Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
kontenjanları boş kaldı Ama ilahiyat fakültelerinin 8 bin kontenjanının hepsi doldu!!! Prof.Dr. Kemal Kocabaş, kemal.kocabas@deu.edu.tr 2012ÖSYS sonuçları: Temel bilim kültelerine formasyon olanağı vermek, sonra vazgeçmek şeklinde gelişen dalgalanmaların öğrencileri etkilemediği söylenemez. YÖK’ün yanlış planlamaları, artan vakıf üniversiteleri sayısı, mutlak gelecek kaygısı, eğitimin tüm kademelerinde ve orta öğretimde eğitimin niteliğini kaybetmesi, ilk ve orta öğretim süreçlerinin öğrencilerde fen okur yazarlığı üretememesi, öğretmen yetiştirmedeki nitelik kaybı sıralanabilecek nedenler olarak gösterilebilir. Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi, bilimsel ve teknoloji üretimi için “Temel Bilimler” yaşamsal önemdedir. Matematik, fizik, kimya ve biyolojideki gelişmeler, bilimsel bilginin temelidir. Temel bilimsiz üniversite ve araştırma düşünülemez. O nedenle üniversiteler ve YÖK bu konuda çok acil, radikal önlemler alarak bu sorunun çözümünü aramalıdırlar. YÖK ve üniversiteler KüreselleşmeBologna süreçleri derken, ortaya çıkan bu sorunun çözümü için ülkenin kendine özgün kazanımlarından yararlanmanın yollarını aramalıdır. ÖSYS2012 sonuçları incelendiğinde, eğitim fakültelerinin İlköğretim fen bilgisi, fizik, kimya, matematik, biyoloji öğretmenliklerinin kontenjanlarını büyük oranda doldurduğu görülmektedir. Öğrencilerin bu fakültelerdeki alt yapıyı, öğretim üyesi potansiyelinin ne olduğundan çok “öğretmen olmak ve atanmak” kaygısıyla bu tercihleri yaptıkları açıktır. 1959’ta Türk Eğitim Sistemine giren “Yüksek Öğretmen Okulu” modeli sorunun çözümü için bir çıkış olabilir. Bugün çok açık ki fen fakültelerinin gerek öğretim üyesi niteliği, sayısı, gerekse laboratuar olanakları potansiyelleri nedeniyle eğitim fakülteleri öğrencilerine “alan eğitimi” verilmesi konusunda çok daha uygun koşullara sahiptir. Bu nedenle eğitim fakültesi fen alanlarına gelen öğrencilerin alan derslerini fen fakültelerinin ilgili bölümlerde görmesi 3.veya 4. sınıfta hayır ben öğretmen değil de bilim yapacağım diyen öğrencilerin fen fakültesi programlarında kalması sağlanabilir… Yani fen fakülteleri ile eğitim fakültelerinin ortaklaştırıldığı bir çözüm önerisi… Bu bağlamdaki arayış bir bilimsel toplantıda tartışılarak geliştirilebilir. Bir diğer önlem de YÖK’ün temel bilimlerde öğrenim görecek öğrencilere burs, yurt vb. gibi “pozitif ayrımcı” politikalar üretmesiyle olanaklı olabilir. ÖSYS2012 sonuçları ülkenin içinde yaşadığı toplumsal tartışmalardan bağımsız değil. Yerleştirme sonuçları öğrencilerin temel bilimlerden, yani bilimsel bilgiden uzaklaşmasına ilişkin ipuçlarını sergilemektedir. ÖSYS2012 sonuçları akıl ve bilimin ışığında çok farklı bakışlarla mutlaka değerlendirilmelidir. 18 Ağustos Cuma günü 2012ÖSYS sonuçları açıklandı, bu hafta da üniversitelere kayıtlar başladı. 2012ÖSYS sonuçları çarpıcıydı. Gerek öğretim üyesi potansiyeli, kurumlaşma potansiyeli, gerekse laboratuar olanakları ve özellikle SCI kapsamında yayın üretiminde diğer fakültelere göre “görece” iyi durumda olan fen ve fenedebiyat fakültelerinin “matematik, kimya, biyoloji ve fizik” bölümlerinde ilan edilen kontenjanlarda büyük boşluklar ortaya çıkmıştı. 15 yıldır öğrenci yetiştiren üniversitemiz fizik bölümünün birinci öğretiminin 65 kişilik kontenjanına sadece 4 öğrenci yerleşmiş, ikinci öğretimin 65 kişilik kontenjanına hiçbir öğrenci yerleşmemişti. 1961’den beri öğrenci yetiştiren Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümünde 93 kişilik birinci eğitim kontenjanına 17 öğrenci yerleşirken ikinci öğretime hiçbir öğrenci yerleşememişti. Sonuçlar düşündürücüydü… ÖSYS2012’nin genel yerleştirme sonuçlarına baktığımızda, toplam 80 bin 228 kontenjan boş kaldı. Kontenjan boşluğunun 51 bin 321’i devlet üniversitelerinde iken, 28 bin 907 kontenjan boşluğu da vakıf üniversitelerinde oluştu. 2012ÖSYS sonuçlarının en çarpıcı sonuçları, yerleştirme için temel koşul olan 180 taban puanı aşan öğrenci oranındaki gerilemedir. 2010’da taban puan 180 (YGS)’yi aşan öğrenci oranı %82.93 iken, bu oran 2011 yılında %79.60 ve 2012 yılında %72.32’ye düştü. Bu sonuçlar Türkiye’deki eğitim sisteminin nitelik kaybını ortaya koyan PISA200320062009 sonuçları, değişik kuruluşların yayınladıkları eğitim raporlarındaki nitelik kaybı saptamalarını doğrulamakta. Türkiye’nin eğitimdeki nitelik kaybını önleyecek bir eğitim reformuna gereksinimi var. 4+4+4 olarak ifade edilen ve tüm okulları İmam Hatiplere dönüştürmeyi hedefleyen sistem, eğitimin niteliğini daha da düşürecektir. Bu anlayışla Türkiye’nin en büyük 10 ekonomi arasına girmesi, insani gelişmişlik endeksinde daha iyi noktalara çıkması ve kişi başına düşen ulusal gelir oranını yükseltme olanağı yoktur. Bu yılki yerleştirme sonuçlarına bakılırsa öğrencilerin tıp ve hukuk fakültelerine ilgileri öne çıktı. Kontenjanları arttırılan din dersi öğretmenliği (4066) ve ilahiyat fakültelerinin (8 bin 957) kontenjanlarının tümüyle dolduğu görülüyor (!). Boğaziçi, İTÜ, ODTÜ, Yıldırım Beyazıt, Konya Necmettin Erbakan, Marmara, İstanbul, Hacettepe ve Yıldız Teknik Üniversiteleri en çok kontenjanlarını dolduran üniversiteler iken, Süleyman Demirel, Selçuk ve Dumlupınar Üniversitelerinde “görece” kontenjan açıklarının daha fazla olduğu basına yansıyan açıklamalarda görülmektedir. ÖSYS2012 yerleştirme sonuçları YÖK’ün, üniversitelerin, fen fakültelerinin “Temel Bilimler” bazında yeniden düşünmelerini gerektirecek sonuçlar ortaya koydu. Üniversitelerimizdeki tüm matematik bölümlerinin 11 bin 294 kontenjanına 5 bin 455 öğrenci yerleşti (yüzde 48.8), 5 bin 839 kontenjan boş kaldı. Kimya bölümlerindeki 5 bin 883 kontenjanına 1969 öğrenci yerleşti (yüzde 33.4), 3 bin 914 kontenjan boş kaldı. Biyoloji bölümlerindeki 5 bin 862 kontenjanın 1699’na (yüzde 29) öğrenci yerleştirildi, 3 bin 914 kontenjan boş kaldı. Fizik bölümlerinin 2 bin 373 kontenjana 555 öğrenci yerleşmiş (yüzde 23.3), 1818 kontenjan boş kaldı. ÖSYS2011 sonuçları, aslında 2012’de böyle bir sonucun doğmakta olduğuna ilişkin ilk verileri vermişti. Son ikiüç yıla kadar yaklaşık 4 bin 500 öğrenci fizik bölümlerine yerleşirken 2011 yılında bu sayı 1500 rakamına, bu yıl da 555’e düştü. Fizik bölümleri adeta dibe vurdu. Şubat 2012’de Gazi Üniversitesi’nde Türk Fizik Derneği Ankara Şubesinin fizik bölüm başkanları ve YÖK yetkilileri ile beraber yapılan toplantıda sorun tartışılmıştı. Alınan kararlar uygulamaya katılmayınca özellikle fizikte bu kötü sonuçlar ortaya çıktı. Temel Bilimlere yönelik öğrencilerin isteksizliğine yönelik çok farklı nedenler sıralanabilir. YÖK’ün eğitim fakülteleri ve fen fakülteleri arasındaki ilişkileri, ortaklaşmayı düzenleyememesi bu sonucu doğuran en önemli neden. Önce fen fa NEDENLER ÜZERİNE TIP VE HUKUKA İLGİ CBT 1330/19 14 Eylül 2012 sı ve tedavi seçeneklerinin bu doğrultuda şekillendirilmesi rasyonel yaklaşım olacaktır. Şimdi de evrimsel tıp kavramının dünyadaki uygulamalarına bakalım. Türkiye’de halen tıp fakültelerinde öğrencilere anlatılmakta olan temel tıp bilimleri dersleri özellikle öğrenim sürecinin ilk iki yılını kapsamaktadır ve bu dersler birbirlerinden bağımsız konularmış gibi sunulmaktadır. Batı’ da, bu kopukluğun öğrencilerin meslek hayatlarına başladıklarında yüz yüze geldikleri durumlar karşısında sorun yaşayabileceklerinin farkına varılmış ve bu sayede, konu üzerine (tıp fakültelerinde evrimsel tıp öğrenimi) bilimsel çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Her geçen gün konuyla ilgili olarak pek çok kitap, makale yayınlamakta ve çeşitli ülkelerde çalıştaylar düzenlenmektedir (6). Bu çalışmaları örneklendirmek gerekirse; ABD’ deki Yale Üniversitesi’nde Evrimsel Tıp (Evolutionary Medicine) ders olarak üniversitenin ilk yıllarında okutulmaktadır. Yine ABD’de Michigan Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Prof. Dr. Randolph M. Nesse başkanlığında Evrim ve İnsan Adaptasyon Programı (Evolution and Human Adaptation Program) adlı bölümlerde ileri çalışmalar yürütülmektedir (7). (İlgili okurun yakından bildiği gibi Türkiye’de hâlâ bazı bilimden, bilimsel çevrelerden ve bilimsel gelişmelerden habersiz olan bir kısım insan, Evrim Kuramı’nın artık Batı’da kabul görmediğini ve Batılı bilimcilerin bu kuramın yanlışlığını kabul ettiği şeklinde hiçbir gerçekliği olmayan tamamen kendi temennilerini bilimsel gerçekmiş gibi internet ve televizyon ya da yazılı yayın organlarında belirttikleri günümüzde, sanırım Yale gibi bir üniversitede bu dersin okutulmasının okuyucu tarafında bilinmesi yararlı olacaktır). Yale Üniversitesi’ndeki öğretim üyelerinden Prof. Dr. Stephen C. Stearns başta olmak üzere bilim adamları konuyu detaylı bir şekilde derslerinde anlatmaktadırlar. Konuyla ilgili okuyucu internetten bu derslere ücretsiz olarak erişip, dinleyebilmektedir (8). Gerçek, gözümüzü kapatsak da oradadır ve diğerlerinden önce gözlerini açıp gerçeği görenler onu elde edip ilerliyorlar. Umarım evrim kuramının gerçekliğini daha fazla zaman kaybetmeden görüp gerekli önlemleri alabiliriz. KAYNAKLAR Theodosius Dobhzansky; 1974; American Biology Teacher, volume 35, pages 125129. Randoloh M. Nesse, George C. Williams; 1996;Why We Get Sick The New Science of Darwinian Medicine.(Vintage Books, New York, USA) Stephen C. Stearns, Jacop C. Koella; 2007;2nd Edition; Evolution in Health and Disease.(Oxford University Press, Oxford, UK) Randolph M. Nesse, Carl T. Bergstrom, Peter T. Ellison, Jeffrey S. Flier, Peter Gluckman, Diddahally R. Govindaraju,Dietrich Niethammer, Gilbert S. Omenn, Robert L. Perlman, Mark D. Schwartz, Mark G. Thomas, Stephen C. Stearns, David Valle.2010; Making evolutionary biology a basic science for medicine Proc. Natl. Acad. Sci;Vol.10718001807. JC Stephens et al. 1998; Dating the origin of the CCR5Delta32 AIDSresistance allele by the coalescence of haplotypes. Am J Hum Genet Jun;62(6):150715 AAMCHHMI Scientific Foundation for Future Physicians Committee (2009) Scientific Foundations for Future Physicians (American Association of Medical Colleges and Howard Hughes Medical Institute, Washington, DC). http://www.rcgd.isr.umich.edu/ehap/ http://w ww .y ou tu b e.c om /u se r/Y a leC o urse s ?fe ature = g uu#p/c/6299F3195349CCDA/0/VjgHd6HKtvE