Katalog

Siemens özel çalışmasıdır Siemens’ten küçük hidroelektrik santral projelerinde projeleriyle dünyanın sürdürülebilirliğine katkıda bulunan Siemens, Türkiye’de 70100’den fazla hidroelektrik santrali projesiyle edindiği birikimi şimdi de 30 MW’a kadar olan küçük hidroelektrik santral projelerinde yeni bir oluşum içerisinde kullanmaya başlıyor. uYenilenebilir enerji alanındaki B ugüne kadar 100’ün üzerinde elektrik santrali projesini başarıyla tamamlayan, yalnızca son 10 yılda yaklaşık 70 hidroelektrik santral projesinin şalt ve otomasyon işlerini gerçekleştiren Siemens, şimdi de bu birikimini 30 MW’a kadar olan küçük hidroelektrik santral projelerinde yeni bir oluşum ile yaygınlaştırıyor. Küçük Hidroelektrik Santral Bölümü ile anahtar teslim elektromekanik çözümler sunmaya başlayan Siemens, Türk enerji sektörünün gelişimini daha da hızlandırmaya hazırlanıyor. Hem yeni çözümler hem de mevcut projelerin modernizasyonu için çözümler sunabilen Siemens Küçük Hidroelektrik Santral, pek çok avantajı da beraberinde getiriyor. Çevreyle uyumlu, projeye özel anahtar teslim elektromekanik çözümlerin sunulabilen bölüm, Siemens garantisiyle marka bağımsız hizmeti ile yatırımcılara kolaylık sunuyor. Her proje için özel çalışma yapılması, o projeye en uygun türbinin seçilmesini de sağladığı için verimlilik ve kullanım ömrü gibi konularda avantaj sağlıyor. Siemens’in 30 MW altı HES yatırımcılarına sunduğu destek yalnızca teknik konularla sınırlı değil. Siemens’in tüm dünyada proje finansmanı konusunda çalışmalar yapan Siemens Finansal Servisler bölümü, Türkiye’deki küçük hidroelektrik santraller için de devreye girerek projelerin zamanında ve düşük maliyetle tamamlanabilmesinin yolunu açıyor. Küçük hidroelektrik santral çözümleri, enerji üretiminde suyun gücünden sıklıkla faydalanan Hindistan, Çin ve Brezilya gibi ülkelerle yakın coğrafya daki Avusturya, Yunanistan, Gürcistan, Bosna, Sırbistan, Almanya, Çek Cumhuriyeti, Bulgaristan’da da yoğun olarak kullanılıyor. Hidroelektrik sektöründe neler oluyor? Yanıtlar: Hakan Yıldırım – Rüzgâr ve Yenilenebilir Enerji Bölüm Direktörü •Yenilenebilir enerjiler bağlamında Türkiye hidroelektrik sektörünü değerlendirir misiniz? Sektörün işleyişini; yasal düzenlemeler, pazar dinamikleri, mevcut ve uygulamaya geçirilmekte olan projeler bakımından nasıl buluyorsunuz? • Bildiğiniz gibi Türkiye’de hidroelektrik enerji santrali sektörü DSI ve EPDK tarafından mevcut su rezervleri göz önüne alınarak belirlenmekte. HES’lerle ilgili yasal düzenlemeler tamamen devlet kontrolünde gerçekleştiriliyor. 2000’li yılların başında Türkiye’de hidroelektrik enerjisi çok aktif bir pazar haline geldi. Bu nedenle, pazara hızlı giriş yapan ama doğru fizibilitesi yapılmamış pek çok proje ile karşılaşıldı. Dolayısıyla hesapladıkları üretim değerlerine ulaşamayan yatırımcılar oldu. Bazı projelerin lisansları ikinci, hatta üçüncü kişilere sattıldı ve bazı yatırımcılar ise finansal kaynak bulamadıkları için projelerini tamamlayamadılar. Bu sebeplerden dolayı yarıda bırakılan ve tamamlanamayan çok sayıda HES projesinin lisansı iptal edildi.. Bununla birlikte bilinçli olan enerji firmaları, projelerinin fizibilitesini çok iyi yaparak doğru mühendislik firmalarıyla çalışarak doğaya ve çevreye zarar vermeden duyarlı bir şekilde projelerin ortaya çıkmasını sağladılar. Sektörün zorlukları var mı? Değişmesini ya da olmasını istediğiniz şeyler var mı? Az önce de değindiğim gibi sektördeki enerji yatı rımcılarının doğru projeleri hayata geçirmesi çok önemli. Bunun yanı sıra HES sektöründe karşılaşılan en büyük problemlerden biri de finansal sorunlar. Projeler yapım aşamasında 12 yılda bitecek gibi tasarlanıyor ama inşaat işleri başladıktan sonra çok farklı ve beklenmeyen engeller çıkıyor. Örneğin iletim tünelleri ve su yapılarının yapım asamasında karşılaşılan zeminin yapısı çok farklı olabiliyor ve bu nedenle proje zamanında tamamlanamıyor ya da hesaplanan rakamın çok üzerinde bir maliyetle karşı karşıya kalınıyor. Siemens Türkiye olarak, biz bu projelerin sadece elektrik ve mekanik sistem ve çözümlerini tasarlayarak sistem en uygun şekilde sistemleri temin ediyoruz. Elektrik ve otomasyon sistemlerinin yanı sıra tesise en çok verimi sağlayabilecek türbin ve jeneratör tipini de belirliyoruz. Yüksek gerilim konusundaki küresel Siemens tecrübemizi de tesislere sunuyoruz. Bizim sorumlu olduğumuz alanlarda işimizi çok büyük titizlikle ve tecrübe ile yaptığımız için çok zorluk çıkmıyor; projeler doğru tasarlanıyor, ürünler zamanında teslim ediliyor ancak inşaatta yaşanan zorluklardan dolayı projelerde zaman zaman gecikmeler olduğu görülüyor. HES yapımlarında en zor aşama inşaat, çünkü su ve doğa ile mücadele etmek, mevcut durumdaki akarsu yatağını değiştirmek gerekebiliyor, ayrıca suyu belirli bir yerde toplamak, taşımak, iletmek için zorlu aşamalar gerekiyor, bu konuda inşaatçı firmalar çok büyük zorluklarla karşılaşabiliyor. HES karşıtlarına neler söylemek istersiniz? Her projeyi eşit değerlendirmemek gerekiyor, ülkemizde ve dünyada enerji ihtiyacı var ve bu doğrultuda temiz ve yenilenebilir enerji kaynakları çok önemli. Projeler doğru değerlendirilip doğru tasarlanırsa doğaya zarardan çok fayda getirecektir. Projeler bilinçli ve doğaya saygılı yatırımcılar ile yapılmalı. İnşaat ve mimari projelerde cihaz yerleşimlerinin en minimize edilmiş ölçülerde ve doğru alanlara yapılmasını öneriyor ve bu konuda katkıda bulunuyoruz. Ayrıca sularda yasayan balık ve diğer canlıların yaşamını devam ettirmesi için gereken şartların sağlanması