Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TEKNOLOJİPOLİTİK Kuzey Yarımküre’yi nasıl bir kış bekliyor? Meteorolojik yaz Kuzey Yarımküre’de 1 Haziran’da başladı. Ancak Kuzey Kutup Dairesi’nde şu anda ne olup bittiği önümüzdeki aralık ayında hava durumunu dramatik olarak etkileyecek. Bilim insanları jet akımlarındaki değişiklik ile ilgili tahminde bulunmanın zorluğuna dayanarak, şu anda kış aylarının nasıl geçeceği konusunda kesin bir değerlendirme yapmanın yanlış olacağını söylüyor. Baha Kuban baha.kuban@gmail.com İşçi kooperatifçiliği örneklerinin en başarılısı diyebileceğimiz imalat sanayindeki bu Bask örneğinin son zamanlardaki ilginç yansımalarından biri 2009 yılının ekim ayında, ABD’deki Birleşik Çelik İşçileri Sendikası (USW) ile açıklanan işbirliği girişimi. G eçen kış, ABD, tarihinin en sıcak kışlarından birini yaşadı. Oysa Avrupa, damlarda küçük tepecikler oluşturan karlarıyla hatırlanacak çok sert bir kış geçirdi. Bundan önceki kış ise ABD’de yaşamı sekteye uğratacak kadar şiddetli geçmişti. Peki dünyada neler oluyor? Bu yıl neler olacak? Son Oceanography dergisinde yer alan, Cornell Üniversitesi’nden Charles Greene ve Bruce Monger’ın analizleri, kışların şiddeti ile Kuzey Buz Denizi’ndeki erimeler arasında çok yakın bir ilişki ol varsayılırsa, jet akımlarının kıvrımlarının daha şiddetli olacağı ve daha uzun bir süre olduğu yerde kalacağı öngörülebilir. Greene bu durumu şöyle açıklıyor: “Arktik iklim sistemi o kadar dinamik bir şekilde değişiyor ki oyunun kuralının bu hıza ayak uydurması gerekiyor. Bu bizim bildiğimiz eski Kuzey Kutup Denizi değil artık. Kuzey Kutbu ve Kuzey Atlantik Salınımı öngöremeyeceğimiz bir şekilde değişiyor. Daha önce gayet tutarlı bir yol izleyen bu doğal olaylar, şimdi hava durumunu bir anda ters yüz eden, hızlı ve ani değişiklikler yaratıyor.” Greene sonuç olarak bu yıl “ortalama bir kış” geçirmemizin çok düşük bir olasılık olduğunu söylüyor. Şimdiden kendimizi çok sıcak veya aşırı soğuk bir kışa hazırlamamız gerekiyor. Greene’in tahminleri şöyle: “İklim bilimciler salınım tahmininde ancak iki haftalık bir değerlendirmede bulunabilir. Yine de yaz aylarında Kuzey Buz Denizi’ndeki buzların bu kadar hızla erimeye devam etmesi durumunda ABD’nin çok soğuk bir kış geçireceğini söyleyebiliriz. Aslını sorarsanız, spesifik bir yıl için tahminde bulunmak çok zor.”Kaynak:http://www.scientificamerican.com/article.cfm?id=extendedforecastnextwinterextreme Mondragon Kooperatifi: İlkeler ve İşleyiş Bu girişimin sonuçları hakkında henüz ayrıntılı bir bilgiye sahip değiliz ama ABD’de demirçelik sektöründe, yılllara yayılan çöküş ve istihdam kaybına sendikalar açısından bir yanıt arayışı olarak yorumlamak mümkün. USW’nin 800.000 üye ile ABD’nin hâlâ en büyük işçi sendikası olduğuna işaret etmekte fayda var. Sendika Kanada ve Karayipler’de de örgütlü. Mondragon’un kapitalizmin krizleri boyunca tek bir işçiyi kapıya koymamış olması ve tarihi boyunca istihdam yaratma konusundaki parmak ısırtan başarısı derin bir istihdam krizi içindeki ABD imalat sanayine ilaç olur mu? Mondragon’un başarısının tarihsel kaynaklarına baktığımızda pek kolay görünmüyor ama biz yine de Mondragon Kooperatifi’nin bazı temel işleyiş ilkelerine bir göz atalım. Kooperatife üye olmanın bedeli yaklaşık 11.000 ABD doları ki bu rakamın İspanya’da imalat sanayinde istihdam yaratmanın yaklaşık onda biri olduğu belirtiliyor. Bu rakam yıllar içinde işçinin ücretinden kesilerek tamamlanıyor. Buna karşılık, kurulan işin başarısız olması durumunda bile işçi bu katkıdan sorumlu tutuluyor. Üye olduğu anda işçi tüm kararlarda söz ve oy hakkına, tüm bilgilere erişim, yıllık kardan pay, ömür boyu istihdam, emeklilik ve sağlık sigortası haklarına sahip oluyor. İşçi üyeye bir de ekip biçebileceği küçük bir toprak parçası veriliyor. Yıllık kâr payları Kooperatif’in bankası Caja Laboral Popular’da tutuluyor ve yıllık enflasyon ayarına ek olarak %6 faiz uygulanıyor. İşçi Mondragon’dan ayrılmadıkça ya da emekli olmadıkça bu meblağı çekme hakkı yok, zira Kooperatif tüm genişlemeyi bu fonlarla finanse ediyor. Emekli olduğunda işçiüye bankadaki parasının %75’ini alıyor, %25 Kooperatif rezervi olarak tutuluyor. Sonuç olarak son maaşın %60’ı emekli maaşı oluyor, tam sağlık sigortası ve toprak parçası emekli işçinin oluyor. Yönetim, yöneticiler ve orta kademe konusunda tıkanma, kemikleşme, hizipleşme gibi sıkıntılara engel olmak için Kooperatif pek çok önlem geliştirmiş, ama en önemlisi dönerek görevlendirme ve ücretler. En yüksek yönetici maaşı en düşük işçi maaşının en fazla 6 katı olabiliyor. Ücretlerde bir skala var ve deneyim, kişisel performans ve işin zorluk derecesi gibi parametreler etkin oluyor. Yaklaşık 2050 işçiye denk gelen bir sosyal konsey var ve konseyler bağımsız sendikalar gibi hem ara hem en üst düzeyde yöneticilere ve yönetim kuruluna ulaşabiliyorlar. Mondragon, daha önce de belirtildiği gibi tüm genişlemesini işçiüyelerin yarattığı fonlara dayalı olarak gerçekleştiriyor. Yıl sonunda elde edilen kârın %45’i ARGE, yeni iş yaratma ve ilgili yatırım rezervleri olarak saklanırken, %45’i de işçiüyelerin hesaplarına dağıtılıyor. %10 oranında bir fon ise Mondragon’un idare ettiği sağlık, eğitim, konut ve diğer toplumsal faydaya ayrılıyor. Yeni bir iş yani kooperatif kurulacağı zaman Caja Laboral, gerekli olan sermayenin %75’ini piyasadan düşük faizlerle ve 10 yılda geri ödenmek üzere ortaya koyuyor. Geri kalan sermayenin %12.5 ‘ini hükümet ve %12.5’ini kurucu işçiüyeler biraraya getiriyor. Yeni kurulan işyerlerinin (tabii kooperatif olarak) olağanüstü başarı oranlarının çok yüksek olmasının temel nedeni, riski Caja Laboral’ın üstlenmesi. Yeni kurulan işyeri ücret ödemekte sıkıntı çekiyorsa faizler yarıya düşüyor, bu sıkıntı sürerse faizler % 0’a geriliyor ve Caja işletmeye yeni borç veriyor! Alışık olduğumuz risk sermayesinden epeyce farklı bir işleyiş! SONUÇ duğunu gösteriyor. Erimelerdeki artış, jet akımlarında bazı temel değişikliklere neden oluyor. Jet akımları Kuzey Yarımküre boyunca orta enlemlerdeki kışları etkileyen çok önemli bir doğa olayıdır. Bu makaleden çıkan sonuç şöyle: Kış aylarındaki sıra dışı olaylar artık sıradan olay haline gelmiş durumda. 2010 ve 2011 kış aylarındaki anomalilerden yola çıkıp, bu yaz aylarında daha fazla buzun eriyeceğini TAHMİNLER CBT 1320/ 15 6 Temmuz 2012 Deniz buzları güneş ışığını yansıtır. Buzların erime hızı arttıkça, daha fazla deniz suyu açığa çıkar. Buzdan daha koyu olan bu su, Güneş’in ısısını daha fazla emer ve ısınır. Bunun sonucunda daha fazla buz erir. Böylece bir geri besleme çemberi oluşur. Sonbaharda denizler aşırı ısıyı atmosfere geri verirler. Bu da Kuzey Kutup Dairesi ve orta enlemler arasında sıcaklık farklılıklarını azaltır. Bu da bu bölgelerdeki havabasınç alanları arasındaki farklılıkları azaltır. 70 derece kuzey enleminden Kuzey Kutbu’na uzanan basınç alanına Arktik Salınım (AO) denir. 70 derece kuzey enleminden üst tropik bölgeye uzanan basınç alanına da Kuzey Atlantik Salınım (NAO) adı verilir. Greene, bu iki salınım arasındaki farkın azalmasının, önümüzdeki kış aylarında jet akımlarının hareket şeklini değiştireceğini söylüyor. Bunun sonucunda ya kuzeyden gelen aşırı soğuklarla boğuşacağız; ya da normalinden daha kuzeye sürüklenen tropik ısının etkisine gireceğiz. Bu yeni davranış şekli, Greene’e göre geçen kış aylarında Avrupa’daki rekor soğukların ve ABD’deki rekor sıcakların nedenini açıklıyor. HER ŞEY BUZLARIN ERİMESİ İLE BAŞLAR... İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “Bu soru, yeni başlayan yaz aylarında hava sıcaklıkları ve yağış miktarının uzun yıllar ortalamasında, ya da uzun yıllar ortalamasının ne kadar altında ya da üstünde olacağı şeklinde yanıtlanabilir. Bu nedenle İklim ve Toplum için Uluslararası Araştırma Enstitüsü (IRI) gibi uzun vadeli hava tahmini yapan merkezlere bakmak lazım. IRI’nın yaptığı analizlere göre önümüzdeki yaz aylarında günlerin % 60; Türkiye’nin orta kesimlerinde mevsim normallerinin üzerinde sıcaklıklara sahip olacak; Türkiye’nin batı ve doğusunda ise yaz günlerinin % 50’si yani yarısında hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde olması bekleniyor. Güneydoğu Bölgesi’nin uzun yıllara göre kurak, Türkiye’nin diğer tüm kesimlerinde ise yağışların mevsim normalleri civarında olması bekleniyor.” Kadıoğlu önümüzdeki sonbahar ile ilgili şu tahminlerde bulunuyor: “Şu an sonbahar icin IRI’nin tahminleri sadece Batı Anadolu’da sonbahar günlerinin % 40’ının uzun yıllar mevsim normalininden daha sıcak olması bekleniyor. Yağışın da Türkiye’nin genelinde mevsim normalinde olması bekleniyor. Mevsimlik uzun vadeli hava tahminleri başta turizm, enerji, tarım sektörü olmak üzere her ay yenilenerek kullanılmalıdır.” TÜRKİYE’Yİ NASIL BİR YAZ BEKLİYOR? SONBAHAR NASIL GEÇECEK?