Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ROUSSEAU, TARTIŞMAYA DEVAM: ‘Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır!’ “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.” Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak: İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İ.Ü. Yayınları Russel: “Yanılıyor olabilirim.” layalım,” diyor. İngilizce öğretmeni Mr. Lowett’in “Voltaire yaşasaydı Fransız devrimi yapılamazdı” görüşü dahi bağışlanabilir ama irdelenemez bir akıl yürütmedir ne tarih ne de bilim. Voltaire öldü, devrim yapıldı. Fransa giyotine gönderdiği yurttaşlarından yüz yıllar sonra özür bile diledi (1990). Davies’e göre, “Rousseau romantizmi felsefeye engel değildi!” Ne aydınlanma yıkıldı ne de romantizm! Bilim, denemeyanılma ile gelişir. Yanılma özgürlüğü ve hoşgörüsü yoksa nasıl gelişir? Şükran Demiralp’in CBT’de dile getirdiği “Bilim ve Etik” sorunu budur. “Kendini bil”meyi yüce “erdem” sayan Yunus Emre sormuştu, “Sen kendin bilmez isen bu nasıl okumaktır?” Osmanlılar “Üslubu beyan aynıyla insan!” (Konuşma tarzı kişinin aynasıdır) demişler. Ciddi fikir ve kaygıları “komik” bulup küçümseyen, eleştirmenlerine “at gözlüklerinden arınmayı” öneren bir bilim mücahidi ile tartışmaya burada son veriyorum. Devam edeceklere, karşı görüşlere ve tartışmalara açık tuttuğunuz CBT’ye başarılar dilerim. Saygılarımla. Bozkurt Güvenç Sayın Bursalı, Sona erdi erecek gibi görünen Rousseau tartışması, A.M. Celal Şengör’ün CBT (1329)’de eleştirmenlere “Aydınlanmanın kararması” yanıtıyla sanki sürecek gibi görünüyor. Tartışma, Rousseau’nun aydınlanma felsefesine katkısından çok, sanıyorum, Şengör’ün Rousseau’yu “Erdemsiz bir akıl ve bilim düşmanı” suçlamasıyla alevlendi. Gergin ve uzun bir bekleyişten sonra, maksadını aşan bu yazı için, özür değilse bile, “üzgünüm” açıklaması beklenirken, Şengör, eleştirmen Dr. Samuel Johnson’un ‘Rousseau toplumun dışına itilmesi gereken bir “alçak”tır görüşüne’ yer vermekle de yetinmedi; eleştirmenlerine yakın çağ ve uygarlık tarihi okumalarını ve anlamaya çalışmalarını önerdi. Norman Davies’in Avrupa Tarihi’nde (1996) Rousseau’yu, Will ve Ariel Durant’ın Batı Medeniyeti Tarihi’nde (1965) “Voltaire’in Aydınlanma Çağı”nı yeniden okuyorum. Tarihler, Voltaire’e saygılı ama Rousseau’ya da geniş yer veriyor. Russell da bilimsel kuşkuyu elden bırakmıyor. ‘İnançlarınız uğruna hayatınızı verir misiniz?’ sorusuna, “Elbette hayır. Ne de olsa, yanılıyor olabilirim,” diyor. Voltaire, yanılma kuşkusunu daha genel tutuyor: “Hepimiz hata yapabiliriz, birbirimizin hatalarını bağış Cumhuriyet BİLİM VE TEKNOLOJİ Türkiye’nin Haftalık Bilim Haberleri ve Kültürü Dergisi Sayı: 1330 14 Eylül 2012 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç GENEL YAYIN YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU MÜDÜR Miyase İlknur GÖRSEL YÖNETMEN Tüles Hasdemir Samuel Johnson’un JJ Rousseau’u sevmesine imkân yok JeanJacques Rousseau tartışmalarını takip ediyorum. Celal Şengör’ün verdiği referanslar hep İngiltere kaynaklı. İngiltere, Fransız Aydınlanması’nı geleneklerle köprüleri çok kesin bir şekilde attığı için sevmez. Zaten daha sonra yükselişe geçen Edmund Burke’lü muhafazakârlık da Fransız Aydınlanması’na tepkidir. Yazıda bahsi geçen Samuel Johnson’un JJR’ı sevmesine imkân yoktur.. İnsan olarak da sevilmez döneminde, biliyorsunuz Emille diye pedagoji kitabı yazıyor ama öz çocuklarını elleriyle yetimhaneye gönderiyor. Yine de politik teorisini olduğu gibi çöpe atmaya imkân yok. Her şeyden önce Aristotelyan bir teori, sıfır olamaz o yüzden. Ama “Aristo varken JJR niye okuyayım” diyen biri varsa da ona hak vermek gerekir. bilişsel gelişim psikolojisinin kurucusu sayılan İsviçreli Jean Piaget’nin “evre” kavramının ve gelişimin olgunlaşmaya dayandığı anlayışının kökleri Rouseau’nun felsefesindedir. Locke’un pasif çocuk anlayışı günümüzde yerini Rousseau’nun aktif çocuk anlayışına bırakmıştır. Locke’un tersine Rousseau çocuğu kendi yazgısının belirleyicisi olarak görür, tıpkı Rousseau’ya dayanan Piaget’nin çocuğu kendi gelişiminin mimarı olarak görmesi gibi. Sonuç olarak çağdaş bilim Rousseau’ya borçludur. Başka bir deyişle Rousseau özel yaşamı bahanesiyle yabana atılamayacak kadar önemlidir. Bize gelince, biz ne bir Locke ne bir Rousseau yetiştirebilmiş bir toplum olarak duygusal tartışmalarımızı sürdürür gideriz. Bekir Onur Şengör’den Baysal’a yanıt Cumhuriyet Bilim Teknoloji’nin geçen sayısında Sayın Prof. Dr. Bahattin Baysal bana Upton Sinclair’in (18781968) sorusunu yönelterek soruyor: Rousseau’ya neden kızıyorsun? Cevabım basit: Rousseau, Upton Sinclair gibi adamlara sempatik göründüğü için bana antipatik, fikirleri de zırva geliyor. Muhterem okuyucularım, Upton Sinclair’in yaşamını okusunlar (ben Houston Üniversitesi’nde İngilizce edebiyat dersi alırken sabrımı epey zorlayarak ve vaktimi büyük ölçüde ziyan ederek okumuştum), Rousseau’nunkiyle, fikirlerininkini de onunkilerle karşılaştırsınlar, ne dediğimi anlayacaklardır. “Sağlık” sayfası VKV Amerikan Hastanesi’nin, “Bilim Kültür ve Eğitim” sayfası İstanbul Kültür Üniversitesi’nin ve arka sayfa konuları ‘Atılım Üniversitesi’nin katkıları ile hazırlanmıştır. YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No: 2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212 343 72 74 Faks: 0212 343 72 64 CBT 1330/ 2 14 Eylül 2012 CUMHURİYET REKLAM Tel: 0212.2519874/3437274 Yerel Süreli Yayın BASKI DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul C. Akça Ataç, caatac@gmail.com Rousseau Tartışmasına Psikolojik Katkı Bütün gelişim ya da çocuk psikolojisi kitapları modern gelişim psikolojisinin temeli olarak iki filozofun çocuk anlayışını gösterir. İngiliz John Locke çevreci, Fransız J. J. Rousseau doğuştancı yaklaşımın temelini atmıştır. Böylece Locke çağdaş öğrenme kuramının (Watson), Rousseau ise çağdaş zihin gelişimi kuramının (Piaget) hareket noktası olmuştur (aslında her ikisinde de Descartes’ın izlerini görmek olanaklıdır). Bugün A. M. Celal Şengör Düzeltme ve Özür: Geçen haftaki dergimizde Ali Esat Karakaya’nın GDO üzerine yazısı, kendisiyle haberleşerek çıkartılmasını kararlaştırdığımız bölümle (yazının son kısmı) birlikte yayınlandı. Bizden kaynaklanan bu yanlışlıktan dolayı özür dileriz.