24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ünlü matematikçi Thurston yaşamını yitirdi Üç boyutlu uzayın yapısının anlaşılmasında devrim niteliğinde buluşlar yapan ünlü Amerikalı kuramsal matematikçi William P. Thurston 65 yaşında yaşamını yitirdi. Thurston matematiğin Nobeli sayılan Fields Madalyası ile ödüllendirilmişti. D r. Thurston’ın uzmanlık alanı, 3boyutlu manifoldların geometri ve topolojisidir. Belki de yaşamındaki en büyük başarısı Geometriklenebilme Sanısı adı verilen çalışmasıdır. Bu sanıya göre olası tüm üç boyutlu uzaylar sekiz geometrik parçadan oluşur. Thurston bu öngörüsünü yeryüzündeki herkese uyabilen sekiz adet giysiye benzetiyor. Dr. Thurston, mesleki yaşamının büyük bir kısmında, spesifik pratik bir uygulaması olmayan derin kuramsal düşüncelerle uğraştı. 1983 yılında Wall Street Journal ile yaptığı bir söyleşide, “Matematikçileri harekete geçiren itici güç uygulama alanı bulmak değil, matematiğin iç güzelliğini ve yapısını anlamaktır” diye görüşlerini açıklamıştır. Thurston’ın katkıları olmasaydı Rus matematikçi Grisha Perelman, 2003 yılında Poincare Sanısı’nı çözemeyebilirdi. Bu, 100 yıldır matematikçilerin çözemediği bir problemdi. Ayrıca kozmologlar evrenin şeklini araştırırken Dr.Thurston’ın keşiflerinden yararlandılar. Meslektaşlarının gözünde Dr.Thurston, kompleks şekilleri ve problemleri soyut olarak canlandırma konusunda olağanüstü bir yeteneğe sahipti. Yakınları ünlü matematikçinin yapmaktan en fazla hoşlandığı işin, meslektaşlarını veya öğrencilerini bir odada toplayıp, çözümsüz problemlere ilişkin beyin fırtınası yapmak olduğunu söylüyor. Dr. Thurston ile Princeton’da birlikte çalışan matematikçi Jeff Weeks, “Thurston bir probleme baktığı zaman çözümünde hiç kimsenin göremediği basitliği görebilirdi” diyor. Demirağlarla örmek Salih Özbaran, Emekli tarih profesörü ÇALIŞMALARI OLMASAYDI... 17 Cumhuriyet gazetesinin 22 Ağustos 2012 tarihli sayısı “Yanıtı TCDD arşivleri veriyor” başlığı altında Türkiye Cumhuriyeti’nin ulus egemenliği kurmaya çalıştığı yoksul, borçlu, sağlık sorunlarıyla başa çıkma gayreti içinde bulunduğu yıllarda, demiryollarıyla nerelere ulaşıldığını belirleyen bir haber/yorum yaptı. Kasaba istasyonunda açılan CBT 1329/ 15 7 Eylül 2012 Galatasaray Üniversitesi Matematik Bölümü’nden Prof. Dr. Yılmaz Akyıldız, Thurston’ı şöyle anlatıyor: “O bir 68’liydi. 68’lerin matematikçisi ve Berkeley’lisi. Grothendick ve Smale’in uzantısı, devamı. Türkçemizdeki “sol”un kelime karşılığı elbette “left”dir; fakat 68’lerin Amerikan “left”inin politik karşılığı bizdeki Harun’ların, Deniz’lerin soluna, paralel olmakla birlikte, denk değildir. Bizimkisi tam bağımsızlık ve emperyalizm karşıtlığı iken Amerika’daki savaş ve silah sanayisi karşıtlığı ve büyük şirketlerin Washington’daki hegemonyasına baş kaldırıştır. Bill Thurston, matematiğini sakin bir şekilde yapmıştır; aynı şekilde hiç fazla konuşmadan, o sakinliğiyle de politik duruşunu Washington’a kadar hissettirmiş bir kişidir. Bill için, 4 boyutu zaman içinde hareket eden 3 boyut şeklinde görebildiği ve bunun kendisine problemleri basitleştirmekte ve çözmekte tekellik sağladığı söylenirdi.” Dr. Akyıldız Thurston’ın 1982 yılında Varşova’da Fields Madalyası almasını da şöyle anlatıyor: “Bill’i son gördüğüm yıl 1982. Varşova’nın Nazilerce yerle bir edilmiş eski merkez meydanının yeniden restore edilmiş halini geziyordu. Bir gün önce Fields Madalyası’nı Yau ile beraber almıştı, o kalın gözlüklerinin ardından meydanda dolaşıyor, mimariyi seyrediyordu. Sırtında asmalı sırt çantası vardı. Yalnızdı. Çok güzel bir insandı. Toprağı bol olsun, nur içinde yatsın.” MATEMATİĞİN “SOLCUSU” Ağustos 2012 tarihinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “küşad”ı defalarca ertelenmiş olan KadıköyKartal metro hattını gösterişli bir açılış töreniyle başlattı. Yepyeni bir teknik donanımla halka hizmet verecek olan bir tren yolunun faaliyete geçmesi önemli bir olaydı. Haydarpaşa İstasyonu’na ilişkin kuşkularım beni çok rahatsız etse de, demiryollarına yeni rayların eklenmesinden bu yöndeki boşvermişliği bildiğimdenmemnun oldum, gurur duydum. Ancak, Başbakan’ın açılış konuşmasında geçen şu sözler beni, bir tarihçiyi, derinden yaraladı: “Biliyorsunuz 10. Yıl Marşı’nda geçer, demir ağlarla ördük falan. Neyi ördün? Hiçbir şey örmüş falan değilsin. Ortada duranlar belliydi. Demirağlarla şimdi Türkiye’yi biz örüyoruz”. Andığım bu konuşma ve açılış sırasında, nasıl bir rastlantıdır ki, Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde yükselen bir kasabanın (Turgutlu’nun/memleketimin) o döneme ilişkin fotoğraflarına bakıyordum; yöneticilerin olağanüstü çabalarını ve halkın özverilerini düşünüyordum. Fotoğraflardan bir tanesi de Başbakan’ın konuşmasında dile getirdiği demiryollarına aitti. Önünde “KASABA” yazılı istasyon binasına asılı, sanki demiryolu gibi uzayan bez üzerinde şunlar yazılıydı: DEMİRYOLLARIYLA; KÖMÜRE BAKIRA VARIYORUZ: AKDENİZ’İ KARADENİZ’E BAĞLADIK, BALIKESİRE VARDIK, SİVASI AŞTIK, YARIN ERZURUMDAYIZ. Fotoğrafı süsleyenler arasında çağdaşlığı içselleştirmek isteyen istasyon memurları ve halktan bazı kişiler iç içe görünüyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün defalarca geçtiği, kendisini karşılayan binlerce öğrenciyi, kadın erkek halkı gördüğü, dertleştiği mekândı. Demiryollarının önemi ortadaydı; sahip çıkılmalıydı; yenileri yapılmalıydı. Öyle de oldu; yıllar sonra, benim gibi öğrencileri 1950’li yılların ikinci yarısında Manisa Lisesi’ne götürüp getirecek olan trenler fazlasıyla geçecekti o istasyondan; bağlantılarını yurdun uzak köşeleriyle kuracaktı. yazı da bu yükselişin 1930’lu yıllardan yerel bir tanıklığını yapmıştı. Ben burada, o yazıya herhangi bir ekleme yapacak değilim. Sadece şunları hatırlatmakla yetineceğim. Yarım yüzyılını Osmanlı tarihine ilişkin araştırmalara hasretmiş bir emekli öğretim üyesi olarak haykırmak isterim ki, iyi yanlarıyla, kötü taraflarıyla, güzel sanatlarıyla, yasaklamalarıyla, fetihleriyle, savunmasıyla ve gündelik yaşamıyla geride kaldı Osmanlı Beyliği/Devleti/İmparatorluğu; tarihçinin malı oldu. O süreci yüceltmek ve bu yüceltmeyi belirgin kılmak için Türkiye Cumhuriyeti rejimini durmadan kötülemek ve yavaş yavaş Cumhuriyet’in kuruluş dönemine ve onun baş mimarı olan Mustafa Kemal Atatürk’e çamur atmak, ne bilimsel tarihçiliğin bir marifeti sayılabilir ne de politikacıların ve ona dayanan “medya”nın bilgiçliği! Bir parçacık devrim tarihi okuyan birinin, 1920’li ve 1930’lu yıllarda temeli atılan laik bir cumhuriyetin 50, 60, 70 yıldır demokrasiyi ve sosyal devleti tıkayanlara, büyük geçinen devletlerin yörüngesine girenlere “insaf” diyorum. 1920’li yıllardaki dünyaya bakmalarını, oralarda neler olup bittiğini görmeleri gerektiğini hatırlatmak istiyorum. YANITI TARİH VERİYOR Tarihçiliği ve tarih kullanımını kendi zamanlarına hizmet eden bir bilgi dalı olarak görenler yanılmaktadırlar. Bilinmektedir ki, tarihçi geçmişin tüm küllerini toplamaya çalışır; onlar üzerine inşa eder bilgilenmesini; yararlandığı kaynaklarla ve bilimsel kabul ettiği yöntemlerle gerçeğin peşine düşer. Doğaldır ki tarihçinin işi zordur; hayat verdiği pırıltıların yeniden ve yeniden eleştirisinin yapılacağını bilir. Ama Cumhuriyet’in 10. Yıl Marşı’nda terennüm eden/şakıyan bir gerçeği yok saymaz; sayarsa tarihçilik yapamaz; onu öylece kullananlar ise adil sayılamaz. Kısaca, politikasını tarihten kazanan ve popüler olan tarihçi belki de tarihini de politikasından elde ediyor; ama hiç de iyi yapmıyor; mesleğine karşı doğru davranmıyor. Tarihçilik, temelde geçmiş hakkında gerçek aramak için, en azından gerçeğe ulaştırabilecek yolu seçmek için yapılıyorsa, günlük politikaya uyan söyleme teslim olmamalıdır. Politikacı ise tarihçinin söylemlerinde karşılaştığı saptırma ve intikam gibi algılamalara çok duyarlı olmak zorundadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk on yıllarına, hem dünya yapılanmasında kazanılan temel ilkeler hem de tarihçiliğin geliştirdiği yaklaşımlar açısından bakılmalıdır. Tarihçinin işi, bu değil midir? Politikacı, bu ilke ve kavramlara uyan tarihçileri yeğleyen kişi olmalı mıdır? YANILIYORLAR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle