24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GLION DEKLARASYONU – 2 Üniversitelerdeki Meslektaşlarımıza Çağrı... Ülkenize, Bölgenize ve Tüm Dünya Toplumuna Karşı Sorumluluklarınızın ve Onlar İçin Üretebileceğiniz Faydaların Farkında Olun… Türkçeleştiren: Burak Kılanç, İstanbul Kültür Üniversitesi, ARGE Merkezi Yöneticisi, arge@iku.edu.tr Bu çerçevede: 3. Yeni Bilgi Teknolojilerini Kullanılmalıdır. Bilgi teknolojileri, yukarıda sözedilen işbirliklerini, ister yöresel ister küresel boyutta olsun, mümkün kılmaktadır. Eskiden hayal bile edilemeyen simulasyon ve deney imkanları, bu teknolojilerin sağladığı disiplinlerarası yapıda hayat bulmaktadır. Üniversitenin işlevlerinin öğrenme, araştırma ve kamu hizmeti konularında tam kapasite ile kullanılması isteniyorsa, üniversite kendi yapısında ve üyeleri arasında esnekliği, girişimciliği, yenilik arayışını ve düşünce özgürlüğünü teşvik etmelidir. 4. (Üniversite Olarak) Kamu Hizmeti Yapıldığının Farkında Olunmalıdır. Unutulmamalıdır ki, otonom ve bağımsız yapılarına rağmen, üniversitelerin toplumsal zorunluluk ve sorumlulukları vardır. Üniversite otonom yapısını, toplumdan soyutlanmanın, topluma karşı ilgisizliğin ya da akademik yaşam biçiminin bir açıklaması olarak görmemelidir. Bunun tersine otonom yapı, topluma fayda sağlamaya yönelik, bağımsız katkılar, tarafsız görüşler ve tarafsız mesleki hizmetler üretmenin bir aracı olmalıdır. 5. Yeni Kurumsal Yapılanma, Esnek Kariyer Yolları ve Seçici Destek Kavramları Benimsenmelidir. Yaratıcı sezgi ve etkin öğrenme sağlamak, sorumlu kamu hizmeti üretmek için yeni yollar oluşturulmalıdır. Yüzyıllar boyunca üniversiteler büyük zorunluluklara ayak uydurmak ve fırsatları değerlendirme konusunda çok başarılı olagelmişlerdir. Ancak günümüzde, akçasal darboğazlar nedeniyle, yeni yapılanmalar “eklenme” şeklinde değil “yerine geçme” şeklinde olmaktadır. Bu durumda, mevcut hiyerarşik kurumsal yapı zorlanmakta, yeni atama ve görevlendirme kurallarına gerek duyulmakta, yeni akçasal destek yöntemleri aranmaktadır. Üniversitelerin, yaşanan büyük değişim ve fırsatlara etkin şekilde karşılık vermesi, ancak geçmişte kalmış yapılarını değiştirmeleri, hantal uygulamaları bir yana bırakmaları, dar ve katı kariyer yollarından vazgeçmeleri ile mümkün olabilecektir. 6. Yeni Yönetim ve Liderlik Yöntemleri Geliştirilmelidir. Etkin öğrenmeyi, yaratıcı bilimselliği ve sorumlu hizmet üretimini sağlamanın ve arttırmanın yolu budur. Üniversiteler, etkin, duyarlı ve katılımcı bir yönetim dokusu içinde büyüyüp gelişmişlerdir. Bu yaklaşım, 1. toplumsal temsil ve kamu gözetimi, 2. kurum içi ortak (katılımcı/paylaşımcı) yönetim, ve 3. – görüşbirliği ile kısa süreler için belirlenmiş idari liderlikten oluşan üçlü bir dokudur. Farklı yer ve zamanlarda, detayların farklılaştığı görülse de, bu üçlü dokunun hem etkin hem de sağlam olduğu anlaşılmıştır. Ancak günümüzde bu dokunun üzerinde baskılar oluşmaktadır: Devlet ağırlığının çok olduğu bazı yönetimler fazlasıyla politik olabilmekte, daha önceden tanınan haklar üzerinde otorite kurmaya çalışabilmektedir, Bazı ülkelerde bakanlık ya da devlet kurumları üniversitelerin içişlerine (mikro düzeyde) karışabilmektedir, Bazı üniversitelerde senatolar güçlerini istedikleri konuyu ön plana çıkarmak, atılacak adımları geciktirmek ya da önerilen reformaları önlemek için kullanabilmektedir, İdareciler bazı üniversitelerde çok zayıf kalabilmekte, bazılarında ise anlamsız oranda iddialı olabilmektedir. Etkin yönetim uygulamaları sayesinde çıkar çatışmaları, karasızlıklar, yetki çakışmaları ve verilen tavizler ortadan kalkmaktadır. Günümüzün çağdaş üniversiteleri, en iyi durumda etkin katılımcı yönetim modelini benimserken, en kötü durumda, bürokratik bilinçsizlik içinde verimsizliğin kurum kültürü haline geldiği şekilde yönetilmektedir. Üniversiteler, tüm paydaşları ile ortak çaba içinde, faaliyetlerinin etkinlik, duyarlılık ve mükemmelliği yakalamasını sağlamalı ve böylece, çoğulcu yönetim ve açıklık kavramlarından faydalanmayı sürdürmelidir. Bu, üniversitelerdeki yetki ve sorumlulukların açıkça ve yeniden tanımlamalarını gerektireceği gibi, rektörlük işlevinin ve bu göreve atanmanın gereklerinin tekrar değerlendirilmesi ve geliştirilmesini gerekli kılabilir. 7. Topluma Karşı Güvenilir ve Sorumlu Olma Zorunluluğu Kabullenilmelidir. Üniversitenin yaşamını sürdürmesini sağlayan toplumun kendisidir. Bunu devlet ödenekleri, vergi uygulamalarındaki muafiyetler, gerçek ve tüzel kişilerin yardım ve katkılarının yanı sıra, sunulan hizmetler karşılığı üniversiteye ödenen öğrenci katkı payları, barınma ve sağlık ücretleri vb ile sağlar. Toplum açısından üniversite, elindeki kaynakları basiretli şekilde kullanma konusunda şeffaf, güvenilir ve sorumlu olmalıdır. Tüm bu özellikler, üniversitenin finansal raporlama ve finansal denetim konularında tam anlamıyla açık olmasını gerektirir. Ancak bu yaklaşım, ister üniversite içinden olsun ister dışından, politik baskılara, popüler beklentilere, toplumun isteklerine, bilimdeki geçici modalara, toplumsal kaprislere ayak uydurmak ve bunları kabul etmek anlamına gelmemelidir. Üniversite, “çıktı”larından, bilimselliğinin bütünlüğünden, mesleki standardlarının kalitesinden, yargılarının tarafsızlığından ve mezunlarının rekabet gücünden uygun ölçüde sorumlu ve bu konularda güvenilir olmalıdır. Tüm bunların ötesinde, üniversite bağımsızlığını sürdürmeli, ne dış baskılardan ne de iç çıkar odaklarından etkilenmeli, ancak bu arada değişen bilgi ve toplumsal gereksinimler ışığında seçici, sorumlu ve hassas bir değişimi gerçekleştirebilmelidir. Bu konudaki çabalardaki en ufak bir azalma, üniversitenin güvenilirliğini zedelediği gibi, temel işlevlerini yeterince yerine getirmesini engeller. 8. Akademik Yaşamın “Değişmez Değerlerine” Sadık Kalınmalıdır. Değişen hedeflerin ve henüz yerleşmemiş değerlerin yaygın olduğu günümüz toplumunda, üniversite “doğru veri ve güvenilir bilgi”den, ve hatta “faydalı bilgi ve güvenilir niteliklerden” daha öte birşey olmalıdır. Üniversite • sadece bilginin değil, bilginin dayandığı temellerin • yalnız mesleki yetkinliklerin değil, bu mesleki yetkinliklerin dayandığı etik kuralların • sadece bilimsel sezgi, disiplinli öğrenme ya da geniş anlama yetisinin değil, tüm bunları mümkün kılan araç ve yöntemlerin koruyucusudur. Üniversite, kurumsal yaşamı süresince yürüttüğü tüm etkinliklerinde, varlığının ve bilgisinin temelini oluşturan aşağıdaki değerlere bağlı kalmalıdır: • bütünsellik bir gerekliliktir, • mükemmelik sıradandır, • izlenecek yol akılcılıktır, • takınılacak tutumun nezakettir, • tüm ilişkilerde açık olunur, • zorunluluklar sorumluluk olarak değerlendirilir. İçinde bulunduğumuz binyılın son dokuzyüz yılı süresince, üniversiteler yukarıda söz edilen “değişmez değerler”e bağlı kalan kurumlar olarak topluma faydalı hizmetlerde bulunmuşlardır. Yeni binyılda üniversitelerin etkinliklerini sürdürebilmeleri, bu “eski değerler”e sahip çıkarken, önlerine çıkan sorun ve fırsatlara yaratıcı biçimde karşılık verebilmeleri ile mümkün olacaktır. Üniversiteler ile toplumun diğer kesimleri arasındaki toplumsal uzlaşmanın yeniden oluşturulması zamanı gelmiştir. Gelecek, bu uzlaşmanın üzerine, ilgili tarafların liderlerinin ortak hedeflere ulaşmak üzere yapacakları çalışmalar ile kurulacaktır. Prof. Paolo BLASI, Floransa Üniversitesi Rektörü, İtalyan Rektörler Konseyi Başkanı, Uluslararası Üniversiteler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. James J.DUDERSTADT, Michigan Üniversitesi Eski Rektörü Prof. David P.GARDNER, William ve Flora Hewlett Vakfı Başkanı, Kaliforniya ve Utah Üniversiteleri Eski Rektörü Prof.Hans Van GINKEL, Tokyo Birleşmiş Milletler Üniversitesi Rektörü, Uluslararası Üniversiteler Birliği Başkan Yardımcısı, Avrupa Üniversiteleri Birliği Başkan Yardımcısı Prof. Werner Z. HIRSCH, Kaliforniya Üniversitesi (Los Angeles) Ekonomi Bölümü Prof. Stanley O. IKENBERRY, Amerikan Eğitim Konseyi Başkanı, Illinois Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Charles F. KENE L, Scripps Oceanografi Enstitüsü Direktörü, Kaliforniya Üniversitesi (San Diago) Rektörü* Dr. Guy NEAVE, Uluslararası Üniversiteler Birliği Araştırmalar Direktörü Prof. Howard NEWBY, Southampton Üniversitesi Rektörü*, Birleşik Krallık Rektörleri* Komitesi Başkan Yardımcısı Prof. Jacob NUESCH, Kızılhaç Uluslararası Komitesi Üyesi, Zürih Federal Teknoloji Enstitüsü Eski Rektörü Bay Peter PREUSS, Preuss Vakfı Başkanı, Kaliforniya Üniversitesi (Mütevelli Heyet) Başkanı Prof. Frank H.T. RHODES, Cornell Üniversitesi Eski Rektörü Bayan Auriol STEVENS, Times Gazetesi Yükseköğretim Eki Editörü Prof. ChangLin TIEN, Kalifornia Üniversitesi (Berkley) Eski Rektörü Prof. Martin THOW, Kalifornia Üniversitesi (Berkley), Kamu Politikası Enstitüsü Prof. Dennis TSICHRITZIC, Genova Üniversitesi, Alman Ulusal Bilgi İletişim Teknolojileri Araştıma Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Alan WAGNER, OECD Eğitim, İstihdam, İşgücü ve Sosyal İşler Başkanlığı Yöneticisi Prof. Luc E. WEBER, İsviçre Rektörleri Uluslararası İlişkiler Konseyi Üyesi, Uluslararası Üniversiteler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, Genova Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Harold M. WILL IAMS, Getty Vakfı Eski Başkanı, Kaliforniya Üniversitesi Eski (Mütevelli Heyet) Başkanı Prof. Hei de ZIE GLER, Alman International Üniversitesi Başkanı, Stuttgart Üniversitesi Eski Rektörü *: ViceChancellor. İngiliz Üniversitelerinde rektörlük onursal bir ünvandır. Türkçe’ye rektör yardımcısı olarak çevrilebilecek ViceChancellor, bu üniversitelerde alışılagelmiş rektörlük işlevlerini yerine getiren kişidir. Katkıda Bulananlar ve İmzalayanlar CBT 1330/ 13 14 Eylül 2012
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle