Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
programları, altprogramları, neyi, nasıl, niçin yapacağınızı, kaynak kullanımınızı ortaya koyan, açıklayan bir şeydir. Yakın zamana kadar hedef rakam dahi telaffuz edilmiyordu. Teşvikler büyük ölçekli güneşelektrik santralleri için yeterli olmaktan çok uzak. Sektör, lisanslı sistemler için değilse bile, lisanssız kurulumlar için esas olarak teşvikten çok, lisans ve izin süreçlerinin hızlı ve kolay olmasını, deveye hendek atlatmadan sonuç alınmasını bekliyor. Güneş enerjisi nasıl depolanır? Bu bağlamda fotovoltaik piller ne kadar ekonomik? Yerli üretim konusunda sanayiüniversite işbirliği söz konusu mu? Elektrik depolama batarya ya da akülerde olur, bu da ticari olarak çok büyük ölçeklerde olanaklı değil bugün. Bu teknik alanın yoğun araştırmaların konusu olduğunu belirtmek gerek. Buna karşılık, yoğunlaştırılmış sistemlerde ürettiğiniz ısıyı kısa sürelerle (812 saat) depolamak mümkün ve bu ticari bir teknoloji. Depolama meselesine daha farklı bir elektrik tedarik sistemi düşünerek farklı bir açıdan yaklaşmak mümkün. Bugünkü büyük ölçekli, merkezi üretim ve iletim yerine yerinde, küçük ve orta ölçekli üretim ya da başka bir deyimle dağıtılmış enerji tedarik sistemi içinde arz ve talebi çok farklı ve esnek biçimlerde dengelemek mümkün olabilir. Fotovoltaik teknolojisi Türkiye’nin belirli bölgelerinde, en yüksek kategorideki elektrik fiyatları için bugün uygulanabilir hale gelmiş durumda. Teknolojinin fiyatı düşüp elektrik fiyatları yükseldikçe daha fazla yerde elektrik tüketicileri için çekici olacak. Türkiye’de tek tük de olsa güneş enerjisi uygulamaları alanında üniversitesanayi ortak projeleri görmek mümkün. Ama ağırlıklı olarak akademik ilgi var konuya. Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği’nin kuruluşunda ön ayak olan uzmanlardan birisiniz. Bu derneğin etkinlikleri özetle neler? GENSED esas olarak sektörün kamuoyu ve karar vericiler nezdinde temsilini gerçekleştirmeye çalışıyor. Sektör büyüdükçe, ilgi duyan firmalar çeşitlenip arttıkça etki gücü de bu oranda artıyor. GENSED, bu alanı ilgilendiren düzenlemelerin Türkiye ve güneşelektrik sektörüne azami yarar sağlayacak biçimde oluşmasına katkı yapmaya çalıştı. Bu sektörün yalnızca bir enerji tedarik sektörü değil, yüksek nitelikte istihdam sağlayıcı, ciddi ihracat potansiyeli olan bir yüksek teknoloji imalat sanayi dalı olduğu düşünülürse Türkiye açısından tedarik zincirinin önemli aşamalarının ülkede yaratılmasının önemi açık. Bunu gerçekleştirmek tabii, bu sektörde uzun vadeli, yerli teknoloji arzını destekleyen ve iç pazar talebini geliştiren incelikli, iyi düşünülmüş bir sektör politikasına ihtiyaç duyuyor. Böyle bir yaklaşımın olduğunu söylemek zor . Dağıtılmış tedarik sistemlerinin bizim ülkemizde de geçerli olma olasılığı var mı? Dağıtılmış enerji tedarik sistemleri bugünkü paradigmaya taban tabana zıt bir mantığa dayanır. Dolayısıyla mevcuttan radikal bir kopuş gerektirir. Türkiye, zengin yerel yenilenebilir enerji kaynağı çeşitliliği ve önemli hidroelektrik potansiyeli ile bu tür bir paradigma değişikliği ve yenilenebilir enerji dönüşümü için büyük potansiyeli olan bir coğrafyada yer alıyor. Bugün karar vericiler tarafından planlanan ve ülkeyi bir otuz yıl daha kilitleyecek sistemde ısrar etmek yerine, Türkiye, cesur ve iddialı bir atılımla kaynaklarını enerji verimliliğine, akıllı şebekeye, yerel ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneltmeli. Enerji alanında uzun vadeli gelecek aslında bugünden seçiliyor. Vizyonu olanlar görüyor, bazı ülkeler öncü olacak, görünüşe göre Türkiye bunların arasında olmayacak. Türkiye’de büyük ölçekli bir dönüşüm için altyapı ve şebeke teknolojileri (akıllı şebeke teknolojileri) uygun mu? Kamu yetkililerini böyle bir altyapının oluşturulmasına nasıl bakıy or ? Enerji altyapısı gelişmiş hiç bir ülke, merkezi üretim, iletim ve dağıtımdan dağıtılmış akıllı tedarik mantığına geçmeye uygun değil. Doğal kaynak elverişliliği, gelişmiş enerji etkinliği bilinci, uzun vadeli plan yapabilen, akıllı ülkeler bu işi daha kolay başarabilir. Türkiye’de enerji alanında ilan edilen orta uzun vadeli stratejik kararlar ülkemizde bu meziyetlerin biraraya gelemediğini gösteriyor. Güneş enerjisinden elektrik üretimi ülke ekonomisine ne kazandıracak? (istihdam, enerji bağımsızlığı, yan sanayi, fosil yakıt ithalatını düşürmek gibi...) Bu konuda düzgün, sektörelekonomik bir çalışma henüz ortaya konulamadı, sektör örgütlenmelerinin belki en önemli eksikliklerinden biri. Buna karşılık, özellikle AB ülkeleri ve dünyada başka ülkelerin çalışmalarında çarpan etkilerini aşağı yukarı biliyoruz. Yüksek teknoloji bir elektronik alanı olması, nitelikli işgücü yaratması, yüksek ihracat potansiyeli ve ileri–geri çok sayıda tedarikçi sektörde talep yaratması nedeniyle ciddi bir ekonomik değer yaracağı aşikar. Türkiye’nin yıllık fosil yakıt faturasının 60 milyar $ olduğunu düşünürsek çok fazla söze gerek kalmıyor. Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimiBaha Kuban nin enerji sofrasında ilelebet garnitür kalacağını sananlara Almanya ve Danimarka’nın enerji politikalarını incelemelerini tavsiye ederim. Nükleer enerji üretim maliyeti, güneşten elde edilen elektrik enerjisi maliyetlerinden daha yüksek ise niçin nükleer santrallere yatırım yapmaya çalışıyoruz? Ülkenin 3040 yıllık geleceğini kilitleyen nükleer ve fosil enerji tartışmalarında hep aynı hatayı yapıyoruz, elmalarla armutları karşılaştırıyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarını savunanlar bu zeminde akıl yürütme tuzağına düşmemeli. Nükleer enerji avantajlı ise neden bu kadar yüksek ve uzun süreli, alım garantili fiyatlarla ve tamamen rekabete kapalı ihale sistemleri ile inşa edilmeye çalışılıyor? Türkiye’nin güneşi ve rüzgârı, her iki alanda erişilen global teknolojik düzey, kanımca makul insanlar böyle bir tartışmayı gereksiz kılıyor! yürürlüğe giren Başbakanlık Genelgesi ile kamu kurum ve kuruluşları (belediyeler ve il özel idareleri hariç) ile sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına ait şirketlerin, kendi mülkiyetlerinde veya tasarruflarında bulunan taşınmazlarıyla ilgili olarak, kamu kurum ve kuruluşları, vakıf, dernek veya bunların şirketlerine, gerçek veya tüzel kişilere, satış, kira, irtifak, takas, tahsis, devir vb. her türlü tasarrufa yönelik işlemleri için Başbakanlık’tan izin alınması zorunluluğu getirilmiştir. Dolayısıyla kamu arazilerinde üretim tesisi kurmak şu an için mümkün gözükmemektedir. Doğu bölgelerindeki terör bu üretimi engelleyen bir faktör mü? Haziran 2013’den sonra lisans başvuruları tamamlandığında lisan başvurusu yapılan iller netleşecektir bu yüzden bu konuda net bir cevap vermek için erkendir. Güneş enerjisinden elektrik üretimi için lisans verme tarihleri 1014 Haziran 2013. Bu tarihin uzatılması söz konusu m u? Bu tarihin uzatılması söz konusu değildir. Bu tarihler arasında firmalar sahalarında halen yapmakta oldukları ölçüm sonuçlarına dayanarak lisanslı üretim için başvurularını yapacaklardır. Santral yapılması planlanan yerin yeterli güneş alıp alm adı ğı k onus unda ni hai k ar ar ı k i m v er ecek ? Lisanslı üretimde haziran 2013’de ki lisans başvurusu öncesinde 6 aylık sahada ölçüm şartı bulunmaktadır; dolayısıyla her başvuru sahibi başvurusu esnasında son 6 ay içinde topladığı yerinde ölçüm değerleri ile başvurusunu yapacaktır. Lisanslı üretimde bulunabilmek için ışınım değerinin 1650 kWh/m2/yıl üzerindeki bölgelerde santral kurulum izni verilmektedir. CBT 1351/ 9 8 Şubat 2013 Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği GENSED, güneş enerjisi konusunda faaliyet gösteren şirketler, akademisyenler ve bireylerden oluşan bir sektör derneği. Güneş enerjisini Türkiye’nin en önemli enerji kaynağı haline getirmeyi amaç edinen dernek yönetimine, halihazırdaki mevzuatın bu amaca ne kadar hizmet ettiğini sorduk. GENSED yönetiminin sorularımıza verdiği yanıtlar: EPDK güneş enerjisinden elektrik üretimi konusunda teşvik edici tedbirler alıyor mu? Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu EPDK, güneşten elektrik üretimi konusunda bir takım düzenlemeleri hayata geçirmiştir, ancak yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı gerek lisanslı gerekse lisanssız elektrik üretiminde mevzuat açısından halen yapılması gerekli düzenlemeler mevcuttur. Hangi araziler üzerinde üretim yapılabilecek? Lisanslı üretimde kullanıma uygun araziler için ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) raporu istenmektedir. ÇED raporuna göre korunması gerekli alanlar içinde yer almaması gerekmektedir. Bu alanlar kısaca Onaylı Çevre Düzeni Planları’nda, mevcut özellikleri korunacak alan olarak tespit edilen ve yapılaşma yasağı getirilen alanlar, tarım alanları, meralar, sulak alanlar, orman alanları ve verimliliğini yitirmiş ve rehabilite edilmesi planlanmayan orman sayılan sahalara da lisans başvurusunda bulunmak yasaktır. Bunların dışında kalan alanlara GES (güneş enerjisi santrali) kurulumu mümkündür. Kamu arazileri üzerine santral kurma işini belediyeler mi yürütecek? 16 Haziran 2012 tarihinde resmi gazete de yayınlanarak GES (Güneş Enerjisi Santrali) ile ilgili mevzuat