26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

POLİTİK BİLİM Müfit Akyos mufı[email protected] 8 KısaHaber CBT 1495/13 Kasım 2015 Ankara Rüzgâr Tüneli’ni Üniversite Yıkıyor! Ülkemizin ilk ve tek endüstriyel rüzgâr tüneli Türk havacılığının anıtı bir «ENDÜSTRİYEL MİRAS» olan Ankara Rüzgâr Tüneli Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi genişleme çabalarına kurban edilmek üzeredir! B Boğaziçi Üniversitesi’nde su ile bütünleşik elektronik devre üretildi oğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü akademisyenlerinden Doç. Dr. Şenol Mutlu ve ekibi TÜBİTAK destekli ‘’Mikro Akışkanlar ile Elektronik Devre’’ başlıklı proje kapsamında geliştirilen aygıtla, üniversitenin laboratuvarında suyu tranzistörün bir malzemesi olarak kullanarak, su ile bütünleşik elektronik devre üretti. Bu yeni yöntemde standart üretimde pahalı cihazlar ve zorlu yöntemlerle oluşturulmaya çalışılan inorganik filmler yerine su kullanıldı. Mutlu, söz konusu buluşla aynı zamanda çevredeki gaz ve sıvı içindeki moleküllere duyarlı sensörlerin mümkün olabileceğini belirterek, yeni teknolojilerin doğru malzeme, doğru teknik ve doğru bilgiyle her yerde üretilebileceği tezinin bu buluş ile kanıtlanmış olduğunu ifade etti. 2005 yılından beri araştırmalarına Boğaziçi Üniversitesi’nde devam eden Doç. Dr. Mutlu geliştirdikleri bu yöntemle birlikte büyük yatırım maliyetlerine gerek olmadan daha kolay yöntemler ile kullanat türünde biyo veya kimyasal sensörlerin üretiminin mümkün olacağını belirtti. Mutlu, suyu tranzistörün bir parçası ola Gün geçmiyor ki Cumhuriyetimizin kazanımlarından birisini kaybetmeyelim. Bunlardan sonuncusu Ankara Üniversitesi Dişçilik Fakültesi’ne genişleme alanı açmak amacıyla içinde Ankara Rüzgâr Tüneli’nin de bulunduğu alanda yapılan yıkımlardır. Ülkemizin havacılık ve uzay tarihine bakacak olanlar, liderliği, öngörüyü, ihaneti görecek gururu, hüznü ve kızgınlığı yaşayacaklardır. Liderlik ve öngörüdür çünkü Atatürk TBMM V. Dönem 3’üncü Yasama Yılı Açılışı (1 Kasım 1937) konuşmasında “Bundan sonrası için bütün tayyarelerimizin ve motorlarının ülkemizde yapılması ve harp hava endüstrimizin de bu temele göre geliştirilmesi gerekir” diyordu.  1926 ile 1948 yılları arasında Eskişehir, Kayseri, Etimesgut ve Beşiktaş Özel Uçak Fabrikaları, Etimesgut Uçak Motor Fabrikası, Tayyare Makinist Mektebi, Ankara Akköprü Planör Atölyesi gibi kuruluşlarla Türk Havacılığı dünyada önemli bir yere sahip olmaya başlamıştı. Rüzgâr tüneli ise havacılığın ilerlemesi, uzay teknolojilerinin geliştirilmesi için en önemli altyapılardan birisidir. Ankara Rüzgâr Tüneli (ART) 1940’lı yıllarda ülkemize uzay teknolojilerinin önünü açacak en önemli yatırımdı. 1940’da planlanmış olmasına rağmen 1947’de inşaata başlanmış, 1950’de tamamlanmıştı. Dönem Amerikan Marshall yardımlarının başladığı yıllardı. Bizim bir şey yapmamıza gerek yoktu, Amerika verirdi. Ankara’da Beşevler’de kurulan ART, açılışından hemen sonra kapatılmış ve 1998’e kadar elli yıl hiç kullanılmamıştı. 1990 yılında denemek için çalıştırıldığında sessiz ve saat gibi çalıştığı ortaya çıktı. Dönemin SAGE yönetimi birkaç genç ve idealist mühendis ile 1994’te ART’nin bakımı, modernizasyonu ve revizyonu sekiz ayda tamamlanması ile ülkemiz, deneysel aerodinamik alanında hizmet verebilecek bir yapıya kavuşmuş oldu. Düşük ses altı kapalı devre rüzgâr tüneli sınıfında yer alan ART, en yüksek hızda bile düşük gürültü seviyesinde türünün tek örneği olarak halen TÜBİTAK Savunma Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü sorumluluğunda havacılık, şehircilik ve çevre, aerostatik, rüzgar enerjisi alanlarında bilimsel deneylerde kullanılmaktadır. Kalitesi ve teknik donanımıyla 2000 yılında Subsonic Aerodynamic Testing Association’a üye olmuştur. ART binası TMMOB Mimarlar Odası tarafından, “Yapının oldukça büyük bir kısmını,…, kapalı devre olarak çalışan tünelin kendisi kapsamaktadır. Bu anlamda yapının, pek çok endüstri binası gibi, sadece makinaları içeren bir kabuk ya da kaporta olmaktan öte, kendisinin bilgi üretmek üzere tasarlanmış bir makina olduğu gözlemi anlamlı olacaktır.” değerlendirmesi yapılmıştır. Bu özellikleriyle ART, bir ENDÜSTRİYEL MİRAS’tır. Ancak bu endüstriyel mirası, oluşumunda Atatürk’ün özel ilgisi bulunan ve kendisini “Cumhuriyet tarihini ve misyonunu milletiyle özdeşleştirmiş, bütünleştirmiş bir üniversite” olarak tanımlayan Ankara Üniversitesi’nin döner sermaye geliri yüksek Diş Hekimliği Fakültesi’ne genişleme alanı yaratmak amacıyla yok etmek istemesi acıdır. Cumhuriyetin başkentinde her fırsatta o dönemin izlerini silmek üzere sergilenen vandallığın (Ankara Havagazı Tesisleri, Ankara Su Süzgeci) bir rastlantı olmadığı bir kez daha belgelenmeden Ankara Rüzgar Tüneli’ni kurtarmak başta TMMOB ve bağlı odaları olmak üzere, üniversitelerimize, havacılık sanayimize ve Cumhuriyetin mirasına sahip çıkma bilincinde olanlara düşmektedir. rak kullandıkları yeni buluşlarının, organik elektroniğin yanı sıra kendi uzmanlık alanı olan mikro akışkan sistemler ve yarıiletken aygıtlar alanları ile kimyanın bir araya gelmesiyle mümkün olan disiplinlerarası bir araştırmanın ürünü olduğunu aktardı. Halihazırda temel araştırma aşamasında olan projenin uygulama safhasına geçtiğinde, özellikle çipüstülaboratuvar ile uyumlu kimyasal ve biyolojik sensörler olarak kullanılması hedefleniyor. Doç. Dr. Şenol Mutlu, son yıllarda ‘’Organik Elektronik’’ alanındaki çalışmaların hızla arttığına dikkat çekerek, Boğaziçi Üniversitesi’nde geliştirdikleri projede olduğu gibi, kimya ve elektroniği buluşturan disiplinlerarası araştırmaların sayısının bu doğrultuda giderek yükseldiğini vurguladı. Özyeğin Üniversitesi öğrencilerine ABD Savunma Bakanlığı’ndan Ödül Özyeğin Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencilerinin oluşturduğu ekip, ABD Savunma Bakanlığı İleri Askeri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) tarafından düzenlenen küresel bir yarışmada geliştirdikleri fikirle, University of Missouri’ de yaptıkları final sunumunda “Best Commercial Potential” Ödülü’ne layık bulundu. Özyeğin Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümü öğrencilerinden Şevket Umut Yürüker (Takım lideri), Taha Çakmak, Ahmet Mete Muslu ve Mehmet Beyhatun’dan oluşan; mentorluğunu ise doktora öğrencisi Enes Tamdoğan ile Özyeğin Üniversitesi Makine Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Arık’ın yürüttüğü proje, Aselsan A.Ş. ile Akım Metal A.Ş.’ den de üretim destekleri aldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle