Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu (tanolturkoglu@Gmail.com) BİLİM TARİHİ Harf devriminin nedeni Harf devrimi, geçmişle kültürel bağları koparmak için yapılmadı. En popülerlik listesinde gerek tüm dünya gerekse de Türkiye bazında benzer siteler başı çekiyor. 2014’te nesnelerin interneti gibi alanlarda ise önemli gelişmeler bekleniyor. Global Makaslar ve Eğilimler 2014 H Osman Bahadır bahadirosman@hotmail.com luğundan ve bazı kelimelerin muğlaklığından kaynaklanıyordu. Birçok harf, kelimenin başında, ortasında ve sonunda farklı biçimler alabiliyordu. Ayrıca bazı harfler farklı sesleri bir arada temsil edebiliyordu. Bu durum Arap dilinin fonetiğiyle Türkçenin fonetiği arasındaki farktan kaynaklanıyordu. Bir örnekle bu durumu açıklayabiliriz. Örneğin eski alfabede ayın adı verilen bir harf vardır. Bu harf, yerine göre, e sesi dışındaki bütün sesleri verebiliyordu. Dolayısıyla ayın’ın hangi sesi verdiğini doğru olarak saptayabilmek için geçtiği kelimenin Arapça gramerine göre kuruluşunu bilmek gerekiyordu. Bu durum özellikle de yazmada büyük sorunlar yaratıyordu. İşte bu noktada harf devrimi yapılmasının ikinci nedenine geliyoruz: Arap harfli alfabeyle iyi bir şekilde okuyup yazabilmek için iyi derecede Arapça bilmek gerekiyordu. Başka bir deyişle, ne kadar iyi Arapça bilirseniz, Arap harfli Osmanlıca metinleri de o kadar iyi okuyabilirdiniz. Çünkü kelimelerin türetilmesi ve harflerin seslendirilmesi kuralları, esas olarak Arapça dilinin kurallarına bağlıydı. Bu durum Arapçanın Osmanlı ülkesinde her zaman önemli bir durumda olmasına yol açmıştır. (Osmanlıca üzerinde belirli bir derecede Farsça’nın da etkisinin olduğunu söylemeliyiz). Burada haklı olarak şu soru sorulabilir; Latin harflerini kullanırken de harflerin seslendirilmesinde belirli bir kabul söz konusu olduğuna göre, aynı ortak ve netleştirilmiş kabuller, Arap harfleriyle de yapılamaz mıydı? Eğer yüzlerce yıllık sistematik yapılanma, alışkanlık ve etkilenme olmamış olsaydı elbette yapılabilirdi. Nitekim harf devrimi öncesinde bu türden bazı öneriler tartışılmış, hatta uygulama aşamasına da geçmiş, fakat herhangi bir sonuç vermemişti. Çünkü Arap harfleri, Latin harfleri gibi nötr işlev görmüyordu. İşte harf devrimi yapılmasının birinciye bağlı ikinci temel nedeni budur. Bu neden doğrudan doğruya uluslaşma süreciyle de bağlantılıydı. Uluslaşmanın o günkü aşamasında Arapçaya daha fazla yönelme düşünülemezdi. Fakat iyi bir Arapça dil eğitimi verilmedikçe de Arap harfleriyle iyi bir okuma ve yazma yapılamıyordu. Cumhuriyet, Latin harfli alfabe devrimiyle işte bu büyük filolojik ve ulusal ikilemi çözmüştür. Bir yılda 1.3 milyon insan tüberküloz nedeniyle ölmektedir. Bu, günde 3 bin 560 insan demektir. Tedavisinin olmasına ve ucuz olmasına karşın neden verem hastaları tedavi edilemiyor? Neden bu kadar insan ölüyor?” Veremin tedavisinin 6 ay süreyle bir grup ilaçla yapıldığı belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Dünyada verem hastalığının salgın şeklinde olduğu yoksul ülkelerde, röntgen, balgamda verem mikrobunun araştırılması gibi tetkikler yeterli şekilde yapılamamaktadır. Ayrıca bu ülkelerde sağlık çalışanı sayısı yetersizdir.” “Çalışmaları yürütmek için verem hastalığını bilen ve bu konuda deneyimli verem savaşı dispanserlerinin varlığı önemlidir. Bu konuda çalışan personelin sürekli, eğitimli ve yeterli ekonomik destekle motive çalışması gereklidir. Veremle mücadelede unutulmamalıdır ki yapılacak yanlışlıkların veya mücadelenin zayıflatılmasının etkisi yıllar sonra ortaya çıkacak ve verem savaşında gerilemeye yol açabilecektir.” CBT 1399 12 /10 Ocak 2014 Ağ toplumu ile ilgili akademik araştırmalarıyla tanınan İspanyol asıllı sosyolog Manuel Castells, ağ üzerinde en çok trafik çeken sitelere “makas” ismini vermekte. Makaslar ağın geleceğine de yön veren noktalar. Internet ile ilgili istatistikler sunan Alexa sitesine göre internetteki global makas görevi gören ilk on web sitesi 2014 başı itibariyle şöyle : 1) Google.com, 2) Facebook.com, 3) Youtube.com, 4) Yahoo.com, 5) Baidu.com, 6) Wikipedia. org, 7) QQ.com, 8) Taobao.com, 9) Amazon.com, 10) Live. com (Microsoft) Aynı site ülke bazındaki popüler sitelerin de istatistiğini sunmakta. Bu çerçevede 2014 başı itibariyle Türkiye’de makas görevi gören ilk on web sitesi şöyle sıralanmakta: 1)Google. com.tr 2) Facebook.com 3) Google.com 4) Youtube.com 5) Hurriyet.com.tr 6) Milliyet.com.tr 7) Live.com (Microsoft) 8) Twitter.com 9) Sahibinden.com 10) Blogspot.com Görüldüğü üzere ilk onda Türkiye’ye özgü iki gazete ve bir eticaret sitesi yer almakta. Öte yandan blog ve mikroblog trafiği Türkiye’de, global eğilime göre daha popüler. Twitter global listede 12. sırada iken Türkiye’de 8. Blogspot sitesi ise globalde 16. sıradayken Türkiye’de 10. sırada. Öte yandan 2014 yılında öne çıkan dijital teknolojik eğilimlerin başında “nesnelerin interneti”nin geleceği konusunda uzmanlar ortak bir görüş sergiliyor. Herhangi bir insan müdahalesi olmadan internete erişecek şekilde yapılandırılmış olan cihazlar ve bu cihazların internet erişimi ile internet üzerinden etkileşimi giderek daha da popülerlik kazanacak bir konu haline alıyor. Bulut bilişim 2014’te de popüleritesini artıracak gibi. Sadece kurumlar için de değil bireylerin de bulut kullanımı yaygınlaşacak. Kavramın geçmişi “Internet bilgisayardır” mottosuna kadar gidiyor. Görünen o ki bu vizyonun meyvelerini yemek “bulut”çulara nasip olacak. Ağ üzerinden öğrenme süreci giderek daha disipline olmakta. Her geçen gün yeni eöğrenme modelleri internet üzerinden sunulmakta. Bunların neredeyse tamamı ücretsiz. Ciddi üniversitelerin müfredatına eş düzeyde eğitim içeriklerine erişmek mümkün. Bu konudaki en büyük sıkıntı “dil bilmek” olacak çünkü içeriklerin büyük bir kısmı İngilizce. Hükümetler ile internetin mücadelesi 2014’te de devam edecek. Bu yıl özellikle mahremiyet ve özel hayata saygı konularının öne çıkacağı bekleniyor. Özellikle de NSA’in 2013 yılında ortaya çıkan kimi gizli projeleri ve bunun yarattığı çok etkisi sonuçlarını 2014’te göstereceğe benzer. Interneti sahiplenilmesi gereken kırılgan bir nesne olarak görmekten ilk kim vazgeçerse büyük bir olasılıkla onun önerileri genel kabul görecek. Sosyal medya alanında video klip içeriğinin artmasının öne çıkan en önemli eğilim olması bekleniyor. Fotoğraf paylaşım imkânlarıyla isim yapmış siteler giderek video klip içeriği de sunar hale gelecek. 2014 yılı içerikten para kazanma konusunda yeni gelişmelerin de beklendiği bir yıl olacak gibi. Bugüne dek içeriğin kendisi para kazandırma unsuru olarak tabloda yer almamıştı, 2014’ten itibaren bu eğilim de değişeceği beklenmekte. arf devriminin yapılmış olmasına bugün bile karşı olanlar, kendilerince güçlü olduğunu sandıkları bir gerekçe ileri sürmektedirler. Güya harf devrimi, cumhuriyet yöneticileri tarafından, Osmanlı geçmişinin yeni kuşaklar üzerinde etki yapmasını köklü bir biçimde önlemek için yapılmış. Bu gerekçeyi ileri sürenler, herhangi bir kanıt sunmasalar da, Cumhuriyet ideoloji ve kültürünün Osmanlı ideolojisi ve kültürüyle karşıtlığından hareket ederek iddialarının mantıklı ve bu nedenle de ikna edici olduğunu sanıyorlar. Öncelikle belirtmeliyiz ki, geçmişle olan kültürel bağlar harf devrimiyle bir günde koparılmış olmadı. Çünkü harf devrimiyle ne eski harflerle yayınlanmış kitaplar ve dergiler toplatıldı, ne de eski harflerle yayımlanmış eserlerle dolu kütüphaneler kapatıldı. Sadece 1 Ocak 1929 tarihinden itibaren eski harflerle yayın yapılması yasaklandı. Dolayısıyla 1920’den önce doğmuş bütün insanlar (ki bugün bu insanlardan hâlâ hayatta olanlar var) eski harflerle yazılmış Osmanlı ve Cumhuriyet yayınlarını her zaman okuyabilir durumda oldular. 1920’den sonra doğmuş olanlar ise yeterli olmamakla birlikte önce eski kuşakların yeni harfli yazıları ve daha sonra de eski harfli eserlerin yeni harflere çevrilmesi yoluyla geçmişle bağ kurdular. Öte yandan Cumhuriyet yönetimi ortadan kaldırmaya çalıştığı Osmanlı etkilerine karşı sürdürdüğü ideolojik mücadeleyi asıl olarak harf devrimi öncesinde yapmıştı. Bugün harf devrimini eleştirenlerin çok büyük bir bölümü eski harflerle okumayı bilmedikleri için, bazı dergi ve kitap sayfalarındaki bu literatürden habersiz görünüyor. Dolayısıyla onların dediğine bakılırsa Cumhuriyet harf devrimi yapmakla kuruluş yıllarındaki kendi çabalarını da etkisiz kılmış olmaktadır. Harf devrimi, birbirine bağlı iki nedenden dolayı yapıldı. Birincisi, eski harflerle, yani Arap harfleriyle okumak ve yazmak zordu. Bu nedenledir ki, medreselerde yıllarca okumuş olan öğrenciler, mezun olduklarında bile hâlâ yeterince iyi okuyamaz durumda olabiliyorlardı. Bütün halkı okur yazar duruma getirmek gibi büyük ve ulusal bir amacı olan yeni yönetim için böyle bir durum kabul edilemezdi. Nitekim Latin harfleriyle bir çocuk birkaç ay içinde rahatça okuyup yazabilir duruma gelebiliyordu. Arap harfleriyle okumanın zorluğu, simgelerin çok Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre 2012 yılında Dünyada 8.6 milyon yeni tüberküloz vakası olduğu ve 1.3 milyon kişinin tüberküloz hastalığından öldüğü tespit edilmiştir. Ülkemizde ise 2012 yılında kayıtlı toplam 14.691 verem hastası olup bu hastalık halen ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu oluşturmaktadır. “Hastaların öksürükle ve solunum yoluyla saçtıkları verem mikropları hastalığı bulaştırır. Hava yoluyla bulaşma olması nedeniyle toplum sağlığını korumada her bir hastanın erken tanı alması ve hızla etkili şekilde tedavi edilmesi gereklidir” denilen açıklamada “Tüberküloz tedavi edilen bir hastalıktır. Tedavisi ucuzdur. Buna karşın hâlâ dünya genelinde ikinci en çok ölüme yol açan bulaşıcı hastalıktır. Verem hâlâ önemli bir halk sağlığı sorunu