25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP Kurallara uymama eğitimi İçinde bulunduğumuz politik sorunlara odaklanırken, şayet gelecek kuşakların eğitimine öncelik vermeyi ihmal edersek, politik sorunları düzeltmek imkânına sahip olduğumuzda, bu grişimleri yapabilecek yetenekte bir toplum yetiştirmemiş oluruz. Turgut A. Karabekir, Y. Mimar, AIA turgutk@gmail.com, A tatürk’ün eğitime verdiği önem, dünyada bir ilk olan yazı inkilabını yapmakla kalmamış, zamanın zor şartları altında bile, gençelerin yurt dışında eğitim görmesini sağlamıştı. Otuzlu yıllarda açılan sınavları kazanan lise mezunlarına burs vrilerek, Avrupa ve Amerikada eğitime gönderilmişti. Hemen hemen hepsi yurda dönen bu gençler, yeni Cumhuriyetin en yoksul günlerinde, büyük bir gereksinim olan çağdaş bilgi ve deneyimin kaynakları oldular. Çoğu benden bir kuşak evvel Galatasaray Lisesi mezunu olan ağabeylerimin büyük bir kısmını, yakından tanımak şansına eriştim ve hikâyelerini ilk elden dinledim. Bu gençeler yurda döndüklerinde Devlet Demir yolları, Devlet Kara Yolları, Devlet Maden ve Kömür işletmelerinde, şeker ve tekstil fabrikalarında teknik ve işletmeci önder olarak, ilerlememizin temelini attılar. Onların sayesinde bu kuruluşlar parlak devirleini yaşadı. Yaşlanmaları veya özel sektöre geçmeleriyle de, bu kuruluşlarda çöküşün başladığını gördük. Bu çöküşün değişik devirlerde, birden çok nedeni olduğu muhakkak. Öncelikle, 2. Dünya Savaşı yıllarında yurtdışında okuma zorluğuyla, kaliteli yüksek eğitim düzeyinin düşmesi ve bilgili eleman boşluğu gelir. Hiç şüphe yok ki, hâlâ sürmekte olan, başkasından bilgi kabulüne direnme milli hastalığımızın, bunda çok büyük dahli vardı. Aradan 6070 yıl geçtikten sonra, hâlâ bigi düzeyini çağdaş yapamamış olmanın sonuçlarından doğan, güncel bazı sorunlar ve sosyal yozlaşmayı bu yazımda irdeleyeceğim. Geçen yazımda cinayet diyebileceğimiz sonuçlara varan gerilik ve ihmallerden bahsetmiştim. Bugünki Devlet Kara Yolları’na baktığımızda, 6070 yıllık bir ilerleme beklerken, karşılaştığımız manzara şaşırtıcı. Örneğin, 21. yüzyılda tarfik işaretlerinin doğru uygulanmaması, trafik adalarının ve dairelerinin can kaybına neden olma derecesinde yanlış tasarlanması, teknik, pratik ve sosyal boyutlarıyla, çağdaş olmaktan çok uzak. Yol kesişmelerinde dur işareti, iki tarafı da gördükten sonra ilerlemek için konulur. Gelişmiş ülkelerde işaret, tam yol kesimindedir. Bizde çok yerde yol kesiminden 810 metre geridedir. İşaretin olduğu yerde durursanız, yandan gelen aracı görmek olanağı yoktur. Görseniz bile, durduktan sonra ilerlemeye başlayıp kavşağa geldiğinizde şartlar değişmiş olur ve kaza ihtimali doğar. Bu nedenle de, herkes dur işaretinde durmadan, geçiyor. Evet, herkes yasa çiğniyor. Bazı kavşaklarda trafik ışığı olmasına rağmen, ışıktan 510 metre sonra dur işareti de mevcut. Yeşil ışığın anlamı ve gayesi, sürücüye yolun açık olduğunu ve ilerlemenin yasal olduğunu belirtmektir. Yeşil ışığı geçen sürücü de doğal olarak dur işaretine rağmen yoluna devam etmektedir. Yasa çiğnenmektedir. Dur işareti olduğu halde geçmek de, alışkanlık olmaktadır. Her iki örnekte de yetkili bakanlık tarafından uluslararası kurallara uymayan yanlış uygulama yapılmıştır. Halk da bunun mantıksız, anlamsız ve yanlış olduğuna karar vererek, yasaya uymamayı seçmektedir. Dolayısıyla yasaların çiğnenmesi olağan olarak anımsanmaktadır. Gerçekler bize, insanları birkaç yıl yüksek eğitime göndermekle beyinlerini uygarlaştıramayacağımızı, bunun bir çok kuşak geçmeden olagelmediğini gösteriyor. Bir insan hocalarla tartıştıkları bir panel yapıldı. Dört farklı salonda eşzamanlı toplam 16 oturumda sekseni aşkın sözel bildiri sunumu gerçekleştirildi. Ayrıca iki poster tartışma oturumu yapılarak, en başarılı posterler jüri tarafından belirlendi. İkiyüze yaklaşan kongre katılımcılarının büyük kısmı Kolombiya’dan Japonya’ya, Bengaldeş’ten Brezilya’ya, Hindistan’dan Özbekistan’a, Güney Afrika’dan Kırgızistan’a, ABD’den Meksika’ya, İsrail’den Fransa’ya, Suudi Arabistan’dan Malta’ya.. 23 farklı ülkeden gelmişti. Hemen hepsi Ankara’yı ilk kez görmekteydiler. IAEE Genel Kurulu 22 Mayıs Perşembe günü akşamüzeri gerçekleştirildi. Bir sonraki kongrenin Brezilya’da, 2016’ da İspanya’da, 2017’de Hindistan’da yapılmasına ilişkin öneriler görüşülerek kabul edildi. Kongrede etik eğitiminin kuramsal boyutlarından pratik yönlerine; biyoetik, eczacılık etiği, mühendislik etiği, eğitim etiği, biyoteknolojide etik, çevre etiği, hemşirelik etiği… tartışılan başlıklardı. Toplantıda sunulmuş bildirilerin tam metinlerinden özel bir sayı çıkarmak üzere bir çağrı da hazırlamıştı. Buna göre katılımcılardan dileyenler Haziran ayı sonuna kadar bildirilerini makale halinde yazıp Medicine and Law dergisine gönderecekler. World Association for Medical Law yanlış bilgilerle eğitildiğinde de, yanlış hareketlerde bulunacağı bellidir. Dr. Waltz yıllar önce yayımladığı kitabı Psycho Cybernetics’de bu konudaki araştırmaları ve deneylerini ayrıntılarıyla anlatıyor: “(....) Bilinç altı aklıl’ın aslında akıl olmadığını, sadece bir gaye için çalışan, bir köle makine olduğunu kanıtlıyor. Bu makinenin çalışması evvelce depolanan bilgilere bağlı oluyor, hem de o bilgilere dayanarak yaratıcı olabiliyor. Makinenin başarmaya çalıştığı gayeler bizim evvelce imgeleme yoluyla eriştiğimiz zihini resimler. Bu resimler zaman içinde, Öğrenilmiş Alışkanlık’lara (Learned behavior) dönüşüyor (....)”. Yanlış, anlamsız, mantıki ve çağdaş yaşama uymayan yasalar, genellikle kalıcı olmazlar. Ancak, somut olarak varlığını sürdüren bir trafik işareti, ve kurallar, halkı her seferinde itaatsizliğe teşvik ediyor. Yasaları çiğnemenin gerekirsinimini doğru bulduğumuzda, yasaya uymamanın kabul olacağı anlayışına sürüklüyor. Yasalar çiğnenirken, bu tutum da zamanla (Öğrenilmiş alışkanlık)’a dönüşüyor. Yani dolaylı olarak halk, devlet tarafından yasaları çiğnemek için eğitiliyor. Yurdumuzun içine düşmüş olduğu şu sıkıntılı günlede böyle ufak (!) bir sorunun abes olduğunu düşünenler olacaktır. 18. yüzyıl kafasıyla sürdürmekte olduğumuz yaşamımızın ne gibi deneyler ve alışkanlıklarla olageldiğini anlayabilmiş isek, böyle düşünmenin çağdışı olduğunu görürüz. Bu yozlaşmayı yalnız trafik işıklarına kısıtlı olarak değil, hayatımızın bütün yönlerinde düşünmek gerçekçidir. Eğer eğitimimizi ufak ve önemsiz görülen yanlışlıklar üzerine kurmuşsak, ilerlemek ve çağ atlamak şansımızı da yetirmekte oluruz. Herbirimizin görevi benzer yanlışlıkları sorumlu kuruluşların dikkatine getirerek, düzeltilmelerini sağlamak olmalı. Hiç kuşkusuz medya da devamlı olarak katkıda bulunmalı. Bunların yapılması gerektiğini, fakat 18. yüzyıl anlayışındaki kafalar varlığı nedeniyle, hiç de kolay sonuç alınmadığını gelecek yazılarımda irdelemeye devam edeceğim. “ (…) Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur (…) Plato. MÖ 450.” Soma gündemden çıktı, unutuldu mu? (WAML) nin 30 yılı aşkın süredir yayınlanmakta olan hakemli dergisi Medicine and Law etik eğitimi temalı bu sayının Aralık 2014de yayınlanmış olmasını planlıyor. Açılışta Devlet Operası sanatçılarının mini dinletisi etkileyiciydi, ilk gün açılış kokteylinde Ankara Tıp öğrencilerimizin müzik grubu Astorias da tüm yabancı konukların takdirini topladı. İkinci gün Çengelhan’da kongre onuruna verilen kokteyl katılımcıların Ankara’nın tarihsel atmosferini ilk kez görmelerini sağladı. Kapanış oturumunda çok güzel geri bildirimler verildi. 2015 Kongresi’nin yapılacağı Brezilya’nın Natal kenti için kongre evsahibi kısa bir sunum yaptı, ardından Anıtkabir’e resmi bir tören için gidilerek Atatürk’ün mozolesine çelenk konuldu, şeref defterine bu vesile ile günümüzde etik değerler çerçevesinde barışı korumanın ne kadar değerli bir evrensel anlam taşıdığı yazıldı. Kongrenin son durağı Anadolu Medeniyetleri Müzesiydi. Böylece Ankara, Türkiye’nin başkenti olma yanı sıra, mayıs ayında üç gün için etik eğitiminin de dünya başkenti olma işlevini layıkıyla karşılamış, övgüler aldığı üst düzey bir akademik etkinlikle taçlandırmış oldu. Uluslararası Etik Eğitimi Kongresi’nin Ardından Prof. Dr. Berna Arda Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi arda@medicine.ankara.edu.tr CBT 1425 18 /11 Temmuz 2014 21 Mayıs 2014 günlerinde Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası etik eğitimi konusunda uluslararası bir etkinliğe evsahipliği yaptı. Toplantı “2nd International Conference on Ethics Education” adını taşımaktaydı ve IAEE ile Ankara Üniversitesi’ nin ortak etkinliğiydi. IAEE(International Association for Education in Ethics) 9 farklı ülkeden (Türkiye, ABD, Fransa, Malavi, Botsvana, Mısır, Singapur, İrlanda ve Brezilya) etik alanında çalışan akademisyenler tarafından 2011 yılında kurulmuş uluslararası bir dernektir. Bu genç oluşumun ilk uluslararası kongresi Mayıs 2012de Pittsburgh’ da Duquesne Üniversitesi’nde yapılmıştı. 2. Uluslararası Kongre de kurucu üye ve IAEE yönetim kurulu başkanı olan Prof. Dr. Berna Arda’ nın girişimleriyle Ankara’ da gerçekleştirildi. Kongrede ana salonda 8 tane ortak konferans verildi. Doktora öğrencilerinin aldıkları eğitimi yurtdışından gelen
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle