRÜSÜ EN ÖNEMLİSİ “Domuz gribi” (swine flu) ifadesi 2009 / 2010 yıllarında yaşanan kıtalar arası salgında (pandemi), o dönem dolaşıma giren ve süratli yayılım gösteren Influenza A/pdmH1N1 virüsünün neden olduğu enfeksiyon hastalığı etkeni için kullanılDI. Bilinen son pandemi olan 2009 pandemisinin öyküsü, 17 Nisan 2009 tarihinde Hastalık Kontrol Merkezinin (CDC, Atlanta) iki pediatri olgusunda, alışılagelenden farklı bir Influenza virüsünün sorumlu olduğunu açıklaması ile başladı; kısa sürede, söz konusu tablodan sorumlu olan etkenin insanlarda o güne dek saptanmış olanlardan farklı antijenik yapıya sahip yeni bir Influenza virüsü olduğu belirlendi. Virolojik incelemeler, etkenin, insan, domuz ve kanatlılara özgü Influenza virüslerinden kaynaklanan gen bölgelerine sahip kimerik (reassortant) bir alttip olduğu anlaşıldı. İlk günlerde farklı canlı türlerine ait virüslerinin “genetik havuzu” şeklinde tanımlayacağımız pandemi etkeni “Swine origin Influenza A/H1N1” olarak isimlendirildi, ancak yeni virüsü “Domuz gribi” olarak tanımlamanın, insanlara domuzlardan bulaşan bir virüs gibi algılanmasına yol açabileceğinden, “Influenza A/pdmH1N1” olarak isimlendirilmesi uygun bulundu. DOMUZ GRİBİ TANIMI DOĞRU MU? İnsanların daha önce karşılaşmadıkları ve bu nedenle bağışıklığın söz konusu ol MEVSİMSEL GRİBE DÖNÜŞTÜ Genellikle sıradan bir solunum yolları enfeksiyonu olarak değerlendirilen, buna karşın hem bireysel hem de toplumsal açılardan ciddi olumsuzluklara yol açan grip, hastalık yükü iyi anlaşılmamış bir sağlık sorunudur. Her şeyden önce, Influenza virüslerinin kolay bulaşmaları ve dış koşullara direnç göstermeleri nedeniyle, enfeksiyonun süratle geniş kitlelere dağılımına neden oldukları unutulmamalı. Örneğin sıradan bir grip mevsiminin söz konusu olduğu yıllarda Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, gelişmiş ülkelerde ortalama 35 milyon kişinin ağır seyreden gribe yakalanması ve 250.000500.000 kişinin yaşamını gribe bağlı sorunlar nedeniyle yitirmesi söz konusudur. Bu bağlamda bir salgın sırasında grip sonrası gözlenen komplikasyonlara bağlı olarak hastanelere başvuruların ciddi oranda arttığı; her ne kadar ölüm nedeninin grip olarak tanımlaması yaygın bir uygulama değilse de, grip mevsimi sürecinde en azından belli risk gruplarında ölüm oranlarının ciddi boyutlara ulaştığı hesaplanmıştır. ABD’den yapılan bildirimlerde, sıradan bir grip sezonunda hastalığın toplumdaki atak hızı %6 12 olarak hesaplandı ve 2005 yılı için grip nedeniyle 36.000 kişinin yaşamını yitirdiği, >200.000 kişinin ise hastaneye yatışı gerektirecek kadar ağır enfeksiyon geçirdikleri saptandı. İngiltere’de 19861995 yıllarının kış aylarında grip belirtileri ile hastaneye başvurma oranı haftada 3070/100.000 iken, salgın yıllarında bu oran 600800/100.000’e ulaştı. GRİP NEDİR, NE DEĞİLDİR? kalp damar hastalığının yanı sıra diyabet sorunu olanlardan 481 ve nihayet kalp damar hastalığı ile birlikte kronik akciğer sorunu olanlardan 870 kişinin, Influenza enfeksiyonuna bağlı ölüm riski taşıdığı kabul edilmektedir. Ülkemizde grip aktivitesi TC Sağlık Bakanlığına bağlı: Türkiye Halk Sağlığı Kurumu LaboratuvarlarıAnkara ve İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Viroloji ve Temel İmmünoloji Bilim Dalında yer alan iki Ulusal Influenza Referans Laboratuvarı tarafından izlenmektedir. Bu merkezlere sentinel sürveyans kapsamında toplam 17 ilden örnekler gönderilmekte; böylece ekimmayıs ayları arasında gribin izi sürülmektedir. Her iki laboratuvar DSÖ Referans Laboratuvarları olarak evrensel standartlarda yöntemler kullanarak, gribin o yıl için nasıl seyrettiğini, hedef yaş gruplarını, etken virüsleri ve bu etkenlerin çeşitli virolojik özelliklerini saptamaktadırlar. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Laboratuvarında 23 Mart 2015 tarihi itibariyle, 2014 / 2015 sezonu bulgularını şu şekilde özetlemek olasıdır: 2014 / 2015 GRİP SEZONUNDA ÜLKEMİZDE YAŞANANLAR: • 23 Mart 2015 tarihi itibariyle sentinel sürveyans (s: 899), ve Hastane Bazlı Grip Sürveyansı projesi (s: 598) kapsamında Referans Laboratuvarına toplam 1.497 örnek gönderilmiş olup, bu örneklerden 421’ inde (%28,1) Influenza virüsü varlığı saptandı; bunların 204’ ü (%48,5) Influenza B, 180’ i (%42,8) Influenza A/pdmH1N1 ve 37’ si (%8,8) Influenza A/H3N2 olarak tiplendirildi. • Grip aktivitesi ülkemizde 50. haftada başladı ve 10. haftada pik yaptı, 11. hafta itibariyle inişe geçti; bu tablo son yıllarda, büyük olasılıkla küresel iklim değişikliğine bağlı olarak ülkemizde grip mevsiminin ötelendiğini; artık kasımaralık aylarında ülkemizde gribe rastlanmadığını, buna karşın aktivitenin nisan ayına kadar devam ettiğini göstermektedir. • Mart 2015 döneminde ülkemizde 40’a yakın yurttaşımızın grip nedeniyle yaşamlarını yitirdikleri ve bunların büyük bölümünde süregen hastalıkların var olduğu bildirildi. Bu sayısal değer sıradan bir grip mevsimi için şaşırtıcı değildir. Nitekim Avrupa Grip İzleme Grubunun sitesinde (www. flunewseurope.org), 8 Mart 2015 tarihi itibariyle, Avrupa’ da bu sezonda hospitalize hastalar arasında laboratuvarda konfirme edilmiş gribe bağlı ölümlerin 369 sayısına ulaştığı; bunların büyük bölümünün >65 yaş bireyler olduğu bildirilmiştir. Sonuç olarak eldeki veriler, içinde bulunduğumuz dönemde herhangi olağanüstü bir durumdan ya da bir salgından bahsetmenin doğru olmadığını; grip aktivitesinin olağan seyrini gösterdiğini; aşılanmamış risk grubu üyeleri arasında yaşamını yitirenlerin doğal olarak görüleceğini ve bu durumun abartılmaması gerektiğini ortaya koymakta, ayrıca dönem dönem aşılara yöneltilen eleştirilerin haksız ve anlamsız olduğunu kanıtlamaktadır. Kaynaklar 1 Zimmer SM, Burke DS. Historical perspectiveEmergence of Influenza A (H1N1) viruses. N Engl J Med 2009;361: 279. 2 Trifonov V, Khiabanian H, Rabadan R. Geographic dependence, surveillance, and origins of the 2009 Influenza A (H1N1) virus. N Engl J Med 2009;361: 115. 3 Jain S, Kamimoto L, Bramley AM, et al. Hospitalized patients with 2009 H1N1 Influenza in the United States, AprilJune 2009. N Engl J Med 2009;361:1935. 4 Glaser CA, Gilliam S, Thompson WW et al. Medical care capacity for influenza outbreaks, Los Angeles. Emerg Infect Dis 2002;8: 569. 5 Simonsen L, Fukuda K, Schonberger LB, Cox NJ. The impact of influenza epidemics on hospitalizations. J Infect Dis 2000;181: 831. 6 Thompson WW, Shay DK, Weintraub E et al. Mortality associated with influenza and RSV. JAMA 2003;289: 179.