Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GÜNCEL TIP Mustafa Çetiner cetiner.m@superonline.com www.mustafacetiner.com Geçtiğimiz hafta bu köşede yayımlanan “Moleküler Tsunami, Yeni Kanser ilaçları” yazımla ilişkili olarak öğretmenim, ağabeyim, çalışma arkadaşım Prof. Dr. Burhan Ferhanoğlu’ndan bir mektup aldım. Yanıt hakkımı saklı tutarak bu mektubu sizlerle paylaşmak istiyorum. Üniversiteler Direnin! Bir Kassandıra Çağrısı Hayrettin Ökçesiz Yeni İnsan Yayınevi Yazarımız Prof. Dr. Hayrettin Ökçesiz, Bilim ve Teknoloji dergimizde yazdığı köşe yazılarını Üniversiteler DireninBir Kassandra Çağrısı kitabında topladı. Halen Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı’nda öğretim görevlisi olan Ökçesiz, Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Arkivi’nin kurucusudur. Orhan Bursalı kitabın önsözünde, Ökçesiz’in yazılarında Türkiye sorunsalının özünde üniversite ve hukuk meselesinin yattığı gerçeğini bıkmadan usanmadan dile getirdiğini belirterek, yazıların önemini şöyle ifade ediyor: Üniversite, belki de bize daha başka hukuku üretecek bir aydınlanma, üretme yeridir. Evet, öyledir ve öyle olmalıdır. Üniversite, nasıl bir insan, nasıl bir toplum, nasıl bir hukuk, nasıl bir siyaset, nasıl bir üretim inşa edeceğiniz yerin de adıdır. Üniversiteye bu açıdan toplumun belkemiği olarak bakmak gerekir. Üniversite, fikir, ahlak, bilgi, doğa, evren, ve şüphesiz ekonomi üretir. Ama bunun ötesinde bilimlerin toplumsal ahlak ve senteziyle öğrenciyi yolcu eder, etmelidir, kapılarından. Hayrettin Ökçesiz, Kassandra yazılarıyla, üniversitelerimizin hem içinde olan biten ve yaşananlarla, hem o kapılardan çıkacaklarla ilgili derin kaygılarını dile getiriyor. Her yazısını okurken başımdan kaynar sular dökülüyor, çünkü bu yazılar çıplak olmanın da ötesinde çırılçıplak! Ama onları soyan Hayrettin Ökçesiz değil, zaten kendileri çırılçıplak ortada dolaşıyorlar! Toplum bu çıplaklığı görmek istemediği gibi, sağından solundan üstlerini örtme çabasında. Derim ki, iyi ve güzeli arayışlara üniversite öncülük etmelidir. Bu kitaptaki damıtılmış yazılar hepimize yeniden ve yeniden çok şey anlatıyor. Hepsi iyiyi ve güzeli arıyor. Arayış, direnişin adıdır aynı zamanda. Direniş de üniversitelerin... Akıllı Moleküller Konusuna Devam... “Sevgili Prof. Dr. Mustafa Çetiner, Köşeni zevkle okuyan bir hematolog ve seninle yıllardır birlikte hematolojide en iyiye ulaşmayı hedefleyen bir çalışma arkadaşın olarak, 1 Moleküler Tsunami onlarca moMart 2013 tarihli yazında ifade ettiğin ‘M lekül, yüzlerce fazI, II ve III çalışma, binlerce gönüllü hasta ve milyonlarca dolar anlamına geldiği ancak bu yeni moleküllerin küçük sağ kalım avantajı ile çok yüksek maliyeti olduğu’ ifadesinin, en azından kendi çalışma alanımız olan hematoloji konusundaki araştırıcılar için haksızlık olduğunu düşünüyorum. Bunu kanıtlayacak verileri okurlarınla paylaşmak ve hakemliklerine başvurmak istedim. Akıllı moleküller olarak basın toplantısında ifade ettiğimiz hedefe yönelik tedavilerin en çarpıcı örneği, Kronik Myeloid Lösemi adını verdiğimiz hastalıktaki gelişmede bulabiliriz. Kronik Myeloid lösemi, aşağıdaki yaşam eğrisinden de anlaşılacağı gibi 34 yıl sonra %90 oranında akut lösemi adını verdiğimiz hızlı seyirli bir hastalığa dönüşen, hemen hemen her uygun vericisi olan hastanın kemik iliği nakli olma zorunluluğu olan bir hastalık idi. Bugün ise, hastanın günde bir kez alınan bir tabletle yılda 23 kez hematoloji kliniğine uğrayarak yaşamını sürdürdüğü, performansı son derece iyi ve 10 yılda her yüz hastanın sadece sekizinin hastalıktan kaybedildiği bir başarı öyküsüne taşıyan bu akıllı moleküller değil miydi? Bir başka başarı öyküsünden lenfomalarda söz edilebilir. CD20 molekülüne yönelen rituximab adlı akıllı molekül Diffuz Büyük B Hücreli Lösemide %11 daha fazla hastanın yaşamını sürdürmesini sağlamıştır. Aynı katkının Foliküler lenfoma, Mantle hücreli lenfomada da sağlandığı ve yaşamı iki kat uzattığı yazarın bilgileri dahilindedir. Bir başka örnek Multipl Myelomda da tekrarlanmıştır. Multipl Myelom, kemik iliğinde plazma hücrelerinin artışı ile karakterize bir kanser türüdür ve Amerikan Hematoloji Toplantısında adı geçen hastalıkta 65 yaş ve altı hastalarda 5 yıl yaşayan oranı %63’ten %73’e çıkmışken 65 yaş üstü hasta grubunda %31’den %56’ya çıkmıştır. Bu örneklere paralel bir gelişme de ibrutinib adlı ve B lenfosit adını verdiğimiz lenfositlerden kökenini alan lenf bezi kanserlerinden en dirençli Kronik Lenfoid lösemi örneği olan 17p mutasyonundaki etkinliğidir. Bu derece dirençli ve şu ana kadar tedavi seçeneği olarak mutlaka kardeş veya bir başka vericiden transplantasyon önerilen hastalık grubunda ibrutinib ile yanıt oranının %80 oluşu, akıllı molekül’ün aşırı akıllılığına verilecek örneklerden bir diğeri değil midir? Bu örneklere Brentuximab vedotin’in CD30 pozitif Hodgkin Lenfoma ve Anaplastik Büyük Hücreli Lenfoma’da %80’e varan etkinliği, Kronik Lenfositik Lösemi ve Akut Lenfoblastik Lösemide özellikle Pensilvanya’da geliştirilmekte olan ve 2012 Arlık’ta Amerikan Hematoloji Kongresinde sunulan kimerik antijen reseptörü ile ulaşılan başarılı sonuçlar bu listeye eklenecek verilerdir. Yıllardır geliştirilmeye çalışılan, bir türlü etkinliği kanıtlanamayan veya etkinliği ortaya koymak için istatistiki manevralara başvurulan Akut Myeloblastik Lösemi de Mylotarg (anti CD33) örneğinin olumsuz etkisi altında kalıp özellikle Hematoloji alanında mucizeler yaratan hedefe yönelik ilaçların çok pahalı ve az etkili olduğunu söylemek en azından bu disiplinde bilim insanına haksızlık olur. Sevgilerimle. Burhan Ferhanoğlu ile birlikte medyada son günlerde çok konuşulan akıllı moleküller konusunda, bizlere ulaşan ve sayıları 2000’i bulan telefona, elektronik posta ve web sayfalarımıza düşen mesajlara genel bir yanıt ve bilgilendirme niteliğinde olan bir yazı hazırlığındayız. Umuyorum bu yazıyı ilerleyen haftalarda CBT okurlarıyla buluşturma şansımız olabilecek. lar, Nafile barışa yönelenler; Baharatın peşine düşenler.. Arka sayfadan: Bu kitap, yönetim merkezlerinden binlerce kilometre uzaklıktaki Hint Okyanusu’nda kapışan iki imparatorluğun yayılmasını konu eden çalışmaların bir bileşiminden oluşmaktadır. Tarihleri çok daha din merkezli düşmanlık üstüne kurgulanmış olan Osmanlı ve Portekiz imparatorluklarının yöre halklarına karşı benzer tarafları ve çıkarları da vardır. Açılma dürtüsü yaratan gâzâ, Sultanlığın/Kraliyetin kapılarındaki çıkar beklentileri, ele geçirdikleri limanlardan ve yayıldıkları topraklardan bütçelerine kattıkları gelir, aynı yöntemlerin ürünüydü... Özbaran, bir yandan Süleyman Paşa’nın Hindistan sahillerinden eli boş dönüşünü, Piri Reis gibi ünlü bir denizci ve bilgenin 80’i bulan yaşında Sultan emriyle giriştiği Hint seferi sonunda kellesini kaybetmesini.. Padişahların paralı askerleriyle egemenlik kurmaya çalıştıkları Arap ve Afrika dünyasında direnç ve doğa engellerini açıklamakta, öte yandan derya üzerindeki üstünlüklerini zaman içinde kaybedecek olan Portekizlilerin maceralarını ve kurdukları deniz imparatorluğunu aydınlatmaya çalışmaktadır... Mühendislikte Meslek Ahlâkı Ülkün Tansel ODTÜ Yayıncılık Bu kitap Orta Doğu Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencilerine, Ülkün Tansel’in 19992012 yılları arasında (2006 yılı eksiği ile) on iki yıl boyunca, ikinci yarıyıl döneminde, haftada bir saat olarak verdiği ders notlarından oluşuyor. Mühendislik ahlâkının derinlemesine ele alınması henüz çok yenidir; hele tıp, ya da hukuktaki uygulamaların geçmişine bakınca emekleme çağında sayılır. Mühendislerin ahlak konusuna sistemli bir dikkatle eğilmesi, 1970’lerin sonuna doğru ABD’de olmuştur. Nasıl koruyucu tıp, ileride karşılaşılacak daha ciddi sağlık sorunlarını en aza indirmek için iyi sağlık alışkanlıkları edinmeyi savunuyorsa, benzer biçimde, önleyici ahlâk da ilerideki daha kötü sorunlardan kaçınabilmek için, eylemlerin olası sonuçlarını önceden kestirmeyi amaçlar. Ahlâk sorunlarını çözme becerisi, tıpkı mühendislik sorunlarını çözmede olduğu gibi bir yol gösterici gözetiminde bol alıştırma yapmakla kazanılır. Kitapta verilen örnek olaylar mühendisin gündelik ahlâksal kaygıları üzerinde duruyor. Osmanlı ve Portekiz Salih Özbaran, Tarihçi Kitabevi Saygın tarihçimiz, dergimizin de yazarlarından Salih Özbaran’ın “Umman’da Kapışan İmparatorluklar Osmanlı ve Portekiz Emperyal ve Kutsal, Muhafız ve Mültezim” kitabı yayımlandı. İki büyük imparatorluğun karşılaştığı ve çatıştığı zamanları anlatan kitabın bölümleri: İmgeler, izlenimler, suçlamalar; Kabına sığmayanlar; İslamın bayrağını taşıyanlar; Okyanusta vuruşan CBT 1355/ 14 8 Mart 2013