16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tartışma CBT 1458/27 Şubat 2015 19 HUKUK POLİTİKASI Hayrettin Ökçesiz [email protected] Aynı Hukuk Devleti yapısına sahip olduğumuz Federal Almanya’nın Anayasası 20. Maddesinde şöyle diyor: “Madde 20 [Devletin ana ilkeleri; direnme hakkı] (1) Almanya Federal Cumhuriyeti, demokratik ve sosyal bir Federal Devlettir. (2) Egemenlik tümüyle halkındır. Halk, egemenliğini, seçimler ve oylamalar aracılığıyla ve yasama, yürütme ve yargı yetkileriyle donanmış özel organlar eliyle kullanır. (3) Yasama, anayasal düzene, yürütme ve yargı organları ise yasa ve hukuka bağlıdırlar. (4) Bu Anayasa düzenini ortadan kaldırmak isteyen herkese karşı, başka bir çözümün bulunmaması halinde, bütün Almanlar direnme hakkına sahiptir.”(https://www.btgbestellservice.de/ pdf/80207000.pdf) Buradaki “Direnme Hakkı”nın zaman içerisindeki öncüleri de şöyle: • 1776 Virginia İnsan Hakları Bildirgesi md. 3: “(…) Herhangi bir yönetim bu göreve layık olmadığını gösterir ya da bu görevi hiçe sayarsa, toplumun çoğunluğunun, kamu yararına en uygun gördükleri biçimde, bu yönetimde ıslaha gitmek, yapısını değiştirmek ya da ilga etmek hakkı doğar; bu hak vazgeçilemez, devredilemez ve iptal edilemez bir haktır.” • 1789 İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi md. 2: “Her siyasi toplumun ana amacı, hukuki taahhüt altındaki doğal insan haklarını korumaktır. Bu haklar özgürlük, mülkiyet, güvenlik ve baskıya karşı direnmedir.” • 1948 Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi “Başlangıç” kısmı 3. ve 5. paragrafı: “İnsanın zulüm ve baskıya karşı son çare olarak ayaklanmak zorunda kalmaması amacıyla insan haklarının bir hukuk rejimi ile korunması gerekli olduğu için; (…) Birleşmiş Milletler Genel Kurulu işbu İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini (…) ilan eder.” Bizde Birleşmiş Milletler Evrensel Bildirgesi’nin 27 Mayıs 1949’da TBMM’de kabulüyle başlayan pozitifleştirme Türkiye Cumhuriyeti 1961 Anayasası Başlangıç kısmı 2. paragrafı’nda ifadesini buluyor: “Anayasa ve hukuk dışı tutum ve davranışlarıyla meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı direnme hakkını kullanarak 27 Mayıs 1960 Devrimini yapan Türk Milleti (…) bu Anayasayı kabul ve ilan ve onu (…) hürriyete, adalete ve fazilete aşık evlatlarının uyanık bekçiliğine emanet eder.” Ülkemizde en çok okunan ve toplumun geniş kesimlerince içselleştirilmiş bir siyasi etik metni olarak, Atatürk’ün “Türk Gençliğine Hitabesi” de “konulu bir direnme görevi”nden söz eder. Ayrıca Hıristiyan ve İslam düşüncesinde de hükümrana itaatin sınırlarının açık biçimde çizilmiş olduğunu biliyoruz. Bu sınırlar da yukarıdaki örneklerde yer aldığı gibi direnme hak ve görevinin konusunu oluşturmaktadır. Aktif, eylemli ve şiddet kullanarak, pozitif hukuk düzeninin ilke ve kurallarına aykırı biçimde gerçekleştirilecek olan direnmenin içerikten başka, stratejik olarak isabetli sayılabilmesi için yine siyasal düşüncede gerekli görülen ölçütlerini de bu meşruluk koşullarına dahil etmek gerekir. Bunlar şunlardır: 1) “Abusus excessivus potestatis” yani devlet gücünün ancak olağanüstü derecede kötüye kullanılması durumunda, 2) bütün barışçıl ve yasal yolların tüketilmiş olmasından sonra ve bu zaruret durumu karşısında en son bir çıkış yolu olarak görülmelidir. 3) Direnmenin başarılı olacağı konusunda ahlaki, yani makul olarak temellendirilebilen bir güvencenin bulunması da gerekir. Çünkü kamu yararı ilkesine bağlılık kötülüğü azaltmak yerine, çoğaltacak her türlü girişimden kaçınmak gerekliliğini de buyurur. 4) Ancak karşı çıkılan haksızlığı ve kötü koşulları bertaraf etmeye yetecek derecede kabagüç kullanılabilir. Hukuk Devleti düzenini bertaraf eden ya da etmek isteyene karşı yukarıdaki içerik ve biçimde bir direnmenin meşru sayılacağını ve bunun hukuk devletinin hukuk düzenince tanınabilecek tek “direnme hakkı”nı oluşturduğunu, bu amaçla bu hakkın yukarıdaki örneklerde gördüğümüz kalıplar içerisinde pozitif hukuka bitişik bulunduğunu söyleyebiliriz. (Bkz. H. Ökçesiz, “Hukuk Devleti’nde Direnme Hakkı”, HFSA/10, 2004, s. 122 vd.) Canlıinsan dünyasında dişinin/kadının yeri İbrahim Gedik (Jeoloji Yük. Müh.Amatör Fizikçi) olarak çevresi üzerinde hegemonya kurma içgüdüsünü oluşturmaktadır (Gelinkaynana çatışmasının altında bu içgüdü, yani egemenliği paylaşmama yatmaktadır; kaynananın oğlugelinin eşi, ortak hegemonya alanıdır). Termodinamiğin İkinci Yasası, sağlamlığı açısından neredeyse tüm fizikçilerin üzerinde hemfikir olduğu bir doğa/evren yasasıdır. Dünya’nın günümüzdeki saygın fizikçilerinden olan Brian Greene, Evrenin Zarafeti adlı kitabında bu yasadan “…neredeyse kutsal sayılan bu çok sınanmış yasa… (s.402)” şeklinde söz etmektedir. Bu fizik yasası, doğada “kendiliğinden” olan olayların “tersinmez” olduğunu ve bunun bir sonucu olarak “zamanın oku”nun “tek yönlü” olduğunu söyler (kendiliğinden: hiçbir dış etkinin olmadığı, tersinmez: zamanda geriye/başa doğru gidiş olmayan anlamındadır). Örneğin; genelde canlılar, özelde insanlar yaşlanır, gençleşmez (doğar, gelişir, yaşlanır ve ölür); canlı yaşamında bunun tersi olan bir süreç yoktur. Keza yumurta kırılır, mum erir; ama eski durumlarına geri dönemezler (Brian Greene, Evrenin Dokusu adlı kitap, s.15). Söz konusu fizik yasası, evrenin her alanında geçerlidir. Günlük yaşamımızda kullandığımız ve bundan dolayı herkesin bildiği (tekrar şarj edilebilen) pili ele alalım. Pilin bir artı, bir de eksi ucu vardır. Eksi ucunda elektron fazlalığı (eksi iyon hâlindeki atomlar), artı ucunda da elektron azlığı (artı iyon hâlindeki atomlar) vardır. İki uç bir iletken telle birleştirildiğinde, telde (kendiliğinden) bir elektrik akımı meydana gelir ve buraya eklemlenen bir ampul yanar/ışık saçar. Elektrik akımının (kendiliğinden) meydana geldiği bu olayda, akım daima aynı uçtan öteki uca doğru olur; yani, elektronlar daima eksi uçtan artı uca gider; bunun tersi olmaz. Tersinin olabilmesi, dış müdahaleyi gerektirir; bu müdahaleye, “şarj etmek” diyoruz. Elektrik prizine takılan şarj cihazı, pildeki elektronları tekrar artı uçtan eksi uca taşır. Bu olayın bir benzeri, canlı dünyasında da yaşanmaktadır (Biyolojik alandaki d şıkkı). Cinsiyet bakımından erkek eksi uç, dişi/kadın artı uç konumundadır. Makro olarak: Hayvanlar dünyasına baktığımızda, cinsel birleşme olayında birden çok erkeğin bir dişiye yöneldiğini, onun peşinden gittiğini, kendini dişiye beğendirmek için (erkekler arası biyolojik güzellik yarışına girilmesi dahil) çaba harcadığını görürüz. Mikro olarak: Yine cinsel birleşme olayında, tohumlar (sperm) elektron, yumurta artı iyon (artı yüklü atom) yerinedir. Yumurta Saray’ındaki tahtında kraliçe gibi otururken (spermleri beklerken), spermler lâbirent gibi yollardan adeta yarışırcasına geçerek yorgunargın/bitkin bir hâlde ona ulaşmaktadırlar; yollarda ölüp kalanlar işin çabası. Bunun tersine işleyen bir süreç yoktur. Zamanın oku, erkekten dişiye/ kadına doğrudur; yani, erkek tarafı dişi/kadın tarafının ayağına gitmiş olmaktadır. Bu da, dişinin/ kadının canlı dünyasının sahibi olduğunu gösterir. Bazı (en hafifinden, aklı hislerinin gerisinde olan) erkekler dişiye/kadına ulaşmada hemcinsleriyle yarışarak kendini beğendirme yolunu, yani barışçıl yolu terk etmekte, fiziksel güç/kas gücü üstünlüğünü kullanarak saldırganlığa, yani savaşçıl yola başvurmaktadır. Bu eylemin en hafifine de, “cinsel taciz” denilmektedir. Hukuk Devleti’nde Direnme Hakkı D oğayı anlamak, onun işleyişini açıklayabilmek için oluşturulan kuramlar, yine doğaya başvurularak sınanırlar. Sınama, deney ve/ veya gözlem yoluyla yapılır. Genelde canlı dünyasında dişinin, özelde insan dünyasında kadının yerini anlayabilmek için de doğaya başvurmak en doğru yoldur (bu yol, Tanrı inancı olanlar için, evreni Tanrı’nın yaratmış olmasından dolayı, aynı zamanda Tanrı’nın yoludur da; çünkü evrene yüklenmiş olan tüm işleyiş kuralları, O’na aittir). Doğanın işleyişindeki şu iki alana ait örnek, bu konuyu aydınlatıcı yeterliliktedir. 2) Fizik bilimi alanı Canlı dünyasının en küçük öğelerinden/bileşenlerinden biri olan kromozom, insanda 23 çift (46 adet) olarak bulunmaktadır. Bu çiftlerden biri cinsiyet kromozomu olup, kadında XX, erkekte XY çiftleri hâlindedir. a) Büyüklük açısından, dişiliği belirleyen X kromozomu erkekliği belirleyen Y kromozomundan daha büyüktür. Bu yönüyle, kadın erkeğe göre üstün durumdadır. Buna karşın, kromozom türü açısından erkek çok tür kromozoma (XY) sahip olmasıyla tek tür kromozoma (X) sahip olan kadına göre üstündür (“Biz erkeği kadından üstün yarattık.” mealindeki ayet, din bilginleri tarafından tür üstünlüğü ile ilişkilendirilmektedir). Bu kromozomsal iki özellik, kadın ile erkeği eşit duruma getirir. b) X kromozomu çok sayıda, Y kromozomu çok az sayıda gen taşır ve zekâ, tamamen X kromozomu üzerinden taşınır. X kromozomunun kadında başat/dominant olması, bu iki konuda kadını erkeğe üstün kılar. c) Kadın cinsel cazibe gücü açısından erkekten, erkek de fiziksel güç/kas gücü açısından kadından üstündür. Bu konuda kadınerkek eşitliği söz konusudur. d) Çiftleşme olayında, canlının makro dünyasında (birden çok) erkek (tek bir) dişinin/kadının, mikro dünyasında da (birden çok) tohum/sperm (tek bir) yumurtanın adeta yarış yapar hâlde ayağına gitmektedir. Bu durum, dişinin/kadının erkeğe üstün olduğunu gösterir. e) Yumurtasperm birleşmesiyle (döllenme) oluşan cenin, daima dişildir; erkeğe dönüşme, sonraki aşamada gerçekleşir. Bu durum, dişinin egemen oluşunu ortaya koymaktadır. f) Yumurtasperm birleşmesinden sonraki süreç, yani yavru gelişimi, tümüyle kadınla ilgili bir süreçtir. Bu da, kadını en az bir adım erkeğin önüne geçirir. g) Yavrunun hayata hazırlanmasını ya dişi/kadın ile erkek birlikte, ya da dişi/kadın tek başına üstlenmektedir. Erkeğin tek başına doğal olarak yavru yetiştirmesi genelde (zorunlu hâller dışında) söz konusu değildir. Bu durum, dişiyi/kadını erkeğe üstün kılar. Biyolojik özellik ve buna bağlı gelişen eylemler gösteriyor ki, kadın erkeğe göre üstün durumdadır. Bu üstünlük, genelde dişinin, özelde kadının çevresine (yakın çevresi olan eşine ve çocuklarına) hâkim/egemen olma ve bunun sonucu 1) Biyolojik alan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle