23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu (tanolturkoglu@gmail.com) J.J. Rousseau kendini savunuyor J.J. Rousseau, karşıtlarının haksız eleştirileri üzerine Narcisse adlı eserinin önsözünde kendini savunmuştu. Osman Bahadır bahadirosman@hotmail.com Beyninde derin düşünce becerileri gelişmemiş “dijital yerli” Y Kuşağı mensupları için norm olan sürekli sinyal bombardımanının kesilmesi hiçliğin diğer adıdır. Tefekküre girişin değil! Tefekkür Hiçlik Olunca “Dijital Medya ve Beyin” adlı bu mini dizimizin ilk bölümünde internet ile zirve yapan medya araçlarının insan beynini sürekli değişime sürüklediğini ve derin düşünce ya da tefekkür becerilerini körelttiğini belirttik ve bunun sadece tefekküre önem veren sufinin problemi olamayacağını, beyni muhafazakârlaştırmaya götüren bu dönüşümün akıl sağlığına önem veren herkesi ilgilendirmesi gerektiğini ifade ettik. B Beyindeki kısa süreli ve uzun süreli belleklerde yaşanan bu değişim süreci özellikle her iki dünyayı da bilenler için geçerlidir. Yani odaklanma, derin düşünce, tefekkür becerilerinin oluşturduğu eski dünya ile dijital ortamların bombardımanı altında ol an y eni düny ay ı . İki dünyayı bilenlere dijital göçmen deniyor. Türkiye’de 1990 (Batıda 1980) öncesi doğmuş olanlar doğal olarak bu gruptadır. Y Kuşağı denilen ve bilgisayar, internet, cep telefonu üçlemesi ile doğup büyümüş (1990 sonrası doğmuş) olanlarda bu sıkıntı daha az olacak ya da hiç olmayacaktır. Çünkü onlar için zamanın başlangıcından beri hayat zaten böyle dijital bombardıman altındadır. Derin düşünce, tefekkür, odaklanma, konsantre olma Y Kuşağı için arkaik olgulardır. Yeni dünyada bunlara yer yoktur. Beyinle ilgili yapılan son araştırmalar öncelikle bir tezi yıktı. O da insan beyninin ilk yirmi yıl içinde ne şekilde formatlanırsa ondan sonra hiç değişmeden o modele göre işleyeceği ve belli bir yaştan itibaren de çürümeye başlayacağı idi. Son bilimsel araştırmalar, beynin değil sabit bir formatta kalmasını her an değişme, dönüşme, büyüme potansiyeline sahip olduğunu ispatl adı . Örneğin beynin belli tür işleri yapmada kullanılan kısmı, o türden işler gelmemeye başladığında, gelmeye devam eden işleri yapan diğer beyin kısımları tarafından kullanılmaya başlar. Bu değişim hangi yaşta olursa olsun fark etmez. Keza beynin özellikle derin düşünce, odaklanma, tekrarlama, pekiştirme eylemleri sonucunda kısa süreli bellekte tuttuğu bilgileri uzun süreli belleğe atarken orada gereksinim duyduğu yeterli hücre yoksa yeni hücre yaratabildiğini de ispatladı. Bu nedenle uzun süreli bellek kapasitesinin bir sınırının olamayacağı tezi öne sürüldü. Bir yanda sonsuz kullanma kapasitesine sahip bir bellek diğer yanda ise her an bağlı olunan etkileşimli bir medya aracı olarak internet ve bunun doğal sonucu olarak o sonsuz bellek kapasitesini giderek daha az kullanma hali. Sadece Google’da yapılan basit bir arama işlemini ele alalım. Google’ın sıraladığı neredeyse sonsuz olasılık içinde hangilerine açıp bakacağız? Diyelim ki beş, on tanesine. Onların her birini açtığımızda da karşımıza yine neredeyse sonsuz sayıda olasılık çıkacak: Açılan her sayfada karşımıza çıkan yeni “linkler”. Kısa bir süre sonra koca bir okyanus içinde boğulup gideriz. Ne aradığımızı, neye odaklandığımızı unuttuk bile. CBT 1331/ 14 21 Eylül 2012 mizi de, üniversitelerimizi de kapatmak ve ilk ilimler ve Sanatlar Üstüne adlı eserinin çağların tüm barbarlığına yeniden batmak.’ 1750’de yayımlanmasından sonra, J.J. Rousseau, günümüzdekine benzer biçimde BUNLARI BEN SÖYLEMEDİM bazı haksız saldırılarla karşılaşmış, söylemediği İşte karşıtlarımın çok iyi bir şekilde yanlışlısözleri söylemiş gibi gösterilerek eleştirilmişti. ğını ortaya koydukları şeyler bunlardır. Fakat Bu haksız eleştiriler karşısında Rousseau, 1753 ben asla ne böyle şeyler söyledim ne de bu yönyılında yazmış olduğu Narcisse (NarsisKendine de tek bir kelime düşündüm. Benim sistemime, aşık) adlı komedi eserine bir önsöz yazarak kenbana atfetmek inceliğini gösterdikleri bu saçma dini savundu. Gerek Narcisse, gerekse bu eserin doktrinden daha zıt bir şey düşünülemez. Fakat önsözü henüz Türkçeye çevrilmedi. benim söylediğim ve karşı çıkılmayan şey ise Rousseau’nun savunması niteliğindeki bu şudur: Narcisse‘in kapağı önsözde, düşünürün Bilimler ve Sanatlar ÜstüSöz konusu olan şey, bilimlerin ve sanatlane kitabındaki genel yaklaşımını göstermesi bakımından rın, ahlakımızı geliştirmemize katkıda bulunacak şekilde önemli olan bir bölüm şu şekildedir: ne ölçüde iyileştirilebileceğini bilmektir. (Il s’agissait de savoir si le rétablissement des sciences et des arts à conHAYALETLE SAVAŞANLAR tribué à epurer nos moeurs.) “...Eğer değer vermediğim yazıları Benim yaptığım gibi ahlakımızın hiç hazırlamaktan nedensiz olarak suçlagelişmemiş olduğunu gösterirken sorun nıyorsam, zorunluluk olmasa da kenhemen hemen çözülmüş durumdaydı. Fadimi bu konuda savunacağım. Zira bu kat sorun, bir başka daha genel ve önemli doğru olsaydı bile, ortada bu konuda bir sorunu, bilimler kültürünün insanların tutarsızlık içeren bir şey olmayacaktı. ahlakı üzerinde her zaman etkide bulunduBenim de ispatlayacağım şey işte buğu sorununu dolaylı olarak içeriyordu. Bu, dur. birincisinin bir sonucundan başka bir şey Bunun için ben, alışık olduğum değildir ve ben bu sorunu özenle incelebir yolu izleyeceğim; gerçeğe uygun mek istiyorum. olan basit ve kolay metodu. Sorunu Önce olgularla başlayacağım ve gösteyeniden ortaya koyacağım, duygularıreceğim ki, dünyanın tüm insanlarında, mı yeniden açıklayacağım ve bu açıköğrenim ve edebiyat zevkinin yayılması öllamalarım üzerine, söylevlerimi yalançüsünde ahlaki değerler de yozlaşmıştır. layan davranışlarımın bana gösterilNarcisse oyununun afişi Ancak bunu söylemek yeterli değildi. Zira mesini bekleyeceğim. Karşıtlarım kendaima birlikte gitmiş olan bu şeylerin birdi açılarından cevap vermekten geri kalmayacaklar. Onlikteliği inkâr edilemese de, birinin diğerine neden oldular ki her türlü konu hakkında lehte ve aleyhte tartışma ğu söylenemez. Bu nedenle ben bu zorunlu bağı özenle yapmak konusunda en mükemmel ustalardır. Onlar fangöstermeye çalışacağım. Ben gösterdim ki, bu noktadaki tezilerine uygun bir başka sorun yaratarak kendi tarzlarıhatalarımızın kaynağı, temelsiz ve yanıltıcı bilgilerimizle, na göre başlayacaklardır. Kendilerine uygun düşecek şetüm olgulardaki gerçeği bir bakışta gören en yüksek zekâkilde o sorunu sergilemiş olacaklar. Bana daha rahatça ve yı birbirine karıştırmaktan ileri gelmektedir. Bilim, soyut kolayca saldırabilmek için, benim istemediğim, fakat olarak ele alındığında tüm hayranlığımızı hak etmektedir. kendilerinin istediği bir biçimde konuyu ele almaya çalıFakat insanların saçma bilimi, aşağılanmaktan ve alay şacaklar. Okuyucunun dikkatini temel konudan ustaca edilmekten başka bir şeye layık değildir.” (La science, saptıracaklar. Bir hayaletle savaşacaklar ve benim yenik prise d’une maniére abstraite mérite toutes notre admiradüştüğümü ileri sürecekler. Fakat ben de kendi üzerime tion. La folle science des hommes n’est digne de risée et düşeni yapacağım. Bunu yapmak zorundayım ve yapmaya de mépris.) başlıyorum; İşte Rousseau’nun düşüncelerinin bir bölümü böyle. ‘Bilimde iyi hiçbir şey yoktur. O asla kötülükten başBu bölümden de yeniden görüyoruz ki Rousseau ahlaklı ka bir şey yapmaz, zira o tabiatı bakımından kötüdür. Biolmaya bilime verdiğinden daha fazla önem vermekte ve lim kötülükten ayrılamaz, tıpkı bilgisizliğin erdemden aybilimlerin de ahlakın gelişmesini de sağlayacak şekilde rılamadığı gibi. Öğrenim görmüş tüm insanlar daima yozilerletilmesinin yollarını aramaktadır. laşmış, saflığını yitirmiştir. Tüm bilgisiz insanlar ise er demlidir. Tek kelimeyle, bilim adamları arasında kötüNot: La folle sözcüğünün Türkçede deli, delice, saçlükten başka bir şey yoktur. Hiçbir şey yapmayan insanda ma, çılgınca, yanlış çalışan, ayarı bozuk vb. gibi karşılıkda erdemden başka bir şey yoktur. Bu nedenle bizim yeniları var. Ben yazının genel anlamı çerçevesinde saçma den erdemli insanlar olabilmemizin tek bir yolu vardır. sözcüğünü tercih ettim. Çevirimi kontrol ederek katkıda Bir an önce bilimden ve bilim adamlarından uzaklaşmak, bulunan değerli arkadaşım Güven Kızıltan’a çok teşekkür kütüphanelerimizi yakmak, akademilerimizi de kolejleriederim. Buna her an güncellenen Twitter mesajları, Facebook mesajları ya da epostaları dahil edelim. Y Kuşağı’nın bir mola verip de maruz kaldığı bu “sinyalleri” sindirecek bir saniyeleri bile yok. Dijital göçmenlerin pekiştirmeye, odaklanmaya, derin düşünceye, tefekküre ayırdıkları zaman onlar için tam bir hiçlik. Bağlı değilsem, yeni sinyal alamıyorsam geriye ne kalıyor ki? Hiç! Bir sonraki bölümde bu türden radikal dönüşümlerin insanlık için yeni olmadığını göreceğiz. Matematik Köyü’ndeYGS ve LYS’ye hazırlık kampı Nesin Matematik Köyü’nde üniversite sınavına hazırlananlar için 5 Kasım4 Aralık tarihleri arasında yoğun matematik ve geometri kampı düzenleniyor. Dersleri Mustafa Yağcı ve Ali Nesin verecektir. Hedef kitle: YGS ve LYS’ye hazırlanan lise mezunları Önbilgi: Anlatılacak konular lisede veya dersanede en az bir kez görülmüş olmalı veya bu sınavlara daha önce en az bir kez hazırlanılmış olmalı. Derslerin yarısından fazlasını ilk kez alacak olanlara (konuların fazlalığı düşünülünce tahmin edilen nedenlerden dolayı) önerilmez. Ücret: 30 günlük program, barınma, günde 4 öğün yemek, çay, su ve temel ihtiyaçlar dahil 2.000 TL’dir Kontenjan: 80 kişi Program ve başvuru için: http://www.matematikkoyu.org/etkinlikler/2012ygslys/indexmy.php
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle