02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TEKNOLOJİPOLİTİK rişimlerinde bulunduk. Kuşbakışı özet bu. üyelerinin her birinin görüşleri farklı olabilir. Be• Sivil toplum örgütü olmanın önemi sizce ne nim şahsen onaylamadığım seçim sonuçları diyedir? lim ki % 5 civarındadır, bir başka akademi üyesi • TÜBA’nın başına gelen müdahaleden şu için de bu oran yine yaklaşık %5 kadardır. Her nu öğrendik ki belli akademik değerleri savunmak birimiz için kişisel oyumuzun farklı olduğu adayiçin devletten bağımsız bir yapı gerekli. Bu bir si lar ayni kişiler de değildir. Oysa dışardan yapılan vil toplum örgütlenmesi çatısı altında olmalı. KHK atamalarda tartışmalı durumların payı % 90’lara süreci bizim istediğimiz gibi düzeltilmiş olsaydı bi çıkar. Dünyada tayin yoluyla üye olunan başka bir le, istifa etmezdik belki ama ayrıca bu tür bir ör akademi örneği yok. Mussolini böyle bir akademi gütlenmeye gidebilirdik. Çünkü Türkiye’de daha kurmuş ve devamı gelmemiş. gelişmiş demokrasilerde görülen belli bir anlayış Atıf sayısı, h endeksi gibi sayısal endeksler bir henüz yok: O ülkelerde devletten malî destek alan akademisyenin katkılarını değerlendirmek için anresmî ya da yarı resmi kuruluşlar malî konularda cak bir ön işarettir. Sayısal endeksler yanıltıcı olatabiî ki hesap vermek zorunda, ama o kurum ken bilir. Esas önemli olan kişinin özgün fikir, katkı oladi teknik uzmanlık alanında özerktir ve öyle de ol rak ne ürettiğinin değerlendirilmesidir. Öte yanmalıdır. Gelişmiş demokrasilerinde böyle bir ge dan kişinin çok az sayıda hatta sıfır yayını ve atılenek vardır. fı varsa bu kişinin aslında özgün ve değerli katkı• Bilim Akademisi Derneği’nin temel işlevi ları olması ihtimali de pek yoktur. TÜBA’ya tane olacak? Bilimsel düşünceyi yaymayı mı düşü yinle gelenlerin çoğunluğu için, maalesef, tam da nüyorsunuz? tayin mekanizmasından beklenebileceği gibi, du• Bilimsel düşünce insanlara anlatarak yayıl rum böyle. maz. Bilimsel düşünce yalnızca bilim yapmak için Yeni akademide üye seçim sürecini nasıl hızdeğil, genel olarak toplumun iyi yaşaması için ge landırabiliriz diye düşündük. Yalnızca sayısal enreklidir. Bizim görevimiz bilimle ilgili işleri ör dekslere takılıp kalmadan kalitatif, titiz ve daha neklemektir, kendi varlığımızla ve etkinliklerimizle. hızlı olacağını düşündüğümüz bir süreci uygulamaya İyi bilim yapanları özellikle genç kuşaktakileri bul koyduk. • TÜBA deneyiminden çıkarımlarınız? mak, onları keşfetmek en önemli işlevimiz. • TÜBA’daki 20 yıllık deneyimimiz bize çok TÜBA’nın yaptığı çok iyi bir proje vardı: GEBİP. Dünyada öncü bir girişim olan bu projenin şey kattı. Bir kere birbirimizi tanıdık. Bir akadeamacı genç araştırmacılarımızı keşfetmek, ortaya mi nasıl kurulur, nasıl işler, dışarıdan müdahale naçıkartmak ve onları desteklemektir. sıl önlenir? Deneyimden kayTÜBA’nın bu yeni yapılanmayla bu naklanan yeni fikir ve usulleriGenç Akademisgeleneği devam ettirmesini isteriz. miz var. yenler Burs Ödülü • TÜB A ile ilişk ileriniz Ama açıkçası fazla bir umudum adını verdiğimiz nasıl olacak? Uluslararası topyok. Bilimde kim iyidir değerlendirmesini yapmak, atanmış insanlumda TÜBA yerine sizin taGEBİP projesine ların doğru yapabileceği bir şey denınmanız için ne yapmayı dübenzer ber projeyi ğildir. Bu üyelerin bilimsel liyakat şünüyorsunuz? h a y a t a g e ç i r m e y i kriterlerine bakarak seçim yapabi• TÜBA’ya üyeler ve başplanlıyoruz. leceklerini pek düşünmüyorum. Bikan atanıncaya kadar eski TÜzimse henüz maddî kaynağımız kıBA yönetimi ile dostane ilişkisıtlı. GEBİP projesine benzer bir projeyi hayata ge lerimizi sürdürdük. Ancak atanmış insanlarla çirmeyi planlıyoruz. Genç Akademisyenler Burs TÜBA akademi özelliğini yitirdiği için artık TÜÖdülü. Tam bu sıralarda projenin tanıtımına BA ile kurumsal bir temasımız olmaz. başlıyoruz. İlk başta ne kadar destek bulabilirsek KHK’nin çıkışını izleyen günlerde TÜBA’daki o kadar burs sağlayacağız. üyeler yabancı akademilerde yakın ilişki içinde olİki senelik bir dönemi kapsayacak olan bu bur dukları kişileri arayarak durumu anlattılar. Nature, su yılda 10.000 TL olarak belirledik. Ayrıca 2.000 Science gibi saygın bilim dergilerinde hükümetin TL de akademiye katkı sağlanacak. Böylece 2 yıl müdahalesini kınayan yazılar çıktı. Biz sadece haiçin toplam 24.000 TL bağış gerekiyor. Bu pro ber verdik. Çabuk ve kuvvetli bir destek geldi. Bunjeye destek sağlayacak kurumlar ve kişiler için pro lar uluslararası akademik toplumun doğal reaksijeyi tanıtan bir dosya hazırladık. Ödüllendirilen yonudur. Bizim yabancı onursal üyelerimiz aragenç araştırmacıların çalışmalarını izleyecek ve ta sında şimdiden Royal Society ve Academie Frannıtacağız. Böylece kaynak ayıran ya da ayırmayı çaise des Sciences’ın eski başkanları, Network of düşünen bağışçılarımız nasıl ve kime destek ol Academies of Sciences of Islamic Countries – NASIC’in başkanı, The British Academy’nin başkaduklarını bilecek. Bu söyleşiyle destek toplamak için kamuoyu nı var.Bilim Akademisi olarak yurtdışındaki akana ön çağrımızı da yapmış oluyoruz (Bağış için bil demiler birliklerine üye olmak için başvuruda bugi: www.bilimakademisi.org ). Yaratacağımız kay lunmaktayız. • Siz de TÜBA gibi politik sorunlardan uzak nağa göre belli sayıda Burs Ödülü oluşturarak önümüzdeki aylarda genç akademisyenleri başvuru yap durma çizgisi mi izleyeceksiniz? maya çağıracağız. Projenin tanıtımında ve kaynak • Akademiler günlük politika ile değil, bilim, arayışında medyanın ilgisine ihtiyacımız var. araştırma ve eğitim ile ilgili konularla ilgilenme• Hükümetin TÜBA’ya müdahalesinin altında li. Bu konular da çoğu zaman politika ile içiçe geşu iddia yatıyordu: “Seçkinci bir kurumu daha ge lişir. Güncel olarak 4+4+4, üniversitelerde temel niş bir bilim çevresine açmak.” Bu iddianın doğ bilim bölümlerinin geleceği gibi konular elbette ru olduğunu düşünüyor musunuz? bizi ilgilendiriyor. Doğa bilimleri, matematik, • Üye seçiminde standartları düşürmemek için sosyal ve beşeri bilimlerde temel akademik araşince eleyip sık dokumak gerekir. Ancak bu süre tırmaların iyi bilim politikalarıyla desteklenmesi ci çabuklaştırmak ve kolaylaştırmak da gerekir. gerekir. Kuruluş sürecinde bulunduğumuz için kenTürkiye’de tüm üniversitelerin TÜBA’da eşit di çalışmalarımızı, raporlarımızı oluşturmaya heoranda temsil edilmediği doğru. Ama bu dünya nüz zaman ve imkânımız olmadı. nın her yerinde böyledir. Örneğin 4+4+4 kararı konusunda sitemizde Değerli bir bilim insanının bir akademiye üye (http://www.bilimakademisi.org) uzman kişi ve kuseçilmesi veya seçilmemesi konusunda o akademi rumların çalışmaları yer alıyor. Baha Kuban [email protected] Teknolojik değişimin toplum tarafından denetlenmesi ve biçimlendirilmesi talebinin, bugün teknolog ve bilimcilerin pek çoğunun tüylerini diken diken ettiğine kuşkum yok! uzman kişi’dir. ‘Uzman’ın Çağın en önemli eserlerinden bir şüphesiz ‘u günümüz maceralarında başka zaman söz ederiz, ancak uzman olmayan sıradan insanın görüşleri, beklentileri maalesef ve özellikle katılım kültürü gelişmiş, eğitim düzey yüksek toplumlarda giderek daha çok ve sıklıkla hiç burunlarını sokmamaları gereken alanlarda, uzmanlarına bırakılması gereken teknik alanlarda bile boy göstermeye başladı! Bu talep ve görüşlerin artan biçimde en azından kavramsal olarak ilgili literatüre ve bazı ülkelerde çeşitli pratik uygulamalara girdiğini söyleyebiliriz. Buna karşılık, tek tük örnekler dışında ‘paranın’ ve ‘sermaye’nin teknik değişimin yönünü belirlediğini, borusunu öttürmeye devam ettiğini gözlemek mümkün. Yine de Avrupa Birliği’nin ‘gelecek sorgulamaları’ olarak adlandırabileceğimiz ‘forsayt’ programlarının, yeni teknolojilerin ve bunların ekonomiye katkılarını öngörme egzersizleri olmaktan, toplumun gelecekteki taleplerinin ve gereksinimlerinin öngörülmeye çalışıldığı, toplumsal teknoloji öngörü egzersizlerine dönüştüğünü izleyebiliyoruz. 1945’de ABD Bilim Teknoloji Politikası’nın temel düsturu haline gelene Vannevar Bush’un “Bilim, Sonsuz Sınır” sloganından (Science, the Endless Frontier), 1997’de Avrupa Komisyonu Bilim, Araştırma ve Gelişme Direktörlüğünün “Toplum, Sonsuz Sınır ” sloganına gelinmiş, bayağı bir yol. Avrupa sanayisinin rekabet üstünlüğünün ABD ve Japonya karşısında gerilemesi nasıl ‘yenilik politikalarının’ yeniden ele alınmasının temel nedeni olduysa, çevre sorunları ve özellikle GDO’lu (genetiği değiştirilmiş organizmalar) gıdalar konusundaki kamuoyu tepkileri toplumsal algının ve taleplerin önceden hesaba katılması konusunda bir baskı oluşturdu. Şirketler bu durumu halkla ilişkiler evreninde bir iletişimsizlik olarak görme eğiliminde olsalar da, karar vericiler ve kamusal fonların Arge’ye aktarılmasında öncelikleri saptayanlar bu baskıları kesinlikle hissettiler. 1990’larda başlayan “öngörü” furyası Türkiye dahil pek çok ülkeyi etkiledi. Buna karşılık bu programların toplumsal faydası ve uygulamaya etkileri hâlâ tartışılıyor. Toplumsal taleplerin, yaşam kalitesi beklentilerinin teknik değişim dinamikleri ile karşılıklı etkileşimini hesaba katan çalışmalar arasında Alman ‘Futur Process’ , İngiliz Teknoloji Öngörü Programı, Avusturya Delfi Raporu sayılabilir. Bu çalışmaların odağında agrotarım teknolojilerinin, yaşam bilimlerindeki uygulamaların ve tekniklerin gelmesi şaşırtıcı değildir. ‘Deli dana’ olayı ve tavuk endüstrisinde kamuoyunun kanını donduran gelişmeler, GDO‘lu ürünler konusunda Avrupa’da yaşanan pazarlama fiyaskoları ve tüketici boykotları, biyoteknolojinin bu en yaygın potansiyel uygulama alanlarındaki teknolojik gelişime daha yakından bakılması gereksinimini doğurdu. Yaşam alanlarında toplumsal taleplerin teknolojik öngörülere dahil edilmesinin temel nedeni olarak Avrupa toplumlarının demografik değişimi gösterilir. Yükselen yaşam standartları, yaygınlaşan sağlık hizmetine bağlı olarak artan yaşam süresi beklentileri ve düşen doğum oranları bu toplumların ortalama yaşlarını hızla yükseltmekteydi. Çeşitli hesaplamalara göre 20202030 toplumunda 75 yaş üstü nüfus oranları bugüne göre iki misli artmaktaydı. Bu durumda toplumda sıklığı ve tedavi ihtiyacı artan hastalıklar kalp damar hastalıkları, kanser, şeker, nörodejeneratif hastalıklar olmaktaydı. Ayrıca işlevsel zaafları giderecek biyomedikal araç gereç teknolojilerinde yenilikler de önemli olmaktaydı. Dolayısıyla, pek çok ülkenin genel öngörü çalışmalarında yaşam bilimleri önemli bir yer tuttu. Her iki öngörü alanına baktığımızda nasıl bir sonuca varmalıyız? Sağlık alanı süregiden özelleştirmelerle artan şekilde ticarileşmeye açıldıkça yani pazar büyüdükçe, şirketlerin bu genişleyen pazara sunacakları teknoloji ve servisler gerçekten yaşam bilimleri alanıdaki öngörülerde saptandığı gibi, geleceğin toplumsal gereksinimleri ile uyumlu olabilir miydi? Buna karşılık agrogıda sektörlerinde kamuoyuna malolan çatışma ve polemiklerin gösterdiği gibi toplumsal geresinimlerle özel çıkarlar çatışmakta mıydı? Gelecek yazıya bakmaya çalışalım… Kimin Geleceğini Öngörmek? CBT 1330/9 14 Eylül 2012
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle