26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tartışma den çıkartılıp yeni donanımlar alınıyor. Bu şekilde, donanımdan çok garanti satın alınmış oluyor. mümkün: Kitaplardan yığınlar oluşuyor. Bu kitapların okunup anlaşılması zor. Çoğunlukla dokunulmadan kalıyorlar. CBT 1453/23 Ocak 2015 19 Yazılım lisansları konusunda iki sorun var: Birincisi, kamudaki yazılımların hepsinin lisanslı olmaması. Halbuki yazılımların lisanslı olması konusunda 2000’li yılların başında Başbakanlık Genelgesi çıkartılmıştı. Kuruluşlar kullandıkları yazılım konusunda eksik lisanslama denilen yönteme başvuruyor; örneğin, 1000 kullanıcı için lisans gerekirken 250 kullanıcı için lisans alıyorlar. İkinci sorun ise birinci sorunun tam tersi olarak aşırı lisans kullanımı. Yazılım firmaları kamu kuruluşlarını 3 yıllık lisans anlaşmalarına yönlendiriyor. Uzun süreli lisans anlaşmaları avantajlı görünüyor: Bu süre içinde yeni yazılım sürümleri çıkarsa, kuruluşlar ek bir para ödemeden bu yazılımlara geçebiliyor. Bunun karşılığında, normalde alınan lisans ücretinden daha fazla lisans ücreti isteniyor. Kuruluşların çoğu bu avantajdan yararlanmıyor. Yararlanması da gerekmiyor: Yeni sürümler acilen geçilmesi gereken büyük değişiklikler içermiyor. YAZILIM LİSANSLARI Kamudaki bilişim merkezlerinin en büyük sorunlarından birisi de taşınma. Merkezler sürekli taşınıyor: Ya bina içinde bir kattan başka bir kata taşınılıyor ya da yeni bir binaya taşınılıyor. Taşınmanın nedeni yine en baştaki madde; israf. Gereğinden fazla donanım alınınca var olan yer yetmiyor. Taşınma başlı başına sorun. Bunun için ayrı ihalelere çıkılıyor. Taşınma sırasında hizmet kesintisi yaşanıyor. TAŞINMA Yazısız ve yorumsuz! “Devlet “büyüklerinin” artık hiçbir sözünün açıklanmasına, yorumlanmasına gerek kalmıyor; kalıyor mu yoksa? Yücel Çağlar [email protected] BİRİNCİ PERDE: Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun 6 Ocak 2015 günü gerçekleştirilen 28. toplantısında konuştu(1: ? “Şimdi yeni teknolojilerinin önümüzü açtığı dönemde, aslında bilgi ve teknoloji alanında öncülük yapma şansının tekrar tarihi fırsat olarak önümüze geldiği süreçten geçiyoruz.” ? “…bugün karşı karşıya olduğumuz temel meselelerden birisi, var olan bilgi anlayışını bilime dönüştürebilme kabiliyeti ile ülkemizin diğer ülkelerle olan rekabet gücünü artırabilmesidir.” ? “…aslında Osmanlı Devleti’nin, son kadim örnek olarak değişimine baktığımızda bir obadan bir devlete, oradan da bir dünya düzenini temsil edecek yeni siyasal zemine yönelişte İstanbul’un fethiyle birlikte yaşanan sürece çok dikkatli bir şekilde eğilmek gerekir. “ ? “Top teknolojisinin, fetih esnasında kullanımından, Ali Kuşcu’nun Semerkand’dan İstanbul’a getirilmesine ve daha sonraki dönemlerde o günkü bilimin günlük hayatta teknolojik anlamda kullanılmasına yapılan öncülüklere baktığınızda aslında devletlerin yükselişinde bilginin kullanımın nasıl etkin rol oynadığını görüyoruz.” ? “Bizim tarihimizde, devletlerimizin yükselişi o bilgi paradigmasını ahlak ile bütünleştiği yerlerde siyasal bir düzen kurabilmesiyle söz konusu oldu. O anlamda kadimin son merkeziyiz. Anadolu toprakları da Harran Üniversitesi’nden, Harran’ın geçmiş o bilgi merkezi olma niteliğinden bugüne kadar bu kadim kültürünün harmanlandığı, geliştiği bir merkez niteliğini hep korudu.” ? “Şimdi yeni teknolojilerin önümüzü açtığı dönemde, aslında bilgi ve teknoloji alanında öncülük yapma şansısının tekrar tarihi fırsat olarak önümüze geldiği süreçten geçiyoruz.” ? “Tarihte hiç tüketilmeyen, bazen israf edilen, bazen maalesef savaşlarda büyük kayıplar yaşanan ama hiç tüketilmeyen tek kaynak insan kaynağıdır. Çünkü tarih ile insan arasında doğrudan ilişki var. İnsanın olmadığı yerde zaman ve tarih anlamını kaybeder.” ? “…12 yıl içinde kat ettiğimiz çok ciddi mesafeler oldu. Gerek üniversitelerimizin sayısındaki artış gerek üniversitelerimizin çalışmalarında özellikle bilimsel yayınlarda, üç katından daha fazla sağlanan artış ve üniversite alt yapımızın gelişmesi güzel işaretlerdir.” Kuruluşun bilişim yatırımları arttıkça, yeni personel isteniliyor ve ne kadar personel alınırsa alınsın personel sayısı hep yetersiz oluyor! Halbuki, özel sektördeki bilişim merkezleriyle karşılaştırıldığında,personel sayısının aşırı fazla olduğunu söylemek daha doğru. Fazla personel fazla iş anlamına gelmiyor. Yapılan iş değişmiyor yalnızca yapılan işler atomize edilip kişilere dağıtılıyor. Her büyüklükteki kamu kurumunda, özel sektörde kolayca rastlanamayacak, özelleşmiş iş tanımlarına rastlanabiliyor: Bir kişi yalnızca eposta sunucudan sorumlu oluyor, birisi güvenlik duvarı yazılımından, bir diğeri Web sitesinden, vb. Personel sayısının artışı eğitim gereksinimini de doğuruyor. Personelin sürekli değişen yazılım ve donanımlara uyumunun sağlanması için sürekli eğitim alması gerekiyor. Bu nedenle, yazılımdonanım ihalelerine bir madde olarak eğitim de konuyor ve eğitimlere büyük tutarlar harcanıyor. Son olarak, artan personel sayısı kariyer beklentilerini de arttırıyor. Yükselebilmek için liyakat yerine adamını bularak yükselme eğilimleri de artıyor. PERSONEL YETERSİZLİĞİ Personel sayısının artışı ve ürünlerin sürekli değişimiyle birlikte eğitimin de gerektiğini söylemiştik. Eğitim konusunda da büyük israflar yaşanıyor. İsrafın en büyük nedeni, ihalelere, yetkili eğitim merkezlerinden eğitim alınması şeklinde maddeler konması. Her türlü eğitim şirketinin ihalelere girmesini önlemek için konulan bu tür maddeler israfa yol açıyor. Yetkili eğitim merkezi en başta aşırı pahalı eğitim kitapları demek. Bu kitaplar genelde İngilizce oluyor ve her birinin fiyatı da yaklaşık 100 dolar civarında. Bu kitapları personelin masasının üzerinde görmek EĞİTİM İHALELERİ İhalelerin en büyük sorunu çok kapsamlı olmaları. Kamu kuruluşları her zaman bilişim yatırımı yapamayacakları düşüncesiyle, çok fazla iş ve ürün içeren ihalelere çıkıyorlar. Kapsamlı ihale herkes için büyük sorun demek. İş alan firma, kapsamlı ihalenin her maddesini zamanında yetiştirmek için büyük gayret sarf ediyor, zorlanıyor. İhale kapsamındaki işlerin zamanında bitirilmesi tehlikeye giriyor. Bu da hem kuruluşu hem de işi alan firmayı rahatsız ediyor. Öneriler 1) Yeni donanım ve yazılım alımları iptal edilsin. Kurumların elindeki donanım ve yazılımlar yıllarca idarece edecek nitelikte. İhaleler yeni donanımyazılım almak yerine garantisi bitmiş donanım ve yazılımların bakımına yönelik olsun. 2) Yazılım lisansları bakımından, eldeki ürünlerin eksik lisansları tamamlansın ama yeni yazılımlar, yeni lisanslar alımı konusunda muhafazakâr davranılsın. 3) İhaleler belli konulara odaklanıp az sayıda maddeden oluşsun. 4) Arızalı malzemelerin yurtdışına çıkışı ve girişi kolaylaştırılsın. Şu andaki yasal düzenlemeler nedeniyle, arızalı bir cihaz yurtdışına gönderilip arızası giderilince tekrar yurtiçine alınamıyor. Bunun yerine arızalı cihazlar yeni, sağlam cihazlarla değiştiriliyor. Bu da alınan hizmetin pahalı olmasına neden oluyor. 5) Bilişim merkezlerine sürekli yeni personel alınmasın. Var olan personel daha verimli kullanılsın. Var olan personelin yetmediği uç durumlarda, firmalardan kısa vadeli uzman personel istihdamı sağlansın. 6) Bilişim çözümleri, sektördeki en uç, fantastik teknolojilere değil, piyasadan kolaylıkla sağlanabilen öğelere dayansın. Örneğin, sabit disk bakımından, pahalı ve bakımı zor depolama birimleri (storage unit) yerine ucuz ve bakımı kolay yerel diskler kullanılsın. 7) Eğitim ihalelerinde kitapların Türkçe olması sağlansın Böyle yapmak hem bağımsız kitap yayıncılarını destekleyecek hem de yazılım ve donanım üreticilerini kitaplarını Türkçeleştirmeye yönlendirecektir. 8) Bilişim merkezlerinin taşınma istekleri reddedilsin. Bilişim merkezleri bulundukları yerde hizmet verebilecek şekilde çalışmaya yönlendirilsin. Notlar: 1) BT Haber, 9 Haziran 2014 İHALELER İKİNCİ PERDE: Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun 28. Toplantısında önceki kararlar değerlendirildi ve aşağıdaki yeni kararlar alındı: 1) Üniversitelerin ARGE Stratejilerinin Geliştirilmesine Yönelik Çalışmalar Yapılması [2015/101] 2) Doktora Derecesine Sahip İnsan Kaynağının Nicelik ve Nitelik Olarak Artırılmasına Yönelik Çalışmalar Yapılması [2015/102] 3) Uluslararası Kuluçka Merkezi Desteğinin Geliştirilmesi ve Uygulamaya Alınması [2015/103] ÜÇÜNCÜ PERDE: Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, 7 Ocak 2015 günü Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Esenboğa Kampusu ve Sağlık Temel Bilimleri Binası açılış töreninde konuştu(2: ? “Acaba bu isim böyle mi olsa, yoksa bu ismi mahalle mi koysak… Sonra benim aklıma tarihimize gitmek, dönmek geldi. Herhalde buna ‘külliye’ daha güzel olur dedim. Bu yeni dönemde bir ilk olur, dolayısıyla Esenboğa kampusu yerine Esenboğa Külliyesi Temel Atma Töreni çok daha isabetli olur diye düşünüyorum.” ? “Ben bu fahri doktora unvanının gerçekten milletlerarası hukuk dalında verilmiş olması benim için gurur abidesi olacak.” ? “Ellerinde darbe dövizleriyle yürüyüşler yapan akademisyenleri gördük.” ? “Taş atan molotof atan değil, Türkiye’nin büyümesine katkı sağlayacak projelere imza atan üniversite öğrencileri görmek istiyoruz. Bilgileri ve birikimleri ile herkesi kendilerine hayran bırakan akademisyenler görmek istiyoruz.” ? “Bu can bu tende oldukça bu yapıya (“Paralel” Yapı) karşı mücadelemi sürdüreceğim bunu açıkça söylemek istiyorum.” ? “Adalet konusunda çok büyük atılımlar gerçekleştirdik.” Açılış töreninde Cumhurbaşkanı’na Üniversite’nin “Hukuk Fakültesi’nin Fahri Doktora Diploması”nı sunan Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fatih Uşan Erdoğan’ın elini öpmeye kalkıştı. *** Bu “dizi” sürdürülebilecektir ! 1) http://www.tuba.gov.tr/news/bilimveteknolojiyuksekkurulutoplantisiyapildi/id/1129; (Erişim: 8 Ocak 2015) 2) http://www.yenihaberden.com/erdoganyildirimbeyazittakonustu61261h.htm; (Erişim: 8 Ocak 2015)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle