Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Evliya Çelebi Viyana’da, resim, kitap ve kütüphanelere hayran... Evliya Çelebi, 1665 yılına kadar, Kuzey Afrika toprakları dışında, imparatorluğun büyük bir bölümünü gezdi. Ancak İslam ülkeleri dışında hiçbir yabancı yeri görmedi. Anılan yılda böyle bir fırsat çıktı ve bunu değerlendirdi. Zeki Arıkan Ç elebi, Vasvar Antlaşması’nı İmparator Leopold’a onaylatmak üzere Viyana’ya götüren Elçi Kara Mehmet Paşa’nın başkanlığındaki kurulda yer aldı. Görevinin ne olduğu pek bilinmiyor ama belki de kâtip olarak bu yolculuğa katılmış olabilir. Fakat Hammer’den beri birçok tarihçi Evliya’nın Viyana’ya gidip gitmediğini sorguladı. Evliya’nın Romanya ülkesindeki gezilerini çok sağlıklı olarak değerlendiren Jean Deny, onun Viyana, Almanya, Flandır, İsveç yolculuklarını bir “blöf” olarak değerlendirdi (Mélanges N. Iorga, Bucarest, 1931,201215). Bugün Evliya’nın Viyana’ya gittiği orayı gezdiği kesinlik kazanmıştır. Bu konuda epeyce yazı da yazıldı. Evliya’nın bu yolculuğu, onun farklı bir kültürle tanışması açısında büyük önem taşır. Verdiği ayrıntılar bir yana, iki dünya arasındaki ayırımı sezdiğine şüphe yoktur. Hıristiyanları aşağılamaz. Tam tersine sözlerinin güvenilir olduğunu söyler. Sözgelimi başdefterdar, divanhanelerin hepsinin iki kere yüz bin penceresi olduğunu söylemiş, kendisi de buna inanmıştır. “Zira anlarda kizbi kelam (yalan söz) olmaz” diyor. geçmesi özlemini yineler. Başarısızlığın ötesinde tam bir bozgun ve felaketle sonuçlanan ikinci Viyana kuşatmasını algılayıp algılamadığını ne yazık ki bilemiyoruz. Evliya gördüğü Viyana’nın kusursuz bir tablosunu çizer. Viyana’nın temizliğini, zenginliğini, ticaretini, bahçelerini, çarşılarını, çeşme ve anıtlarını anlatmakla bitiremez. Hamamların Türk hamamlarından farklı olduğu üzerinde durur. Burada yapılan saatlere hayrandır. Bu saatler çarkla çalışır. Evliya, deyim yerindeyse Viyana’yı bir çark uygarlığı olarak tanımlar. Sahralarda gezen arabalar, atsız ve sığırsızdır. Bunlar da saat çarkı ile hareket eder. Demirden, el değirmenleri yapıp sefere götürürler. Çeşmelerdeki ejderha suretlerinin ağzından “abı hayat” gibi sular akar. Fil meydanından, tunçtan, altın yaldızlı keçi, koç, koyun heykellerinden söz eder. Evliya, kiliseler üzerinde de durur. İstepani (St.Stephan Katedrali) kilisesine hayran olmuştur. “Bu manastır gayet mamur ve zengindir”. Kiliselerin, tasvirlerini ve heykellerini anlatmakla bitiremez. Yedi iklimde benzeri yoktur. Kütüphanesi de inanılmayacak ölçüde zengindir. Görülmesi gerekli (vacibü’l seyr) bir yer olduğunu söyler. Doğu’da da pek çok kütüphane vardır. Ama bunun yeri bambaşkadır. “Kitap dahi ziyadedir.” Her konuda kefere hattı ile yazılmış resimli kitaplar bulunur. Ama “bizde suret haramdır deyü tasvirli kitaplar yoktur”. Başpapazın izniyle kütüphaneyi gezmiş ve şaşkınlığa düşmüştür. İşin ilginç yanı Evliya, bu kitapların yazma mı yoksa basma mı olduklarını belirtmez. Çarşıyı anlatırken burada “Kitap Basmacılar” sokağını da sayar. Kullandığı “Basmacı” sözü ilginçtir. Çünkü basma, basmacı sözcükleri matbaanın Türkiye’ye girdiği tarihlerde kullanıldı. Müteferrika’nın adının başında “Basmacı” sözü vardır. Ama Evliya, bildiğim kadarıyla matbaadan söz etmiyor. Aynı yüzyılda matbaadan ve matbaanın yararlarından söz eden tek kişi Peçevi İbrahim Efendi’dir. Evliya, buradaki kütüphanenin temizliğine, bakımına karşın Doğu’daki kitaplar bakımsızdır, der. İskenderiye’deki Camiü’l Attar kitaplığının acınacak durumunu di “ÇARK CUMHURİYETİ” le getirir. Yağmurdan çamurdan nice kitap harap olmuştur. Güvelerin, kurtların, farelerin saldırısına uğramıştır. Hiç kimse, bu kitaplar harap oluyor, buna bir çare bulalım demez. Kilise tasvir, heykel ve putlarla doludur. Gördüğü memleketlerin hiçbirinde bu kadar tasvir ve heykel yoktur. Bunlar Evliya’nın ilgisini çeker. Macaristan’ın Kaşa kentinde gördüğü kilisenin cennet ve cehennem tasvirine (tablosuna) hayrandır. Bu resimleri gören insanın, ruhunu teslim edip cennete gideceği gelir. Ama cehennem resmini gören de doğru yolu bulmaya çalışır. Resimler bu kadar etkilidir. Aynı sözleri İstepani kilisesi için de söyler. Evliya bu resim ve putlarla Hıristiyanlık arasında bağlantı kurar. Papazlarla konuşur: “Sizin ne çok tanrınız var. Her birine başlarınızdan şapkalarınızı çıkarıp secde edersiniz.” Onlar Evliya’ya şu yanıtı verirler: Biz Hz. İsa, havariler, evliyalarımız ve hayır sahibi padişahlarımızın resimlerini görüp onları yüceltiriz. “Bizim dinimizde suret yapmak caizdir.” Halka anlatmak güç olduğundan resimlerle peygamberleri, evliyaları, cenneti vb. bunlarla anlatırız. “Yoksa bunlara ibadet etmeyiz”. Bu konuşmayı elbette doğrulamaya olanak yok. Ama bu konuşma düşsel de olsa son derece anlamlı ve önemlidir. Hıristiyanlıkta resmin önemi başka nasıl anlatılabilirdi? Bu onun, “ötekine bakışı”nın ilginç yorumlarından biridir. Viyana’da tanık olduğunu söylediği bir kafatası ameliyatı, siroz tedavisi, diş plantasyonu, Viyana tıbbının o tarihte çok ileri düzeyde olduğunu gösteriyor. Hiç şüphe yok ki Evliya, bize Batı’nın penceresini ilk aralayanlardan biridir. KİLİSELERDEKİ TASVİRLER KÜTÜPHANELERE HAYRAN Elimizde, Viyana Şehir Müzesi’nde bulunan ve Cevat Üstün’ün 1683 Viyana Seferi (1941) başlıklı eserine de alınmış bulunan, Osmanlıların çizdiği bir Viyana planı vardır. Bu plan 1688 tarihinde Avusturya kuvvetleri tarafından Belgrad’da ele geçirilmiştir. Notlarla oldukça zenginleştirilen bu planın kopyaları müze girişinde satılmaktadır. Bu harita, Evliya’nın anlattığı Viyana’ya benzer. Yer adları özellikle Çerkes Meydanı, Evliya’nın verdiği ayrıntılarla özdeştir. Kaldı ki izlenen güzergâh, Viyana’ya giriş, Elçi Mehmet Paşa’nın raporuyla uyum içindedir. Yalnız Evliya Viyana’ya girişi çok canlı ve abartılı anlatır. Evliya, Viyana’yı bir Kızılelma olarak niteler. Bütün Macar, Nemçe, Latin ve Yunan tarihlerinde bu Kızılelma’nın Osmanlılar tarafından alınacağı yazılıdır. Bu konudaki bütün Türkçe tarihleri de okuduğu ya da gördüğü anlaşılıyor. Başarısız Viyana kuşatması (1529), Evliya’nın eserini yazdığı tarihlerde (1680?) gündemdeydi ve yeni bir seferin hazırlıkları sürüyordu. O nedenle Evliya sürekli bu konu üzerinde dolanıp durur. Buranın Osmanlıların eline MÜZEDE SATILAN HARİTA Tatilde bilgisayar nasıl kullanılmalı? Tatile çıkıyor ve bilgisayarınızı yanınıza alıyorsanız, korunmaya ihtiyacınız var demektir. “Önleminizi alın, öyle yola çıkın“ diyen ESET Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Alev Akkoyunlu, siber dünyada güvenli kalabilmek için tatile çıkmadan önce, tatil sırasında ve tatilden döndükten sonra dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı. TATİLE ÇIKMADAN ÖNCE •Korunmak virüsü temizlemekten daha iyidir. Verilerinizi mutlaka yedekleyin ve güvenli bir ortamda saklayın. •Karmaşık şifreler kullanın: Veriler ve veri depolama cihazları her zaman şifre korumalı olsun. Şifreler “123456“ gibi basit değil, harflirakamlı karmaşık şekilde oluşturulsun. •Taşınabilir diskleri ve USB aygıtları virüse karşı kontrol edin: Tatile çıkmadan önce ya da işten çıkmadan önce taşınabilir diskinizi güncel bir virüs tarayıcı ile tarayın. •Antivirüs yazılımı yükleyin ve güncelleyin: Her zaman antivirüs programı kullanın ve sürekli son sürüm kullanıldığından emin olun. CBT 1320/9 6 Temmuz 2012 TATİL SIRASINDA • Tozdan ve kumdan uzak tutun: Taşınabilir bilgisayarların plaj gibi ortamlarda kullanılması durumunda, bilgisayarın içine kaçabilecek toz ve kum parçacıkları fanı kısa sürede kullanılmaz hale getirebilir. • Bilgisayarınızı serin tutun: Yüksek sıcaklıklar her zaman elektronik cihazların düşmanıdır. Masaüstü bilgisayarlara göre daha çabuk ısınan bir yapıya sahip olan normal bir dizüstü bilgisayarın çalışma ortamı sıcaklığı 25 – 30 derece arasında olmalı. • Suyla temastan kaçının: Taşınabilir bilgisayarlar, tüm elektronik cihazlar gibi hatta daha fazla sıvı temasına karşı hassastırlar. Özelikle tuzlu teması, elektronik cihazın geri dönü lemeyecek şekilde hasar görmesine sebep olabilir. • Kaliteli bir taşıma çantası kullanın: Seyahat ederken, taşınabilir bilgisayarlar için özel tasarlanmış, toza, sıcağa, darbelere dayanıklı bir taşıma kılıfı ve çantası kullanılmalı. • Kablosuz ağlar: Bankacılık işlemleri ya da online alışveriş gibi işlemlerden mümkünse uzak durun. İnternete erişmek için kendi taşınabilir modeminizi ya da telefonunuzu kullanmak, açık ve güvensiz kablosuz bağlantıları kullanmaktan daha güvenlidir. • Veri hırsızlarına karşı dikkatli olun: İnternet kafelerde bilgisayar kullanırken internet bankacılığı, eposta şifreleriniz, sosyal medya siteleri giriş bilgileriniz gibi önemli bilgileri girmekten kaçınmaya dikkat edin. • Yeni bir eposta hesabı açın: Normal mailinize gelen mesajların yönlendirilmek üzere ayarlandığı bir tatil hesabı açarak, tatilde bu eposta hesabınız ele geçirilse bile uğrayacağınız zararın sadece tatil süresi içinde kalmasını sağlayabilirsiniz.