22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM DÜNYASINDAN SON ARAŞTIRMALAR Sibirya topraklarındaki gizemli krater sonra endüstri devriminin başlamasından önceki dönemleri karşılaştırdı. Buna göre dünya genelindeki cıva dolaşımı insanlar tarafından o kadar bozulmuş ki “geçiş tabakası” olarak bilinen bir kilometrelik derinlikten itibaren cıva oranı yüzde yüz elli artmış. Geçiş tabakası suların yüzeyindeki göreceli olarak sıcak su ve soğuk derin su arasında kalan tabakadır. Yeni veriler sayesinde, anorganik cıvanın zehirli metil cıvaya ne şekilde dönüştüğünü ve deniz canlılarında nasıl biriktiğiyle ilgili bilgilere ulaşmayı umuyorlar. Özellikle de balıklarda biriken metil cıva insan bedenine giriyor. Bedene giren cıva ise yaşamsal önem taşıyan enzimlerle reaksiyona girerek, etkilerini engelliyor. Denizlerdeki k i l o alanl a r a kıyasla depresif ruh haline girmeye daha daha yatkınlar diyor College London Üniversitesi psikologu Sarah Jackson. “Araştırma sonuçlarımızla insanları zayıflamaktan caydırmak istemiyoruz fakat hiç kimse zayıflayarak yaşamının tüm yönlerini iyileştirebileceğini sanmasın.” Dört yıllık bir araştırma sürecinde iki bin katılımcının bedensel ve duygusal durumu incelenmiş. Katılımcıların yüzde on dördü beden ağırlıklarının yüzde beşini yani yedi kilo vermiş. Bu kişilerde depresyon riski yüzde elli daha yüksekti. Ama aynı zamanda kan basıncı ve kan değerleri iyileşmiş. Uzmanlar kilo kaybı ve depresyonun mutlaka ilişkili olması gerekmediğini bu ilişkinin ortak bir nedene de uzanabiliyor olabileceğini de vurguluyor. Bununla birlikte diyetlerin psikolojik sonuçları daha fazla dikkate alınmalı (PLOS ONE). etkinlikleri Şili depreminden altı saat önce ve sonra incelemişler. Kırk iki ölçüm istasyonundan on ikisi, buz tabakasında yarıklara yol açan küçük “buz depremlerine” Helikopterden çekilen bir video, Sibirya topraklarındaki dev bir deliği gösteriyor. Moskova’nın 2000 km. kuzeydoğusundaki krater heyecan yarattı. Meraklılar altmış metre çapındaki kraterin YouTube videosuna dokuz milyondan fazla tıkladı. Bir grup bilim insanı şimdi “Dünyanın sonu” anlamına gelen Jamal Adası’ndaki deliği inceledi. Kraterin büyüklüğü muazzam, duvarlara çarpma korkusu olmadan birkaç helikopterle içi gezilebilir diyor videoyu yükleyen “Bulka”. Söz konusu krater, bölgenin başkenti Salechard’ın otuz kilometre uzaklığındaki perm toprağında yer alıyor. Kraterin bir meteoride ait olduğuna dayanan ilk teoriler bilim insanları tarafından reddedildi. Rus Bilimler Akademisi, Petrol ve Gaz Araştırmaları Enstitüsü müdürü Wasili Bogajavlenski, perm toprağındaki yeraltı buzunun erimesi sonucunda gazın boşaldığını ve yüksek bir basınçla yüzeye çıktığını düşünüyor. “Herhangi bir zamanda alevsiz bir patlama meydana gelmiş olmalı.” Bölge valisi Dmitri Kobylkin, tundraya bir grup bilim insanı göndererek bu esrarengiz fenomeni incelemelerini istedi. Dünyadaki perm topraklarını inceleyen Kriyosfer Enstitüsü’nden Marina Leibman, ayrıntılı bir incelemenin ardından insan veya makineye ait tek bir iz bile yok diye konuştu. Ayrıca bir meteoride de ait olamaz, çünkü kenarında yanık izleri bulunmuyor. Bilim kadını kraterin, bir boşluktaki metan gazının basınçla yukarı çıkarak, patlaması sonucunda oluştuğunu düşünüyor. Kuzey Kutbu Araştırmaları Merkezi’nden Adrej Plechanov’un açıklamasına göre kraterin çapı altmış metre civarında. Derinliğin kesin bir şekilde ölçülebilmesi için profesyonel dağcılara gerek var. Kenarı çok sağlam olmadığı için yaklaşmak tehlikeli diyor Plechanov. Sibirya bölgesinde, Rusya tarafından çıkarılan doğalgazın yüzde sekseni bulunuyor. Yüksek radyoaktiviteyle ilgili izlere rastlanmamış bölgede. ait belirgin işaretler vermiş. Bilim insanları buz depremine Şili depreminin merkezinden yayılan sismik dalgaların neden olduğunu ve Güney Kutbu’ndaki buz tabakalarından geçtiklerini düşünüyorlar. cıva oranı ile tahminler bugüne kadar sadece model hesaplarına dayanıyordu. Cıvanın çevreye yayılması madencilik ve fosil yakıt kullanımıyla birlikte önemli ölçüde arttı. Cıva günümüzde özellikle de neon tüplerinde, enerji tasarruflu ampullerde ve pillerde kullanılıyor. Cıva çevreye en çok da kömür, petrol ve gazdan elde edilen ısı ve elektrik enerjisiyle olduğu kadar altın madenleriyle hatta amalgam diş dolgularıyla da yayılıyor. Fazla kilolu insanlar zayıfladıklarında bedensel olarak daha sağlıklı hale geliyor. Ama bununla birlikte bir yan etki de ortaya çıkıyor. Araştırmaya katılanlar psikolojik olarak kendilerini daha iyi hissetmiyor. Dört yıl içinde beden ağırlıklarının yüzde beşini kaybeden kişiler, aynı ağırlıkta kalan ve Zayıflamak mutlu etmiyor Dünyanın uzak bölgelerinde de şiddetli depremler yaşanabiliyor. Mesela yeni bir araştırma 2010 yılında Güney Kutbu’nun da sallandığını gösterdi. Şili kıyılarında meydana gelen büyük sarsıntılar, 5000 km uzaklıktaki Güney Kutbu’nda “buz depremine” neden olmuş. Şiddetli depremlerin dünyanın her yerinde etkili olabildikleri aslında biliniyordu. Şili’de 2010 yılında meydana gelen 8.8 şiddetindeki deprem örneğin Amerikan uzay dairesi NASA’ya göre dünyanın eksenini kaydırarak, günlerin bir mikrosaniye kısalmasına neden olmuştu. Depremlerin gezegenimizin kriyosferini yani buzla kaplı bölgeleri de etkilediğini şimdi Georgia Teknoloji Enstitüsü’nden Zhigang Peng ile çalışan ekip kanıtladı. Araştırmacılar Güney Kutbu’ndaki sismik Şili depremi Güney Kutbu’nu bile sallamış Queen Mary Üniversitesi bilim insanları, elli yaşın üzerindeki insanların en az beş yıl boyu her gün bir aspirin almaları halinde bağırsak ve mide kanserine yakalanma veya bu hastalıklara bağlı ölüm riskini düşürebileceklerini söylüyor. Jack Cuzik konuyla ilgili tüm araştırma sonuçlarını değerlendirmiş. Sadece İngiltere’de elli yaşın üzerindeki herkes on yıl boyu aspirin aldığı takdirde yirmi yıl içinde yaklaşık 122.000 ölüm vakası önlenebilir, bununla birlikte aspirinin iç kanamalara neden olabilir ve uzun vadeli olarak doktor kontrolü olmadan alınmamalı. Aspirinin olumlu ve olumsuz etkilerini gösteren iki yüz kadar araştırma incelenmiş. Anlaşıldığı üzere aspirin bağırsak, mide ve yemek borusu kanseri ve bunlara bağlı ölüm vakalarını yüzde 30 ila 40 oranında düşürüyor. Fakat aspirinin meme, prostat veya akciğer kanserini önleyebildiğine dair de az da olsa bazı kanıtlar söz konusu. Cuzick elli yaşını geçmiş her sağlıklı insanın on yıl boyu günde 75 mg dozluk aspirin al Bağırsak kanserine karşı her gün bir aspirin Zift gölünde petrol çıkaran mikroplar Araştırmacılar doğal bir zift gölünden alınan örneklerde özel bir potansiyele sahip mikroorganizma toplulukları buldu. Ziftin içindeki petrolü açığa çıkaran mikroplar bu işlem için oksijene bile gerek duymuyor. Münih’teki Helmholtz Yeraltı Suyu Ekolojisi Enstitüsü’nden Rainer Meckenstock yönetiminde çalışan uluslararası araştırma ekibi, bakteri topluluklarını minik su damlacıklarının içinde bulmuş. Bu tür bakterilerin diğer petrol yataklarında bulunduğu da tahmin ediliyor (Science). Karayiplerdeki Trinidad Adası’nda yer alan “Pitch Lake” zift gölü, jeolojik bir bozulmanın yaşandığı bir bölgededir. Yerkabuğundaki bir yarıktan, aşağı yukarı 1000 metre derinlikte büyük bir basınç altında bulunan petrol fışkırıyor. Göl bu yüzden doğal olarak yükselen petrolü (örneğin mikrop toplulukları için) analiz etme gibi ender olanaklarından birini sunuyor. Çünkü bilim insanları klasik rezervlerde sadece, yüksek basınç altında bulunan ve su veya diğer maddelerle kirlenmiş petrolü inceleyebiliyorlar. Pitch Lake Gölü’ndeki petrol yükselirken doğal zifte dönüşüyor. Ziftin içinde hacimleri bir ile üç mikrolitre arasında değişen minik su damlacıklarında araştırmacılar en az yirmi farklı mikroorganizma türünden oluşan topluluklar saptadı. Bu bakterilerin çok özel bir potansiyeli var: Kendilerini çevreleyen petrolü açığa çıkarıyor. Mikroorganizmalar petrolde bulunan enerjiden yararlanarak, bunları anaerobik olarak, yani oksijensiz işliyorlar. Bu bilgiler petrol endüstrisinin ilgisini çekebilir. Bu mikropların diğer petrol rezervlerinde de bulunduğu tahmin ediliyor. Yeni bilgiler sayesinde şirketler artık bir sondajın kârlı olup olmayacağını daha iyi tahmin edebilecekler. Sonuçta sondaj çalışmaları çok masraflıdır. CBT 1431 6 /22 Ağustos 2014 İnsan kaynaklı cıva birikimi bazı bölgelerde en az üç misli arttı. Bu miktarın üçte ikisiyse, bir kilometre derinlikten suyun yüzeyine kadar dağılmış durumda (Nature). Massachusetts Woods Hole Okyanus Enstitüsü’nde Carl Lamborg ile çalışan ekip, Atlantik, Pasifik, güney ve arktik okyanuslardaki cıva miktarını ölçtükten Denizlerdeki cıva oranında artış
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle