Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
POLİTİK BİLİM Ali Akurgal ali@akurgal.com 8 Mühendislik CBT 1458/27 Şubat 2015 Takke Düştü! 10. Kalkınma Planı: Ülkenin ve Elektronik Sektörünün Durumu Geleceği şekillendirmek için ülkeler, kalkınma planları yaparlar. Bizde de plan yapılır. Hatırlardadır, bir siyasetçi, “bize plan değil pilav lâzım” demişti. Kimse de çıkıp “planlamazsan pilavı bulamazsın” dememişti. Türkiye İhracatçılar Meclisi o zamanki başbakanın “2023 vizyonu” adıyla açıkladığı hedeflerden “500 milyar USD ihracat”ı, sektörler arasında bölüştürmüştü. 10. Kalkınma Planı hazırlanırken, bakanlık, her sektöre, “bunu nasıl gerçekleştireceksiniz?” diye sordu. Sektörler geleceklerini sorguladılar. Görüldü ki, hemen her sektörde, bugün yapılan türde işler, 2023’te yapılacak işlerin ancak küçük bir kısmını oluşturacak, büyük ölçüde yeni işler yapıyor olacağız. O zaman, bir ihtisas komisyonu kuruldu ve adına “Sanayide Dönüşüm” denildi. Bu mantıkla yapılan planın birinci senesi doldu. Şimdi dönüp “ne demiştik, ne yapacaktık, ne yaptık?” diye sormanın vakti. Çalışmaların yapıldığı 2011 yılında gayri sâfi yurtiçi hâsıla (GSYH) 774, ihracat da 136 milyar USD kadardı. Bunların her yıl %8,5 artarak 2023’te 2.000 ve 500 milyar USD’ye çıkması umuluyordu. TÜİK1 ve TİM2 verilerine göre, 2012’de %6 büyüme beklerken %1,6 büyümüşüz, 145 milyar USD beklerken 153 milyar USD ihracat yapmışız. 2013’te ise %8 beklerken %4,29 büyümüşüz, ihracat, öncekinin altına düşmüş: 152 milyar USD. Elektronik sektörünün tamamına baktığımızda, 2012’de beyan edilen %7 büyüme yerine %4,1 gerçekleşmiş. İhracatta ise küçülme olmuş. Sektör, 2013’te beyan edilen %8,5 yerine %4,4 büyümüş, ihracatta ise gene küçülme var. Demek ki, çoğu sektörde olduğu gibi, elektronik sektörü de “iç pazara çalışmış”. Aman dikkat, ülke olarak bir cebinizdeki parayı diğer cebinize aktarırsanız, para yer değiştirir ama ülke zenginleşmez. Zenginleşmenin anahtarı ihracatta, yabancının parasını cebinize koyabilmekte! TESİD (Türk Elektronik Sanayicileri Derneği) kayıtlarına göre sektör ülkeden fazla büyüyor gibi görünse de kanımca alarm zilleri çalmakta. Dönüşemiyoruz. Elektronik sektörünü omuzlayanlar 2013 büyüklük sırasıyla TV, telekom, endüstriyel cihazlar, bilgisayar, savunma, bileşenler. TV üreticileri 2012 üretim hedefini (4,35/4,36 milyar USD) tutmuş ama 2013’te önemli ölçüde küçülmüş (4,78/3,51 milyar USD). İnişe neden olarak ihracatımızı yaptığımız ülkelerdeki ekonomik durgunluğu göstersek de, 2013’te 260, 2014’te 338 milyon USD’lik üretim öngördüğümüz “yeni kuşak icat” henüz ortada yok. Alarm çanları işte burada çalıyor. Üretici beklediği satışı beklediği bedelle yapamazsa “yeni kuşak icat” TV’yi nereden para bulup geliştirecek? Yeni kuşak icat ortaya çıkmayınca, geleneksel ürünün pazarı da giderek küçülünce, kaynak ayırma ümidi de kalmıyor. Bu kısır döngü, sonunda, her sektörde her alanda firmaları bitiriyor. Eğer TV üreticileri bir şekilde bu yeni kuşak icat için fonlanmazsa, 2023’te buradan beklediğimiz 5,5 milyar USD ihracat hayal olacak. Dönüşüm raporunda yeni kuşak icadın kilit taşının geliştirilmesine özel destek isteği vardı (Samsung böyle doğmuştu). Öyle bir destek de olmadı. Endüstriyel cihazlar diğer sektörlerin kullandığı ara malları. 2013te bir artış var ama, üretim 2011 üretiminin altında. İhracat ise, her sene daha da azalmış. Bu alan, telekom ile birlikte, akıllı binalar ve akıllı şehirlerin yapıtaşlarını da oluşturuyor. Sektör, dönüşüm çalışmaları sırasında TSE’nin akıllı şehir uygulamalarında Türkiye’ye özel bir standart getirmesini önermişti. Bu standardın mecburi tutulmasıyla (ülkeler sanayilerini böyle kolluyorlar) nitelikli ve bir diğerini tamamlayan ürünlere yol açılacaktı. Sektör büyüyecekti. Böyle bir girişim olmadı. Türkiye inşaatla büyüyor ama akıllı kısmı ithal. Önümüzdeki ay: sektör devletten ne istedi ve ABD’nin “buy American” kanunu. 1 http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=13471; http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=16191 2 http://www.tim.org.tr/tr/ihracatihracatrakamlaritablolar.html 21. yüzyılın mühendislerini neler bekliyor? ABD Ulusal Mühendislik Akademisi (National Academy of Engineering NAE), 2008 yılından başlayarak, “21’inci yüzyılda mühendisliğin önündeki büyük sorunlar” (The Grand Challenges to Engineering of the 21st Century) adlı bir çalışma yürüttü (1). Bu ve önümüzdeki yazılarımda, söz konusu çalışmadan hareketle, çağımızda yerküremizi ve bizleri bekleyen büyük sorunlar ile mühendislik bilimi ve teknolojilerinin bunlara getirebileceği çözümleri aktarmaya çalışacağım. Erdal Musoğlu emusoglu@gmail.com) B ir diğer amacım da, mühendislik öğrenimi gören ve görmeyi hedefleyen gençlerimize, onları nelerin beklediğini, edinecekleri bilgi ve becerileri tüm insanlığın yararına nerelerde ve nasıl kullanabileceklerini göstermek. Üniversitelerimizin mühendislik fakültelerinin ise, söz konusu incelemenin sonuçlarını değerlendirdiklerini ve eğitim hedefleri ile akademik programlarında göz önüne almış olduklarını umuyorum. Mühendislik, insanlık tarihi boyunca uygarlığın ilerlemesinin itici gücü oldu. Yaptıkları ‘inovasyon’lar ile taş devrini sonlandırıp tunç devrini başlatan maden işleyicilerinden, ya da birbirlerinden uzak uygarlıkların bir araya gelmesini sağlayan gemi inşa edicilerinden beri, geçmişimiz, pek çok mühendislik başarısına şahitlik etti. Uygarlık ilerledikçe, mühendislik de, geliştirdiği tarım araçları, çeşitli kumaş üretme teknikleri ve insanların iletişimini ve etkileşimini dönüştüren diğer buluşları sayesinde giderek ön plana çıktı. Mühendisliğin mekanik saat ve baskı makinesi gibi buluşları ise uygarlığı kökten değiştirip yepyeni bir ivme verdi. Modern çağda, endüstri devrimi, mühendisliğin etkilerini her alanda göstermesini sağladı. Makineler insan emeğinin yerini aldı, akar su ve kanalizasyon sistemleri sayesinde toplum sağlığı hızla iyileşti, buhar enerjisi, madenleri, trenleri, gemileri ve fabrikaları kesintisiz çalıştırmaya başladı. GEÇMİŞTE MÜHENDİSLİK soğutma, Otoyollar, Uzay araçları, İnternet, Görüntü işleme, Ev araç ve gereçleri, Sağlık teknolojileri, Petrol ve petrokimya teknolojileri, Laser ve fiberoptik, Nükleer teknolojiler, Yüksek performanslı malzemeler. Bütün bunların hepsinin 20 inci yüzyılda gerçekleştirildiğini, daha önce olmadığını, insanların yaşamını nasıl kökten değiştirdiğini, kolaylaştırdığını ve geliştirdiğini anımsamak bile baş döndürücü değil mi? 21. yüzyılın mühendislerinin işleri de, bu nedenle, hem kolay hem de zor olacak. Kolay, çünkü onlar yapacaklarını bütün bu yapılanların üzerine inşa edecekler. Zor, çünkü çözülmesi gereken yeni sorunların boyutları, karmaşıklığı ve acilliği eskilerden çok fazla. 20. yüzyılda ise, mühendislik olağanüstü başarılar sağladı. ABD Ulusal Mühendislik Akademisi, daha önce, ‘Mühendisliğin 20 inci yüzyılda gerçekleştirdikleri’ konulu bir değerlendirme yapmış ve aşağıdaki gelişmeleri yüzyılın en önemli mühendislik başarıları olarak seçmişti (2): Elektrifikasyon, Otomobil, Uçak, Su şebekeleri, Elektronik, Radyo ve televizyon, Tarımın makineleşmesi, Bilgisayarlar, Telefon, Klima ve 20. YÜZYILDA MÜHENDİSLİK Bütün bu büyük başarılara karşın, 21 inci yüzyıl, mühendisliğin karşısına yepyeni ve büyük sorunlar çıkarmaktadır. En başta, hem dünya nüfusunun, hem de insanların ihtiyaçları ve ulaşmak istediklerinin artmakta olduğu bir çerçevede, uygarlığın ilerlemesini, çevreyi ve kaynakları koruyarak, yaşam kalitesini de arttırarak sürdürmek gerekmektedir. Oluşabilecek yeni salgın hastalıklar, büyük doğal felaketler ve artan terorist tehditlere karşı toplumu koruma ve bu tehditleri önlemeye çalışma, ciddi araştırmalar yapmayı ve yeni yöntemler bulmayı zorunlu kılmaktadır. Öte yandan, çok eskilerden, ateşin kontrol altına alınmasından ve tekerleğin icadından beri süregeldiği gibi, insanların yaşam tutkusunu ve coşkusunu arttıran ürünler ve süreçler de mühendisliğin yeni yüzyıldaki uğraşları arasında olacaktır. Ama, bu yüzyılın mühendisliğinin en büyük önceliği, insanlığın bir geleceğinin olmasını sağlamak olacaktır! Bilindiği gibi, yerküremizin sınırlı kaynakları, miktarı ve gereksinimleri giderek artan dünya nüfusuna yakında yetmeyecektir. Çevrenin ve doğal kaynakların yok edilme sürecinin tersine çevrilmesi ile yeni enerji kaynaklarının bulunması ve kullanılması geleceğimiz için yaşamsal önemdedir. Yüzyılımızın mühendisliğinin, karşılaştığı bu büyük sorunlara büyük hedefler koyarak cevap vermesi gerekiyor. Sorunların ayrıntılarına 21. YÜZYIL MÜHENDİSLİĞİ