Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Biyoteknoloji CBT 1495 /13 Kasım 2015 9 Yeni ederi sesleri duyuyor Dünyanın ilk yapay parmak izi, insan parmaklarındaki karmaşık girinti ve çıkıntıları taklit ederek basıncı ve sıcaklığı duyuyor; hatta sesleri bile duyuyor. Henüz laboratuvar dışına çıkmamış olan bu teknoloji, ticari kullanıma hazır olduğu zaman yapay uzuvlara duyarlılık kazandıracak ve sahip olduğumuz duyuların güçlenmesini sağlayabilecek. ve bilim insanları bunları sıcaklık inişçıkışları olarak kaydeder. SESLERİ DE DUYUYOR U rbanaChampaign’deki Illinois Üniversitesi’nden malzeme bilimcisi John Rogers, bu çalışmanın bilim dünyasında pek çok yeniliğe kapı aralayacağına inanıyor. Ederi olarak bilinen elektronik deri, uzun yıllardır bilim insanlarının üzerinde çalıştığı bir konu. Gerçi, insan derisinin duyarlılığını taklit eden bazı teknolojiler bugün mevcut. Bunların başında nabız veya vücut ateşi gibi sağlıkla ilgili göstergeleri ölçen sensörler geliyor. Ancak bundan önceki ederiler yalnızca iki duyuyu hissedebiliyordu. Bunlar sıcaklık ve basınç idi. Ancak doku değişikliklerini hissetmek gibi becerileri taklit etmeye sıra geldiğinde, yapay deri araştırmacıları halledilmesi çok zor bazı sorunlarla karşılaştılar. Güney Kore’deki Ulsan Ulusal Bilim ve Teknoloji Enstitüsü’nden kimya mühendisi Hyunhyup Ko ve meslektaşları, yapay deriye ilave duyular kazandır mak için doğal parmak izinde bulunan girinti ve çıkıntılara benzer bir dokuya sahip, esnek ve ince bir malzemeden yararlandılar. Böylece “mikroyapısal ferroelektrik deri” adını verdikleri yapay deriyi geliştirdiler. Bu ederinin basınç, doku ve sıcaklık ile ilgili algısının kaynağı, birbirine kenetlenmiş mikrokubbe demeti denilen son derece duyarlı yapıdır. NASIL ÇALIŞIYOR? Parmakucu derisi Bu yapı şöyle çalışıyor: Dışarıdan gelen basınç iki tabakayı birlikte sıkıştırdığı zaman, bir elektrik akımı yaratır. Akım, malzemenin kalınlığı boyunca yayılır; daha sonra elektrotlarda kontrol edilir ve basınç olarak kaydedilir. Akım ne kadar büyük olursa, basınç o kadar kuvvetlidir. Bu deri ayrıca sıcaklığı da hisseder (http://advances.sciencemag.org/ content/1/9/ e1500661). Elektronik deri Ederi sıcağa maruz kalırsa malzeme gevşer; soğuğa maruz kalırsa sertleşir. İki durumda da sertlikte meydana gelen belli belirsiz değişiklikler elektriksel akım yaratır Beklenmedik bir şekilde yapay parmak izi seslere karşı da duyarlılık gösteriyor. Gerçekten de ederi sesleri duyabiliyor. Sesin deride küçük titreşimler yarattığını söyleyen Ko, bu titreşimlerin mikrokubbe demetlerinde bir sarsıntı oluşumuna yol açtığı için mikrokubbelerin elektriksel sinyaller gönderdiğine dikkat çekiyor. Ko, bir sonraki hedefinin basıncın, dokunun, sıcaklığın ve akustik sinyallerin beyne nasıl iletildiğini araştırmak olduğunu söylüyor. Diğer araştırmacılar yapay deriden gelen duyuları fare beynine iletmek için optogenetikten yararlandılar (http://news.sciencemag.org/ health/2015/10/sensorsmaysoongiveprostheticslifelikesensetouch). Fakat Ko diğer teknolojilerden yararlanarak laboratuvarda ürettiği ederiye daha iyi uyacak bir teknik arayışında. Kaynak: http://news.sciencemag. org/biology/2015/10/newartificialfingerprintsfeeltexturehearsound 1954 senesinde İlham Artüz ile beraber başlatan Norveç’li balıkçılık biyoloğu Olav Aasen’e; ikincisi ise MAREM Projesini 2006 senesinden bu yana yürüten Sevinç Erdal İnönü Vakfı kurucu başkanı Prof. Dr. Erdal İnönü’ye ithaf edilmiştir. SevinçErdal Söz konusu canlılar Stenosoma İnönü Vakfı tarafından yürütülen aaseni ve Stenosoma inonuei olarak MAREM (Marmara Environmental adlandırılmışlardır.Marmara Denizi Monitoring) projesi kapsamıngenelinde MAREM projesi kapsamında da Marmara Denizi içinde, 2014 senesi yeni bulunan ve isimlendirilen türler bu yaz döneminde Deniz Çayırlarındaki iki yeni tür ile birlikte dörde ulaşmıştır. Biyoçeşitlilik Diğer türler 2013 ile ilgili yürüsenesinde yayıntülen çalışma lanan MAREM sonucunda projesine ithaf yeni iki canlı edilen Cytherella daha bulundu. maremensis ve 06 2014 senesinKasım 2014 de yayınlanan, tarihinde MAREM projesini Crustaceana başlatan Deniz adlı bilimsel Biyoloğu İlham dergide yaArtüz’e ithaf ediyınlanan bu len Stereomastis iki yeni türün artuzi olarak Stenosoma aaseni Artüz/ Stenosoma inonuei Artüz/ ilki MAREM belirlenmiştir. Kubanç 2015 Kubanç 2015 projesini OJESİ R P M E R MA İKİ A D N I M A KAPS NDU U L U B R Ü YENİ T TÜRK CERRAHIN ABD’DEKİ BAŞARISI ABD’de el ve rekonstrüktif mikro cerrahi konusundaki başarıları çalışmalarından dolayı Dr. Orhan Kaymakçalan son üç yıldır “Top Doctors” ödülüne layık görülüyor. Chicago’daki Mount Sinai Hastanesi’nde El ve Rekonstrüktif Mikro Cerrahi Bölüm Başkanı olarak çalışan Doç. Dr. Orhan Kaymakçalan, aynı zamanda Illinois ve Chicago üniversitelerinde plastik cerrahi konusunda ders veriyor. Eski ATAA (Assembly of Turkish American Associations) başkanlarından (20002002) Dr. Orhan Kaymakçalan, 2004 yılından bu yana TACA ( Turkish Cultural Alliance of Chicago) Mütevelli Heyeti Başkanlığını yürütüyor. Son üç yıldır “Top Doctors” ödülüne hak kazanan Dr. Kaymakçalan, çalıştığı merkezde sigortasına bakmadan her türlü vakayı kabul ediyor; Meksika ve Güney Amerika’dan kaçak gelen bir çok hastaya da bakıyor; aynı zamanda Kosova, Çeçenistan ve Irak’tan gelen yaralanmalara ikinci rekonstrüktif ameliyatlar yapıyor. Dr. Kaymakçalan’ın ikinci ilgi alanı ise devamlı aynı işi yapan işçilerde sinir baskıları ve tendinit rahatsızlıklarının erken tansı. Bu alanda en önemli başarısı ise bu rahatsızlıkların ameliyatsız tedavisinde elde ettiği olumlu sonuçlar..