24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

FUTBOL VE BAŞARI ETKİLİ LİDERLİK, PERFORMANS VE Almanya’nın Brezilya 2014 Futbol Dünya Kupası Başarısı Son zamanlarda medyada yer alan ve Almanya’nın 2014 Brezilya Futbol Dünya Kupası’ndaki şampiyonluğunu sadece oluşturdukları alt yapılarına indirgeyen yaklaşımlar, gerçeği ne kadar yansıtmaktadır? Şüphesiz, başarılı altyapı projelerini kim inkâr edebilir, kim bunların kendi ülkemizde de olmasını istemez. Ancak, gerçek bütünüyle böyle mi? B Doç. Dr. Erkut Konter, Dokuz Eylül Üniv., Spor Psikolojisi Danışmanı, UEFA A Futbol Antrenörü, erkut.konter@gmail. azı karşı sorular sorarak başlayalım. Bütün kupaları temizleyerek 2014 Brezilya Futbol Dünya Kupasına gelen İspanya’nın elenmesine kötü altyapıları mı neden oldu? Veya Brezilya’nın? Veya Hollanda’nın vb? Daha iyi bir altyapıya sahip olmak, başarıyı veya şampiyonlukları garanti eder mi? Bütün takımların veya bir kısım takımların ve bunların sporcularının iyi bir altyapıdan geçtikleri durumda sonuçları, birincilikleri ve şampiyonlukları ne belirleyecek? Başka bir ifadeyle; birçok takımların çok iyi altyapıları olduğu, zaten bunun olmazsa olmaz bir gereklilik olduğu ve dünya klasmanında ilk sıralara giren takımların veya sporcuların zaten bunları yerine getirdiği düşünüldüğünde, sonuçları ve performansı belirleyen ne olacak? Demek ki altyapı önemli bir faktör olmasına karşın her zaman tek bir faktör de değildir. Başarılı sonuçları, birincilikleri veya şampiyonlukları sadece o ülkedeki altyapı organizasyonu belirleyecekse, o zaman gelişmiş ülkeler olarak ileri sürülen ülkeler ve bunlar etmektedir. Bunun ülkemizde uygulamayla yanlışlanan birçok örnekleri olmuştur. Futbolda başarının, evrensel gerçekleri ve doğruları özgün koşullar içinde değerlendirmeyle ve performans üzerinde etkili olan birçok faktörlerin uyumlu etkileşimini sağlamayla ve etkin bir liderlikle ve başarılı bir süreç yönetimiyle olanaklı olduğunu ileri sürmek daha doğrudur. Ülkemizdeki eğitim ve spor sistemleri bir dizi gelişmiş ülkeler referans alınarak zaten yazboz tahtasına dönmüştür. Bu kargaşa, bugün halen bütün şekilleriyle sürmektedir. Bir ülke; yukarıda belirtilen koşulları değerlendirmeden ve bunların ileriye, çağımıza dönük bir sentezini yapmadan, bilim, eğitim ve spor felsefelerine karar vermeden, bunların politik, siyasi ve hukuksal temellerini oluşturmadan, bunlara ilişkin öğretmenlik, yöneticilik ve antrenörlük sistemlerini yapılandırmadan, bunlara ilişkin sosyoekonomik temelleri atmadan ve spor kültürünü geliştirmeden; futboldaki başarının sadece iyi bir alt yapı ile geleceğini düşünerek, Almanya gibi gelişmiş ülkelerin modellerini dışarıdan ülkemiz koşullarına ihraç ederek, başarının, birinciliklerin veya şampiyonlukların yakalanacağını düşünmek; akılcı, doğru, uygulanabilir ve sürdürülebilir gözükmemektedir. Performans; fiziksel, zihinsel, duygusal, soysal vb. bir bütünlük içinde ortaya çıkar. Performansı belirleyen faktörler içindeki bir problem veya geri kalmışlık diğer boyutlar üzerinde de etkili olur. Her gelişmişlik düzeyi, kendi gelişmişlik düzeyine denk düşen problemler yaşar. Almanya’nın sporda, daha özel olarak futbolda, yaşadığı problemlerle Türkiye’nin yaşadığı problemler bir olmayacaktır. Problemlerin çözümünde; her niteliksel farklı düzey, niteliksel olarak farklı yöntemlere gereksinme duyar. Amatör takımların problemleriyle profesyonel takımların problemleri farklı düzeylerde ve niteliklerdedir. Gelişmemiş ülkelerle gelişmiş ülkeleri karşılaştırırken ve altyapı projelerinden söz ederken özgün koşullar dikkate alınmalıdır. Üst düzey rölativite fizik problemlerinin çözümü Newton Fiziği ile çözülemeyecektir. Performansı belirleyen faktörlerde: Özellikle düzeysel ve nitelik olarak; fizik, teknik, taktik ve sosyal konularda benzerliklerin ve eşitliklerin olduğu durumlarda, psikolojik faktörlerin yönetimi ve o günkü koşullarda üst düzey performans potansiyellerini ortaya çıkarma becerisi, hangi tarafın daha üstün geleceği ile ilgili belirleyici olacağı da ileri sürülebilir. YAZBOZ TAHTASI CBT 143014 /15 Ağustos 2014 arasında özellikle ABD İngiltere, Rusya, Fransa ve bunların arasına Kanada, Avustralya, Japonya ve Çin gibi ülkeleri eklediğimizde, bu ülkelerin gelişmişlik düzeylerine uygun düşen bir spor altyapıları yok mu? Bu ülkeler zenginliklerini ve kaynaklarını neden futbol gibi çok kâr getirebilecek bir sporda kullanamıyor, spor veya futbol için gerekli alt yapı projelerini üretemiyor, futbol gibi geniş kitleleri ilgilendiren bir spor dalında neden birincilikler veya şampiyonluklar elde edemiyor? Neden bütün gelişmiş teknolojik birikimlerini ve bilgilerini futbol altyapısını geliştirmekte kullanamıyor? Sadece bunu bir gelişmiş ülke olan Almanya mı başarabiliyor? Demek ki ülkelerin birçok tarihsel, toplumsal, ekonomik, hukuksal, politik, coğrafik, kültürel, psikolojik, sanatsal, sportif vb. değişebilen özgün koşulları var. En iyi altyapıları ve antrenörleri dışarıdan Türkiye’ye getirerek ve son Dünya Kupası’nda hangi ülke şampiyon olduysa, onu kopya ederek takımların başarılı sonuçlar alacağını ve ülke sporunun gelişeceğini düşünmek çoğu kez bizlere çok pahalıya mal olmuştur ve olmaya da devam olduğu birçok durum yaşandı, her iki takım da kazanacak fırsatları yakaladılar ve kaybedecekleri fırsatları da rakibine verdiler. Bu nedenle, bu finalde karşılaşma yönetimini ve karşılaşmadaki psikolojik durumu daha iyi yöneten tarafın sonuca gittiği de iddia edilebilir veya birçok durumun Almanlar lehine denk gelmesinden de söz edilebilir. Çünkü, psikolojik durum birçok hücum ve savunma davranışını etkileyebilir örneğin; top kontrolleri, paslar, şutlar, karar verme, konsantrasyon, koordinasyon, dayanıklılık, sürat, motivasyon, stresle başa çıkma vb. Uzun süren turnuvalarda ve maçlarda özellikle bunlar çok önemli olacaktır. Almanya takımının genel olarak; hep bir turnuva takımı olduğu, turnuvanın başlarında değil de sonlarına doğru açılarak ve daha iyi performans ortaya koyarak ilerlediği de birçok kez savunulmaktadır. Elbette, üst düzey turnuvalarda “enerji yönetimi”, “yorgunluk yönetimi” ve “acı/sakatlık yönetimi” gibi konular da çok önemli hale gelmektedir. Uzun lig maratonundan, çeşitli Dünya ve Avrupa şampiyonluklarından ve kupalarından mücadele ederek gelen, fiziksel ve psikolojik olarak yorgun ve adeta posaları çıkmış futbolcuların, kendilerini ve ülkelerini Dünya Kupasında en iyi şekilde temsil edebilmek için en üst düzeyde performans ortaya koyma zorunlulukları, onları çeşitli zorlanmaların ve sakatlıkların içine sokabilmektedir. Dünya Kupasından sonra yapacakları transferler ve gidecekleri takımların hazırlık kampları, futbolcuların sağlıklarını korumaları açısından da çok önem taşımaktadır. Bu nedenle, Almaya’nın takım olarak; enerji, yorgunluk ve acı/sakatlık gibi konuların yönetimini de daha iyi gerçekleştirdiği ileri sürülebilir. Bu da spor psikolojisi danışmanlarının, teknik ve sağlık ekiplerinin birlikte ve bir bütün olarak başarısını ön plana çıkartmaktadır. Futbolda bazen çeşitli rastlantılar ve olma olasılığı az olan olaylarla da karşılaşılabilir, erken sakatlıklar, önemli oyuncuların ve kalecilerin yaşadıkları sorunlar, erken kartlar, oyuncu ihraçları, ciddi hastalıkların ortaya çıkışı, dengesiz ve aleyhte hakem kararları, penaltı atışlarıyla üstün görülen takımların elenmeleri vb. durumlarla da karşılaşılabilir. Gerçi bütün bunlar futbolda artık çok olağan bir duruma da gelmiştir ve mutlaka önceden A planlarının yanı sıra B ve C gibi farklı planlar da oluşturulmaktadır. Bugün çağdaş spor psikolojisinde karşılaşmaya hazırlık stratejilerinde; “Eğer…. olursa ne yaparım” şeklinde olası sorulara önceden yapılan tartışmalarla, yanıtlar bulunmakta ve planlar oluşturulabilmektedir. Böylece sporcular planlarına harfiyen sadık kalsalar da olası diğer durumlara da hazırlıklı olabilmektedir. Löw’un son dakikalarda oyuncu değişikliğine giderek yorulan Arjantin oyuncuları karşısına teknik kapasitesi yüksek olan Götze’yi sahaya sürmesine ne demeli? Bunda “antrenör liderliği”nin hiç mi önemi yoktu? Futbol gibi karmaşık becerilerin olduğu sporlarda sonuç çoklu faktörlerin etkileşimi ile ortaya çıkmaktadır. Yukarıda ileri sürülen düşüncelere ek olarak; şunu da unutmamak gerekir ki, başarılı ve etkili altyapı projelerinin etkili ve başarılı “antrenör liderlikleriyle” ortaya çıkacağıdır. Liderlerin takip edenlere “etkisi”, onlar üzerindeki gücü, tesiri, bıraktığı izlenim; takip edenlerin davranışla LÖW VE ANTRENÖR LİDERLİĞİ Arjantin ile Almanya arasında denk geçen Brezilya Dünya Futbol Kupası finalinde sonuçların gelgitler içinde DENK MAÇ VE KAÇAN FIRSATLAR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle