Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu (tanolturkoglu@Gmail.com) PSİKOLOJİ Bugünün tetrisi denilebilecek Candy Crush gibi oyunlar kişinin hem taktik hem de stratejik düşünme becerilerini geliştirmede ciddi bir eğitici yöne sahip. Bunun pratik örneklerini Mayıs ayından beri ülkemizde de görüyoruz! Komplo Teorilerini “Yutturma” Yolları Gerçekleri ıskalamamak, yaşantımızın kontrolünü başkalarının eline vermemek için komplo teorisyenlerinin yararlandığı bu psikolojik hilelerin ne olduğunu öğrenmekte ve tuzağa düşmemekte fayda var. İşte bunlardan bazıları: Y Modeli Tetris : Candy Crush Oyunu 2013 yılında Facebook’ta en çok oynanan oyunların başında Candy Crush adlı basit bir bilgisayar oyunu geliyor. Bu basit oyun temelde yatay ya da dikey olarak üç tane aynı şekli yanyana getirmek ve böylece onları imha etmek üzerine kurulu. Bunun için her seferinde tek hareket ile yanyana veya alt alta iki objenin yeri değiştirilebiliyor. Her yer değiştirme mutlaka bir imhayı beraberinde getirmeli. Bir zamanların ünlü Farmville oyunu bile bu basit oyunun gerisinde kalmış durumda. Bu oyun ister istemez akla Tetris’i getiriyor. Geçtiğimiz günlerde Facebook’taki bir mesajda tetrisin oynayanlarına ne kazandırdığı sorgulaması yapılıyordu. Bir meraklı tek bir kelimeyle özetlemiş tetris oynamakla ne kazandığını: Herşey! Gerçekten de tetris ya da candy crush gibi basit oyunları kişiye “herşey”i kazandırabilir mi? Uzun süre hem de farklı tetris versiyonları oynamış birisi olarak herşey cevabının çok da iddialı kaçmadığını düşünüyorum. Gerek tetris gerekse de candy crush gibi oyunlar kişinin hem taktik hem de stratejik düşünme becerilerini geliştirmede ciddi bir eğitici yöne sahip. Kişinin tek yapması gereken bu tür oyunları oynarken edindiği becerileri yaşamının farklı alanlarına da uygulayabileceğini “görebilmesi”. Bunu yapmadığı taktirde oyunda bir üst seviyeye geçmekten başka bir şey kazanmış olabileceğini iddia edemez; bırakın “herşey”i! Candy Crush ya da benzeri bilgisayar oyunlarında aynı alanda bir kereden fazla obje imha etmenin bir üst seviyeye geçmeye bir katkısı yok örneğin. Bu basitçe, aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek tanımının bir tezahürü. Amacınız seviye atmaksa bunu bilmek gerekir. Tıpkı amacınız hayatta bir şeye ulaşmaksa o amaca giden yolda bir problemi çözdükten sonra gelen yeni problemi çözmek yerine aynı problemi tekrar yaratıp onu tekrar çözmenin sizi o amaca yaklaştırmayacağı gibi (bkz. park işgali, duran adam, forumlar, vb) Ya da bir tetris oyuncusunun oyun stilini inceleyerek onun hayata bakış açısı konusunda fikir sahibi olabilirsiniz. Bazı tetris oyuncuları üst üste birkaç satırı tek bir hücresi eksik olacak şekilde üst üste doldurup çubuk parçasının gelmesini bekler ve geldiğinde onu dikey yerleştirerek bir kerede tüm o satırları imha eder. Kimi tetris oyuncuları ise gelen her parçayı öyle bir yerleştirir ki en kısa sürede bir satırı daha imha etsin. Günümüzde tespit edilen olgulardan bir tanesi de iş başvurularında yapılan mülakatların doğru kişiyi tespit etme konusunda çok az ipucu veriyor olmalarıdır. O nedenle sosyal medyanın sunduğu açık istihbarattan istifade eden firmalar her geçen gün artmakta. Oysa bu tür popüler oyunları oynayış şekilleri incelenerek de kişinin hayata bakışı ile ilgili temel veriler elde edilebilir. Tabii herkesin bu tür oyunları oynamasını bildiğini sanmak sağlıklı bir varsayım olarak değerlendirilmeyebilir. Olsun! Bu tür oyunlar dün (tetris) olduğu gibi bugün de (Candy Crush) o kadar basit ki mülakat anına dek kişi hiç oynanamış olsa bile bir kaç dakika içinde oyunun kurallarını öğrenip oynamaya başlayabilir. Bugün çocukça ya da anlamsız gibi görünen bu tür modeller zaman içinde birer standard hale gelecek gibi. Birkaç sene öncesine kadar kim “sosyal medya uzmanı” diye bir mesleğin olabileceğini öngörüyordu ki? Komplo teorisyenleri, kurguladıkları senaryoların hedef kitleye inandırıcı gelmesi için psikolojik hilelerden yararlanırlar. Sıradan bir insan, senaryoya son derece ustaca yerleştirilmiş bu hileleri göremez ve kendisine sunulan tabloyu sorgulamadan gerçekmiş gibi kabul eder. daha yüksektir. Bunun nedeni, bir tabancanın yalnızca tek bir kurşun sıkması, oysa bir av tüfeğinin onlarca, hatta yüzlerce saçma ile tavşanı vurma şansının daha yüksek olmasıdır. Av tüfeği etkisi de bu temel fikre dayanır. Komplo teorilerine ilişkin ne kadar fazla sayıda küçük ayrıntı geliştirirseniz, birileri çıkıp bu ayrıntılardan birine inanır ve buna dayanarak öyküyü bütünüyle gerçekmiş gibi algılar. Bunun iki nedeni vardır: Bazı insanlar kanıtların çokluğuna bakıp olağanüstü bir şeylerin söz konusu olduğuna ikna olur. Bunun altında yatan etmen şudur: “Resmi açıklamaya karşı bu kadar çok miktarda kanıt varsa, bazı şeyler mutlaka yanlış gidiyordur.” Biriki parça kanıt kimseyi ikna etmez; ancak birkaç yüz kanıt çok daha inandırıcıdır. Aslına bakarsanız kanıtların miktarı hiçbir şeyi ispat etmez. Ve ayrıca bu kanıtların pek çoğu, hatta hepsi uydurma olabilir. Bazı insanlar öne sürülen delillerin pek çoğuna inanmaz, ancak içlerindeki biriki delil kendisini ikna etmeye yeter ve bunlara dayanarak komplo teorisinin tümüne inanır. Böylece tavşana isabet eden saçmalardan bir iki tanesi hayvanı öldürmeye yetmiştir. Başka bir deyişle hedef tutturulmuştur. “Herkes inanıyorsa ben niye inanmayayım ki!” etkisi Argumentum ad populum olarak isimlendirilen bu mantık hatası, insanların, çevrelerindekilerin pek çoğunun inandığı şeylere inanmaya yatkın olmasını açıklar. Bazen inanılan şey doğrudur ve kimse bundan zarar görmez. Fakat yanlış bir şeyi doğru diye kabullenmişseniz, herkesle aynı gemide olmak adına gerçekleri göz ardı etmiş olursunuz. Bundan pek çok kişi uzun vadede zarar görebilir. Buna en tipik örnek “Amerikalıların % 30’u resmi açıklamalara inanmıyor” şeklindeki bir açıklamadır. Cümle içindeki yüzde miktarı genellikle doğru değildir. Bu oran ya tümüyle uydurulmuş, ya da araştırma sonuçlarının abartılmasıyla elde edilmiştir. Aslında doğru bile olsa, sizi etkilemesine izin vermemeniz gerekir, çünkü dünyada saf ve her söylenene inanan bir insan kitlesinin bulunduğunu bilmeniz gerekir. İsyan etmenin cazibesiKoyun gibi yönetilmeye karşı koyma Korkuluk etkisi CBT 1374 12 / 19 Temmuz 2013 Otoriteye karşı gelmek olarak tanımlanan isyan, çoğunlukta bulunan doğal bir tepkidir. Toplumların ne yapacağını, ne düşüneceğini belirleme hakkını kendinde gören liderler, her an bir başkaldırıya hazırlıklı olmak zorundadır, zira bencil çıkarları için suiistimal ettikleri halk, bir noktayı geçince baskıyı kaldıramaz. Yöneticilere güvenmeme duygusu insanların o kadar içine işlemiştir ki, “resmi açıklamalar” dendiği zaman insanların aklına otomatikman “yalan/oyalama” gibi kavramlar gelir. Komplo teorisyenleri, manipüle ettikleri bilgilerin gerçekmiş gibi kabul edilmesini sağlamak için bu psikolojik olguyu kullanmakta çok beceriklidirler. Gerçeklere inanmamayı, zekâ ve mantıklı düşünme yeteneğinin bir belirtisi olarak pazarlarlar. Oysa bu noktada ortaya ironik bir durum çıkar; aslında gerçeklere değil, komplo teorilerine inananlarda sorgulama alışkanlığı yoktur. Korkuluk etkisi şudur: Bir fikri çarpıtıp farklı bir şekilde yorumlayarak mantık yürütme. Komplo teorisinin gerçekleri yansıtmadığını savunanlar, kendi silahlarıyla vurulur. Komplo teorisyenleri, kendilerine inanmayanların öne sürdüğü görüşleri alır, çarpıtır, bağlamı dışına çıkartarak anlamını değiştirir. Ayrıca bir de alaycı ton takınıldı mıydı, muhalefet edenin süngüsü düşer ve köşeye sıkışır. Burada yapılacak şey, komplo yandaşlarının tuzağına düşmemek için ilk baştan görüşlerinizi çarpıtmasına izin vermemektir. Varolmayan bir kaynağı referans göstermek İnsanların pek çoğunda ortaya atılan iddianın kaynağını kontrol etme alışkanlığı yoktur. İnsanlar genellikle kaynağın var olduğuna ve doğruluğuna inanır, çünkü birileri bu kaynağın doğru ve var olduğunu kendilerine beyan etmiştir. İnsanların aklına bunun doğru olup olmadığını sorgulamak gelmez. Komplo teorisyenleri bunu bilirler ve bu olgudan sonuna kadar yararlanırlar. Hatta bazen kaynağı kendileri üretirler ve bazın da isimsiz kaynaklardan bahsederler (uzmanlar şöyle dedi, bilim insanları böyle yaptı... vb.) Av tüfeği etkisi Av tüfeği etki si, günlük yaşamdan alınan bir benzetmedir. Bir tavşanı çifteyle vurma şansı tabancayla vurma şansından Kompo teorilerini destekleyen kişilere ve yazılara atıfta bulunmak Komplo teorisyenlerinin yaygın olarak kullandığı taktiklerden biri, teorilerini destekleyen tanınmış insanların açıklamalarına veya gazete makalelerine atıfta bulunarak bunları doğruymuş gibi sunmaktır. Bun