16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

POLİTİK BİLİM Aykut Göker [email protected] 8 Denizbilim CBT 1453/23 Ocak 2015 BAYRAM ÖZTÜRK YAZIYOR: BEKLE BİZİ ANTARKTİKA … “İran’da Bilim ve Yenilikler” kitabı ve düşündürdükleri... Akyos geçen hafta Amerikalılar ve Finlilerin temel eğitimde bilim eğitimine verdikleri öneme işaretle soruyordu: “Aynı dünyada yaşamıyor muyuz?” Bu yazı o soruya da yanıt olabilir. Antarktika’da 29 ülkeye ait 101 araştırma üssü var “Türkiye’nin kıtada bilimsel amaçlı bir üs veya istasyon kurması çok yerinde olur, hatta geç bile kalındı. Hem iktidar hem de muhalefet partisinin bu konuya destek olması lazım. Türkiye’den bilimsel olarak çok geride olan ülkelerin bile burada üsleri var. ” Uğraş alanım gereği pek çok ülkenin bilim ve teknoloji politikalarındaki gelişmeleri izlediğimi bilirsiniz; ama nedense bugüne dek İran’la hiç ilgilenmemiştim. Haluk (Tosun) Hoca’nın armağan ettiği, adını başlığa taşıdığım kitap beni bu ülkeye de yönlendirdi. Konuyla ilgili akademisyen ve uzmanlarca kaleme alınmış 11 bölümden oluşan kitabın özgün adı “Science and Innovations in Iran: Development, Progress and Challenges.” Editörlüğünü Abdol S. Soofi ve Sepehr Ghazinoory yapmış (ilk baskı 2013; Palgrave Macmillan yayını). İngilizce bilim yazınındaki yazım biçimleriyle kaydettiğim bu iki isimden Soofi, Wisconsin Üniversitesi’nde (ABD) iktisat profesörü... Diğeri, ana misyonu akademik personel ve araştırmacı yetiştirmek olarak açıklanan ‘Tarbiat Modares’ Üniversitesi’nde (Tahran) bilim ve teknoloji politikası dalında yardımcı profesör... İbn Haldun’un Peygamber’e atfen, ElMukaddeme adlı eserinde yer verdiği “Eğer öğrenim cennetin en üst mertebesinde asılı olsaydı, Farslar oraya erişirlerdi.” sözünün giriş cümlesi olarak kullanıldığı kitapta editörlerin kaleme aldığı ‘Giriş’ bölümünden sonraki bölüm “Bir Fizikçinin Bakış Açısından İran’da Bilimin Tarihi” başlığını taşıyor. Yazarı Reza Mansouri İranlı bir fizikçi; doktorasını 1972’de Viyana Üniversitesi’nden almış; doktora çalışmasını Avusturya’nın önde gelen kuramsal fizikçilerinden Roman Ulrich Sexl’in yanında yapmış... İran’da bilim politikasının belirlenmesinde etkin olmuş bir isim... 2001’den 2005’e kadar Bilim Bakanı’nın müsteşarı... Hâlen Sharif Teknoloji Üniversitesi’nde (Tahran) fizik profesörü ve McGill Üniversitesi’nde (Montreal, Kanada) konuk profesör... Kimliğini ayrıntılı verdim; makalesinin giriş bölümünde yazdıklarını değerlendirmek için önemli... Der ki: “İran dâhil, İslâm ülkelerinde, özellikle de sanayi dünyasının insanlarıyla bilim ve teknolojinin durumunu tartışırken bir karmaşıklık söz konusudur. ‘Bilim’ ve ‘teknoloji’ gibi terimlerin kullanılması çoğu zaman yanlış anlamalara yol açar ve bu da işleri zorlaştırır. Gerçek şudur ki, ‘araştırma, bilim (science) ve bilim adamı (scientist)’ gibi terimler Farsçaya kolayca çevrilemez. Örneğin, ‘science’ Farsçaya ‘ilm’ olarak çevrildiğinde bu klasik terim [ilm] modern dünyanın ‘science’ olarak bildiği karmaşık toplumsal süreci temsil etmez. Farsçada ‘ilm’ ile uğraşan kişiye ‘ehliilm’ ya da ‘âlim’ denir. ‘Âlim’, Müslüman kültüründe yaygın kullanılan bir terimdir ve İran’da, tanınmış bir İslâmi din hocasının (skolar) yanında din öğrenimine yıllarını vermiş kişi anlaşılır. Modern bir bilim insanına asla ‘ehliilm’ denmez. Bin yıllık Farsça bir terim olan ‘dânişmend’ bazen ...‘bilim adamı’ karşılığı olarak kullanılıyor ama bu İngilizcedeki ‘scientist’ teriminin içeriğiyle pek örtüşmez. ‘Dânişmend’, genel olarak, hoca (skolar) ya da doğa filozofu için kullanılan bir terimdir fakat ‘bilim adamı’ değil... Ben, uğraş alanı bilim, mesleği bilim olan kişi anlamındaki ‘bilim adamı (scientist)’ teriminin tam karşılığı olarak ‘dânişgâr’ terimini kullanmaktayım. Ama ‘ilm’den değil, ‘dâniş’ten türetilen bu yeni terim geniş bir kabul görmedi ve çoğu kişi tarafından tereddütle karşılandı.”Mansouri daha sonra, modern bilim ve teknoloji olgusu ile İslâm’daki bilim anlayışı arasındaki farklar iyi bilinmeden İran’da bilimin tarihsel olarak çözümlenmesinin zorluğuna işaret ediyor ve “toplumsal bir olgu olarak modern bilimin” ayırt edici özelliklerini sıralıyor. Erdoğan ve onun siyasi kadrosu da, acaba Mansouri’nin açıkladığı gibi, ‘bilim’le ‘ilm’i birbirine karıştıranlardan mı? Hayır. Onlar için esas olan ‘ilm’dir. Ama bu çağda bütünüyle de ‘bilim’siz edemeyecekleri için, amaçları, ‘bilim’i hiç olmazsa ‘ilm’in süzgecinden geçirerek aykırılıklarını eleyip gençlere öyle okutmaktır. Prof. Dr. Bayram Öztürk [email protected] A ntarktika son zamanlarda çok gündemde olan bir kıta. Çünkü iki temel sorun var: Erime ve biyolojk çeşitlilikteki değişim. Erime konusu çok gündemde çünkü Kıta’nın batı kısımlarındaki Amudsen Denizi bölgesindeki erime ciddi boyutta. Uluslararası bilim camiasından birçok kişi bu konuyu çalışıyor. Benim çalıştığım konular ise ikincisi. Güney Okyanus ve Antarktika’da denizel biyolojik çeşitlilik. Özellikle deniz koruma alanları. Çünkü bu konuda çok tartışma ve bilgi eksikliği var. Koruma alanları için balina ve yunus türlerinin dağılımının incelenmesi şart. İkincisi Oşinografik ölçümler. İklim değişikliği nedeniyle acaba Termohalin akıntı sistemi ki bu bütün dünya için çok önemli değişiyor mu?. Son olarakda bu bölgedeki canlı kaynakların durumu ve özellikle yabancı istilacı türler. Yabancı istilacı türler bu kıtayı da tehdit ediyor. Başta midye olmak üzere bir çok tür bu bölgeye de Shirase Gemisi , 137 metre ve buzkıran girmiş durumda ve bu Antarktika ve Güney Okyanus gibi yüksek endemizm’in olduğu bölgeler için ğımız ve geç kaldığımız da bir başka gerçek. ciddi bir tehdit. Diğer yandan ekosistemin üst Zayıf olduğumuz alanlarda genç kuşak araşbasamağında bulunan fok, balina ve penguen tırmacılar yetiştirmeli ve yurtdışından ilgilenen gibi türlerin insan etkisi sonucu azalması da Türk araştırmacıları da bu işe katmalıyız. Futbolda bile Almanya’da yetişenlerin bizim futayrı bir tehdit . Türk Bilim insanları Antarktika’ya hep ilgi bolumuza bir kalite getirdiklerini unutmayalım. Bu hamle ülkemizin bilimsel, diplomatik gösterdi. 1991 yılında ilk araştırma seferi için ve ekonomik profilini yükseltecektir. Üs kurma bütçe bile yapıldı. Bu konuda Prof.Dr. Erol İzişine özel sektörün de destek vermesi lazım. dar hoca çok çaba gösterdi. Zaten ben de o Evrensel standartlarda bilim yapıp bunu insançalışmalar sırasında Antarktika konusuna ilgi lığa sunan bir ülke bütün dünyada her zaman duymuştum. Bizimle o dönemde başlayan Pasaygı görür. Türkiye; Antarktika’nın bir dünya kistan, “Cinnah” üssünü kurdu. Pakistan deniz mirası olarak kalması için çaba sarf etmeli ve kuvvetleri ikmal işinde çok iyi çalıştı. Şimdi ise bu konunun sözcüsü olabilir. Malezya, İran geliyor. Antarktika’da 29 ülkeye ait 101 araştırma Türkiye ise nihayet 18 Aralık 2014’te, yani üssü bulunuyor. Burada bir yandan da üslerin geçen ay üs kurmak amacıyla Antarktika Çevidamesini inceliyorum. Üs kurulmadan önce re Protokolü’nü meclise sevk etmiş, öyle haber kurulacak yer, enerji, ulaşım, arama kurtarma aldım. ve maliyet için ciddi çalışma yapılması lazım. Türkiye’nin kıtada bilimsel amaçlı bir üs veya istasyon kurması çok yerinde olur, hatta geç bile kalındı. Hem iktidar hem de muhalefet partisinin bu konuya destek olması lazım. Türkiye’den bilimsel olarak çok geride olan ülkelerin bile burada üsleri var. Örneğin Ekvador, Şili, Peru, Uruguay, Bulgaristan, Ukrayna başta olmak üzere ekonomik ve teknik olarak bizden daha geride olan ülkeler ve bilimsel araştırma yapıyorlar. Monako bile üs kurma yolunda. Bizim deniz bilimleri alanında iyi yetişmiş kritik bir araştırmacı kadromuz ve motive bir bilim camiamız var. Bu coğrafyada ve evrensel standartlarda bilim yapıp çalışacak iyi uzmanlarımız var. Ama her alanda güçlü olmadı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle