23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kuşdili’nde (Kadıköy) Cinayet Üzerinde bir AVM yapılmak istenen Kuşdili, Papazın Çayırı, Söğütlü Çeşme düzlükleri altında, tıpkı Yenikapı’da 8 bin yıl önceki yaşam bir kazıda nasıl ortaya çıkartıldıysa, aynı zamana ait yerleşimler olabilir mi? Eğer varsa bu Fikirtepe kültürüdür. Ayrıca bir Megara kolonisi olan Khalkedon’un (Kadıköy) bir limanı olma özelliği gösteren Kalamış Koyu ve Kuşdili, aynen Yenikapı’daki gibi kalıntılara mı sahipti? KadıköyKhalkedon’un dört limanı bulunmaktadır. Bunlar Kadıköy Meydanı, Fenerbahçe Burnu, Fenerbahçe burnunun kuzey tarafı ve en önemlisi Kurbağalıdere Kalamış Koyu’dur. Marmara denizi son buzul çağında eksi 115 metre alçalmıştı. İstanbul coğrafyası Bizantion’dan binlerce yıl önce yer yer iskân edilmişti. Bunlar Neolotik döneme ait yerleşimler, örneğin Pendik, İçerenköy, Yarımburgaz, Fikirtepe kültürleri gibi. Bu uygarlık Eskişehir’e kadar yayılıyordu. Mehmet Sakınç, sakinc@itu.edu.tr 5. yüzyılda Batı ve Doğu Roma İmparatorluğu arasında önemli dinsel ayrılıklara neden olan Kalkedon Konseyi birçok dinsel çatışmalara sahne olmuştur. Günümüzün Kadıköyü olan bu yerde o zamana ait ne yazık ki pek fazla tarihi eser yoktur. Roma Dönemine ait az sayıdaki buluntular Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. K adıköy ya da Kalkedon, körler ülkesi olarak bilinen yer, tarihi yarım adanın tam karşısında geçmişi tarih öncesi Neolitik Dönem’e kadar giden önemli bir yerleşim alanıdır. Yanı başında Kyrsoseras diğer adıyla Üsküdar. Karşısında Asya Kıtası’nın ucunda İstanbul ya da Bizantion MÖ 650’li yıllardan beri yaklaşık 2500 yıllık bir tarihin içinden günümüze kadar gelmiş eski Yunan kolonileridir. Ancak son arkeolojik kayıtlar, buranın MÖ. 8.500 yıl öncesine ait bir yerleşime sahip olduğunu gösterdi ve günümüze kadar bu uzun süreç içinde Roma, Bizans ve sonrasında Türkler bu muhteşem coğrafyada egemen oldu. İstanbul’da bu yerlerin her biri binlerce yıllık tarihin izlerini taşır. Bunların bir kısmı halen ayakta duran bildiğimiz Roma ve Bizans dönemine ait birçok kilise, sütun, sarnıç; Osmanlı’da ise İstanbul’un fethinden başlayarak Camii, med Çok yer vardır, ama kanımca bunlardan en önemlisi Kadıköy Kuşdili düzlüğü olanıdır. Son zamanlarda AVM (Alışveriş Merkezi) yapımı ile basında gündemi oldukça meşgul eden bu bölgenin Fikirtepe kültürüne yakın olması bu düşünceyi güçlendirmektedir. Kuşdili’nin, Papazın Çayırı’nın (Fenerbahçe Stadı), Hasanpaşa’nın ve Fikirtepe eteklerinin altı, Fikirtepe Kültürü’nün izlerini barındırabileceği gibi, Roma, Khalkedon ve Bizans’a ait kalıntıların da izlerini de taşıyabilir. Yaklaşık MÖ 63005900 yılları arasına tarihlenen (Karul, 2009) Neolitik döneme ait bu kültür; Trakya (İstanbul civarı), Boğaz’ın batı yakasından Anadolu içlerine Eskişehir’e kadar uzanan bir bölgede yayılır. Kuzeybatı Anadolu’da FİKİRTEPE KÜLTÜRÜ başlatılan araştırmalar sonucunda Fikirtepe kültürü ile ilgili yeni kanıtlar elde edilecektir. Yaklaşık bin yıl kadar bir süreyi kapsayan bu kültürün oluşturduğu yaşam biçiminin Balkanlar üzerinden Avrupa’ya aktarılması ile bu kıtada yeni yaşam biçimlerinin oluşması insanlık tarihi bakımından önemlidir. Bu yaşam biçiminin de ilk defa İstanbul coğrafyasında ortaya çıkması bir dünya kenti olan İstanbul’un insanlık tarihi açısından önemini bir defa daha arttıracaktır. Ancak, yüzyıllardır tarihini bilmek istemeyen, onlara değer vermeyenlerin başarılı çalışmaları sonrasında Fikirtepe Kültürü ve uzantısı olan İçerenköy günümüzde ne yazık ki gecekondulaşmaya sonrasında da kentsel dönüşüme kurban edilerek betonların altına bir defa daha gömülecektir. Bugün Fikirtepe’den geriye kalanlar umutla bütün zorluklara rağmen çalışan Kayışdağı’ndan doğan kurbağalıdere önce batıya doğru bugünkü E5 karayolunu takip ederek Fikirtepe eteklerine gelir ve Uzunçayır’dan güneye doğru yönelerek, Fikirtepe eteklerini takip ederek önce Söğutlüçeşme daha sonra Kuşdili ve Papazın Çayırı düzlüklerini geçerek Kalamış Koyuna (Marmara Denizi) dökülür. Ancak, bu güzergâhı bugün takip etmek imkânsızdır. Kurbağalıdere’nin binlerce yıldır geçtiği yerlerden söküp aldığı kaya malzemelerini ufalayıp, parçalayıp taşıyıp getirdiği ve hızınıgücünü kaybettiği yere de serdiği kumçakıldan oluşan alüvyonal düzlükler bugünkü Kuşdili (otoparkeski Salıpazarı)Papazınçayırı (Şükrü Saraçoğlu Stadı) ve Söğütlüçeşme (Belediye Binası ve Tren İstasyonu) düzlükleridir (Şekil 3). Buraları Osmanlı’da ve Cumhuriyet Dönemi’nde yaşayanların uzun yıllar boyu mesire yeri olmuş, insanların açık havada dolaştığı, nefes aldığı, doğayla kucaklaştığı yerlerdir. Ayrıca bu dere kurbağaları ile de ünlüdür. Kanarya sevenler kuşlarının iyi ötmesi için dere kenarına getirdikleri kanaryalarını bağıran kurbağalara dinletip onların daha fazla şakımalarını günümüzde pislikten sesleri çıkmayan kurbağa popülasyonuna borçludur. Kurbağalıdere’nin döküldüğü yer Kalamış KUŞDİLİPAPAZIN ÇAYIRI (ŞÜKRÜ SARAÇOĞLU STADI), HASANPAŞA başlamıştır? Bu coğrafyada bu olaylara tanık olan insanlar var mıdır? Son yıllarda yapılan araştırmalar Yenikapı’da bulunan insan iskeletlerinin radyometrik yöntemlerle 8.500 yıl öncesine tarihlemiştir. Bu tarih bize Megaralılar2’dan yaklaşık 6.000 yıl öncesinde bu İstanbul’da yaşayanların olduğunu söylemektedir. Bu zaman arkeolojik zaman cetveline göre Neolitik (Yeni Taş Devri) dönemdir ve Fikirtepe kültürü ile yaşdaştır. Şekil1 8 bin yıl öncesinin (Fikirtepe Kültürü) Kurbağalıdere Haliçi Şekil2 3 Bin yıl önce; Kalkedon ve Kurbağalıdere Haliçi CBT 1367/ 10 / 31 Mayıs 2013 CBT 1367/ 11 / 31 Mayıs 2013 rese, çeşme gibi tarihi eserlerdir. Ancak unutulmamalı: İstanbul coğrafyası Bizantion’dan binlerce yıl önce yer yer iskân edilmişti. Bunlar Neolotik döneme ait yerleşimler, örneğin Pendik, İçerenköy, Yarımburgaz, Fikirtepe kültürleri gibi. Bu arada, Yarımburgaz’ın ayrı bir önemi var. İstanbul’da ilk insan yerleşimleri bu mağarayla başladı. 600.000 yıl öncesi yaşamına tarihlenen mağarada Homo erectus ve Homo sapiens’in yaşam izleri vardır. Sonrasında paleolitik ve neolitik döneme ait yaşama ait izleri görülür. Son yıllarda Yenikapı kazılarında Marmaray Projesi kapsamında yapılan arkeolojik çalışmalar, İstanbul’un tarihine önemli katkılar sağlayacak kanıtlar sundu. 8.500 yıla tarihlenen insan iskeletleri ve çevredeki eski yaşamdan geriye kalan izler, Bizantion’dan binlerce yıl önce İstanbul’da yaşama ait bir kültürün olduğunu söylemektedir. Bir proje kapsamında kurtarılma kazısı ile ortaya çıkan Yenikapı kalıntıları, aslında arkeologlara ve konuyla ilgili bilim insanlarına ilham kaynağı olmalıdır. Acaba İstanbul’un tarihine arkeolojik bakımdan ışık tutabilecek kazılması gereken başka yerler olabilir mi? İstanbul civarında Pendik, Yarımburgaz, Yenikapı, Tuzla bölgeleri Fikirtepe kültürünü temsil eden önemli yerleşimlerdir. Bu kültürde Dalörgü şeklindeki basit kulübelerin bulunduğu yerleşim alanı genelde deniz kıyılarıdır (Şekil1). Bunların deniz ürünlerinden sıkça beslendiğini ve aynı zamanda çanak ve çömlek ürettiklerini arkeolojik kanıtlardan biliyoruz (Özdoğan 1983). Fikirtepe kültürü ile ilgili ilk kazılar 1907 İstanbulBağdat demiryolunun yapımı sırasında bulunan çanakçömlek parçaları sonrasında başlamıştı. Bu çalışmalar bölgeye olan ilgiyi artırdı, çünkü burada bulunan arkeolojik kalıntılar başka yerdekilere benzemektedir. 1950 yıllarında İstanbul Üniversitesi hocalarından Halet Çambel ve Kurt Bittel, Türk Tarih Kurumu’nun desteği yapılan kazılarda, belki de İstanbul’un ilk ev mimarisi olarak da adlandırabileceğimiz saz tipi evler ortaya çıkartılır. Kalıntılar; duvarları ahşap direkler ile çevrelenmiş 4 metre çapındaki yuvarlak planlı bu evlerin, ince dal ve sazlarla örüldüğü ve killi çamurla sıvandığını gösterir. 1960 yıllarında araştırıcılar Fikirtepe ve Pendik’te küçük sondajlar yapar. 1980’li yıllarda Özdoğan (1979) tarafından bir avuç değerli bilim insanının kazılardan kurtarabildiği çanakçömlek kalıntılarıdır. Bu değerli miras İstanbul Arkeoloji Müzeleri İstanbul Bölümünde sergilenmektedir. İstanbul’un tarihöncesi ilk sakinlerine ait buluntuların bugün olmayan kültürün binlerce yıl önce nasıl üretildiğini yakından görebilir ve belki de hissedebilirsiniz (Alıntı; Gazete Kadıköy, 20, 06, 2011). MÖ. 658’li yıllarda Megaralıların Bizantion’u kurmasından yaklaşık 20 yıl önce kurulan Khakedon yani bugünkü Kadıköy o zamanlarda Bitinya’nın önemli deniz yerleşimlerinden biriydi. Khalkedon’un dört limanı bulunmaktadır. Bunlar Kadıköy Meydanı, Fenerbahçe Burnu, Fenerbahçe burnunun kuzey tarafı ve en önemlisi Kurbağalıdere Kalamış Koyu’dur (Şekil 2). Kalamış Limanı haliç şeklinde Hasanpaşa’ya kadar uzanır (Şekil 3). Kurbağalıdere Haliçi ve de Moda burnu Kalkedon’u denizden gelecek düşmanlara karşı aynen Bizantion’un haliçi gibi son derece korunaklı yapar. Kalkedon o dönemlerde Hıristiyanlığın önemli merkezlerinden biridir. KALKEDON (KADIKÖY) Şimdi gözümüzü Kuşdili, Papazın Çayırı, Söğütlü Çeşme düzlüklerine çevirelim. Yenikapı’da 8 bin yıl önceki yaşam bir kazıda nasıl ortaya çıkartıldıysa acaba bu düzlüklerin altında aynı zamana ait yerleşimler olabilir mi? Eğer varsa bu Fikirtepe kültürüdür. Ayrıca bir Megara kolonisi olan Khalkedon’un bir limanı olma özelliği gösteren Kalamış Koyu ve Kuşdili aynen Yenikapı’daki gibi kalıntılara mı sahipti? Tüm bu sorulara cevap verebilmek için konuyla ilgili bilimsel araştırmalara bakalım. Kaynaklar 1991 yılında Fenerbahçe Stadı (Papazın Çayırı) ve KuşBoessneck, J ve Driesch , A., 1979, Die tierknochenfunde aus de Neodili Düzlüğü’nde yapılan sondajda 24 m kalınlığında kesilen lithischensiedlung auf dem Fikirtepe bei Kadıköy am Marmarameer. Aus Kurbağalıdere alüvyonu, en altta temel olarak adlandırılan dem Institut für Palaeoanatomie, Domestikationsforchung und Geschichte Karbonifer (Paleozoyik) yaşlı, kayalar üstünde bulunmaktader Tiermedizin der Üniversitut München. 181. Çetin, O., Çetin, T., Ukav ve Ukav, İ., 1995, İzmit Körfezi (Hersek dır. Sondajdan elde edilen çökel dizilerinin çamurlu seviyeleBurnuKaba Burun) Kuveterner istifinde gözlenen mollusk kavkılarının ESR rinde bulunan midye benzeri iki kabuklulardan yapılan yaş (Elektrospin rezonans Yöntemi) ile tarihlendirilmesi. İzmit Körfezi Kuvatertayinlerine göre (Çetin ve diğ., 1995) 10 bin yıl öncesine giner İstifi (Ed. E.Meriç) 269276. delim. Bakalım nelerle karşılaşacağız? Özellikle ilk metrelerKarul, N., 2009, Kuzeybatı Anadolu’da Anahatlarıyla NeolitikKalkolideki çamurlar içinde denizin sığ ortamlarında yaşayan bentik tik Dönemler. Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü Haberler Sayı: 28, 16. Karul, N., 2010, Tarihöncesi İstanbul. İstanbul Ansiklopedisi, NTV yaforaminiferlerin3 zengin topluluları (Cibicides lobatulus, Royınları. salina bradyi, Massilina secans, Elphidium crispum ve diğ.) Özdoğan, M., 1983, “Pendik: A Neolithic Site of Fikirtepe Culture in ile Denizlerde bulunan bryozoan kolonileri dikkati çeker The Marmara Region”, Beitrage zur Altertumskunde Kleinsasien, Festschrift (Ünsal ve diğ., 1998). für Kurt Bittel, (ed. R.M. Boehmer – H. Hauptmann), Mainz: 401411 Ayrıca çok çeşitli bitki sporu karadan rüzgârlarla Ünsal, İ., Rosso, A., Meriç, E., Avşar, N ve Çetin, O., 1998, Kuşdili çökeller içine taşınmıştır. Bunlar da bize civardaki bitki (Kadıköyİstanbul) Geç Kuvaterner Tanatosönözünde Bulunan Briozoon ve örtüsü hakkında önemli bilgiler verir. Bu sporların çoğu Foraminifer Türleri ile bunlara bağlı olarak Bölgenin Paleoekolojisi: İstanbul Üniversitesi Müh. Fak. Yer Bilimleri Dergisi Cilt 11, 1119. ıhlamur (Tillia), meşe (Quercus), fındık (Corylus), ce1 Yunanca kelime ??? (Holos, bütün veya tamamı) ve viz (Carya), Kocayemiş’e (Myrica) aittir. ?? ? ? (kainos, yeni), “tamamen yeni” anlamına gelir Bu veriler bize Papazın Çayırı (Şükrü Saraçoğlu 2 Milattan önce 658’de İstanbul coğrafyasına gelip de buStadı), Söğütlüçeşme düzlüklerinin Fikirtepe kültürürada yerleşen ve Bizantionu kuran Yunan halkı nün bölgede etkin olduğu zamanda deniz olduğunu be3 Sığ denizel ortamların zeminlerinde yaşayan tek hücreli lirtmektedir. Ayrıca 1950’li yıllarda Fikirtepe’de yapıorganizmalar. Özellikle eski ortamların belirlenmesinde kullan kazılarda bulunan sürüngen, kuş, memeli ve özelliklanılan jeolojik kanıtlar. le de balık kalıntıları dikkat çekicidir. Bunlar, Merluccius merluccius (Berlam Balığı), Dicentrarchus Şekil3 Günümüz; Kuşdiline yapılması labrax (Levrek) Sparus aurata (Çipura), Thungündemde olan AVM (Alışveriş Merkezi) ve nus thunnus (Orkinos) gibi deniz balıklarıyla, İstanbul, binlerce yıllık tarihi değere sahip ve bu özelliği ile de dünyaKurbağalıdere’nin bugünkü durumu Silurus glanis (Yayın Balığı) Esox lucius (Turnın belki de en eski kenti olmasıyla bilinir / tanınır. Eski insan yaşamına Balığı) gibi tatlısu balıklarıdır (Boessneck na ait tüm izler özellikle Paleolotik ve Neolotik dönemlere ait birçok kave Driesch 1979). Bu veriler de bize Fikirtepe’ lıntı bu şehrin değişik yerlerinde bulunmaktadır. Yukarı da bahsettiğimiz de yaşayanların haliç kıyısına gelerek burada gibi bunlardan en önemlisi Fikirtepe Kültürüdür ki insanlığın geleceğikoyudur. Şarkılara konu olan, flamingoların uçtuğu bu sazlık avlandıklarını açıklamaktadır. ni şekillendiren önemli bir geçiş zamanı, ilk defa avcı kültüründen yerve kamışlık koydan bugün geriye hiçbir şey kalmamıştır. Khakedon yani Kadıköy daha önce bahsettiğileşik düzen çiftçi kültürüne geçişini temsil eder. Bu zamanın yaşandığı miz gibi Yunan Koloni devletlerinden biridir. Olasıyer de bugünkü Fikirtepe’dedir. Ama betonların altındadır. Son yıllarONBİN YIL ÖNCEDEN BUGÜNE KUŞDİLİ lıkla Kalamış koyu ve gerisindeki haliç gemiler için da nasıl Yenikapı kazıları İstanbul’un yaşam tarihi ile ilgili son derece Şimdi, insan aklının zamanı sorgulamakta zorlandığı gükorunaklı bir liman olmalıdır. Megaralılar’dan sonra önemli belgeler ortaya çıkarttıysa Kuşdili kazıları da bunu yapabilir. Finümüzden oniki bin yıl öncesine gidelim ve birkaç soruya ya MÖ 530’lu yıllarda Fenikeli denizcilerin Marmara kirtepe Kültürünün deniz kıyısı yaşamına bizi ulaştırabilir. Ya da bir Fenıt arayalım. O zamanlar da coğrafya nasıldı? Kimler yaşadı? Denizi ve oradan da İstanbul Boğazını geçerek Karanike ticaret gemisinin kalıntısına. Ancak, Kuşdili’ne yapılacak AVM, ciNereden gelmişlerdi? Yaşamları nasıldı? gibi sorulara yanıtlar deniz kıyılarında Kızılırmak ağzında küçük koloniler nayeti işleyecek bir kurşun gibi tabancanın namlusuna sürülmüş, atışa arayalım. kurduğunu tarihten biliyoruz. Bu nedenle Khakehazır beklemektedir. Tabancanın tetiğini çekecek olanlar daha önceleri Bu zaman dilimi jeologlara göre Holosen1 olarak bilinir. don’un korunaklı limanı Kalamış o zamanlar dünyaişledikleri cinayetler gibi İstanbul’a bir kurşun daha sıkarak onu AVM Aynı zamanda antropojen olarak da bilinmektedir. Diğer bir nın en iyi deniz ticaretini yapan Fenike gemilerine ile katledeceklerdir. anlamda son insan Homo sapiens sapiens’in gezegeni ele geev sahipliği yapmış olması muhtemeldir. Yukarıda anlattığımız Kuşdili’nin tarihi özellikleri, Arkeoloji Derneği’nin çirmeye başladığı buzul sonrası dönemdir. Bu dönemin baş2013’te yapmış olduğu saptamalar, yapmış olduğumuz jeolojik, kronolangıcında erimeye başlayan buzulların küresel boyutta yükARKEOLOGLARIN SON RAPORU lojik çalışmalarla bire bir örtüşmektedir. Bu nedenle. Arkeoloji çalıselttiği suların kıyıları kaplamasıyla gezegende yepyeni bir zaBu rapor bizim yapmış olduğumuz jeolojik çalışşanlarının ve özellikle üniversitelerin bu konudaki bölümlerinin bir an önman dönem başlayacaktır. Buzul döneminde seviyesi 115 malarla bire bir örtüşmektedir. Arkeologlar Dernece bu düzlüğü ve civarını süratle arkeolojik incelemeye alması gerekir. metreye kadar düşen Marmara Denizi eriyen buzullar nedeği’nin saptamaları son derece yerindedir. Derneğin Eldeki bilimsel kanıtlar, Yenikapı örneği ve özellikle jeolojik tarih bu düzniyle göl özelliğini süratle yitirerek seviyesi yükselecek ve bir raporlarında şöyle deniyor: lüğün altında bize Neolitik döneme ve Khalkedon’a ait kalıntıların bulusüre sonra sular kıyıları işgal edecektir (Şekil 1). “Şükrü Saraçoğlu Stadı’nın bulunduğu alan SİT nabileceğini söylemektedir. Bu düzlükte yapılması düşünülen alışveriş Bu olayın sonucunda Akdeniz suları Marmara denizini alanı ilan edilmesi gerekir. Raporda, tarih sahnesinmerkezleri çalışmalarına bir an önce son verilmeli, Kuşdili arkeolojik persdoldurarak İstanbul Boğazı’ndan Karadeniz’e doğru akmaya de önemli bir yeri olan Khalkedon antik kentinde pektifte yeniden düzenlenmeli, tarih ile İstanbul insanı burada buluşmalıdır. KADIKÖY DÜZLÜKLERİNİN ALTINDA NE VAR? sistemli hiçbir araştırma yoktur. Antik kent içerisindeki inşaai faaliyetlerin hiçbiri denetim altında yapılmamıştır. Çok az sayıdaki ihbar sonucunda yapılan kazılar dışında herhangi bir kazı çalışması yoktur. Hemen hemen tümü tahrip olan kentte en azından bugünden itibaren denetimli inşaat faaliyetleri yürütülmesi gereklidir. Antik Khalkedon’un sınırları tam olarak belirlenip III. derece arkeolojik sit ilan edilerek inşaai faaliyetlerin denetim altında yapılması sağlanmalıdır.” Ayrıca Arkeologlar Derneği raporunda bölge şöyle tarif edilmektedir. “Bu dönemde Kuşdili Deresi bir haliç şeklindedir. Kıyı çizgisi de bugüne göre içeride kalan Fikirtepe Hasanpaşa arasına kadar uzanmaktadır. Daha sonra bu yerleşmenin karşısında Moda Burnu ile Yoğurtçu arasında ‘Khalkedon’ (Bakır Ülkesi) adıyla ikinci bir yerleşme daha oluşmuştur. Apollon Tapınağı ile ün salan Khalkedon’un merkezini oluşturan yer, bugün Kalamış ve Haydarpaşa koylarının arasındaki tepelik burun üzerinde yer alır, yerleşmenin surları bugün Altıyol, Sakızağacı, Mühürdar, Söğütlüçeşme arasında, kabaca dikdörtgen oluşturacak şekilde uzandığı düşünülmektedir. Bu Yazı Neden Yazıldı?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle