26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

PsikolojiAntropoloji CBT 1495/13 Kasım 2015 15 Bir intihar komandosunun yaratılışı Bir insanı, hem kendisini hem de diğerlerini öldürmeye iten nedir? İntihar saldırılarını inceleyen psikologlar ve antropologlar, dehşet verici sonuçlara vardılar: Hepimiz birer intihar komandosu olabiliriz. Psikologlar, antropologlar ve diğer uzmanlara göre, intihar komandolarının tek ortak yanı, hepsinin acı çeken toplumlardan çıkmaları. Hiçbirisi bizden daha mantıksız, daha deli, daha kötü eğitimli, daha yoksul veya daha fazla dindar değil. İ ntihar komandoları olayı, veya güncel tanımlamayla canlı bombalar yaygın olarak Filistin’de ortaya çıktı. El Kaide militanları ve teröristlerin kullandıkları yöntem olarak da yaygınlaştı. Türkiye’de solcusundan, Kürt militanına ve şeriatçısına kadar da son yıllarda intihar komandoları çok sayıda öldürme ve intihar olayında büyük rol oynadı. Onlar hakkında pek çok düşünce var: cinayete veya intihara meyilli manyaklar; yoksul ve daha iyi bir gelecek hayalleri kuramayacak kadar bilgisizler; karşı koyamayacakları siyasi baskılarla hareket edenler ve köktendincilerdir. Analizciler ve politikacılar tarafından dile getirilen tüm bu görüşler, aslında her durumda yanlış. Psikologlar, antropologların açıkladıkları raporlara göre, intihar komandolarının tek ortak yanı, hepsinin acı çeken toplumlardan çıkmaları.. Diğer nitelemelere göre ise hiçbir saldırgan uymuyor. Hiçbirisi bizden daha mantıksız, daha deli, daha kötü eğitimli, daha yoksul veya daha fazla dindar değil. Singapur’daki Nanyang Teknik Üniversitesi’ndeki Terorizm Araştırmaları Enstitüsü’nün başındaki Rohan Gunaratna, “Onlar senin ve benim gibiler” diyor. Bu sonucun, bizim için, “intihar komandolarının birer fanatik oldukları” şeklindeki yaygın bir anlayıştan çok daha vahim bir anlamı var: Şartlar uygun ise, herkes onlardan biri olabilir gerçekleştirildi. İntihar komandolarının doğrudan yoksullukla ilgsi yok. Princeton Üniversitesi’nde ekonomist olan Claude Berrebi’nin, 1980’lerin sonundan 2003’e kadar geçen bir dönem içinde yaşayan Hamas ve İslami Cihad eylemcileriyle ilgili yürüttüğü araştırmada, nüfusunun yüzde 32’si yoksul olan Filistin’deki intihar komandolarının yalnızca yüzde 13’ünün yoksul bir aileden geldiğini saptadı.. Ayrıca, eylemcilerin yarısından fazlası, yüksek eğitimlerini tamamlamıştı. Bu oran tüm Filistin nüfusu için yüzde 15’te HERKES ONLARDAN OLABİLİR! Düşmanını öldürürken kendini de öldürmek yeni bir olay değil. 1. yüzyılda Musevi isyancılar Romalılara karşı, 11 ve 14. yüzyıllarda da Haşhaşinler bu yola başvurmuşlardı. Düşman gemilerine uçaklarıyla dalan Japon kamikaze pilotları da 2. Dünya Savaşı’nın seyrini değiştirmişlerdi. İntihar terorizminin başladığı tarih ise, Hizbullah’ın cihad adı altında bomba yüklü bir kamyonla Beyrut’taki ABD Büyükelçiliği’ne saldırdığı ve 63 kişinin ölümüne neden olduğu 1983 Nisan’ıdır. İntihar saldırıları, o günden sonra başta Hamas ve Tamil Kaplanları olmak üzere dünyanın dört tarafındaki örgütlerce düzenlendi. 19802004 arası dünyanın her tarafından yaklaşık 500 intihar saldırısı kalıyordu. Geçen yıl Journal of Economic Perspectives dergisinde yayımlanan bir başka incelemeye göreyse, 1980’ler ile 1990’ların başında ölen Hizbullah militanları, yaşıtlarından daha varlıklıydılar ve ortaokulu bitirme oranları da daha yüksekti. İsrail’deki Tel Aviv Üniversitesi’nde psikolog olan ve Ortadoğu terorizmi üzerine en bilgili uzmanlardan olan Ariel Merari, 1983’ten beri Ortadoğu’daki tüm intihar komandolarının geçmişlerini ve çevrelerini araştırdığında hiç beklemediği bir sonuca varmış. “Çoğunluğa baktığınızda, ruh durumu bozukluğu, şizofreni veya daha önce intihar etme girişimleri gibi normal şartlar altında intiharla ilişkilendireceğiniz hiçbir risk faktörüne rastlamadım.” Olayın dini boyutları, yani İslami örgütlerin, gönüllülerini intihara hazırlamak için 188 SALDIRININ ANATOMİSİ cennet vaatleri gibi dini propagandaları kullanmalarıysa çok daha karmaşık bir durum. Aslında intihar terorizmi ne dini örgütlere ne de Müslüman kültürüne has bir olay. Chicago Üniversitesi’nden siyasi uzman Robert Pape, 1980’den 1991’e kadarki toplam 188 intihar saldırısıyla ilgili bir veri tabanı hazırladı. Bu tür saldırılarla dini köktendincilik arasında hiçbir doğrudan bağ saptayamayan Pape, intihar eylemlerine en fazla başvuran MarksistLeninist bir örgüt olan ve üyelerini dine düşman Hindu ailelerin oluşturduğu Tamil Kaplanlarına dikkat çekiyor. İsrail’deki Merari de, Lübnan’da 19831986 yılları arasında gerçekleştirilen 31 intihar eyleminden 22’sinin laik örgütlerce düzenlendiğini ortaya koydu. Bu durumda, mantıklı, akıllı, iyi eğitimli ve refah içindeki bir insanı böylesi akıldışı ve aşırı uçlarda bir eylemi gerçekleştirmeye iten ne? Birçok araştırmacıya göre işin derininde bu kişileri bünyesine alan örgütler yatıyor. İntihar terorizminin yakın tarihinde, her bir görevin bir direnişçi örgüt tarafından planlandığı ve onaylandığı görülüyor. Merari, intihar eylemlerinin, örgütsel bir olay olduğunu ve örgütün buna girişip girişmeyeceğine karar verdiğini söylüyor. Pape ise, bu saldırıların “siyasi ve stratejik” olduğu görüşünde. Dahası amaç hep aynı: Güç kullanarak hükümeti devirmek veya örgütün kendisinin olduğunu iddia ettiği topraklardan çekilmesini sağlamak. Bu 11 Eylül teröristleri için de geçerli, çünkü onlar üsleri ve İsrail’i desteklemesi nedeniyle ABD’yi, Ortadoğu’da işgalci bir varlık olarak kabul ediyordu. Washington’daki RAND Cooperation adlı araştırma şirketinden Bruce Hoffman, kültürün, bir örgütün stratejisini belirlemede rol oynadığını düşünüyor. Siyasi şiddeti inceleyen Hoffman, intihar saldırılarının, Batı’ya yabancı bir fenomenmiş gibi görünmesine de kesinlikle karşı çıkıyor. Batılıların, kendilerini havaya uçurmaya diğerlerinden daha zor karar vereceklerine ilişkin hiçbir kanıt olmadığını belirtiyor. Amerikalı Gunaratna buna katılmıyor: “Bir El Kaide komutanı Lindh’e şehit olmak isteyip istemediğini sormuş. O da bunu reddetmiş. Batılıların mantıkları materyalisttir. Kendilerini feda etmeye yetecek aynı arzu ve kültüre sahip değiller. Belki de bunun bir nedeni, Batı’nın parasal anlamda daha fazla şeye ulaşmış olmasıdır. Eğer materyalistseniz, asla iyi bir intihar komandosu olamazsınız.” Diğer araştırmacılarsa, kültürden çok stratejilerin söz konusu olduğunu düşünüyor. İntihar terorizmine başvuran örgütler, ya varolan yöntemlerin artık işlerine yaramadığına karar vermiş ya da düşman ordusunun gücüne artık karşı koyamayacak hale gelmişlerdir. Atran, Hamas ve İslami Cihad örgütlerinin bu kadar sık bu yöntemi seçmelerinin, İsrail ordusunun güç kullanımının giderek artmasına bağlı olduğunu belirtiyor. Hoffman’ın ise farklı bir görüşü var. İntihar saldırılarının ortaya çıkmasının nedeni, terörist örgütler arasındaki rekabet diyor. İntihar saldırılarına karar veren örgütler, eylemcileri de ikna etmek zorundalar. Peki bir örgüt bunu nasıl beceriyor? İlk olarak, yöntemin halk arasında desteğini sağlamak zorunda. Örgüt, intiharın halkı için yapacağı en büyük fedakârlık olduğunu öne sürerek bunu başarıyor. Bir halk, işgalci bir güç tarafından baskı görüyor veya sosyal bir çöküntü içindeyse örgütlerin mesajı çok kolay alınır. Örgütler, militanlarının vazgeçmesini önlemek için onları küçük gruplar halinde örgütlüyor ve “amaçları uğruna şehit olacakları” fikrini güçlendirmek için haftalar, aylar veya yıllar süren yoğun bir psikolojik eğitime tabi tutuyor. 19961999 yılları arasında Gazze’de Birleşmiş Milletler yardım görevlisi olarak çalışan Nasra Hasan, saldırılarını gerçekleştiremeyen 250 militan ve bunların aileleriyle görüştü. Görüşülen üst düzey bir Hamas militanına göre, eğitim çoğunlukla dini oluyordu; “Onlara, cennetin varlığını, Allah’ın karşısına çıkacaklarını ve Hazreti Muhammed’le karşılaşacaklarını hatırlatıyoruz.” Tüm bu sürecin en kararlı noktasıysa, intihar komandosunun ölmeden önce videoya çekilmesi ve ölmeye olan bağlılığını dile getirmesi. Merari’ye göre bu noktadan geriye dönmek neredeyse imkânsız, çünkü toplumun ve çevresinin saygısını kaybeder. Birçok psikologa göre, mantıklı kişilerin intihar komandosu olarak seçilmesinin başlıca nedeni, bu kişilerin topluma karşı, ama özellikle de örgütündeki “kardeşlerine” karşı bir görevini yerine getirme duygusu taşımalarıdır. “İntihar komandolarının içinde yer aldığı küçük bir hücreye bağlıysanız ve hepsi birer birer ölüyorsa; ailenize ve herkese elveda dediğiniz böyle bir kasetiniz bulunuyorsa, ortaya öyle bir psikoloji vardır ki geri çekilirseniz aşağılatıcı bir durum ortaya çıkacaktır” diyor Atran. Görünüşe göre, bir intihar saldırısının gerçekleşmesi için gerekenler, bir örgütün böyle bir saldırıya karar vermesini sağlayacak sosyal, kültürel ve siyasi koşullardan oluşan tuhaf bir karışım. Sonrasındaysa herkes seçilebilir: Öğrenciler veya anneler. NOT: Bu yazı CBT sayı 903 ve 10 Temmuz 2004 tarihli sayısında yayımlanan yazıdan özetlendi. Kaynak ise 15 Mayıs 2004 tarihli New Scientist. KÜÇÜK GRUPLARDA ÖRGÜTLENİYOR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle