24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

www.iku.edu.tr BİLİM KÜLTÜR VE EĞİTİM Öz ve Biçim Okday Korunan İstanbul Kültür Üniversitesi, Sanat Tasarım Fakültesi, Sanat Yönetimi Bölümü Öğr. Gör. – İstanbul Devlet Tiyatrosu Oyuncusu. “İnsanoğlu taşı taşla yontu ondan insan yaparak sanatçı oldu.” O.Korunan ilebildiğimiz kadarıyla doğada (laboratuvar ortamı hariç) yüz on sekiz kadar element var. Kimyasal yollarla ayrıştırılamayan ya da bileştirilemeyen bu saf maddeler, katı, sıvı, gaz halinde bulunmaktalar. Kimyasal özellikleri bakımından, metaller, ametaller, soy gazlar şeklinde adlandırılan bu elemenler, kendi aralarında atom alış verişi ve bileşim yoluyla yeni maddesel varlıklar olarak bizlere heyecan katmaktalar. Bir reaksiyon sonucu oluşan bu maddelerden biri de mutfakta, banyoda, vs. noktalarda kullandığımız mermerdir. Mermer, pek çok heykeltıraşın da tercihi olan doğal bir malzemedir. Mermer, metamorfizma olayı sonucu kalker ve dolomitik kalkerlerin yeniden kristalleşmesi ile meydana gelmiş bir bileşimdir. Yüzde doksandan fazlası Kalsiyum Karbonat (CaCo3) ve düşük bir bölümü de Magnezyum Karbonat (MgCo3) tan oluşmaktadır. Mermerin asıl elementi kalsittir. İçinde az da olsa farklı farklı maddeler de mevcuttur. Sıradan bir gözle renk, cins ve içinde bulundurduğu maddesel oranlar bir kenara bırakıldığında kısaca ve kabaca maddenin günlük dildeki karşılığı mermerdir fakat hiçbir mermer Michelangelo’nun elinden çıkan bir “Pietà” değildir. İşte bu bir kırılma noktasıdır. “Sanatçı olmadan sanat olmuyor.” Bizi büyüleyen şey, doğanın mucizesi mermer değildir. Büyü, öz ve biçim arasındaki sonsuz denklemi kendi dünyasında çözen ve eserine yansıtan sanatçının var ettiği Pietà’nın enerjisindedir. Mermer sanatçının elinde sıradan algının ötesine taşınmıştır. Nedir bu güç, mermerden bir “Pietà” nasıl çıkmıştır? Sanatçının sırrı eser analizi yapmadan çözülemez. Bu araştırma, bilgiyi maharetle uygulamak, sınamak, gözlemlemek, sonuçlar çıkarmak, denemektir. Araştırma, B planlama, uygulama, değerlendirme aşamalarını gerektirir. Bir eserden sadece hoşlanmak o eseri anlamak, sevmek, kavramak, çözümlemek ya da yeniden yaratmak için bir doygunluğa erişmek anlamına gelmez. Hoşlanmak sıradan bir seviyedir. Ötesine geçilebilmek için eserin bilinmesi, anlaşılması gerekir. Bu bir bilgi, birikim ve kültür yolculuğunu gerektirir. Sanatçıyı, sanatı, sanatını kavramak, sanatla buluşmak, sanat yapabilmek kadar önemlidir. Sanatçı bu aşamaları çoktan geçmiş bir icracıdır. O, eseri ve eserinde bulunan imzası ile konuşan iletişime geçen kişidir. Kısaca Michelangelo olunmadan Pietà yapılamaz. Pietà’yı kaç kişi bilir? Sanatçı eseri yoluyla iletişime geçmeyi dener. Buradaki iletişimin kalitesini eserin üreticisi ile sanatın dilini çözmeye istekli alıcısının seviyesi belirler. İlgi, bilgiyi doğurur. Marifet iltifat bekler. İltifat bulmayan marifet alanı terk e d e r , ardında Pietà yerine mermer (taş) bırakır ve gider. Geride kalanlar o taşı tuvalete, banyoya mı uygun görür, başına taç mı yapar? Bu alanımızın dışında kalan bir konudur. Pietà’yı da bilen bilir, bilmeyen önce eksiğini sonra Pieta’yı öğrenir. Biçim bir özü yansıtır. Michelangelo’nun elinde doğal bir malzeme olan mermer, bir tuvale dönüşmüştür. Taşçı kalemi, çekiç Michelangelo’nun elinde bilgi ve birikimin araçlarıdır. O, mermerin üzerindeki fazlalıkları alırken içindeki cevheri, kafasındaki ideali gerçekleştirmeye başlamıştır. Ortaya çıkan eser bir düşüncenin, bir inancın, enerjinin, estetik dile yansımasıdır. Bilgi, birikim, emek, deney, zaman, çabanın sonucudur. Mermer madde olmaktan düşünce olmaya, görünenden (somuttan) görünmez olana (soyuta) yolculuğundan taşarak, Pietà olmuştur. Somuttan soyuta olan yolculuktan, bir somut eser mi çıkar? Öz ve biçim somuttan (malzemeden) soyuta (töze) ve oradan da somuta (esere) ulaştığımız dairesel döngü içinde bizi sanatlı olana taşır. Sıradan bir yaklaşım eseri çoğu kez biçimsel özellikleri ile algılamaya ve açıklamaya çalışır. Eseri var eden biçimin tercihindeki etkin özü gözden kaçırır. “Öz – Biçim” sorunu aslında yaşamsal duruş noktamızla ilgili bir sorun değil midir? Yaşadığımız çağın burjuva bakışı dünyayı kapitalist özünden değil de, çatırdamakta da olsa demokratik biçiminden söz ederek değerlendirmemizi önerir. Bu yolla toplumculukla, kapitalizmin derin çelişkisini hafifleterek konuyu “demokrasi” ile “diktatörlük” arasındaki savaşa dönüştürmeyi hedefler. Öz ve biçim duruş noktamızla ilgili bir seçimdir. Burjuva bakış açısı biçimin öne çıkmasından beslenir, genelde özü feda etmeyi seçer. Bu iki kavramın öncelik sıraları ya da birlikte kavranmaları farklı bakış açılarının yöntemsel içeriklerini ortaya koymaktadır. Yöneten ve yönetilenlerin dünyasında önceliklerin sırası değişik olacaktır. Yöneten için biçim öncelikliyken, yönetilen için öz önceliklidir. Sanatçı ya da aydın bu iki kavrama ayrılmaz bir bütün olarak bakmayı bilir. Tercihlerimiz bizi ele veren ayak izlerimiz mi? İnsan tercihleri ile var olur. Ne söylediği kadar neden söylediği de önemlidir. Seçtiği sözcükler, kurduğu bağlar, bağlamlar hep bir özbiçim yaklaşımının sonucudur. “İnsan yeni bir dil yapmasa da, dil insan yapar.” sözü insanın insan olma yolculuğunda kıymetli bir cümledir. M. S. Escher’in “çizen eller” eseri bu noktada bizleri sessizliğe davet edecek kadar kıymetli ve mesaj yüklüdür. “Postmodernizm” anlayışı ile artık her şey biçim mi oldu? Modernizmin bir uç noktası olan modern sonrası yaklaşım (postmodernizm), özü biçime feda ederken, biçimde öze yer vermemeyi tercih eden savruklamaları ürünlerine taşıdı. Kendi bunalımını çağın dili olarak dikte edecek kadar da ileri giderek egemen azınlığın tercihlerine hizmeti bilerek ya da bilmeden kendine görev seçen bir pratiğin temsilcisi oldu. Bu yaklaşım modern kavramının dinamik gelişim düşüncesiyle örtüşmeyen bir seçim di. Özü dışlamak, biçimle yetinmek, zarfa bakıp mazruf (içindeki) ile ilgilenmemek saçma, anlam ötesi bir eylem dizgesini durduk yere yüceltmeyi çağrıştırıyordu. Eski biçimleri kırpıp yeni özler yapmak mümkün mü? İsviçreli eleştirmen Konrad Farner, Hristiyanlık öncesinden kalan biçimsel izlerin farklı bir özü aktarmak kaygısı taşıyan Hıristiyan sanatı tarafından biçimsel olarak kullanıldığından söz eder. Farner, aşağıdaki satırlardaki tespitlerini okuruyla paylaşır. “Hıristiyan sanatçı yeni, artık putperest olmayan bir özü dile getirmek için eski putperestlikten kalma biçimler kullandı… Biçim, özden daha çok önem kazandığı zaman özün eskimiş olduğu anlaşılır. Çürüyen burjuva düzeni bizlere sanatta soyutlamayı armağan etti.” Gerçekten öz mü eskimiştir yoksa yeni bir öz var edemeyenlerin beceriksizliğinden mi konu gelip biçime kilitlenmiştir henüz bu konu tartışılmaya devam ediyor olsa da biz, özü olmayanın sözü olmaz diyerek konuyu sona bağlayalım. Öz ve biçim ayrılmaz siyam ikizleri midir? Sanat tarihi biçimler olaylar tarihidir. Yaşantıdan yeşeren düşüncelerin biçime dönüşerek bizlerle iletişim kurması, yaşantının farklı biçimle özü yansıtacak şekilde okunmasıdır. Sanatçı öz ve biçim birlikteliğini kendi gözünden biçimleyendir. Sanatçı öz ve biçimi eserine taşıyarak / katarak ona ruh verendir. İnsanoğlu ellerini kullanarak zanaatkâr, aklını katarak mesleğinde üstat olabilir ama ruhunu koymadan eserini sanatçı olarak tamamlayamaz. Kaynakça: Ernst Fischer “Sanatın Gerekliliği” ve O.Korunan’ın ders notlarından derlenmiştir. *Pietà : Michalengelo tarafından yapılan, San Pietro Katedralinde bulunan ve çarmıhtan indirilen İsa’yı sıkıca kucağında tutan annesi Meryem’i tasvir eden heykel. **Çizen eller : M.C. Escher’in 1948 yılında yaptığı bir litograftır. Paradoksal olarak, çizimde birbirini çizen eller vardır. EMMA KIRKBY ve İZMİR BAROK Barok Müziğin Kraliçesi 3 Mart 2015, 19.30 Notre Dame de Sion Fransız Lisesi Salle de Spectacle / Gösteri Salonu Cumhuriyet Cad. No: 127 Harbiye Istanbul Tel: (0212) 219 16 97 GÜN ANNEME GEBE 6 Mart 2015, 17.00 Arzu Doğan Tek Kişilik Oyun Önder Öztunalı Salonu / Ataköy Yerleşkesi Etkinlik biletleri Biletix tarafından satılmaktadır. Çağrı Merkezi: 0216 556 98 00
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle