Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Avrupa Savcılığının Yaratılması: Adli Yardımlama da Yeni Bir Boyut Prof. Dr. Durmuş Tezcan İKÜ Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Y abancılık unsuru taşıyan suçların kovuşturulmasında uzun yıllar şüpheli, sanık veya hükümlülerin iadesi ve uluslararası istinabe gibi klasik adli yardımlaşmalardan önce Benelüks ülkeleri ve Kuzey Avrupa ülkeleri arasında başlayan kovuşturmaların aktarılması ve yabancı ceza ilâmlarının tanınıp yerine getirilmesi gibi yeni tür adli yardımlaşmalar, 1970’li yıllardan itibaren, Avrupa Konseyi bünyesinde, Avrupa sözleşmelerine konu olmaya başladıktan sonra, Birleşik Krallıktaki yeni olumsuz tavırlar bir kenara bırakılırsa, Avrupa Birliği bünyesinde daha geniş bir uygulama alanı bulmuştur. Hatta bu tür yeni adli yardımlaşmalar, onaylayan tüm ülkelerin temel insan haklarını güvence altına alıp almadığına bakılmaksızın, Uyuşturucu Madde Kaçakçılığının Önlenmesi ve Cezalandırılmasına ilişkin 1988 tarihli Birleşmiş Milletler Sözleşmesi gibi bazı evrensel boyutlu sözleşmelere de konulmaya başlanmıştır. Avrupa Birliği, Avrupa Yakalama Müzekkeresi gibi ikincil bir düzenleme sayesinde kişi, mal ve hizmet dolaşımı için iç sınırları kaldıran Şengen Anlaşması ve Uygulama Anlaşması ile oluşan ortamda suçlulukla mücadele güçlendirilmiştir. Böylece, suçluların iadesi olarak adlandırılan şüpheli/sanık veya hükümlü iadesinde, diplomatik yolla veya Adalet Bakanlıkları arasında yapılan ve büyük zaman kaybettiren yazışmalar kaldırılmıştır. Yerine, üye devletlerin savcılıkları arasında, ülke sınırlarına bakmadan, yurttaşyabancı ayrımı yapmadan, istenen şüpheli/sanığı, basit bir değerlendirme sonucu diğer ülke savcılığına teslim yöntemi çok basit hale getirilmiştir. Bu gelişmelerle yetinmeyen Avrupa Birliği, corpus juris projesiyle AB’nin mali çıkarlarına saldırı oluşturan suçların faillerini daha etkin bir şekilde kovuşturmak için, üye devletlerin bu suçlarla ilgili düzenlemelerini yeknesaklaştırma yanında, birçok ülkeye yayılması halinde eşgüdümü sağlayıp, bu davaların tek bir ülkede açılıp kovuşturmasına temel oluşturacak bir Avrupa Savcılığı yaratmayı hedef aldı1. Bu konuda gereken kararlılığın üye devletlerin tamamında oluşmaması üzerine, Tampere Zirvesi’nden sonra, 2002 yılında, AB Konseyi’nin 2002/187/JAI sayılı kararıyla özgürlük, güvenlik ve adalet alanında Avrupa’daki suçluluğun ağır suç tipleriyle mücadeleyi güçlendirmek için EUROJUST kurumu oluşturuldu. Bu kurum bünyesinde Lahey’de sürekli görev yapan üye devletlerin hakimsavcı statüsündeki delegeleri, kendilerine intikal ettirilen üye ülkeler arasında sınır aşan örgütlü suçlar başta olmak üzere, çeşitli suçların kovuşturulmasında ortak işbirliği sağlamaktadır2. AVRUPA SAVCILIĞI Böyle bir savcılığın, bağımsız olarak değil de, Eurojust kurumu bünyesinde kurulmasına ise, 13 Aralık 2007 tarihli Lizbon Anlaşması’nın 86. maddesiyle ışık yakılmıştır. Buna göre, “Birliğin mali çıkarlarını etkileyen suçlarla mücadele etmek amacıyla, Konsey, özel yasama usulü uyarınca hareket ederek, tüzükler vasıtasıyla, Eurojust bünyesinde bir Avrupa Savcılığı Ofisi kurabilir”. Avrupa Birliğinde üye devletler dışında bir bağımsız mahkeme kurmadan oluşturulmak istenen Avrupa Savcılığı ve onun bünyesinde görev yapacak her bir üye devletten görevlendirilecek delege Avrupa savcılarına dayalı bu yapılanma, özellikle AB’nin mali çıkarlarına ilişkin cezai korumayı daha etki hale getirmeyi hedeflemektedir. Zira idari bir yapıya sahip olan OLAF (Yolsuzlukla Mücadele Avrupa Ofisi), Birlik bünyesinde personel tarafından işlenen yolsuzluklar başta olmak üzere, Birlik Fonlarından yapılan yardımlarla ilgili bir takım soruşturmalar yapmakla birlikte3, bu soruşturmaların, idari personel statüsnde bulunan OLAF Müfettişleri tarafından yapılması, bazı üye ülkelerde adil yargılanma hakkı bakımından sakıncalı bulunup, alınan ifadelerin yargılamada kullanılmadığı ifade edilmektedir. Hem AB’nin mali çıkarlarına saldırı oluşturan suçların soruşturulmasını daha düzgün yapmak, hem de delillerin tanınması gibi konuları daha kolay çözmek amacıyla düşünülen Avrupa Savcılığı’nın hayata geçirilmesi için AB organları gerekli girişimleri başlatmışlardır. Nitekim Almanya’nın Trier şehrinde bulunan Avrupa Hukuku Akademesi (ERA) ile OLAF’ın müştereken 1718 Ocak 2013 tarihlerinde Trier’de düzenlediği “Avrupa Savcılığı’na Doğru” başlıklı bir sempozyumda, gerek akademisyenler ve gerekse üye ülkelerin uygulamacıları ile AB organlarının bu konudan sorumlu üst düzey yöneticileri konuşmacı ve tartışmacı olarak bir araya gelmişlerdir. Bu konuşmalarda yaşanan sıkıntılar ve çözüm önerileri tartışılmıştır. Genel izlenim, Avrupa Savcısı’nın tarafsız ve bağımsız olarak soruşturmasını yapmasını, Delege Avrupa Savcılarının da, Avrupa Savcısı’nın emrinde çalışması yönünde olmuştur. Ancak öteden beri, Delege Avrupa Savcılarının, Avrupa Savcısı’nın emrinde çalışmaları yanında, kendi yargı sistemleri içinde de görev almaları halinde, kendilerinin yürüttüğü AB’nin mali çıkarlarına saldırı oluşturan suçların soruşturulması sonucu açılacak kamu davasının kovuşturma evresinde iddia makamı olarak bizzat görev alarak yargılamaya da büyük katkı sağlayacağını ileri sürenler de bulunmaktadır4. Büyük Britanya gibi bazı üye devletlerin olumsuz gözlemlerde bulunmaların karşın, yetkileri başlangıçta IŞIK, LİZBON’DA YAKILDI AB’nin mali çıkarlarına saldırı oluşturan suçların soruşturulması ile sınırlı da olsa, Avrupa Savcılığı’nın yasal düzenlesi tamamlanarak, yakın bir gelecekte hayata geçmesi olası gözükmektedir. Böyle bir yapının Avrupa Birliği bünyesinde yer alması ise, Avrupa Birliği’nin üye devletler üzerindeki etkinliğini arttırmasına zemin hazırlayacağı gözden uzak tutulmamalıdır. Çünkü Avrupa Savcılığı’nın görev alanına, AB’nin mali çıkarlarına saldırı oluşturan suçlar dışında birden çok ülkeye yayılan diğer örgütlü suçların da soruşturmasını yapma görevinin de Avrupa Birliği Zirvesi tarafından kararlaştırılabileceği Lizbon Anlaşması’nın anılan maddesinin son fıkrasıyla kabul edilmiştir. Buna göre, “Avrupa Birliği Zirvesi, eş zamanlı olarak veya daha sonra, Avrupa Savcılığı Ofisi’nin yetkilerini, sınır ötesi boyutu olan ciddi suçları içerecek biçimde genişletmek amacıyla 1. paragrafı değiştiren ve buna bağlı olarak birden çok üye devleti etkileyen ciddi suçların faillerine ve suç ortaklarına ilişkin 2. paragrafı değiştiren bir karar kabul edebilir”. Avrupa Birliği büyüdükçe, üstlendiği görevleri yerine getirebilmek için mali bütünlüğüne karşı işlenen suçları daha etkin bir şekilde kovuşturacak bir yapılanmaya duyulan gereksinim her gün kendisini daha çok hissettirmektedir. Bu nedenle yakın bir zamanda Avrupa Savcılığı’nın oluşturulup hayata geçirilmesi kimseyi şaşırtmayacaktır. Türkiye de, uzun bir zamandan beri aday ülke olması yanında, bu statüyü kazanmadan önce AB ile karşılıklı serbest mal dolaşımına izin veren Gümrük Birliğini kabul etmiş olması nedeniyle, bu örgütlenmenin dışında kalamayacağından, yeni Anayasa’nın tartışıldığı şu günlerde, bu gelişmelere hazırlıklı olmak amacıyla alt yapıyı şimdiden hazırlamak gerekecektir. Bkz. Topluluğun Mali Çıkarlarının Cezai Korunması ve Avrupa Savcılığı Hakkında Yeşil Kitap (Çev. D. Tezcan vd,), İzmir, 2003, 2 Bu konuda bkz. http://www.ladocumentationfrancaise.fr/dossiers/espacejudiciaireeuropeen/coordinationjudiciaire.shtml; ayrıca bkz, D.Tezcan, Sunuş, Topluluğun Mali Çıkarlarının Cezai Korunması ve Avrupa Savcılığı Hakkında Yeşil Kitap, s.III vd, Ayrıca 25 Eylül 1998’de resmi açılışı yapılan « Avrupa Adli Yardımlaşma Ağı » da, AB bünyesinde bu sıkı işbirliğinin daha önceki ayağını oluşturmaktadır. 3 Aday ülke statüsünde bulunan ülkemize AB’nin yapmakta olduğu yardımlarla ilgili soruşturmayı, Başbakanlık Teftiş Kurulu yapar. Ancak AB ile imzalanan bu yardım anlaşmalarında OLAF Müfettişlerince de yapılabileceği kabul edilmektedir. 4 Toplantı tebliğlerinin ve belgelerinin İngilizce, Almanca ve Fransızca versiyonları için bkz. EN: https://www. era.int/upload/dokumente/14242.pdf; DE: https://www.era.int/upload/dokumente/14243.pdf; FR: https://www. era.int/upload/ dokumente/14244.pdf. 1 İNGİLTERE OLUMSUZ, AMA.. CBT 1351/13 8 Şubat 2013