17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HUKUK POLİTİKASI ÜniversiteSanayi İşbirliği Kongresi Hayrettin Ökçesiz [email protected] http://okcesizhayrettin.blogspot.com Ü SİMP (ÜniversiteSanayi İşbirliği Merkezleri Platformu) 5. Üniversite Sanayi İşbirliği Ulusal Kongresi, TÜSİADSabancı Üniversitesi Rekabet Forumu ve İstanbul Sanayi Odası’nın işbirliğiyle 2122 Haziran 2012 tarihlerinde Sabancı Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Açılış konuşmalarının ardından ÜSİMP Onur Ödülü töreni yapıldı. Bu yıl ilk kez verilen ÜSİMP Onur Ödülleri Sayın Aykut Göker ve Sayın Refik Üreyen’e verildi. Üniversitesanayi işbirliği alanında yaptıkları ile her zaman geriden gelenlere yol gösteren ve ülkemizin kalkınması yolunda çaba gösteren Göker ve Üreyen’in ödüllerini Prof. Dr. Metin Durgut ve Işıl Üreyen hanımefendi aldı. İTÜ Makine Fakültesinden bir yıl ara ile mezun olan Göker ve Üreyen mühendis olarak yaşamlarını farklı şekillerde sürdürmüş de olsalar bir yerden sonra aynı noktada buluşmuş olmaları ve birlikte yürümeleri ülke için yaptıklarına olan inançlarını göstermektedir. Kongrede, üniversite sanayi işbirliği süreci konusunda önemli çalışmalarda bulunan ulusal ve uluslararası düzeyde saygın konuşmacılar deneyimlerini paylaştı. Üniversite sanayi işbirliği süreçlerinin yönetimi değişik yönleri ile farklı oturumlarda üniversite ve sanayi açısından ele alınarak tartışıldı. Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın başkanlık yaptığı oturumda Council For Industry and Higher Education (CIHE) yöneticisi David Docherty ve Dassault Systèmes, Global Academia, Senior Program Direktörü Xavier Fouger işbirliği uygulamaları konusunda uluslararası örnekler verdiler. Sabancı Holding Sanayi Grup Başkanı Mehmet Pekarun’un başkanlığındaki oturumda Ege Üniversitesi Bilim, Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fazilet Vardar Sükan üniversite ve Netaş CEO’su C. Müjdat Altay sanayi açısından stratejik ARGE yönetim süreçlerini irdeledi. Teknolojik ve Kurumsal İşbirliği Merkezi (TEKİM) yöneticisi Elif Baktır’ın moderatörlüğünde Üniversite Sanayi İşbirliğinden Üniversite ve Sanayinin Beklentileri Prof. Dr. Ahmet Topuz (Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstriyel İlişkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü), Ata Selçuk (Eczacıbaşı Holding İnovasyon Koordinatörü), Mustafa Yılmaz (Akkök İcra Kurulu Üyesi ve AKSA Yönetim Kurulu Üyesi), Müjdat Pakkan (AIRTIES Kablosuz Sistemler ARGE’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı) ve Prof. Dr. Orhan Alankuş (Okan Üniversitesi Araştırma Projeleri Direktörü) tarafından tartışıldı. ODTÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı ve Mühendislik Dekanları Konseyi Genel Sekreteri Prof. Dr. Zafer Dursunkaya başkanlığında yapılan oturumda Üniversite ve Sanayi İçin Entelektüel Varlık Yönetim Sistemlerinin Oluşturulması ve Etkin Üniversite Sanayi İşbirliği İçin Entelektüel Varlık Yönetimi konusunda Foresight Science and Technology CEO’su Dr. PHYL Speser ve Koç Holding Rekabet ve Fikri Haklar Koordinatörü, TÜSİAD Fikri Haklar Çalış ma Grubu Başkanı Murat Peksavaş görüşlerini paylaştılar. Sabancı Üniversitesi Rektör Danışmanı Doç. Dr. Cemil Arıkan’ın başkanlığındaki oturumda, James Gado (MIT Massachusetts Institute of Technology Corporate Relations/Industrial Liaison Program, Associate Director) ve Dr. Christos J. Georgiou (IBM Corporate Technology & Intellectual Property, Business Development Executive), üniversite sanayi işbirliğinde arayüzlerin rolünü kendi kurumlarından örnekler vererek üniversite ve sanayi açısından anlattılar. Arayüz Yönetimi oturumunda Fikri Mülkiyetin Yönetimi, Ağ Yönetimi, İnsan Kaynağı Yönetimi, Finans Yönetimi, Pazarlama Yönetimi, Çıktı Yönetimi konuları Anadolu Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Kara moderatörlüğünde Ahmet Tahsin Özgül (ASELSAN Mühendislik Direktörü), Doç. Dr. Ayşe Boztosun (Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı), Cengiz Ultav (Vestel Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi), Mustafa İhsan Kızıltaş (ODTÜ Teknokent Genel Müdürü), Nazire Peker (İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü), Zeynep Birsel (Sabancı Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi Yöneticisi) tarafından farklı açılardan ele alındı. Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi ve TÜSİADSabancı Üniversitesi Rekabet Forumu Direktörü Doç. Dr. İzak Atiyas başkanlığındaki oturumda ise Prof. Dr. Wong Poh Kam (National University of Singapore NUS, Department of Business Policy, School of Business, Professor; NUS Entrepreneurship Centre Director), Doç. Dr. Mehmet Teoman Pamukçu (ODTÜ Bilim ve Teknoloji Politikası Çalışmaları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi) ve Yıldırım Kırgöz (TEPAV İstanbul Temsilcisi) ÜniversiteSanayi İşbirliğinde Performans Yönetimi kapsamında ARGE ve İnovasyon Süreçlerinde Üçlü Sarmal Göstergeleri, Üniversite ve Sanayi Arasında Araştırma İşbirliği Yönetim Süreci ve Üniversite Sanayi İşbirliği Sürecinin SosyoEkonomik Kalkınmaya Etkileri konularında görüşlerini paylaşmışlardır. Adana ÜniversiteSanayi Ortak Araştırma Merkezi Genel Koordinatörü ve ÜSİMP Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hamit Serbest’in moderatörlüğünde İstanbul Sanayi Odası Genel Sekreteri Mete Meleksoy, Ankara Sanayi Odası Genel Sekreteri Doç. Dr. Yavuz Cabbar ve katılımcıların da katkılarıyla Üniversite Sanayi İşbirliği Süreçlerinde Ekosistem Yönetiminin Rolü tüm yönleriyle tartışılmıştır. Ayrıca, ÜSİMP’in öğrenci kolu olarak faaliyet gösteren Üniversite Sanayi İşbirliği Öğrenci Platformu’nun İTÜ YEGİM (Yenilikçilik ve Girişimcilik Merkezi) ile işbirliği içinde “ÜniversiteSanayi İşbirliği Teknikleri: Türkiye’deki Sistem İçin Olası Yaklaşımlara Dair Öğrenci Bakışıyla Bir Değerlendirme” çalışmasını ÜSİÖP Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hanecioğlu sundu. Üniversite Hali YÖK Başkanı seçim üniversitelerine , “Üniversiteniz rektör adayları ile ilgili olarak genel kurulumuzun yapacağı görüşmeye ait takvim aşağıda belirtilmiş olup, söz konusu takvimin rektör adaylarına bildirilmesi için gereğini rica ederim”, diyen bir yazı gönderiyor. Rektörler bu yazıyı derhal adaylara iletiyor. Yüzü aşkın aday iki gün içerisinde Ankara’da “mülakat”a alınarak, haklarında bir hükme varılıyor. Adayların, başlarına düşen bu birkaç dakikada neyi anlatabildikleri, sınava çekenlerin bu birkaç dakikada neleri anlayabildikleriyse doğrusu pek meçhul kalıyor. Bu umut yolculuğunun yollukyevmiye ödentisi kamuya, nereden baksanız, yüz bin liraya mal oluyor. YÖK başkanının yukarıda tırnak içerisinde verdiğim yazısında aslında adaylara yönelik bir görüşme çağrısı hiç yer almıyor. Yalnızca, Genel Kurul’un adaylarla ilgili olarak bir görüşme yapacağı söyleniyor. Bu yazı adaylara doğrudan da yazılmıyor. YÖK başkanından farklı bir tutum beklerdim. Bu meslektaşlarına ve müstakbel mesai arkadaşlarına, bir “primus inter pares” (eşitler arasında birinci) olarak, daha incelikle yönelmesini; onları doğrudan, isimlerini anarak çağırmasını beklerdim. Kahyasına kapı önündekilerin içeri girebileceklerini işaret eden bir paşa edasıyla, “mülakata” emretmek bir yandan, buna bir kul edasıyla icabet etmek öte yandan çağdaş üniversitenin anlayabileceği şeyler değildir. Niyetini bildirirken, aynı zamanda gizleyen bir yazı yollamak da başka bir kurnazlık olsa gerektir. Gördüğünüz gibi, yazıda kimse bir yere, bir şeye çağrılmıyor. Çünkü hiçbir yasal düzenlemede YÖK’ün böyle bir yetkisi, adayların böyle bir görevi bulunmuyor. Böyle bir çağrının rektör atama işleminin iptali sonucunu doğuracağını bildiklerinden, işlerini şifahen halletmeyi uygun buluyorlar. Bu yılın rektör seçimleri sürecinde adaylar ve seçmenler Oğuz Atay’ın “Eylembilim”ini haklı çıkarmakta yeniden epeyce malzeme sundular. Savaş çığlıklarının atıldığı bu günlerde bu köşelerin böylesi konularla meşgul edilemeyeceğini söyleyenleri duyar gibiyim. Ancak pek haklı değiller. Geçenlerde eczaneden, yiyip içtiklerimizin ne denli asidik olduğunu anlamak için turnusol kâğıdı almıştım. Buradaki o kâğıt parçası da aynı yöntemle kendi alanında, bize devlet yönetiminin ne denli asidik olduğunu gösteriyor gibidir. Biz bir şeyi yitirdik. Cumhuriyetle bulur gibi olduğumuz bir şeyi… Sanki yeniden asla bulamayacağımız bir şeyi! Eski Cumhurbaşkanlarından Ahmet Necdet Sezer’in özlemle, özenerek yaptığı ve daha sonra bir daha asla yapamadığı o şeylerin gösterdiği bir şeyi yitirdik. Eşiyle birlikte marketten alışverişe gitmişti ve kırmızı ışıkta durmuştu… İngiliz başbakan’ı kızını pub’ta unutuyor. İsveç başbakanı eşiyle sinemaya gidiyor vs.vs… Bir özel yaşamları olabiliyor. Onlar bu özgürlüğü, tüm yükü yasalara yükleyerek, yasaları uygulayarak, yasalara uyarak, hukuka uygun yasalar yapılmasına çabalayarak, herkese eşit ve daha çok özgürlük, güvenlik üreterek elde ediyorlar. Egemen bir halkın eşit onurlu üyeleri olmaktan kıvanç duyuyorlar. Bunları söylerken yeni rektörlerin de, eskileri gibi, bir koruma ordusuyla ve pahalı arabalarla öteye beriye seyrüsefer edeceklerini düşündüğümde, hallerine (ve halimize) acımamak elden gelmiyor. Yarı feodal, yarı endüstrileşmiş, ileri teknoloji kullanan toplumumuzun çelişik kültürel tortularla derilip çatılmış, kargaşık yapısından türeyen anlamsız ve gerici bir takım işlevleri uzunca bir zamandan beri devlet görevi olarak geliştiren ve dayatan bir siyasi iktidarla karşı karşıyayız. Üniversitelerimiz ise cumhuriyet felsefesinin gösterdiği çağdaş uygarlık hedeflerine uygun düşen işlevleri bir siyasalsosyal yapının anayasal kuruluş ögeleri olarak tasarlamaya çalışmak; yani yapıdan işleve değil, işlevden yapıya doğru olan çalışmaları toplumun sorumlu ve bilinçli özneleri olarak daha çok üstlenmek zorundadır. Dinci ya da işgüzâr rektör adaylarının soluk soluğa gittikleri bu mülakatlarda söyleyemeyecekleri şeydi bu görev. Oysa her birinin üniversitesi bunu layıkıyla yapabilecekti. İzin veremeyecekleri ya da gizliden gizliye köstekleyecekleri şimdiden belli değil mi? Yitirdiğimiz o şeyin: İnsana koşulsuz ve eşit bir onurun, ulusa koşulsuz ve kayıtsız bir egemenliğin bilinç ve eylem düzlemleri olması gereken üniversitelerimiz bu yüzden ülkenin turnusol kâğıdıdır. CBT 1320/19 6 Temmuz 2012 Sevgili Bursalı, eğitimde Bizansın gerisine düştük; klasik eğitimde grammer, hitabet, mantık aritmetik, geometri, harmonic, astronomi öğretilirmiş; ayrıca felsefi tartışmalar yapılırmış. Eflatun ve Aristo ve yüksek seviyedeki öğrencilere Homeros öğretilirmiş; şiirler ezberletilir, İliada okutulurmuş. Ayrıca Demosthenes tartışılırmış. Bunlar Bizansın pagan dönemindeki seculer eğitimin prensipleri. Bir de bizim halimize bakın, yürekler acısı. Dr. T.M. Ormancıoğlu Bizans’ın gerisine Sayın Bursalı, bir istatistikçi olarak, “10 Yıldır AKP” kitabınızda istatistiksel verileri etkili bir şekilde kullandığınız, detaylı olarak her yönden incelediğinizi için teşekkür ve tebrik etmek istedim. Okuması keyif veren (durumumuz iç açıcı olmasa da somut verilere dayanan sonuç çıkarımlarını görmek bakımından), aynı zamanda da somut olarak dünya üzerindeki yerimizi ve durumumuzu gösteren bir kitap olmuş. O. A. 10 Yıldır AKP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle